:? soru :türkiyedek sağ sol kavramı üzerine soru ?

Tartışma Alanı

:? soru :türkiyedek sağ sol kavramı üzerine soru ?

İletigönderen ironman » Çrş Eki 01, 2008 23:08

:? 5 yıldır türkiye dışındaydım yaşım dolayısıyla oy kullanma hakkına sahip olcağım. Ama türkiyedeki sağ ve sol kavramları üzerine düşünüyorum neye gore ayrılmış? dünyadaki sağ sol kavramlarından cok farklı gibi geliyor. sağ daha muhazakar kesimi temsil ettiğini düşünüyorum fakat 12 eylülde sağ milliyetçi cephe olarak adlandırılmış yoksa sağ kesim milliyetçi mi oluyor diye aklıma takılıyor.

NOT: SORUYU SORACAK YER BULAMADIĞIM İCİN BURAYA KONU ACTIM. YANLIŞ YERE ACTIYSAM ÖZÜR DİLERİM. :oops:
Kullanıcı küçük betizi
ironman
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Sal Haz 03, 2008 15:24

İletigönderen brd » Çrş Eki 01, 2008 23:14

Yazar Kaan Arslanoglu'nun degerlendirmesidir:

TÜRKİYE POLİTİK ARENASINDA KİM KİMDİR?
(99 Cümleyle Gerçekler)

Değerli Dostlar,
Okuyacağınız bu yazının altta İngilizce çevirisi var: Who is Who İn Turkey’s Political Arena. Yazıdaki görüşlere az çok katılıyorsanız, bu İngilizce metni tanıdığınız yabancılara veya internet yollarına gönderirseniz hiç fena olmaz. Sevgilerimle

