ŞU BİZİM FRANSIZLAR

ŞU BİZİM FRANSIZLAR

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzt May 30, 2016 2:22

ŞU BİZİM FRANSIZLAR
‘Fransız Devrim’, ‘Fransız Aydınlanmacıları’, ‘Fransız Eylemciliği’ (praxis) derken, Fransa’da ‘Eylemler’ yeniden bütün dünyanın gündemine oturdu.
Öylesine ki, ‘Sosyalist Hollande’ gülmece konusu olmaya başladı.
Denildiğine göre (!), Kuzey Kore devlet başkanı, Fransa’da eylemcilere polisin ‘orantısız güç’ kullanmasını ‘protesto’ etmekte; Rusya devlet başkanı ile Çin devlet başkanları da İşbirliği Örgütü’ne üye ülkeler devlet başkanlarını olağanüstü toplantıya çağırmış bulunmaktalar. Toplantıda Fransa’nın ‘İnsan Hakları İhlali’ konusunda uyarılması ve bu bağlamda alınması gereken ‘önlemler’ görüşülecekmiş.
Zayıf bir olasılık olsa da, ‘Fransa’ya müdahale’ edilmesi bile düşünülebilirmiş.
O arada, dünyanın değişik ülkelerinden ‘liboş aydınlar’ın da Fransa’ya söylemedikleri kalmamış (mış).
Peki ama Fransa’daki ‘politik akımları’ kim ne kadar biliyormuş?
Sarkozy, Le Pen ve François Hollande’ın ‘basın açıklamaları’ndan kim ne kadar ‘anlam’ çıkarabilirmiş?
Kanımızca bu tür ‘gazeteci yorumları’ndan çıkarılacak anlam ‘zerre kadar’dır.
O nedenle, özellikle Fransız yazarlarının yaptıkları ‘politik çözümlemeler’den hareketle, Fransa’daki güncel ‘politik akımlar’ üzerine, Fransa’da yaşayan Türkler ile Türkiye’de yaşayan ‘Fransızlar’a yardımcı olacak bir değerlendirme yapılabilir.
Tam bu tür bir ‘çözümleme yazısı’ yazmayı tasarlarken, Heredote Dergisi’nde, Fransız Politikacılarla ilgili bir ‘değerlendirme dizisi’ yayımlanmaya başladı.
Jacques Chirac’ın Millî Eğitim Bakanı, Demokrat Hareket (Mouvement Démocrate- MODEM) genel başkanı François Bayrou’dan başlamış Heredot Dergisi.
François Bayrou’nun, nasıl deniliyor şimdilerde, ‘top model’ mi ‘tip model’ mi pek bilemiyorum, iki ‘Devlet Adamı Modeli’ varmış: Henri IV (1553-1610) ve Winston Chruchill (1874-1965).
Zaten Klasik Edebiyat ve Tarih konusunda lisans alan François Bayrou’nun yerdeşi Henri IV üzerine bir biyografisi de var ki, bugüne değin 300 000 satmış.
Winston Churchill’in ‘Devlet Adamlığı’ konusunda, benim rahmetli babaannem de yeri geldiğinde ‘Bende Çörçil gibi kafa var’ derdi. Demek ki haklıymış sevgili babaannem.

François Bayrou (1951- )
Fransa’da IV. Henri’ dönemi ise, Osmanlı’da III. Mehmet (1595-1603) dönemine denk düşmekte. O dönemde, Avusturya’lılara Estergon kalesi kaptırılmış (1595), Eflak voyvodası Mihai de başkaldırmış bulunuyordu. Osmanlı Ordu’sunda ‘akıncı sınıfı’nın son bulacağı bir dönem olmuştu.
IV. Henri ise Katolik Fransa’da protestan bir Kral olarak Nant Fermanı (Edit de Nantes -1598)nı yayımlanmasıyla tanınmaktadır. Bu fermanla Avrupa’da ‘din savaşları’ son bulmuş, ‘laiklik ilkesi’ uygulamaya konulmuştur.
Ne var ki, yüzyıl sonra XIV. Louis, Fontenableu Fermanı’yla Nant Fermanını kaldıracak, Fransa’da dinsel (Katolik) birliği sağlamaya yönelecektir (1685).
2010 yılında bir kısım arkeolog ve bilim adamı, 14 Mayıs 1610’da, fanatik bir Katolik tarafından kesilen IV. Henri’nin ‘baş’ını bulduklarını ileri sürdüler. Doğrusu o tartışma nereye vardı kesin bilemiyorum. Ancak IV. Henri’nin ‘laiklik’ yanında Fransız ‘Ekonomi politiği’nin ‘öncülleri’ni desteklediği ve Fransa’da ‘manüfaktür’ün gelişmesine katkı sağladığı bilinmektedir.
François Bayrou’ya dönüldüğünde, Bayrou’nun ‘laiklik’ten ve ‘liberal demokrasi’den yana olmasını sonraki yazılarımıza bırakalım.
François Bayrou’nun Churchill’ine dönülürse, onun 1936 yılında Başbakan Stanley Baldwin’i ‘barışçıl’ olmakla suçladığını görüyoruz. Çünkü Churchill Hitler’in silahlanmasını görmekte ve ona karşı önlem almaktan yanadır.
Bayrou’ya göre Churchill, ‘Devlet admalığı’nın ‘tez’i ise, Stanley Baldwin de ‘anti-tezi’dir. Çünkü bu ikincisine sorulduğunda, “Benim görevim seçimleri kazanmaktır; madem ki halkımız barış istiyor ben de ‘barışçıl’ politikalar savunurum.” demektedir. İşte, diyor Bayrou, bu ‘Devlet adamlığı’ değildir.
Öte yandan, Bayrou, 2000’lerde Jacques Chirac’la bir sohbetinde geçenleri de şöyle anlatmaktadır: Chirac, bu ülkede politika yapmak kolay diye girmiş söze; “Başbakan olayların kötüleşmemesi için çaba göstermekte, Cumhurbaşkanı da Fransa’yı dışarıya karşı temsil etmektedir”.
Oysa diyor Bayrou, bir Cumhurbaşkanı “kendi ülkesinin birlik ve beraberliğinin (unité et inspiration) kaynağı” olmak ve yurttaşlarına “kendi varlık nedenini” göstermek durumundadır.
İşte böyle.
Diğer Fransız politikacıların ‘varlık nedenlerinin ne olduğu”na da bundan sonraki yazılarımızda açmaya çalışalım.
Ki...
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1664
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x