TAKSİM EYLEMLERİNDE MİLLİ KUVVETLER NE YAPMALI?KESKİN BIÇAK SIRTINDAKİ HALK HAREKETİ

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

TAKSİM EYLEMLERİNDE MİLLİ KUVVETLER NE YAPMALI?KESKİN BIÇAK SIRTINDAKİ HALK HAREKETİ

İletigönderen mithat akar » Pzt Haz 03, 2013 1:49

TAKSİM EYLEMLERİNDE MİLLİ KUVVETLER NE YAPMALI?KESKİN BIÇAK SIRTINDAKİ HALK HAREKETİ


" Taksim Gezi Parkı" eylemleri üzerinden gelişen halk hareketini bir değil bir kaç açıdan değerlendirmeli ve gelişen halk hareketine olumlu ya da olumsuz tüm koşullanmalardan uzak bir bakış açısından yaklaşmalıyız.Bir hareketi doğru temellerde ele alabilmek için,yalnızca sonuç kısmından değil,o sonuca varana dek gelişen süreci tüm dinamikleriyle okumak gerekir.Bu bir..İkincisi ,gelişen ve yükselen eylemlilik sürecini, yalnızca ulusal değil ;bölgesel ve uluslararası dinamikleriyle birlikte değerlendirmek,geçmiş dönemlerde diğer ülkelerdeki halk ayaklanmalarının başlangıç-gelişme-sonuç deneyimleri ışığında dönemi bütünsel açıdan ele almak gerekir.Üçüncüsü, var olan halk hareketinin aktivistleri ve öne çıkanları kimler,ana akım medya olaya nasıl yaklaşıyor,dahası Batı'lı devletlerin medyası ve "Sivil Toplum Örgütlerinin" olayda rolü var mı,varsa hangi boyutta bir rol üstleniyorlar?Bu soruların cevapları doğru zeminde ele alınmalı ve iyi incelenmeli..

Birinci değerlendirmeden yola çıkarsak.Halkın" Gezi Parkı Direnişi" gibi ,ilk etapta pasif ve lokal gibi görünen eyleminin, 48 ilimize birden domino taşı gibi yayılması iyi incelenmeli.Olaylar Gezi Parkı merkezli başlamış ;ancak kitleselleşerek ve şiddetlenerek diğer illerimize yayılmıştır.Tarihte her halk hareketinin başlangıcına, bir olay vesile olmuş; ancak o olay devrimlerin de karşı devrimlerin de ve hatta savaşların dahi bahanesi veya tetikleyicisi olmuştur.Gezi Parkı eylemlerinin halk hareketine dönüşmesi halkta AKP'ye karşı biriken öfkenin dışa vurumu ve bu öfke birikiminin patlaması olarak okunabilir.Türk Halkının kendiliğinden gelişen tepkisi ve eylemi, bu noktada her zaman meşru zemine dayanmaktadır.Türk Halkı genetik hafızası olan bir millettir ve içinde bulunduğumuz 100 yıl öncesinin paylaşılma ve işgal koşullarında da,genetik hafızasını yoklamaktadır.Tabandan gelen bir örgütlenme ve halk hareketi bu yönüyle hem emperyalist merkezleri hem de onların uzantılarını doğal olarak korkutmaktadır.Bize "Sevr Paranoyası yaşıyorsunuz" diyenler, aslında İkinci Kurtuluş Savaşı'ının gerçekliğini yaşamaktan korkmaktadırlar.Yani Taksim eylemi bir yönüyle halkın politik iktidara karşı gelişen öfkesinin ortaya konmasıdır..Yani ,eylem ,ya da ayaklanma ,çevreci bir eylem olarak değil,halkta birikmiş olan öfkenin dışa vurumu olarak okunmalı..