Küresel kapitalizm dünyada doğal yaşamı sona sürüklüyor.
Zengin devletlerin gündeminde bu yok edişi değiştirmek yok.
Onlar sadece “demokrasi” dersi veriyorlar bütün ülkelere.
ABD ve AB bu konuda da birbirinden çok farklı değil.
Demokrasiden anladıkları tüm ülkeleri daha sıkı bir egemenlik altında tutmak.
Her ülkede kendileriyle işbirliği yapacak tercihan parlamenter demokrasiye inanmış güçleri geliştirmek.
Demokratlaşmayan ülkeleri işgal etmek, demokratlaşmayanları kitle halinde imha etmek de bu kutsal amacın gereği.
Türkiye’ye gelince:
Batılı özgürlükçülerin büyük çoğunluğu Türkiye’ye de bu açıdan bakıyor.
Bizim gerici bildiklerimiz Avrupalı sıradan solcu için ilerici.
Bizim anti-emperyalist saydıklarımız Batılı liberal için faşist.
ABD ve AB Türkiye’de de medya ve entelektüeller içinde kendine bağlı güçlü iktidarlar yarattı.
Bu odaklar kendi ideolojileri doğrultusunda bilgiler veriyorlar dışarıya.
Dışarıdan da onlara Türkiye’yi nasıl görmelerinin tercih edildiği noktasında yönlendiriliyorlar.
Sonuçta ortaya Türkiye’deki anti-kapitalist anti-emperyalist çevrelerin gördüğünden çok farklı, çarpık bir tablo çıkıyor.
Bizim bulunduğumuz ağaçtan ülkedeki bazı siyasi oyuncular şu özellikleriyle göze çarpıyor:
AKP: İktidardaki Parti.
Ülkenin en büyük siyasi gücü.
Son seçimde yüzde 47 oy aldı.
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin kilit oyuncularından.
Ilımlı İslam modelinin uygulayıcısı.
Ordu’ya karşı çıkıyor, ABD ve AB tarzı demokrasiye yakın görünüyor.
Bu yüzden iktidar partisi Avrupalı için ilerici.
Oysa AKP demek ABD işbirlikçisi takiyyeci radikal tarikatlar demek.
Yani bize göre bölgedeki en tehlikeli gerici güç.
Laik sistemi için için parçalıyorlar.
Ordu’ya muhalif tavırları sadece bundan kaynaklanıyor.
AKP liderleri ve taraftarları çoğunlukla açgözlü, kaba, usul adet bilmeyen kültürsüz erkekler
Kadınları aşağı tabaka olarak görüyor ve onları örtünmeye zorluyorlar.
Ilımlı islam hareketi gerçekte Hitler-Mussolini’nin tabandan yükselen faşizmine çok benziyor.
PKK (Kürt gerillalarının yasadışı partisi) Onun Yasal Partisi ve Kürt Milliyetçileri:
Birçok batılı onları özgürlük savaşçısı olarak tanıyor.
Türkiye’deki radikal solcuların büyük bölümü de öyle.
Tek kesitten bakıldığında bu görüş haklı gibi.
Sol söylem kullanıyorlar ve ezilmiş bir halkın temsilcisi olma iddiasındalar.
Avrupa’daki Kürt nüfus içinde güçlü biçimde örgütlüler.
Mali gelirlerinin büyük kısmı Avrupa’dan geliyor.
Bağışlar, Avrupa fonları, kara para faaliyetleri…
Örgütün Avrupa devletleri, politikacıları ve gizli servisleriyle yakın bağları mevcut.
Buna son on yılda ABD ile yakın işbirliği de eklendi.
PKK, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde kullandığı önemli bir güç.
Bu “özgürlük savaşçıları” nedense tüm emperyalistlerin (İsrail dahil) gözdesi.
Öte yandan Türklerle yüzyıllardır birlikte yaşayan Kürtlerin birçok yönden hak mahrumiyetleri de inkar edilmez gerçek.
Türkiye devleti, hükümetler ve Türkçü faşistler bugüne kadar bu gerçeği inkar etmeyi tercih ettiler.
Ama Avrupalının bilmediği nokta şu:
Başlangıçtan beri Türkiye oligarşisinin içinde yarı-feodal, kapitalist Kürt hakim sınıflarının da bulunduğu.
Ayrıca Kürtlerin büyük çoğunluğunun Türklerden ayrılmak istemediği...
En az 15 milyon Kürt Batıda Türklerle birlikte kardeşçe yaşıyor.
Bir bölümü Türkler ve öteki etnik gruplarla melezleşmiş durumda.
Tam ayrılığı PKK bile çok yerde ifade etmiyor.
Buna rağmen PKK, 25 yılda 37 bin “insan yaşama hakkının” öldüğü bir savaş yürütüyor.
En az devletin çirkin uygulamaları kadar PKK da kirli bir terör politikası güdüyor.
Bunun sonucu: Türkiye’de düşmanlığa dayalı milliyetçilik karşılıklı olarak yükseliyor.
Sol söylemin halk içindeki etkisi giderek zayıflıyor.
PKK ve yandaşları da bir yerde sadece bu misyon için ayaktalar.
Kürt sorunu bir gerçeklik.
Fakat bu sorundaki emperyalist kışkırtmalar da bir gerçeklik.
İşbirlikçi Liberaller ve Hain Sol:
Liberalleşmiş radikal solla, baştan beri liberal olan solcular Türkiye’de kalabalık değiller.
Ancak medyadaki destekleri ve bazı kitle örgütlerinin başında bulunmaları nedeniyle sayılarının ötesinde etkililer. (Birçok köşe yazarı, TV yorumcusu, sendikacı, oda başkanı, ünlü yazarlar: Orhan Pamuk, Elif Shafak vs.)
Bu seçkinci özgürlük savaşçıları anti-kapitalist, anti-emperyalist mücadeleyi unutmuş durumdalar veya böyle bir kavramları zaten yoktu
Tek dertleri demokratikleşme.
Demokratikleşmenin önündeki en büyük engeli de Ordu ve milliyetçiler (sol yurtseverler de içinde) olarak görüyorlar.
Bu yüzden böyle solcular ve Amerikanseverler Avrupa’dan büyük sempati topluyorlar.
Söz konusu liberaller ısrarla milliyetçiliğe karşı olduklarını ifade ediyorlar, çünkü onlar için milliyetçilik faşizm demek.
Fakat kendileri gizli milliyetçiler (Kürt milliyetçiliğinin ve emperyalizmin milliyetçiliğinin destekçisiler).
Sıkıcı bir tarzda sürekli düşünce özgürlüğünden bahsetmelerine karşın medya ve edebiyat çevrelerinde oligarşik çeteler oluşturuyorlar.
Avrupalı entelektüelin en büyük açmazı Türkiyeli entelektüellerin de en büyük açmazı artık; hiçbir şeyi başkalarına bırakmak istemiyorlar.
Aynı anda hem toplum öncüsü, hem düzen yanlısı, hem tatlı yaşam aşığı, hem özgürlük savaşçısı, hem solcu, hem sosyalist, hem kapitalist olmak: Bu dünyada mümkün değil böyle bir şey, öte dünyanın fantastik gerçekliğinde mümkün olabilir.
Liberaller ve Liberal solcular cumhuriyeti tahribe uğraşıyorlar.
Solcu bilindiklerinden bu tutumları Türkiye’de sol söylemin halkça anlaşılabilirliğini çok azaltıyor.
En önemli görevleri gerçekte bu.
Ulusalcı (Yurtsever) Sol:
CHP (ana muhalefet partisi) bu grubun en büyük oluşumu sayılabilir.
Emekten, yoksul halkın sorunlarından pek az bahseden garip bir sosyal demokrat parti.
Tabanındaki anti-emperyalist duyarlılık üst yönetime doğru zayıflıyor.
Ama ulusalcı sol denince akla, daha küçük bazı sol gruplarla, Atatürkçü olarak bilinen dernekler, gazete (Cumhuriyet) ve dergiler çevresi akla geliyor.
Bugün Batı, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı örtülü bir savaş yürütüyor; bu da bir gerçek değil mi?
Eğer hakikat paranoyak iddialardan daha fantastikse, nerede paranoya başlar hangi gerçek sahtedir kimse bilemez.
Bu örtülü savaş için birçok neden sayılabilir.
Türkiye ve onun etki alanı emperyalizmin daha sıkı denetim altında tutmak istediği büyük bir pazar.
İkinci olarak, Türkiye oligarşisi Amerikalıların akıllı oğlanlarından kızlarından oluşsa da, halkın güdük yurtsever tepkileri bazen emperyalist girişimleri engelliyor.
Ulusalcı sol emperyalizme karşı mücadeleyi ön plana çıkarıyor, Kürt sorununa mutlak birlik açısından yaklaşıyor (kısmen bu sorunu yadsıyor).
Ordu’nun laik cumhuriyetçi gücüne ve devlet içindeki henüz AKP’ce tasfiye edilmemiş bürokratlara fazlasıyla güveniyor.
Ordu ve devlet içindeki zayıf anti-emperyalist eğilimleri kışkırtmaya çalışıyor.
Bu nedenlerle ulusalcı sol Avrupalılarca demokrasi düşmanı, hatta faşist olarak görülüyor.
Başka Bazı Politik Gruplar:
MHP (Klasik milliyetçi parti- Muhalefetin güçlü ikinci partisi).
Amerikan karşıtı radikal dinci gruplar.
Ayrıca iki adet küçük merkez sağ parti (bir zamanlar iktidardaydılar).
Gerçek Komünistler ve Sosyalistler:
TKP bu kategorideki en büyük örgütlü güç.
Daha küçük gruplar ve dağınık, örgütsüz halde çok sayıda insan bu başlık altında ele alınabilir.
Hepsi tüm ülkede yaklaşık 200 bin kişi...
Anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadele ve sosyalizmi kurma hedefi onlar için öteki sorunların önünde en önemli görevler.
Demokrasi sorunu ve Kürt sorunu ancak böyle bir yolda çözülebilir.
Bu doğrultuda dayanılacak güç de halk güçleri, emek güçleridir.
Türkiye halkının kurtuluşu gerçek sosyalistlerin yeteneğine ve başarılarına bağlıdır.

