Sözümüz var...
Bu pazar günü saat 12.00'de Tandoğan Meydanı'na gideceğim.
Hukuku aramak için.
Çünkü bir başka hukukun ilkel karanlığı ülkemizin üzerine çöktüğünde... Ve çağdaş hukuk yok olduğunda...
Biz yok oluruz.
Oysa bizim hem bu ülkeyi kuranlara, hem çocuklarımıza "var olma" sözümüz var.
*
Her şeyin farkındayız:
Güvendiği aydınlarını, bel bağladığı kadrolarını, inandığı kurumlarını bir bir yitiren Türkiye'nin elinden, bu sefer "çağdaş ve bağımsız hukukunu" almak istiyorlar.
Ki yerine taraflı, şartlanmış, aydınlığa geçit vermeyen kendi hukuklarını koyabilsinler diye.
Karanlığa baş kaldıranları, "yok etmek" için kendi hukuk anlayışlarını getiriyorlar.
Ama "var olmak" için biz Tandoğan'a gideceğiz.
Sözümüz var...
*
Yiğit ve yürekli hukukçular orada olacaklar.
Hukukun üstünlüğü için.
Bir gecede yasa çıkartıp, hukukun dağıtıldığı kutsal kapıların arkasındaki kürsülere, kendileri gibi ortaçağ zihniyetinde olanları oturtmak isteyenleri durdurmak için...
Kimi büyük hukuk adamları sinmiş, pısmış, sessizleşmiş, kişisel çıkarları için inançlarını yitirmiş olsalar bile, kendisine emanet edilmiş "hukuk" gibi bir yüce değeri savunma yürekliliğini gösteren gerçek hukukçuların yanında olmak için...
Tandoğan'a gideceğiz pazar günü.
*
Bir gün pişman olup "Sıra bana geldiğinde kimse kalmamıştı" dememek için...
Görüyorsunuz; bir yandan din-iman örtülü yeni versiyon vurgunlar sürerken, bir yandan laik cumhuriyet Arabistan'a dönüşürken... Her karşı çıkan kurum ya da bireyin kafasını koparan satır, bu sefer "bağımsız yargı" için kalktı havaya.
Ellerini tutmak için pazar günü Tandoğan'da olacağız.
Kendi hukukuna dahi sahip çıkamayan milletlerin "var olma" hakkı asla yoktur.
Oysa biz "var" olmalıyız.
Çocuklarımıza sözümüz var.
Bekir Coşkun, 07.12.07