Fakat işin bir de diğer yönü var.Uzun zamandır aralıklarla meydana gelen ancak topyekun bir başkaldırıya dönük bir halk hareketinin, bu güne kadar bu kitlesellikte olmaması,eylemin AKP karşıtı bir kitle hareketine dönüşmesi gibi etmenler bir çoğumuzu heyecanlandırabilir.Fakat eylemin rengini,tonunu,hedeflerini iyi tespit etmeli;en başta ABD'nin bu eyleme neden sözde destek verdiği,BDP'nin orada neden yer aldığı iyi sorgulanmalıdır...Artık ,kullanma tarihi geçmiş olan AKP iktidarını tasfiye etmeyi kafasına koymuş olan ABD ve AB emperyalizmi ,gelişen ve yükselen halk hareketini kendine yedeklemek,halkı hiziplere bölmek,var olan halk hareketi dinamiklerinin inisiyatifini ele almak için, kendi aktörlerini devreye sokacaktır.Böylece meşru zeminde gelişen halkın öfkesi,emperyalizmin devreye soktuğu CANVAS-OTPOR tipi yapılarla meşru zeminden alınıp,emperyalizme yedeklenecek biçimde gayrı meşru zemine çekilmek istenecektir.Yani yükselen kitle hareketini maniple etmek,marjinal hale getirmek,meşru zeminden alıp bölücüleri ve emperyalizmin" sivil örümcek ağını" devreye sokarak gayrı meşru zemine çekmek v.b. geniş halk hareketlerinde emperyalizmin sıkça görülen bir müdahale yöntemidir..Bunun en net örneğini Mısır'da Mısır halkı yaşadı.Amerikan işbirlikçisi Mübarek "halk hareketi" ile devrilmiş ancak onun yerine başka bir işbirlikçi ikame edilmiştir.Bu yönüyle Taksim'den başlayan ve bir çok ile yansıyan kitle hareketinin bölgesel ve uluslararası etkilenmelerini göz önünde bulundurmamız elzemdir.Özellikle Yugoslavya,Mısır,Tunus gibi örnekler orta yerde durmaktadır."Arap Baharı" adı altında ABD kendi isteklerini eksiksiz ve deyim yerindeyse sürtünmeye uğramadan yerine getirecek iktidarlar oluşturmaktadır...İşin uluslararası olan bir diğer yönü ise şimdiki politik iktidarı istemeyen sermaye gücünün bu kitle hareketindeki rolüdür..Özellikle bu olgu sorgulanmalı..Rockefeller ve Rothschild arasındaki paylaşım savaşı ,bir halk hareketine yansımış mıdır,yansımışsa ne ölçüde yansımaktadır?Örneğin Batı basınının eylemlere geniş yer vermesi,Beyaz Saray'ın "Kamu otoriteleri demokratik eylemlere karşı esnek olmalıdır" şeklindeki,politik iktidara karşı olan uyarısı bu açıdan ders niteliği taşımaktadır.Diğer dikkat etmemiz gereken olgu, ana akım medyanın olaya nasıl yaklaştığı üzerine olmalı .Eğer eylem medyada parlatılmaya çalışılıyor ve anti emperyalizmden uzak bakış açısına sahip olan grupların eylemdeki rolü abartılarak anlatılıyorsa ,burada durup düşünmemiz ve dinamikleri iyi hesap etmemiz lazım gelir..Peki doğru bir analizi nasıl yapacağız?Ana akım medyanın rolü burada turnusol kağıdı görevi görür.Örneğin özel bir kanalda ,bir sov programı sunucusunun ABD seçim sürecinde "Sizce ABD'de seçimleri kim kazanır?" sorusunu yönelttikten sonra, orada bulunan gençlere hep bir ağızdan "OBAMAAA!!!!" diye çığlık attıran sovçuların , bir kaç yıl sonra bu eylemde, canlı yayını kesip programa katılan gençlerle Taksim'e yürümesi sorgulanmalı.Veya New York medyasında Türkçe "Diren Gezi Parkı" sloganının öne çıkarılması bizi düşündürmeli ,dahası ortaya konulan "amaç"konusunda düşündürmelidir.