http://kaanarslanoglu.blogspot.com/
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

İletigönderen ironman » Çrş Eki 01, 2008 23:46

benim sordugum soruyu tam olarak yanıtlamadı :? sağ sol kavramı neye gore ayrılıyor? guzel bi yazı hemen arşivime aldım katıldığım yonlerde var katılmadığım yonlerde siyasete yeni başlamış olmandan dolayı kafamda oluşan sorular da var. 99 cevapta kim kimdir e sana 99 soru doneceği icin sormuyorm.
"Artık durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa 'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin öğütleriyle, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadise kaydetmemiştir."
Kullanıcı küçük betizi
ironman
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Sal Haz 03, 2008 15:24

İletigönderen ironman » Çrş Eki 01, 2008 23:51

yalnız gorüntülenme sayısı arttı. fakat cevap yok bilmeden mi oy veriyorsunuz yada türkiyedeki sağ sol kavramının bi anlamı yok mu???
KÖMÜRLE OY TOPLANAN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUM ŞAŞIRMAMAM LAZIM :(
"Artık durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa 'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin öğütleriyle, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadise kaydetmemiştir."
Kullanıcı küçük betizi
ironman
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Sal Haz 03, 2008 15:24

İletigönderen yahac » Prş Eki 02, 2008 6:00

Arkadasim, Turkiye'de her konuda kavram kargasasi var, siyaset dahil...

Hem sag hem sol olmasi gereken tanimda degil. Emperiyalizm Turkiye'de herseyin sahtesini uretip kullanima soktu. Kafani karistirmana gerek yok. Senin benim oyum da Turkiye'de pek birsey degistirmez. Zihniyet degismdikce ayni tas ayni hamam.

Sag gelenkselci ve sol da ilerici geciniyor ama her ikisinin de ipleri ayni sahibin elinde. Sirtimizdaki efendiler atin dizginlerini kullanir gibi duruma gore bir sag sonra da bir sol hamleler yapiyorlar...

Sirtimizdaki atlidan silkinip kurtulmadikca kendi bagimsiz yolumuzu belirleyemecegiz...

Saygilar...
Kullanıcı küçük betizi
yahac
Üye
Üye
 
İletiler: 154
Kayıt: Pzt Kas 05, 2007 17:05

İletigönderen ironman » Prş Eki 02, 2008 9:48

Yani aslında doğru sölüyorsun . Sosyalist milliyetçi bizim ülkede milliyetçi sosyalist gibi davranıyor. :? |> dedigin gibi efendilerine uyuyorlar.

:arrow: O zaman sorumu şole soruyum. Türkiyede kavram kargaşası oldugu kesin peki olmasaydı neye gore ayrılmalıydı? :lol:
"Artık durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa 'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin öğütleriyle, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadise kaydetmemiştir."
Kullanıcı küçük betizi
ironman
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Sal Haz 03, 2008 15:24

İletigönderen Çetin Taş » Prş Eki 02, 2008 11:16

ironman,hoşgeldin.

brd'nin alıntıladığı yukarıdaki yazı ile ilgili bazı açıklamalar ve ilaveler yaparak yazıma başlayayım.

PKK (Kürt gerillalarının yasadışı partisi) Onun Yasal Partisi ve Kürt Milliyetçileri

Türkiye'deki siyasi partileri tanımadığını varsayarak kastedilen partinin DTP olduğunu söyleyeyim.

Birçok batılı onları özgürlük savaşçısı olarak tanıyor.

Burada birçok batılıdan kastedilen eğer batı ülkelerinde yaşayan halk ise,doğrudur.Çünkü onlara batılı medya ve batılı siyasetçiler ne gösteriyorlarsa ona inanırlar.Tıpkı bizim toplumumuz gibi.Ama sözkonusu olan batılı medya ya da siyasetçiler ise onlar bal gibi biliyorlar PKK'nın ne bok olduğunu.Bundan kimsenin ve tabi ki senin hiç şüpheniz olmasın.

Türkiye’deki radikal solcuların büyük bölümü de öyle.

Aslında senin sorunun ne kadar doğru olduğu bu cümleden de belli.Türkiye'de radikal solcu olarak görülen,tanımlanan,yıllardır insanlara ezberlettirilen kişi,grup,parti,dernek ve her türden organizasyon aslında Kürtçü,Lazcı,Arapçı,Ermenici ve her türden mikro milliyetleri azdırıcı FAŞİSTlerdir.

Üniversitede olduğum zamanlarda bu türden gençlerin oluşturduğu bir üniversite gençlik örgütüne,ne mal olduklarını bilmediğim için sempatim vardı.Onları da benim gibi solun değerlerine,Atatürk'e,Türk Milleti'ne saygılı sanırdım.Bir 1 Mayıs günü hep beraber derslere girmeyip kantinde halay çekerken Kürtçe 1 Mayıs sloganları atmaya başladı bu adamlar.Halayı durdurdum."Ne oluyor?Ne yapıyorsunuz?Niye Kürtçe bağırıyorsunuz?"dedim.Aldığım cevap,"Kürt halkı eziliyor,emek bayramında onlara destek oluyoruz."Tabi başka bazı olayların üzerine bu olay benim için bardağı taşıran damla oldu ve dedim ki o gence,"oğlum,bu ülkede dar gelirli,çiftçi,köylü,işçi hep eziliyor.Bunların hepsi Kürt mü?".
Tabi aslında senin sorunun gerçekten doğru bir soru olduğuna da güzel bir kanıttır bu benim aktardığım olay.
Devam edelim.

