Ortada yayın yasağı olmasına rağmen Ümraniye soruşturması ile ilgili yoğun bir medya terörü estiriliyor. Kimse de bu rezalete müdahale etmiyor. Elbette suç işleyen, çete kuran varsa polis yakasına yapışacaktır ve adalet yerini bulacaktır ama sanıkların neyle suçlandığı bile açıklanmadan fırsattan istifade, yayın yasağına rağmen, iddialar üzerinden milli direnç bilincine yönelik bir saldırı kampanyası başlatıldı. Öyle ki Türkiyenin bütün milli varlığının satılmasına, ülke gençlerinin Soros çetelerine teslim edilmesine seyirci kalan veya destek olan, bununla da kalmayıp bizzat turuncu darbe girişimi içinde yer alan kim varsa koro halinde bir yaygara kopardı! Çünkü biliyorlar ki bir milleti ayakta tutan, ünlü tarihçi Gumilevin tespitiyle enerji direniş seviyesi dir.
***
Polisin de savcının da mahkemenin de yerine geçtiler! Yargısız infaz diye yıllardan beri devleti suçladıklarını unuttular, şimdi kendileri yargısız infaz yapıyor. Durun bakalım, hele bir yargı önüne çıksınlar! Kim, neyle suçlanıyor; ortaya çıksın! Hani bunların elinde bir güç olsa, Amerikalı sığır çobanlarının yaptığı gibi, yakaladıklarını ilk gördükleri ağaçta sallandıracaklar!
Oysa dünyanın bildiği darbeciler, Soros çeteleridir! Soros, Gürcistanda darbe yaptırdığını itiraf etmedi mi? Soros çeteleri, Ukraynada darbe yapmadı mı? Soros çeteleri Kırgızistanı karıştırmadı mı? Azerbaycanda da aynı çeteler darbe girişiminde bulunmadı mı?
Ve Sorosun darbe organizasyonu olan Açık Toplum Enstitüsü, Türkiyede de örgütünü, örümcek ağını, sivil toplum örgütü adı altında kurmadı mı? Bu çetenin medya ayağı, işadamı ayağı, bürokrat ayağı, politikacı ayağı yok mu? Bunlar bir darbe örgütü değil mi? Darbeci Sorostan para da alıyorlar üstelik! Bundan daha açık delil mi olur?
***
Medyada, bazıları eski terörist; bazıları Türkiyede Cuma namazı kılınmaz görüşü taşırken gazeteci olmuş kim varsa, soruşturma bahanesiyle milliyetçilik, ulusalcılık kavramlarına ve küresel kapitalizme direnenlere saldırıyor! Zaten Papaz Santoro cinayeti, Hrant Dink cinayeti, Malatyadaki cinayetler, Danıştay baskını gibi, bana göre Türkiyeye zarar vermek için plânlanmış olaylar bahanesiyle de bu saldırılar yapılıyordu. Hiçbirinde tetikçiden öteye gidilmedi! Sanıkların resmi görevlilerle ilişkileri, hangi evlerde yetiştikleri de umursanmadı!
Daha geçen gün, muhbir, Hrant Dink cinayetinin yerini bile önceden haber verdim demedi mi? Dinki göz göre göre öldürdüler! Ülke genelinde 500 bin gizli Ermeniyi açıklamaktan söz ediyordu! Bu sebeple öldürülmüş olamaz mı? Listelerin bulunduğu bilgisayarının hard diski kimde? Tetikçi ve azmettiricileri, cinayet odağını saklamak için özellikle belli bir gruptan ve cahil gençler arasından seçilmiş olamaz mı? Hadi gitsenize bu skandalın üzerine!
***
Yüreği olan gazeteci, gizli iktidar sahiplerine yüklenir! Bir ülkede çeteler varsa, bu durum, ülkenin gizli iktidarına sahip olanlardan kaynaklanır! Mafya diyorlar! Bütün dünyada mafya, devlet güçlerinin uzantısıdır. Devletlerin izin vermediği hiçbir delikanlı, mafyacılık, çetecilik oynayamaz! Yakup Cemil gibi bir silâhşörü bile harcadılar! Kim ondan daha kabadayıdır ki bu zamanda mafyacılık oynayabilsin?
Hrant Dinki kirli kan sözünden, Başbakanı şehitler için kelle tabirini kullandı diye mahkûm ettirmiş, Türkler, bir milyon Ermeniyi, 30 bin Kürtü kesti diyen yazarla ilgili davada da temyizden sonuç almış bir avukatın bu davalarını bile suç olarak gösteriyorsunuz! İşte yine açık düştünüz! Size göre, bu sözleri söyleyenler hakkında mahkûmiyet veya tazminat kararı veren hâkimler de suçlu? Fakat siz gerçeği aramıyorsunuz! Çünkü gazeteci değilsiniz, çünkü vicdan taşımıyorsunuz! Boşuna heveslenmeyin; milletin direncini bu medya terörüyle kıramazsınız!