---

Subaylar Şehit Oldu, Ya Ali Kemaller!

Bizans Medyasının Ordu düşmanı köşe yazarlarından hep şunu duyduk. “Erler ölüyor, subaylar nerede?”

Maksatları ordunun kumanda kademeleri ile alt kademeleri arasında ki bağı koparmak Türkiye’nin içinde çıkardıkları iç savaşı orduya yansıtmak istediler.

Dün gece subaylarımız öldü tıpkı Kurtuluş Savaşının Sakarya’sında olduğu gibi. Fethullahcı gazetelerin köşe yazarları herhalde kına yakarlar.

İki yıl önce yazdığım bir yazıda “emperyalizm ile savaş aynı zamanda iç savaştır demiştim.” Kehanetten değil. Kurtuluş savaşının öğretisinden çıkarmıştım. Dilimizi yel alsın ama oraya hızla ilerliyoruz.

Eğer seçimlerden AKP veya AB ve ABD yanlısı bir iktidar işbaşı yaparsa en geç bir yıl içerisinde Irak’takine benzer bir iç savaş yaşıyor oluruz. Ve bunun işaretlerini meclise girecek adaylardan anlıyoruz.

Demokrasiyi tramvay gibi gören emperyalizmin işbirlikçileri ve Amerikan ağzı ile konuşan TÜSİAD’mı bizi kurtaracak. Gene bizi emperyalizmin elinden biz kurtaracağız.

Ordumuzun sivil yönetimlerden ümidini kestiği ve esas güç olan halka döndüğünü görmek bizim için büyük mutluluktur. Ancak yetmez. Çok korkunç bir savaş üzerimize doğru hızla gelmektedir. Halkımızın Kurtuluş Savaşında olduğu gibi İzmir’in işgalini beklememesi-şimdilerde Diyarbakır- ve aydınlarımızın da Sakarya’yı beklememesi gerekir. Ha bekleseler de olur ama zayiat ve ödenecek bedel daha da büyür.

Yaklaşmakta olduğumuz emperyalizm ile savaşın yani iç savaşı başarabilmemizin ön koşulları vardır.

Mevcut hükümet ile ne dürüst bir seçim yapılabilir, ne de vatan savunulabilir. Vahdettin İngilizlere “benim iktidarıma dokunmayın Osmanlıya ne yaparsanız yapın” demişti. Şimdiki iktidar da “benim iktidarıma dokunmayın Türkiye’nin toprak bütünlüğü umurumda değil” diyor.

Özelleştirmede bizim gibi dünya şampiyonu olan ülkelere bakıyoruz arkasından iç savaşın içine düşüyorlar. Ekonomik güvenliğin yok olduğu yerde siyasal ve askeri güvenlik de zorlaşıyor. Demek ki askeri tedbirlerle iç savaşı engellemek mümkün olamayabilir.

Derhal ne ABD ne AB diyebilen milli bir hükümet kurulmalıdır. Halk maddi ve manevi yönden topyekün bir savaşa hazırlanmalıdır.

Aciz devletten yetkin devlete en hızlı bir şekilde geçilmelidir.

Orduyu ve halkı arkadan hançerleyenler hangi makamda olurlarsa olsunlar derhal enterne edilmelidir.

Medyada vatan savunmasına karşı yazı yazan ve yayın yapanlara izin verilmemeli ve gerekli yaptırımlar uygulanılmalıdır.

Güneydoğu’da derhal sıkıyönetim ilan edilmeli ihanete geçit verilmemelidir.

İncirlik derhal kapatılmalı, Amerikan görevlileri derhal Türkiye’yi terk etmeleri için emirler çıkarılmalıdır.

Türkiye’deki AB görevlileri ülkelerine gönderilmeli, iç işlerimize müdahalelerine derhal son verilmelidir.

Onlar değil biz kazanacağız.

---

Bülent Esinoğlu - 10 Haziran 2007

Panzehir, makale için teşekkürler güzel yazmış Bülent Esinoğlu

Panzehir, çok sağol,ne kadar doğru yazmış,yazar...Başlıksa çoook anlamlı,anlayana...

subaylar,kolay yetişmiyor...Ama bizde hiç bi subay ölümden korkmaz.Onların yürüşü ölümü korkutur ölüm onları korkutmaz.ruhları sad olsun aziz şehitlerimiz.İyi ki varsınız sizler sayesinde uğruna ölünecek bi vatanımız var.

MHM, cok tesekkürler. Vatan hainlerinden hesap elbette sorulacak!

Onlar değil biz kazanacağız.

reisbey yazdı:subaylar,kolay yetişmiyor...Ama bizde hiç bi subay ölümden korkmaz.Onların yürüşü ölümü korkutur ölüm onları korkutmaz.ruhları sad olsun aziz şehitlerimiz.İyi ki varsınız sizler sayesinde uğruna ölünecek bi vatanımız var.

+shadow39