Öte yandan Türklerle yüzyıllardır birlikte yaşayan Kürtlerin birçok yönden hak mahrumiyetleri de inkar edilmez gerçek.

Yazarın büyük yanılgısı.Şu an Türkiye'de Kürtlerin herhangi bir hak mahrumiyeti var mıdır?Varsa ne ya da nelerdir?Kürtçe konuşma-konuşmama konusunda ilginç yasaklar yıllar önce uygulanabildiği kadar uygulanmış.Tamam.Şu an böyle bir şey yok.Başka nedir Kürtlerin hak mahrumiyeti?Bu ülkenin en zengin insanları,en ünlü sanatçıları,en meşhur yazarları,politikacıları ve hatta Türk Silahlı Kuvvetleri'nde en üst rütbelere yükselmiş komutanları araştırıldığında Kürt kökenli niceleri ile karşılaşılıyor.Faşizmin tarihini araştırınca bir ülkede başka bir etnik kökenden insanlara hak mahrumiyeti sözkonusu olduğunda bunun toplumun her alanından dışlanmışlık olduğunu görüyoruz.

En az devletin çirkin uygulamaları kadar PKK da kirli bir terör politikası güdüyor.

Kesinlikle katılmadığım ve bana göre yazarın yüzde yüz hatalı olduğu görüşüdür.PKK şerefsiz,namussuz,ahlaksız,katil insanlardan kurulu;yavşak bir terör örgütüdür.Hiçbir kayıt ve şart altında devlet diye adlandırdığımız ülkeyi yöneten-koruyan mekanizmayı bu terör örgütü ile karşılaştırmak doğru değildir.

İşbirlikçi Liberaller ve Hain Sol:
Liberalleşmiş radikal solla, baştan beri liberal olan solcular Türkiye’de kalabalık değiller.
Ancak medyadaki destekleri ve bazı kitle örgütlerinin başında bulunmaları nedeniyle sayılarının ötesinde etkililer. (Birçok köşe yazarı, TV yorumcusu, sendikacı, oda başkanı, ünlü yazarlar: Orhan Pamuk, Elif Shafak vs.)

Evrensel sol değerler göz önüne alındığında bu kişiler zaten SOLCU değillerdir yargısına kolaylıkla ulaşılır.Bu kişiler ve gruplar soytarılardır.Avrupa'nın ve Amerika'nın yemlediği,ne mal oldukları Doğu Perinçek'in yıllar önce ortaya çıkardığı Karen Fogg e-postalarında da açıkça yazıldığı ve bahsedildiği gibi bellidir.

Yazının diğer kısımları hakkında yoprum yapmayacağım ama ne kadar küçük olursa olsun bu ülkenin hem sosyalist ve hem de değerlerine,kuruluşunda ki Kemalist öze saygılı ve bizzat içindeki üyelerinin kimliklerinden de anlaşılacağı üzere benimsemiş bir İşçi Partisi'nden de bahsetmek gerekir.

Türkiye'de sol ve sağ şu şekilde ayrılmıştır ironman kardeşim.

Sağ baştan beri Atatürk ve arkadaşlarının yaptıklarının neredeyse tamamına karşıdır.Muhafazakar sağ,liberal sağ,milliyetçi sağ farketmeden sağın tüm partileri propagandalarını ve örgütlenmelerini bu temel görüş üzerine bina etmişlerdir ve etmeye devam ederler.
Bayram Atatürkçüleridir onlar.12 Eylül'den sonra Heykel Atatürkçülüğü'nü de yine onların pek çoğunun açıkça kabul etmeseler de şükran duyguları besledikleri Kenan Evren aracılığı ile oldukça benimsemişlerdir.Yani "Atatürk'ün yaptıklarını yok et,karala,küçük düşür ama bayramlarda Atatürk anıtına çelenk koy."Prensipleri bu kadar basittir ve yıllardır da bu şekilde uygulamaktadırlar.
Sağ partiler genel olarak batıdaki sağ partilerin benzerleridir.Sermayeyi her şart altında savunurlar.En muhafazakarından en liberaline bu kural değişmez.Dini her fırsatta kullanırlar.Keza milliyetçiliği de.Fakir halk yığınlarının oylarını almak için seçimden seçime din-milliyetçilik sömürüsü en yoğun kullandıkları propaganda yöntemidir.Tıpkı batıdaki benzerleri gibi.

Sol partiler kağıt üzerinde çeşit çeşittir.Ama evrensel sol değerler göz ününe alındığında Türkiye'de ki sol partilerin neredeyse tamamı uymaz batıdaki sol parti şablonuna.Sadece son birkaç yıllık tutum ve davranışlarıyla TKP batıdaki manada bir komünist parti görünümü vermektedir.Ama onlar da daha önceleri Kürtçü kliklerin ve grupların etkisiyle soldan uzak söylemlerde bulundular yıllarca.

Sosyalist parti olarak pek çok parti kendisini tanımlıyor.Şu an faal durumda olan ve kendilerini sosyalist olarak tanımlayan partiler şunlardır:
İP
TSİP
ÖDP
EMEP
DSİP
SDP(sosyalist demokrasi partisi,aşağıda da bahsedilecek sosyal demokrat parti ile kısaltmaları aynıdır)
İKP

Bunların içinde İP;sosyalizmin her ülkenin şartları içerisinde yorumlanması gerektiği yönündeki Mehmet Ali Aybar'ın Milli Demokratik Devrim düşüncesini de benimseyerek Bilimsel Sosyalizm ile harmanladığı Ulusalcı bir sosyalizmi savunmaktadır.
Diğer sosyalist olduğunu iddia eden partilerden ÖDP,TSİP,EMEP ne yazık ki sosyalizmi savunmak,antiemperyalist çizgide durmak yerine yukarıda bahsettiğim Kürtçü ve diğer mikro milliyetçi tavırları savunmak kolaylarına geldi.Bunlardan her nasılsa iç ve dış medya tarafından sürekli pohpohlanan,ön plana çıkartılan ÖDP'nin genel başkanı Ufuk Uras son seçimlerde PKK yandaşı DTPliler ile yaptığı işbirliği neticesinde milletvekili olarak meclise girebilmiştir.Türkiye'deki siyasi hayatı yeni tanımaya başlayan birisi olduğunu gözönüne alarak bu detayı özellikle anlattım.

