
Güneş saatleri ve mekanik saatler yapmış; göllerden, ırmaklar ve kuyulardan suları yukarı çıkarmak için çeşitli araçlar tasarlamış ve bunları ayrıntılarıyla tanıtmıştır.
II. Murad zamanında İstanbula geldi. Hoca Saadettin Efendiyi de etkileyerek padişahtan gözlemevi kurma iznini aldı.
Tophane sırtlarında kurduğu gözlemevi, dönemin en gelişmiş gözlem araçlarıyla donatılmıştı. Usturlap, kadran, mekanik saat, gök ve yer küreleri, çeşitli çizim araçları gibi taşınabilir araçların yanı sıra, bir halkalı araç, duvar kadranı, yıldızların yükseklik ve açıklığın ölçmeye yarayan azimut aracı, iki ayrı niceliği ölçen triquetrum ve yıldızlar arasındaki benzer uzaklığı ölçen sekstant gibi taşınmaz araçlar da içeren bu gözlemevi, teknik olanakları açısından çağında benzersizdi. Kopernik, böyle bir araçla evreni inceleyebilseydi, kimbilir ne bilgiler edinebilirdi.
Takiyeddin de önemli bir astronomi ve matematik bilginiydi. Bu muhteşem araçlar sayesinde çalışmalarına devam edebilseydi belki o, bilim skalasında Kopernikten daha üst sıralara bile tırmanacaktı.


Ve 1580 yılının o yumuşacık bahar sabahında,
Ellerinde balta-nacak, kazma-kürek, zincirlere bağlı topuzlarla;
Kapkara taşlar gibi gözlemevine yağdılar,
Akşam, ne gözlemevi kalmıştı ortada, ne de o eşsiz aletlerden iz!
Padişahın emri; gelmişti yerine...

O günlerde Danimarkalı astronomi bilgini Tycho Brahe, (1546-1601) kralın bağışladığı Hven adasının en yüksek noktasında Cennet Kalesi adını verdiği yerde, bu gözlemeviyle kıyaslanmayacak, hayli eksikli bir gözlemevi kuruyordu. Orada novalar ve kuyrukluyıldızlar üzerinde yaptığı gözlemler sonucunda yeni bir evren tanımı geliştirdi.
Takiyeddin ise bu olaydan sonra beş yıl yaşadı. Ama onun son yıllarına ait hiçbir bilgiye rastlanılmamaktadır.
USTURLAP

Birinci kısım, genellikle pirinçten yapılan dairesel bir levhadır. Bunun üzerinde göksel kürenin görünen yarısını temsil eden bir veya iki yay ailesi yer alır. Bunlar yükseklik ve azimutu gösterirler. Bu iki yay ailesi de yerel ufka göre yerleştirilir.
İkinci kısım, diğerleriyle aynı çapa sahip ek bir levha üzerinde yer alan ve "rete" adı verilen kısımdır. Bu kısım ekliptiğin derecelerini ve önemli sabit yıldızların bir kısmının haritasını içerir. Dönüşü, yıldızların gökyüzündeki hareketini temsil eder.
Üçüncü kısım ise birinci levhanın dış kısmı üzerine yerleştirilmiştir ve "alidade" (veya el-hidada) olarak adlandırılır. Birinci levhanın dış kısmına çizilmiş olan taksimatlı kısımdır ve bununla Güneş'in ve gökcisimlerinin yükseklikleri ölçülür.
Usturlap, astronomide gökcisimlerinin yükseklikleri ve zaman hesaplarında oldukça yaygın olarak kullanılmış bir araçtır. Ancak 18. yüzyıldan sonra Avrupa'da kullanılmamış ve Osmanlılarda ise, aynı yıllarda, yapımı usturlaba göre daha kolay olan rub'u tahtası tercih edilmiştir.