POLİTİKA GÜNLÜĞÜ

HİKMET ÇETİNKAYA

Sonbahar...

Sonbahar kapımızı çaldı ansızın... Güneş kırmızı adalar gibi suskundu... Deniz dalgalı...

Yazlıkçılar sonbaharı beklemeden dönmüşlerdi...

İki kanatlı kapı çoktan açılmıştı bir Ege sabahında. Gökyüzü maviydi. Eylül kendi yalnızlığıyla kıyı kasabalarını kuşatmıştı.

O benim anlata anlata bitiremediğim çocukluk ve gençlik düşlerim, bir müziğin sessiz çığlığında, güneş alıp başını gidiyordu denizin üzerinden...

Pelinler, meşeler ve zeytinliklerle çevrili Dikili’de Genco Erkal’ın Nâzım Hikmet’in dizelerinden sahneye uyarladığı tek kişilik oyunu “İnsanlarım”ı izleyip deniz kıyısındaki çay bahçesine oturmuştum...

Karşımda Midilli Adası’nın ışıkları göz kırpıyordu...

Sabah erken kalkıp İzmir’e gidip uçakla İstanbul’a dönecektim...

Esintili bir geceydi... Sonbahar kapımızı çalıyordu...

Odisseus Elitis’in küçük yeşil denizini düşündüm gecenin içinde...

Umut, aşk, özlem üçgeninde Lajos Kassak’ın o içimi acıtan şiirini anımsamaya çalıştım:

“Yaşamak ve güneş belleksiz

İç içe gökle, uzak hasret artığına sürgün;

yaşamak bize kalkandır hâlâ

parmaklarımız çoktan buza tutuklu”

Nar ağaçları göz kırpıyordu bahçede...

Yüreğim Urla’da kalmıştı... Aklım Tanju Okan’la yıllar öncesi bol rakılı o sohbetlerde...

Anladım ki artık yaşlanıyorum, çocukluk ve gençlik yıllarımla oyalanıyorum...

***

Dikili, SHP’li Belediye Başkanı Osman Özgüven’le soluk alıp veriyor... Dikili Osman Özgüven’le kendine geliyor...

İlerici, halkçı, demokratik yerel yönetim yapısı Dikili’de solun her rengini “Demokrasi, Barış, Emek Şenliği”nde buluşturuyor...

Dikili’de kent içinde otobüsler ücretsiz, on tona kadar su ücretsiz... Sağlık hizmeti, kan tahlili 1 YTL, 6 YTL...

Okullar su ücreti ödemiyor... Hacı Bektaş Veli Derneği’ne yer veriyor belediye... Engelli ailelerine su ve taşıma araçları parasız...

Kadın Dayanışma Merkezi meslek edinme kursları düzenliyor; hayvan barınağı, sağlığı sahipsiz hayvanlara yaşama hakkı tanıyor... Küresel ısınmaya ve kuraklığa karşı halkı biliçlendiriyor...

Ege’de en ucuz ekmek Dikili’de... 225 gram ekmek 25, 300 gram ekmek 40 YKr...

Önümüzdeki yıl yerel seçimler yapılacak...

CHP, DSP, TKP, DTP, İP ve tüm sol partiler Osman Özgüven’e destek vermeli...

Eğer CHP bunda öncülük yaparsa Ege’de bir başka rüzgâr eser ve bu rüzgâr tüm Türkiye’yi etkiler...

Eğer CHP, eski bir sağcıyı Dikili’de aday olarak çıkarırsa Ege’de çok şey yitirir...

Çünkü Dikili, sosyal demokratların, sosyalistlerin, devrimcilerin, yurtseverlerin, ulusalcıların dayanışma içinde yaşadıkları bir yer...

Jeotermal enerjiyle, temiz ve ucuz ısınma olanağı bulacak Dikili...

Her yörede su sıkıntısı var, Dikili’de yok...

***

İzmir’den İstanbul’a dönüyorum...

Kendimi dinliyorum yazımı yazarken...

Salkım saçak ışıklarla aydınlanan Ege... Urla, Çeşme, Alaçatı, Karaburun ve Foça...

Eylül İstanbul’a da yakışıyor.

Elitis’in “Çılgın Nar Ağacı” Urla’da çılgın kahkahalar atıyordu...

Cevat Çapan’ın çevirdiği o güzelim şiir bir eylül sabahında beni alıp götürüyor bilinmeyen kentlere doğru...

Kıbleden esen yelin ıslık çaldığı bir zafer sevincinin renklerini oluşturuyor yüreğimde...

Üstelik “1 Eylül Dünya Barış Günü”nde...

Savaşa, barışa ve zulme “hayır” diyoruz hep birlikte...

Yoksulluğu sadakayla, ianeyle çözmeye çalışan AKP iktidarına karşı insan hakları ve demokrasinin vazgeçilmez olduğunun bir kez daha altını çiziyorum...

Yurtseverlik bilinciyle devlet içinde örgütlü çetelere, faşitlere, yobazlara, ırkçılara, çek-senet mafyasına, dincilere, tarikatçılara geçit vermemeye çağırıyorum...

Lümpen vatansever ve proleterlerin oyununa gelmeyin!

Bir eylül sabahında mavisini yitirmemiş denizleri, Elitis’in nar çiçeklerini düşünüp Nâzım Hikmet’in “Ben Vatan Hainiyim” şiirini okuyun, döneklere, vatansever maskesiyle dolaşan lümpenlere...

Okuyun ki kendilerine gelsinler!..

hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr


..

Sagol kaye, guzel yaziymis.

Sen de sağol Rafet..
Bir de Nazım'ın söz konusu şiirini paylaşalım o zaman..

Vatan Haini / Nazım Hikmet

"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

28.07.1962


..