Sosyal demokrat partiler:
CHP
SHP
SDP

Bunlardan SHP ve SDP batılı anlamda sosyal demokrat partilerdir.Ama sorun şu ki Türk halkının öncelikli sorunlarını çözecek politikaları sadece sosyal demokrat düşünceyle üretmek en azından bana mantıklı gelmemektedir.Üstelik sosyal demokrasiyi hakim batılı güçler, sosyalizm konusunda halklarının kafalarını karıştırmak için yaratmışlardır.

CHP ise Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski partisidir.ATATÜRK'ün kurduğu partidir.Kurulduğu dönemde antiemperyalist ve bağımsızlıkçı bir partiydi.Atatürk'ün 6 ilkesi 6 OK olarak adlandırılıp CHP parti ambleminde de yer almıştır.Aradan geçen süreçte ne yazık ki özellikle bazı dönemlerde antiemperyalist öz unutulmuş ya da unutulur gibi olmuştur.6 temel ilkenin de en azından 5'i aynı şekilde terk edilmiştir.Israrla parti genel başkanı ve parti yöneticileri sosyal demokrat bir parti olduklarını iddia etmektedirler.Ama bu iddia sadece iddia olarak kalmaya mahkumdur çünkü batıdaki hiçbir sosyal demokrat partinin sahip olmadığı bir tarihe sahip olduğu gerçeği,anti emperyalist savaş veren kadroların kurduğu parti olduğu gerçeği asla bir sosyal demokrat parti olamayacaklarını bana göre ispatlamaya yeterlidir.
Bugün ise tabandan gelen baskılar bana göre az da olsa işe yaramıştır ve yaramaktadır.Bu nedenle son birkaç senedir CHP'de bir kıpırdanış olduğunu,en azından bazı milletvekillerinin söylem ve icraatlarda antiemperyalist özü hatırladıklarını görüyoruz.6 ilke de 5 sene önceye göre daha sıkı bir şekilde savunulmaktadır.Ama yeterli değildir.Avrupa Birliği'ne karşı olduklarını söylemeden antiemperyalist özüne dönemeyecek olan CHP;ne sosyal demokrat batılı partiler tarafından kendilerinden sayılacaktır,bugün olduğu gibi Sosyalist Enternasyonal'den ihraç edilme tehditleri ile karşılaşmaya devam edecektir ve ne de vatansever milliyetçi-ulusalcı Türk insanı tarafından Atatürk'ün kurduğu CHP olarak kabul edilmeyecek;iki arada bir derede dolaşmaya devam edecektir.Bana göre yine de en kötü CHP'nin en iyi tüm sağ partilerden daha fazla fakir-fukarayı düşünür,daha fazla milliyetçidir,daha fazla devletçidir.Bunu da söylemek bence bir borçtur.

Türkiye şartlarını göz önüne alarak rahmetli Bülent Ecevit Demokratik Sol bir düşünce sistemi geliştirmiş ve DSP'yi kurmuştur.Ama o da lider partisi olmak geleneğini aşamayıp neredeyse 1% oylara düşmüştür.Buna karşın son seçimlerde Cumhuriyet mitinglerindeki ULUSAL SOLun birleşmesi yönündeki baskılar işe yaramış ve CHP ile DSP seçim ittifakına girmiş,bu sayede DSP'nin şu an 13 milletvekili TBMM'de partilerini temsil eder durumdadırlar.

Ironman kardeşim,şimdilik bu kadar.Bana göre başlangıç olarak Türk siyasi hayatındaki sol-sağ nedir,nasıldır sorularının yanıtı bu şekildedir.

Son bir ilave yapayım.brd'nin alıntı yaptığı Kaan Arslanoğlu yazar ve romancıdır.TKP sempatizanıdır.Bu nedenle nasıl ben İP sempatizanı olarak İP'le ilgili objektif yazmaya çalıştığım yorumumda biraz subjektif davranmışsam,Kaan Arslanoğlu'nun da TKP konusunda en az benim kadar subjektif yazdığından emin olabilirsin.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen MansurSah » Prş Eki 02, 2008 11:23

Sevgili ironman, ben şimdi kendi anladığım şekliyle anlatayım da, kavram karmaşasına biraz daha katkıda bulunayım :)

Çıkış noktasına bakmak lazım; malum Fransız Devrimi. Hiç uzatmadan ve ordaki durumu bize uyarlayarak: Toprak ağası, aşiret reisi, müteahhit, mafya, zengin, fabrikatör, şeyh vs. isen, sağcısındır. Liberal ekonomi olsun da holding-medya-aşiret-dinci kolkolalığını istiyorsan sağcısındır.

Maraba, öğretmen, amele, işçi, akademisyen, fakir, mürit isen, solcusundur. Çünkü hak arayansın, ekonomik düzende değişiklikten yanasındır. 50'lerden beri diğer ülkeler uçmuşken, biz sağ iktidarlarla ne hale geldiysek, işte bu halden memnun değilsen solcusundur. Planlı ekonomi olsun da gelir dağılımında uçurumlar olmasın istiyorsan, solcusundur.

