Nükleer programı yüzünden artan uluslararası baskı ve Batı ile sonuçsuz biten son görüşmeler ortamında İran’ın komşularıyla bir kavgaya tutuşması zamansız görülebilir. Fakat bir cephede tam manasıyla bunu yapıyor görünüşe göre. Son günlerde, Kuzeybatısındaki komşusu Azerbaycan’la, zaten ters giden ilişkilerinde daha da bir bozulma var.
Bunun sebebi Mart sonunda, kendi bölgelerinde bağımsızlık isteyen, İran’da ve yurt dışında yaşayan bazı İranlı Azerîlerin üyesi olduğu “Güney Azerbaycan Milli Özgürlük Cephesi” adlı grubun bir konferans düzenlemesi idi. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yer alan toplantıda konuşmacıların İran içindeki aktivistleri Batının İran rejimi üzerindeki baskısından faydalanarak “Azerbaycan Cumhuriyeti sınırında olan İran illerinde bir devlet kurmaya” teşvik ettikleri söyleniyor.
Bu olay Tahran’da büyük fırtına kopardı. Azerbaycan elçisi derhal İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı ve karşılıklı ilişkilere verilen bu “ciddi hasar” yazılı bir kınamayla açıklandı, devlet televizyonunda yayımlandı.
Fakat skandal orada bitmedi. Nisan başında, İran parlamentosunun güçlü bir organı olan Milli Savunma ve Dış Politika Komisyonu başkanı Mansur Hakikatpur açıkça, zaten Azerbaycan’ın İran’la birleşmek arzusu olduğunu iddia ederek, İran’ın Azerbaycan’ı kendi topraklarına katmasını sorgulayan bir referandum çağrısını yaptı. Birkaç gün sonra İran Dini Lideri Ali Hamaney’e yakınlığı bilinen Kayhan gazetesinin başyazarı Hüseyin Şeriyatmedari, Azerîleri “kurtarmak” için İran’ı müdahaleye çağıran bir makale yazdı; açıkça görünen, bu fikrin Dini Lider tarafından da onaylandığı...
Tahmin edilebileceği gibi diğerleri de çullandı konuya; Azerbaycan’ı İran’a katmak için kamuoyunun geliştirilmesini desteklemeye. İran parlamentosu, Azerbaycan’ı tekrar İran’la birleştirecek kanun tasarısını hazırlamaya başladı bile.
Bu davranışlar daha önce görülmemiş şeyler değil. Bakü ve Tahran ilişkileri tarih boyu problemli idi. Anlaşmazlık 1800’lü yıllarda başladı; yayılmakta olan Rus İmparatorluğu bugün Azerbaycan olarak bilinen bölgenin büyük bölümünü İran’dan koparıp aldı. Fakat Azerilerin anavatanın güney bölgesi İran sınırları içinde kaldı ve genişledi. ABD resmi kaynaklarına göre 79 milyonluk nüfusun neredeyse beşte biri olan Azerîler İran’ın en büyük azınlık grubu. Bu sayıları 13 milyonu bulan grup, Azerbaycan devletinin tüm nüfusundan daha kalabalık.
Bu yüzden, İran rejiminin, Azerîlerin ayrılmasını bir perili ev hayaleti gibi görmelerine şaşmamak lâzım. Kısacası İran rejiminin görüşü, politik ve ekonomik refah içinde bir Azerbaycan, İran İslam Cumhuriyeti’nin tümüne son derece tehlikeli sonuçlar getirme potansiyeli olacak şekilde İran’ın büyük Azerî nüfusunun içindeki gizli ayrılıkçı eğilimleri besleyecek. Bu yüzden son yirmi yıldır, Azerî ayrılıkçılığın İran’ın kendi toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir seviyeye gelmesini önlemek için devamlı olarak el altından komşu rejimi istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttü.
Fakat son zamanlarda zaten iyi olmayan karşılıklı ilişkiler daha da kötüleşti. Sebeplerin arasında Azerbaycan’ın İsrail’le gittikçe ilerleyen politik ilişkileri var; aksi açıkça söylendiği halde Tahran’ın şüphelerini arttıran konu, İsrail İran’ın nükleer tesislerine saldırırsa Bakü yetkililerin buna kolaylık göstermesi olasılığı. Yerel İran politikalarının da katkısı var olanlara; İran rejimi iki ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi içeride olabilecek bir tatsızlığı önlemeye bakıyor ve bu arada bir de kuzeydeki huzursuz Azerîler’in parlamasını korkusu var.
Dolayısıyla İran liderlerinin, yalnız Bakü’de rahat koltuklarda oturanların yarattığı bir politik söz dalaşı bile olsa da bu son zamanlarda ortaya çıkan Azerî ayrılma fikrine böylesine sert bir tepki göstermeleri şaşırtıcı değil. Seçimler öncesi, kendi politik meşruiyetleri konusunda endişeleri olan, Batı'nın finansal baskıyla yarattığı gittikçe büyüyen bir ekonomik kuşatmayla karşı karşıya olan İran rejimi şimdi üstüne belki de en zorlu iç sorunu olan farklı kökenli ve huzursuz nüfusunu kontrol altında tutmak zorunda...
Kaynak: http://www.forbes.com/sites/ilanberman/ ... zerbaijan/
Dipçe: 1982’de kurulan American Foreign Policy Council, ABD’nin dış siyasetini belirleyenlere ve dünya liderlerine demokrasileri ve pazar ekonomilerini geliştirmeye destek olacak bilgi ve haber sağlayan bir kuruluş olarak tanıtıyor kendini.
[Ilan BERMAN, American Foreign Policy Council Başkan Yardımcısı, 10 Nisan 2013
Çeviri: Erkan GÜÇİZ