SYRIZA’NIN S’Sİ
Yunanistan’daki ‘Radikal Sol Koalisyon’ Partisi (Synaspismós Rizospastikís Aristerás), kısaca Syriza’nın kaç üyesi var ? 36 000 üye.
Bu koalisyon kaç partiden olușuyor ? 15 siyasal parti
Bu partiler, genel olarak neyi savunuyorlar?
Demokratik sosyalizm, solcu bir Halkçılık, Çevrecilik, Almașık bir Uluslararasıcılık, kușkucu bir Avrupacılık, Laiklik, kapitalizm karșıtlığı ve ekonomik Yurtseverlik. Bu bașlıklara bir mim koyarak geçebiliriz ama okur gözlerini kapayıp birkaç kez saymaya çalıșırsa ‘fena olmaz’.
300 sandalyeli Yunanistan parlamentosundaki milletvekili sayısı ne kadar ? 149 milletvekili.
‘Finansal emperyalizm’e karșı halkın ne kadarını ayağa kaldırdı ? % 61,5.
Dünyada genelinde Syriza denildiğinde, duydum diyen insan oranı ? % 85
Demek ki, Sriza epeyi bir ses getirmiș.
Yendi, yenildi ; AB’den çıktı, çıkmadı; attılar atamazlar ; Euro ‘dan vazgeçti-geçmedi türü ‘boș lafları’ bir kenara koyalım. Bunlar içinde , en ‘akademik’ olanı bile, ‘iktisat ideolojisi’nin sınırlarını așmaz. Ve yedi milyar olduğu söylenen, yeryüzünün herhangi bir köșesindeki herhangi bir ‘insan’ı ‘uzaktan yakından ilgilendirmez’.
Olsa olsa ‘klasik kuram’a uymadığı, ‘neo-klasik kuram’da yeni bir ‘hamle’, neo-neo-klasik kuramda’ bir ‘viraj’ oduğu falan söylenebilir.
Bakan geldi, bakan gitti ; az konuștu, sert konuștu gibi ‘gazeteci’ yorumları da ; Sezen Aksu ya da Rıza Sarraf’ın karısıyla (özellikle böyle yazıyorum) ilgili haberler gibidir.
O konuyla ilgilenenler de, ya televizyonlarda ‘flaș haber’ ya da gazetelerde ‘manșet’ olarak okuyabilirler.
Pekiyi bu ‘Yunan Konu’sunu döne döne yazmanın amacı ne olabilir ?
Kimilerinin sandığı gibi, bu ‘Yunan așkı’nın altında yatan nedir diye sorulursa ; bu ‘așk’ geçicidir, bir kaç ay sonra İspanyada’ki Podemos partisi’ne yönelik olabilir.
Çünkü Podemos da, 350 milletvekilli İspanya Parlamentosunda henüz sandalye sahibi değilse de, yapılacak ilk seçimde ‘çoğunluk’u sağlayacak gibi görünüyor.
Üye sayısı bugünden 350 binlere ulașmıș durumda.
Syriza’nın üye sayısının on katı..
İște Syriza’ya bașta Almanya olmak üzere, ‘finansal emperyalizm’in vurduğu tokat, aynı zamanda Podemos’un kulağını çekmek içindir.
Ve Almanya, 2008 bunalımından buyana, ne kadar ‘tasarruf’ yapmıș olabilir diye sorulsa, tam 193 Milyar Euro. 600 Frilyon TL.
Ve yine, 2008 bunalımından buyana, bunalım sayesinde, Almanya’nın ödemek zorunda olduğu borç faizi yarıya düșmüș bulunmakta.
Demek ki, Yunanistan ya da İspanya, Portekiz ve hatta İtalya gibi ülkeler ‘can derdinde’ iken Almanya’nın ağa babaları köșeyi dönmekte imișler.
Pekiyi o kocakarı Merkel ve kabinesi, biz ‘kazanıyoruz’ diye ‘insanlık dıșı politikaları’nda ısrar ederken sıradan Alman vatandașı ‘ne’ kazanıyor?
Hiçbirșey!
Evet, ekonomi kuramınaki ‘Millî gelir’ ve ‘Kiși bașına millî gelir’ kavramları da bugün tam bir ‘gevezelik’ nesnelerine dönüșmüșlerdir.
Tam da șöyle formüle edilebilir: Almanya kazanıyor ama Alman vatandașı kaybetmeye devam ediyor.
İște Syriza-myriza’nın önemi burada.
Bu ‘sistem’ insanlık dıșıdır demesindedir.
Yunan halkının ‘Finansal Emperyalizm’e karșı durma ‘cesareti’ni göstermesine öncülük etmiș olmasındadır.
Demek ki, Syriza’nın kendisi değil ama S’si,(Ki koalisyon demek, güçbirliği demektir) ve haykırdığı ‘ses’ önemliymiș.
Șimdi ‘Yunan așkı’nın nereden kaynaklandığını anlatabildim mi acaba?
Habip Hamza Erdem