Sağ ve sol meselesinde, muhafazakarlık gibi bir durum söz konusu değildir. Mesele, tam ve yalın olarak, ekonomi-politiktir. "Artı değer nasıl kullanılsın" sorusunun cevabıdır mesela, yada "ABD'yle AB'yle ilişkilerimiz nasıl olsun, Kıbrıs'ta, Irak'ta ne yapalım" sorularının cevabıdır, seni sağcı yada solcu olarak sınıflayacak olan.

Üstelik muhafazakarlıkla liberalizim, küreselleşme, birbirleriyle kafa kafaya zıt şeylerdir. Din ve milliyetçilik duygularının istismarı siyaset yapmak da muhafazakarlık değildir. Gerçek muhafazakarlık da soldadır. Bizzat güncel örnek: Tüm değişimleri, AB'ye uyumları, küçük ABD olmayı, "köşeyi dönme" zihniyetini, yabancılara toprak-banka satışını hep sağ siyaset desteklemekteyken, sol siyaset, sol olduğu ölçüde bunlara karşı çıkmaktadır.

Tabii ki ülkemizde bunca on yıldır sol, ülkemizin dini ve kültürel geçmişine yeterince önem göstermemiştir, laik olacağım derken bunlara, maneviyata uzak kalmıştır. Ama diğer bir deyişle, bunları istismar yoluna, sağcılar kadar gitmemiştir. Hem yöneticinin, iktidar partisinin kendi özel yaşantısı ve inancıyla, ülkeyi yönetişi arasında ne alaka var Allah aşkına? Bana dindar değil, ehil cumhurbaşkanı lazımdır.

Bana göre bu konudaki kavram karmaşasının temelinde, sırf ekonomi-politik olan bir meseleyi, hiç öyle değilmiş de muhafazakarlar sağcı, diğerleri solcu diye tanımlamak yatmakta.

Yukarda yaptığım tanımlamaya göre, Cavit Çağlar'ın solcu olması, eşyanın tabiatina ne kadar aykırıysa, herhangi bir öğretmenin, şöförün, imamın, öğrencinin, ücretli çalışanın -başta din olmak üzere, diğer tüm özellikleri ne olursa olsun- sağcı olması da, eşyanın tabiatına o kadar aykırıdır. Maalesef, ülkemizde de halk yoksullaştıkça daha bir sağcı oluyor, ve bu çarkın devamını güçlendiriyor.

Yanlış anlaşılmak istemem, bir tarafı iyi bir tarafı kötü olarak yaftalamıyorum. Kim neyi savunur, savunduğuna göre hangi sınıftadır, onu anlatmaya çalışıyorum. Gerçekten de baban Yahya Murat Demirel ise, senin sağcı olman gerekir, solcuysan "saf mısın kardeşim" derim. Ama işsiz yada Demirel'in işyerinde bir çalışan isen de sağcı olman komiktir.

Demokratik, serbest piyasa ekonomisinde, fabrikatör ve fabrika işçisi (ve yukarda sıraladığım devamı) mevcuttur ve dolayısıyla sağ ve sol birlikte vardır. O yada bu iyi yada kötü değildir, tam tersi birbiriyle mücadele halindedir, buradan uzlaşı çıkar. Sendika çıkar. Zenginler o kadar zengin, fakirler de o kadar fakir olamaz. Avrupa ülkelerindeki gibi, patronun da çalışanın da sağlık hizmetleri olsun, hayat standardı olsun birbirine yakındır. İşte bu uzlaşı noktasına gelemememiz içindir ki, medya ve din sömürücüleriyle birlikte, halkımızın zihniyetinde, sağ-sol meselesine, muhafazakarlık gibi acaip konular dahil edilmektedir.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen ironman » Prş Eki 02, 2008 14:52

