Atatürk'e ve Türk Tarih Tezi'ne göre; yazıyı her alanda kullanan millet olarak bilinen Sümerler Türk'tü.
Sümerce'de Türkçe arasında inanılmaz benzerlikler dikkat çekmektedir.
Peki tarihsel veriler bu konuda ne diyor?
Günümüzde bunun doğruluğu veya yanlışlığı hakkında neden hiçbir devlet siyaseti güdülmüyor?
Sümerce, Sümerlerin Güney Mezopotamya'da M.Ö. 4. binyıldan itibaren konuştukları dildir. M.Ö. 2000 yıllarında Akadca bölgede konuşma dili olarak Sümercenin yerini almış, Sümerce ise bilimsel ve dinsel bir dil olarak M.S. 1.yy'a kadar varlığını sürdürmüştür.
Osman Nedim Tuna
Sümerce ile Türki diller arasında tarihi bir ilgi bulunduğu iddiasını 168 kelime ve gerekli açıklamalarla destekleyen Osman Nedim Tuna 1962'de doktora için gittiği Amerika'da, bu konudaki çalışmalarını yoğunlaştırmış ve 1982'de çalışmalarını topladığı Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi adlı eseri, altı başlık altında toplanmıştır:
1. Giriş; 2. Sümerce Türkçe Ses Denklikleri "Kurallar"; 3. Malzemenin Tartışılması, Metod ve Yorum; 4. Sonuç; 5. Son Söz; 6. Kaynakça ve Kısaltmalar.
Bilimadamlarının Sümerce ile ilgili düşünceleri Hartmut Schmokel, Sümer dili konusunda şöyle demektedir:
Kelime yapısı bakımından Sümerce,heceli bir dildir.Bu tip bir dil Avrupa'da Fin-Uygur ve Asya'da da Türk dilleri tarafından temsil edilir.Genellikle tek heceli ve değişmez bir kökün,kendi başına anlamı olmayan eklerle kullanımından oluşur.Bu dilin bir diğer ayırt edici karakteri,aynı kelimenin çok anlamlı olmasıdır ki,örneğin Çin dilinde olduğu gibi,inişli-çıkışlı,ince ve kalın sonlama biçiminde vurgulama gerektirir.
Leonard Woolley ise Sümer dili konusunda şöyle der:
(Mezopotamyaya) gelen sonuncu göçmenler Sümerler oldular.Bunlar yazılara "kara kafalar" diye aktarılan siyah saçlı bir halktı ve etimolojik bakımdan değilse bile,yapısı bakımından eski Turan türkçesine benzeyen heceli bir dil konuşuyorlardı.
Louis Huot:
Bizim yazıları anlamaya başladığımızdan beri, MÖ. 2500 yılları boyunca yazılan sümercenin dil kökeni belirsizliğini korumaktadır. Daha 1869'da, Fransız Jules Oppert, ne assurca ve ne de babilce olan bu tablet diline sümerce demişti. Fakat bu dilin bilimsel bakımdan varlığını temellendirmek ancak 1923 yılında Arno Poebel'in Sümer Gramerini yayınlamasıyla olmuştur. Bu dil,heceli bir dildir ve yapısal olarak diğer bir çoğuna (bu arada örneğin Türkçe'ye ) benzemektedir. Fakat ses değeri,fonetik bakımdan,ölü veya yaşayan hiçbir benzeri yoktur.
Sümerce ve Türkçe Arasındaki Benzerlikler
Türkçe ve Moğolcada, yer, yir, kır, tan, yel, yil , tengri, tengere sözcükleri, Sümerlerle benzeş ses ve anlamda olmak üzere,günümüzde de yaşamaktadır.
Sümerlerin çivi yazılı metinleri birçok bilim adamı tarafından incelenmiştir. Bu incelemelerin sonucunda ortaya çıkan şudur ki: Sümer sözcükleri, genel olarak Türk lehçelerinde kullanılan sözcüklere benzemektedir. Hatta bazı deyimler aynen tekrarlanmaktadır. Örnek olarak çibin, Sümercede "sinek" anlamına gelen bir kelimedir. Günümüz Türkçesinde unutulmaya başlayan cibindirik, cibinlik kelimesi sineklerden koruyucu perde anlamına gelmektedir.
ALINTIDIR