SÖZDE ‘SOYKIRIM’DA SONUN BAȘLANGICI

Sözde ‘Ermeni soykırımı’nı șu ya da bu biçimde yadsıyana ‘ceza’ öngören yasa Fransız ‘Ayasayasa Konseyi’nce ‘iptal’edildi.
Önerildiği günden itibaren ‘sözde yasa’ diye nitelendirdik bu ‘yasa’yı.
Böyle ‘yasa’ olmaz dedik.
Fransa’da bir tasarının yasa olabilmesi için önce ‘Meclis’te onaylanması gerekiyordu.
Millet Meclisi’nin önünde, milletvekillerine seslendik.
‘Yapmayın, etmeyin’ dedik, ‘bu yasanın altında ezilirsiniz ‘ dedik.
Dinlemediler.
Milletvekilleri, elli mi ne, sayıları önemli değil, ‘yasa tasarısı’nı onayladılar.
Tasarının ‘yasa’ olabilmesi için Senato’da da onaylanması gerekiyordu.
Avrupa’daki Türkler sözcüğün tam anlamıyla ayaklandılar.
Paris’te elli bin soydașımız Senato’ya yürüdü.
Senatör’lere seslendik, sizler milletvekillerine göre daha ‘aklı bașında’ insanlarsınız dedik.
Onaylamayın, hiç değilse siz ‘hukuk’a saygılı olun dedik.
O, daha ‘aklı bașında’, daha ‘hukuka saygılı’ sandığımız senatörler de; seçmen baskısıyla mı diyelim bașka politik beklentilerle mi nedir bilinmez, ‘yasa’yı onayladılar.
Milletvekillerinin olduğu gibi, senatörlerin ‘çoğu’ bu sözde yasanın ‘altında ezilebileceklerini’ biliyorlardı oysa.
Ne ki oylayanlar bile bile ‘lades’ demiș oldular.
Ancak, oylamaya katılmayan milletvekili ve senatörler ‘vicdan azabı’ çekeceklerini erken gördüler.
Gece yatarken, Paris sokaklarını inleten ‘onurlu Türkler’in sesleri geliyordu kulaklarına.
Yarın bunların içinden yüzlercesinin ‘zindan’ları inleteceğini de gördüler belki.
Bu insanları ‘yasa’yla durdurmanın olanağı yoktu demek ki.
Kaldı ki, bu ‘yasa’ Anayasa’ya da aykırı idi.
1879 Fransız Devrimi’nin ‘ilkeleri’ne de aykırı.
‘İnsan ve yurttaș hakları beyannamesine’ aykırı.
Ve yetmișyedi senatör ve altmıș milletvekili bu ‘sözde yasa’yı durdurmak için Anayasa Konseyi’ne bașvurdular.
Bu ‘konsey’, ’12 Eylül konseyi’ gibi bir konsey değil kușkusuz.
Hașim Kılıç gibi ‘anayasacı’ üyeleri de yok.
‘Bilge’ diye adlandırılıyorlar.
Hani içlerinde Giscard d’Esteign gibi ‘Türkiye düșmanı’ olanları da yok değil.
Ancak ‘elleri kanda’ olsa ‘hukukun üstünlüğü’ne inanır çoğu.
Yarın, yani emekli olduğunda Nicolas Sarkozy de bu ‘konsey’de yer alacak.
Inanın ‘Konsey’deki bir Sarkozy, hani șu hemen yeni bir taslak hazırlayın diye yırtınan Mösyö Sarkozy var ya, iște o, Anayasa Konsey’i üyesi olduğunda böyle bir yasaya ‘onay’ vermeyebilecektir.
Ve Konsey’den beklenen oldu. ‘Sözde yasa’ iptal edildi.
Böylece ‘sözde soykırım’ savı Fransa’da tarih oldu.
Bundan böyle, sıradan politikacılar, milletvekili ve senatör olsun, bu tür bir yasa tasarısını gündeme getiremezler.
‘Sosyalist’ François Hollande ‘getirebilirim’ diye beyan etmișmiș.
O sadece ve ancak ‘bir beyan’ olarak kalacaktır.
Fransa için söylüyorum, artık böyle bir yasa önerecek milletvekili ya da senatör Fransız Anayasası’na ‘aykırı’ davranmıș olacağını bilecek ve bile bile ‘lades’ diyemeyecektir.
Varsayalım ki dedi ve yeni bir ‘taslak’ ile geldi.
O artık ‘hukuk tokadı’ değil ama okkalı bir ‘osmanlı tokadı’nı haketmiș demektir.
O hukuk tanımaz kiși, Fransız milletvekili ya da senatörü olsa bile, Türklerin ‘meșru müdafaa’ alanına girmiș olacaktır.
Sözün kısası; Fransa’da ‘Ermeni Soykırımcıları’nın mumu için ‘yatsı vakti’ gelmiștir.
‘Anayasa Komisyonu’nun okuduğu ezan iște bu yatsı ezanıdır.

Habip Hamza ERDEM, 1 Mart 2012