Çetin Taş yaptığın alıntılara ve yaptığın görüşlere aynen katılıyorum. Ama yaptığın sağ ve sol kavramlar üzerine düşüncene cok fazla katılmıyorm. Bir kere merkez sağcı MHP Atatürkçüdür. Çoğu söyleminde dile getirmektedir. Yaptığı milliyetcilik 12 Eylül öncesi Atatürk Milliyetciligi miydi o da tartışlır fakat merkez sağ yaklaştığından bu yana Ataütürkçülüğün savunucusudur. 12 Eylülden onceki donemde şeriatcısı dahi vardı. Atatürkcü olarak saymıyorum daha cok zmn osmanlıcıydı. ama şimdi her ikisiyle birlikte siyaset yürütmeye calışan bir politika güdüyor.
kürt hak mahrumiyetine gelince bence kürt halkının mahrumiyeti bizim icimizde zaten yüzyıllardır olmamıştır. Sadece batının kışkırtmasıdır. hangi kürt vatandaş bugüne kadar bu ülkede yaşamazsın senin eğitim hakkın yok senin sağlık hakkın yok demişiz. varsa diyen nufus cüzdanına baksın. batı emperyalizmine kapılan türkiye batının etkisi altında kalıp batıdaki illerin daha iyi gelişip daha fazla sanayileşmesinin bir sonucudur. yoksa doğu yapılan yatırım yapılmamasından degildir. burda hükümetlerinde tabii olarak sucu vardır . sırf batı pazarına yonlenen türkiye doğu pazarından yararlanmamıştır eğer yaralansaydı belki ülkenin bütünyle her kesimi kalkınacaktı. siz bir şirket olsanız limanları hava alanları ulaşım kolaylığı olan bir yere kurarsınız doğal olarak batı kesim kalkındıran şey ticareti sanayisi ve turizmi olmuştur. Elde etmek istedikleri alabilmek için cahil hakı kışkırtmaya yonelik hareketlerdir bunlar. Radikal sosyallerde bunun bir parçasıdır. beyni yıkanmış bir üniversite gençliği şov yaparlar ancak. ufuk urasın düşüncelerini hiç zamn cıkıp mertçe bir televizyon kanalında konuşabilmiş midir? mecliin kenar süsü dtp nin kuklası
anti emperyalizm in savunucu sol-cular bugün anti- emperyalist takılırken gücünü anti- emperyalizmden alıyorlar.SORU işareti burdan başlıyor. bir başka sorumda bugünkü bize hükmeden amerikancı hareket sömürgeci parcalamya yönelik(pkk desteği) fakat solcuların işte bir kısmı MAocu ya da işte Leninci PEKİ sen leninci olunca SSCB nin emperyalist etkisine girmiş olmuyor musun?SSCB işgalci bir emperyalizm hareketi güdüyor dünyada etkilerini gozlerimizle gordük. o emperyalizm olmuyor ha :x Neden kendimiz olmayı denemiyoruz Acba başka halkların başka başka kahramanlarını benimsiyoruz? Atatürk gibi liderimiz varken bu halkı en iyi anlayan bu halkın bağrından doğan liderdir. Toplumu yonetenler bu toplumdan cıkmalıdır kendisi olmadır öz be öz kendisi.bu halkın içinde yoğrulmuş .
ulusalcılığa gelince ulusalcılık BANA gore solun sırf kendilerine milliyetçiğim dememek içi uydurdugu paçavradan başka bir şey degildir.Solcuların attığı milliyetcilige atılan faşizm lekesi kullanmamak için farklı bi değer olmuştur. Tamamen örtüşmedigini biliyorum ama benzer şeyler. solcular atatürkcü geçinen kesimi niyese bütün ilkelerini kabul eder fakat milliyetçilik kısmında durur. biliyoruz Atatürk'ün ilkelerinden biridir milliyetçilik. Bu kabul görmeyince onlarında ne kadar Atatürkçü olduğu tartışılır durma giriyor. Ulusalcılık bi kavram yoktur benim siyasi gorüşümde kim ne derse desin.
MANSURŞAH SEN DİREK SAĞCILARI EZMİŞSİN ama acıklama yeteri degil Toprak ağası, aşiret reisi, müteahhit, mafya, zengin, fabrikatör, şeyh vs. isen, sağcısın demişsin FAKAT OLE AYDIN SOLCU KİŞİLER VARKİ TOPRAK AĞASINDAN FARKI YOK.sosyalist derler kendilerine malı gotürüyolar ;) iş leke atmakta degil acıklamakta NEDEN?

SİYASİ BİR GÖRÜŞÜM TAM ANLAMIYLA YOK SİYASETİ İLGİLENMEYE DE YENİ BAŞLADIM HER VATANDAŞ GİBİ VATANDAŞLIK GÖREVİM İÇİN OY KULLANMA YAŞIM GELDİ. BAZI ŞEYLERİ BİLİP DE OY KULLANMAMIZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.
"Artık durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa 'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin öğütleriyle, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadise kaydetmemiştir."
Kullanıcı küçük betizi
ironman
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Sal Haz 03, 2008 15:24

İletigönderen yahac » Prş Eki 02, 2008 14:57

Sayin arkadaslar,

su sag sol meselesi bizde 100 yillik bir gecmisi ya vardir ya da yoktur. Bunlar Bati medeniyetinin maddiyati olcu olarak kullanan politik ayristirma yonteminin urunudur.

Efendileri ve onlara hizmet eden halk kitlelerini ayri siniflar icinde orgutleyip bu sistemin devamini kargasa ve ayrimcilik kiskirtilarak saglamaya calisan bir yapilanmadir.

Yani fitne bunun gidasidir. Boylece farkli gelir gruplari arasindaki iletisim ve dayanisma engellenecek ve herbiri zayiflatilarak devamli olarak yaratilan ve yonlendirilen catismalar sayesinde bir avuc insanin hakimiyeti altina sokulacak.

Eger sorunlar ve cozumler ayni merciden gelirse hakimiyet guven icindedir, onlara gore. Bu filmin oyunculari filmde canlandirdiklari karakter ne kadar kotu ve laf dinlemez gorunse de gercekte yonetmenin sozunu dinleyen birer kuzudur.

Burada aldatilan saf halk kitleleridir. Populist nutuklarda "derin" manevi konular da bunlarin guvencesi altinda imis gibi bir izlenim yaratmak da bu stratejinin vaz gecilmez sartlarindadir. Yalandan kimse olmediginden bol keseden atip tutmakta bir sakinca yoktur. Zaten iyi birer yalanci olduklari icin o konuma getirilen bu piyonlar neden gerektiginde bir kac derin yalan daha savurmasin ki. Kaybedecegi bir vicdani mi vardir? Yoo. Cunku o yillar once yokedilmisti.

Yada dogal seleksiyon misali sadece en vicdansiz olanlar birileri tarafinden secilip bu yerlere getirildiginden vicdan azabi yuzunden itaatsizlik ihtimali bunlarin cogunda cok dusuktur...

Belirli cikar gruplarin masasi olan cogu siyasiler kendilerine emredilen seyleri soyleyip yapmaktadirlar. Emir kuludurlar. Bagimsiz stratejiler uretmek onlarin zekasini asar...

Bu yuzden bu piyonlar en tepelere yerlestirilirler. Onlarin altindakiler idealist, durust ve namuslu olsa ne degisir. Otorite liderdedir. Idealistlere gecit verilmez. Kose baslari tutulmustur... Sadece belli basli hamlelere izin vardir...

Halkin her katmani da buna gore orgutlenir. Her grubun duyarli olabilecegi zayif noktalari tespit edilir ve o grubu dizginemek icin onlar uzerinde manipulasyonlar yapilir. Karsit gruplari tespit etmek o kadar zor degildir. Bu her iki grubun tepesinde eger kendi adamlariniz varsa bunlarin arasindaki catismalari kontrollu bir sekilde yonlendirebilrisiniz...

Entellektuel potansiyeli bu sekilde kotrol altina alinmis Turkiye'min sagi ve solu da bundan ibarettir.

