Türkiye’de iki adet zor aygıtı vardır ve bunlar bir tahtarevanın iki koltuğundadır.
Devlet ve Medya…
Bundan önceki 3 yılda 1 mayıslarda devlet zor,baskı gücünü göstermiş,çalışanlarının en doğal hakkı olan Taksim Meydanını adeta kale gibi çevreleyerek, gaz-cop-gözaltı her türlü zor! Hakkını kullanarak tahtarevanda ön plana çıkar iken aynı anda medya devlete nazik,kibar ve insani olmasını söyleyerek sözde emekçi yandaşı oluvermiştir…
Ve geliyoruz 2010 yılına,artık devlet son üç yılın gazsal,copsal baskısından seçim yaklaşması nedeniyle vazgeçerek tahtarevanda Medyayı ön plana çıkartmıştır.İşte bu pası alan büyük basın,devletin yasal izin vermesine rağmen sanki o gün kıyamet kopacak,dinazorlar yeniden dünyayı istila edecekmiş gibi insanlara aman evinizden çıkmayın ruh halini salmaktadır.Medya gazı da bu olsa gerek.
- 1 mayıs’a mı gideceksin,çevre illerden polis gelecek,
- 1 mayıs’a mı gideceksin,40.000 polis olacak,
- 1 mayıs’a mı gideceksin,polisler daha yeni kameralar önünde eğitimden geçti ve o eğitimde gaz ve gözaltı vardı medyada.
- 1 mayıs’a mı gideceksin,Ergenekon gelecek hepinizi tarayacak,
- 1 mayıs’a mı gideceksin,asker gelip hepinizi dövecek,Emasyayı burnunuzdan getirecek…
Velhasıl gitme diyor tahtaveranın bir ucu :
* Gitme canım tatil işte otur evinde.
* Gitme işsizsen 20.000 polis alacak devletin,kirletme kendini 1 mayıslarda,
* Gitme provakasyon olur,uzaylılar dünyaya iner...
Ve bu tahtaveranda bir gizli el birini indirip ötekini yükselten el vardır.İşte o işçi düşmanı,halktan korkan ve yabancı ülkere acenta olmayı ülkeye hizmet diye yayan büyük İslami-laik-milliyetçi-ergenekoncu-anti ergenekoncu-demokrat gibi hallerde olabilen sermaye,para babalarıdır,düzen sahibi hepimizi düzenlerdir.
Ve diyeceğiz ki,
- Gideceğiz,insan olduğumuz için,
- Gideceğiz,attığınız taklaları bildiğimiz için,
- Gidecğiz,bu toprakların onurunu,namusunu savunduğumuz için,
- Gideceğiz,77 mayısında katledilenlerin kanı bile asfaltlarda kurumadığı için,
Hesabımız,görülecek güzel günlere olan umudumuz için.
Ve orada olacağız 1 Mayıs 2010’da İstanbul’da Taksim’de,Anadolunun herhangi bir meydanında,Bağdat’ta yıkılan-yakılan müzelerin önünde,Filistinde katledilen insanlarımızın mezar başlarında,Tora Bora dağlarında,Eyfel kulesinin altında,Londra sokaklarında ve Vietnamın o güzel alanlarında olacağız.
Ve hiçbir gün için dile gelmeyen o güzel slogan hepbirden dilimizde olacak “Yaşasın 1 Mayıs”…
1652