Siyaseti Recepleştirme
Recepleştirilmeye çalışılan siyaset…. Dikensiz gül bahçesi… Tabii, yersek. Zahide Uçar yazıyor...
Sişli Belediye Başkanı Sarıgül CHP’yi ele geçiremeyince kendi partisini kurdu. Şimdi MHP’yi ele geçirmeye çalışan “İsrail’de ticaret yapan” Ahmet Reyiz ortaya çıktı. Oda.tv Ahmet Reyiz’in kodlarını deşifre etti. Ufuk Uras’da Karayalçın ile beraber bir parti kuracakmış..(!) Bu isimlerin üçü de aynı kumaştan.
ABD’nin ortaya çıkartılan raporunda ne yazıyordu? “Ortadoğu’da çıkarlarımız artık ANAP-DYP gibi partilerle korunamaz. REFAH’ın içinden çıkaracağımız yenilikçilerle ılımlı İslam anlayışı kullanılarak çıkarlarımızı koruyabiliriz” diyordu değil mi?
Geldiğimiz noktada AKP ABD’nin Türkiye, Ortadoğu, Kafkaslarda ki çıkarını korumakla görevli memur gibi hareket ediyor. Kuzey Irak Kürt Devleti oluşumunu gözden kaçırmak için Kürt açılımını ortaya attılar. Amaçları bölünme korkusuna kapılan halk kırmızı çizgileri unutsun, kendi ülkesinin bekası ile meşgul olsun. Ölümle korkutup sıtmaya razı etmek gibi bir şey…
Zaten Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kuruldu ise bu AKP sayesinde oldu. Hatırlarsanız Habur Gümrük Kapısı kapatılsın denmesine rağmen açık tutuldu. Bu kapı Barzani’ye hizmet etti.
Gelelim siyasetin Recepleştirilmesine:
ABD ne diyor? CHP ve MHP’ye aldırmadan açılımı sürdürün. Hani şu Abdullah Gül’ün Ortadoğu ve İslam ülkelerine “demokrasi” getirecek dediği ABD… 1.5 milyon Müslüman’ı demokratik bir şekilde öldüren ABD..(!) Demokrasi ile yönetilen bir ülkeye “muhalefeti dikkate alma” diye telkin(talimat) veriyor.
Sarıgül Baykal’ı devirebilseydi CHP ABD kanalına angaje olacaktı. MHP’nin de ılımlaştırılması, kanala angaje edilmesi gerekiyor. Aslında son “açıp-saçma” modasına kadar iki parti de dişe dokunur muhalefet yaptı sayılmaz. Açılım-saçılıma muhalefetin direnç göstermesi ve ABD telkinlerine kulak tıkamaları siyaseti Recepleştirme sürecine soktu.
Sarıgül’ü ve Karayalçın’ı dinlediğimde mevcut sorunlara yaklaşımın AKP ile örtüştüğünü görmüştüm. Ufuk Uras zaten belli, liboş çizgisinde bir zat… Üçü de “küresel” bir beyne sahip. MHP Genel Başkanlığına aday olacak Ahmet Reyiz İsmail Cem’in partisinde görev yapmış. Irak operasyonu öncesi Ecevit’e yapılan operasyonda kullanılmış bir kişinin partisinde bulunmuş... İsrail’de işadamı. Bu bilgi beni bir anıma götürdü. Bir zamanlar İsrail’e Türkiye’den işçi gitmişti. Dönen işçilerden bir kaçı “İsrail’de kazandığımız parayı İsrail dışına çıkarmamamız için bazı yöntemler uygulanıyor, kadın dahil” diye anlatmıştı. Şimdi durum nedir bilmiyorum ama, işte o İsrail’de iş yapan bir kişi Ahmet Reyiz.
Kısacası siyaset Recepleştirilmeye çalışılıyor. Dikensiz gül bahçesi… Biri yıpranınca alternatif truva atını ileri sürersin, halk oyalanıp dururken sen de işini görürsün.
DP’ye gelince, Mesut Yılmaz’ın içinde yer aldığı bir parti tutmaz. DYP’de uzun süre bulunmuş, bakanlık yapmış bir isimle konuşmuştum. Parti kurulmadan çok ümitliydi. Mesut Yılmaz gibi isimler ortaya çıkınca Ankara’dan bile taşındı.
Mesut Yılmaz güven kaybına uğramış bir isim. Ayrıca yüce divandan zaman aşımı ile yırtmış bir isim. Medyanın kartelleşmesinin önünü açan yasadan sorumlu bir isim. Aydın Doğan’ın siyasi hamisi konumuna düşen eski bir Başbakan. Siyasetin bu günkü duruma gelmesinde katkısı büyüktür. Bir de Hüsamettin Özkan adından bahsediliyor, o da bu oluşuma destek verecekmiş..(!) Bu isimlerle DP bir yere sıçrayamaz.
Bahçeli ve Baykal’ın siyasete ve dolayısı ile Türkiye’ye dolaylı da olsa attığı bir kazık var. Kendilerine rakip olmasın diye alternatif bir ismin yetişmesine izin vermediler. Kendilerini düşünmek yerine ülkeyi düşünselerdi bugün ülke siyaseti kilitlenmez, genç ve dinamik insanlar partiyi alıp yoluna devam edebilirdi. Siz içeride yetişenleri rakip görüp budarsanız, birileri dışarıda yetiştirip ileri sürer.
Recepleştirilmeye çalışılan siyaset…. Dikensiz gül bahçesi… Tabii, yersek.
Zahide UÇAR
İnternetajans