Aslinda Dunya'da da durum farkli degildir. Bir ara sosyalistler bunlarin kontrolunden cikimaya yeltenmisti. Onlara anlatilan masallara gercekten inanip hakimler namina degil de insanlik icin yeni bir adil dunya kurabileceklere inanmislardi ama nafile. Bunarin ideolojisini yaratanlar elbette onu yoketmesini de bileceklerdi.

Asil amac enternasyonaller araciligi ile bunlar Dunya'yi tek bir yumruk altinda birlestirilip yonetilecekti. Bati ve dogu sosyalistleri arasindaki hakimiyet catismasinda Ruslar kendilerine fazla guvenip lider olabileceklerini sandilar ama boylece kendi sonlarinin baslattilar... Govde basin yerini alamazdi...

Dolayisiyla arkadasim bu duzen icinde mucizeler aramak bostur. Dunya'nin hakimiyetini bize mi birakacaklar?

Hala bir suru komi Turkiye'de enternasyonel bir Dunya'dan falan bahseder. Bunlarin libos globalistlerden farki nedir ? Yoktur... Hepsi ayni guce hizmet etmektedir...

Saygilar!
Kullanıcı küçük betizi
yahac
Üye
Üye
 
İletiler: 154
Kayıt: Pzt Kas 05, 2007 17:05

İletigönderen ironman » Prş Eki 02, 2008 15:20

:shock: yahaç arkadaşım valla içimi kararttın :( bu kadar karamsar olmamak gerekir tarihini unutma her yükselişin bir düşüşü her düşüşün bir yükselişi vardır :!: japon tarihini oku gunde 4 saat uykuyla nerelere geldiler ;) kimseden hiç eksiğimiz yok fazlamız bile var. inancın olursa ve hedefin olursa bir yerlere gelirsin.

"Hayatı ortaya koyarsanız, Hayatı kaybetmişsiniz demektir"
''und setzet ihr nicht das leben ein, ne wird euch das leben gewon''
ADOlF hitler
"Artık durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa 'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin öğütleriyle, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadise kaydetmemiştir."
Kullanıcı küçük betizi
ironman
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Sal Haz 03, 2008 15:24

İletigönderen Çetin Taş » Prş Eki 02, 2008 20:09

ironman,Türkiye'deki siyasal ortama yabancı olduğunu kabul ederek uzun bir yazı yazdım.MHP ile ilgili düşüncelerine katılmam mümkün eğil ve senin gerçekten MHP'yi tanımadığın ortaya çıkıyor.Geçmişten bahsetmeyeceğim.Eğer gerçekten samimi isen öğrenmek konusunda bence Türkiye'nin yakın yarihini okuyarak öğren.MHP'nin bugün geçmişten çok farkı olmadığının ve Ayayütkçülük ile uzaktan ya da yakından ilgisi olmadığının da iki ispatı vardır.Birincisi türban konusunda AKP ile birlikte yasa çıkarmalarıdır.İkincisi de Abdullah Gül'ü AKP ile birlikte cumhurbaşkanlığı makamına oturtmalarıdır.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen shadow39 » Prş Eki 02, 2008 20:14

Bu isin sagida soluda hikaye.Al birini vur otekine
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen AlpereN » Prş Eki 02, 2008 20:56

Mhp Atatürkçü bir parti değildir.Mhpnin Milliyetçiliğinin osmanlıcılık(ümmetçilik) olduğunu anlamış ve Mhpye olan sempatim sona ermiştir.

Eğer bir kişi ben Atatürkçüyüm diyorsa ve bu kimlikten yola çıkarak bir parti arayış içerisindeyse ilk önce kendisine şu soruları sormalıdır;
(tabi burda gardrop Atatürkçülüğünden bahsetmiyorum)

1-Mevcut partiler Atatürkün İlkelerine ve Devrimlerine ne kadar bağlı?

2-"Hürriyet ve İstiklal Benim karakterimdir.Sözünden ne anlıyorlar?

3-"En hakiki mürşit ilimdir."Sözü duvarda süs olsun diyemi söylemiştir Atatürk?

bunlarla çelişen bir parti,kesinlikte Atatürkçü olamaz. :)
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57

İletigönderen rafet » Prş Eki 02, 2008 21:04

"
Sağ baştan beri Atatürk ve arkadaşlarının yaptıklarının neredeyse tamamına karşıdır.Muhafazakar sağ,liberal sağ,milliyetçi sağ farketmeden sağın tüm partileri propagandalarını ve örgütlenmelerini bu temel görüş üzerine bina etmişlerdir ve etmeye devam ederler.

Bayram Atatürkçüleridir onlar.12 Eylül'den sonra Heykel Atatürkçülüğü'nü de yine onların pek çoğunun açıkça kabul etmeseler de şükran duyguları besledikleri Kenan Evren aracılığı ile oldukça benimsemişlerdir.Yani "Atatürk'ün yaptıklarını yok et,karala,küçük düşür ama bayramlarda Atatürk anıtına çelenk koy."Prensipleri bu kadar basittir ve yıllardır da bu şekilde uygulamaktadırlar.

Sağ partiler genel olarak batıdaki sağ partilerin benzerleridir.Sermayeyi her şart altında savunurlar.En muhafazakarından en liberaline bu kural değişmez.Dini her fırsatta kullanırlar.Keza milliyetçiliği de.Fakir halk yığınlarının oylarını almak için seçimden seçime din-milliyetçilik sömürüsü en yoğun kullandıkları propaganda yöntemidir.Tıpkı batıdaki benzerleri gibi. "
Cetin Tas


Uzun yazmissin, arada kaybolup gitmis.
Kullanıcı küçük betizi
rafet
Üye
Üye
 
İletiler: 185
Kayıt: Sal Kas 06, 2007 2:07

Sonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 10 konuk

x