var mıdır takıntılarınız.. ben mesela zor bir kişi değilimdir, hayatımı hiç zorlaştırmam... ama düşünüce de epey bi takıntılarım varmış hani..
mesela; kaçta uyursam uyuyum saat sabah 8 dedim mi fırlarım yataktan..
bir kahve manyaklığım vardır bilmiyorum varmı dır içiniizde böyle saplantılı.. kahvemi sütlü içerim, süt tozu yani.. kahve içeçeksem; kahveyle süt tozunu karıştırmayı kimseye bırakmam.. nerde olursam oluyum.. misafirlikte, cafe de, şurda burda hiç farketmez.. bir cafe deyim mesela kahve siparişini veririm garsona yalnız ben hazırlayabilir miyim kahvemi derim, önce biraz "delimi ne bu " bakışları hissederim ama hiç aldırmam.. alıştım buna alıştı sevgili garson arkadaşlar.. bir yere ikinci kere gittiysem daha ben siparişimi vermeden " buyur abla mutfak senin " derler yani..mümkün değil, doğru ölçülerde karışmamış sütlü kahve olmamışsa içemem mümkün değil.. milimetrik sapmalar da bazen insan hayatında önemli olabilir değil mi? öyle bir ayarı vardır ki süt tozu ve kahvenin kimse bunu tutturamaz.. ee baktım şöyle ağız tadıyla bir kahve içemiyorum bunu yapıyorum bende.. ha birde neskafem mutlaka " gold" kahve olacak.. klasikse içmem.. benim yakın sevgili arkadaşlarım ailem falan bildikleri için bu takıntımı benle kahve içmeye gitmeyi de pek istemekler sırf bu yüzden.. garsonla yaptığımız uzun uzadıya süren kahve siparişini her defasında yaşamaktan böh geldi onlara da napıyım böyle bi kahve manyağıyım işte.. bir ölçüdür işte hiç tarif edebediğim bu kahve süt tozunun miktarı..
arşivcinin tekiyimdir ben.. her bişeyi arşivlerim.. kitap, dvd, cd, fotoğraf, yazılmış notlar v.s... ama öyle uyduruktan değil.. arşivciliğin hakkını vererek.. hepsinin bir bir kaydı yapılır, numara verilir, içeriğine göre, ismine göre. kokusuna göre falan filan katagorize edilir öyle bi arşivcilik yani..
koku manyaklığım vardır birde.. her yer mis gibi koksun isterim.. bulunduğum mekanlar.. hep çantamda mutlaka bir büyük oda spreyi bulundururum. şaka değil gerçekten.. bir cafeye gittiğimde kötü bir koku varsa masa altından sıkarım, dışarıda bir w.c ye gitmek zorunda kaldığımda, sinemada, orda burda sıkarım spreyimi.. eve girdiğimde ilk iş sıkmaktır. arabama biner binmez ilk hemen bir araba spreyi sıkarım.. insanlar da mis gibi koksun isterim ama korkuyorum başlamasın öyle bir takıntıda.. gerçi şakayla karışık bir kişinin kötü koktuğunu hissettiğimde çaktırmadın " aa bak sana yeni aldığım parfümümden sıkıyım nasıl beğendin mi?" muhabbeti yaparım dayanılmaz bir iç dürtüyle sıkarım o parfümü..