Son Delik!
Kara sabanda derinlik ayarı yapan bir düzenek vardır.
Toprağın sertliği ve öküzlerin gücüne göre ayarlanır ve son deliğe geçildiğinde artık ondan sonrası yoktur.
Ve Türkiye son deliğe takmıș bulunmaktadır.
Ekonomik, politik, toplumsal, entellektüel olarak son delikte..
Tuz koktu falan da denir ama, her alanda da mı denir adama?
Ne yazık ki her alanda, her düzeyde, her yer ve uzamda..
Yargıçlar ve Savcılar Yüksek Kurulu, bilmem ne kadar yargıcın, yargıçlık sınavında kopya çektikleri gerekçesiyle meslekten atılmalarına karar veriyor örneğin.
Burada söz de bitiyor, mürekkep de tükeniyor artık.
Yargıç ve kopya; yargıç ve hırsızlık, yargıç ve hak yeme, yargıç ve adalet..
Bu sözcükler nasıl yanyana ya da aynı kapsamda kullanılabiliyor?
Doğrusu buna benim aklım ermiyor.
Geçen yazımda ‘Yüksek Seçim Kurulu’ yargıçlarından sözetmiștim.
O yazının içinde Anayasa Mahkemesi Yargıçları da vardı.
Ancak, onları ‘görevi ihmal’, ‘beceriksizlik’, ‘yeteneksizlik’ vb niteliklerinden dolayı eleștirmekteydim.
Ama onların ‘mesleğe giriș sınavı’nda kopya çekebileceklerini sanmıyorum.
Sonuçta üç așağı beș yukarı aynı kușağın insanlarıyız.
Yök üniversitelerinden öncesi de denilebilir.
Turgut Özal ‘vizyonu’ ve ‘mantalitesi’nin henüz ‘transformasyon’u gerçekleștirmediği dönem..
Solcunun solcu, sağcının sağcı ama herkesin insan olduğu bir dönem.
Üçkağıt, hırsızlık, kopya ya da aldatma yok muydu?
Tarihin her döneminde olmuștur.
Ancak toplumun her kesimine yaygın ve ‘genelgeçer’ bir duruma getirilmesi için çalıșılmamıștır.
Özal’ın özlediği ve gerçekleșmesi için çabaladığı ‘transformasyon’ tam da bu idi.
Laisizm de böylece delindi.
Liboșizm de o dönemde doğdu.
Bașbakanın eși, oğlu ve kızı da böylece gündemin baș köșesine oturtuldu.
‘Devlet’in saygınlığı da o dönemde așındırıldı.
Anayasa da bir kezliğine ‘delindi’.
Ve anayasal düzen delik-deșik edildi.
Millet böylece ‘kuru kalabalık’ olma yoluna sokuldu.
Asker silah bırakıp Apo’nun kuyruğuna böylece takıldı.
Șu Albay Dursun Çiçek’e bakar mısınız?
Varsayalım ki, onu tutup Millî Savunma Bakanı yaptılar.
Olmaz olmaz demeyin, Dersimli Kemal Bașbakan Yardımcısı olursa, Dursun Çiçek haydi haydi Savanma Bakanı olur.
Apo’nun Anayasa’nın kimi maddelerine yönelik ‘değișiklik önerge’lerini bekleyin artık siz.
Ve Apo’nun kuyruğuna yapıșmıș ‘solcu’ları izleyin tüm kanallarda.
Milletin ‘transformasyonu’ sonucu olușan bu ‘kuru kalabalık’tan medet bekleyin sonra.
Yargıçlarının kopya çektiği bir topraktan ‘vatan’ olmaz oysa.
O toprağın üzerinde yașayan ‘kuru kalabalık’ta ulus türemez.
Albayının terörist emrine girdiği bir yığından ‘ordu’ çıkarılmaz.
Türkiye ‘son deliğe’ takmıș gidiyor.
Toprak tașa kesmiș.
Öküzlerin bacakları titrek.
Bıldır da ișimiz kesat vesselam.