En önemli noktalardan biri de öne çıkan aktivist ve gruplar..Taksim eylemi ile başlayan süreçte bir birinden farklı siyasi parti,kitle örgütü ve grup var.
Ülkücü- milli solcu-İslam Aydınlanmacısı olan grupların anti emperyalist temelde birleşmeleri bizim de istediğimiz ve Mudafai Hukuk doktrinine uygun bir yapıyı ifade eder...Ancak bu eylemlerde aynı alanda yer alan farklılık ,bir amaç ve program dahilinde olmaktan uzaktır..İllegal sol örgütlerden ülkücü gruplara;İslamcılardan legal sosyalist partilere,anarşistlerden PKK ve PKK'nın eteklerine yapışan gruplara ve ulusalcılara kadar ;farklı kanatlardan renk ve tonlarda insanları görmek mümkün.Örneğin Gaziantep'te, bir grup "Gerilla gerilla" türküsüyle halaya dururken,diğer yanda "Terörist değil Atatürkçüyüz" sloganı atılıyor.Aynı anda bir başka grup ,ülkücü simgeleri öne çıkararak slogan atabiliyor.Yurt dışından da destek gören eylemlerde, Londra ve ABD'deki mitinglerde olduğu gibi ,Türk Bayrağı'nın bir kaç metre ilerisinde bölücü örgütün simgesi olan paçavranın açılması kafaları iyice bulandırmaktadır.Eylemin ilk günlerinde BDPKK'nın kitleyi yönlendirmesi ve inisiyatifi ele alması lokal olan eylemi iyice bölücü örgütün güdümüne sokmaktadır.

Polisin şiddeti iyice tırmandıracak ölçüde olan sistematik müdahalesinin yanında bundan bir kaç gün önce Harbiye Ordu Evi civarında Polisle-Askerin karşı karşıya gelmesi ise bizim istemediğimiz emperyalizmin ise çok işine yarayacak sonuçlara yol açabilir.

Yükselen ve karmaşıklaşan bu kitle hareketinin yukarıda da örneklediğim gibi iki sivri ucu bulunmaktadır.Bu eylemlilik süreci "AKP karşıtlığı" görünümü altında tamamen ABD'nin güdümüne girip Soroscu ve bölücü örgütlenmeler eliyle emperyalizme de yedeklenebilir;çünkü halkta AKPi iktidarına karşı olan öfke birikimi eğer tabandan gelen bir örgütlenme aracılığıyla, anti emperyalist bir zemine oturursa bu ,emperyalizmin korkulu rüyalar görmesine neden olacaktır.Bu yüzden emperyalizm ,halkta biriken bu öfkeyi kendi güdümüne almak ve ipini çektiği AKP'yi kendi inisiyatifinde tasfiye etmek için kendi aktörlerini devreye sokmaktadır.Eylemcilere karşı başka bir "sivil" gücün devreye sokularak toplumun "ikiye bölünmesi" ise Batı'nın geçmişte sıkça kullandığı bir başka yöntem.

Peki ne yapmalı?.Burada, halk hareketinin, bölücülerin arkasına yedeklenmesine engel olmak ve Batı'nın sistemi içerisinde eritilmesine izin vermemek için milli kuvvetler devreye girmeli,kendiliğinden gelişen halk ayaklanmasını anti emperyalist,anti kapitalist temelde doğru çekmek gerekir.Emperyalizmin kucağında debelenen ve kendi dar grup çıkarlarını düşünen partilerin bu halk hareketini kendi potalarında eritmelerine izin verilmemelidir.Dahası ayaklanma partiler üstü bir örgütlenme için değerlendirilmelidir.Çünkü ;emperyalizm müdahale ediyor ya da eylemde bölücüler yer alıyor diyerek eyleme tamamen duyarsız kalmak da ; AKP karşıtlığı görünümü altında ,ayaklanmadaki her eylemi ve eylemciyi onaylamak da aynı sonuca varan yanlış değerlendirmelerdir..Burada yapılması gereken öncelikle eylemlerde emperyalizmin ve emperyalizme yedeklenen kuvvetlerin müdahalesinin önüne geçmek,kendiliğinden harekete geçen kitleleri bu noktada uyarmak ve bilinçlendirmek esas alınmalıdır.

Eylemi "çevreci" bir eylem olmaktan çıkarıp politik iktidara ve en önemlisi emperyalizmin sivil örümcek ağı olan Soros tipi örgütlenmelere karşıt bir temele çekmek....Milli temelde olan vurguları ön plana çıkarıp bölücüleri izole etmek esas alınmalıdır..Diğer önemli bir olgu algı yanılsamasına izin verilmemelidir. 2003'ten bu yana ABD'nin bir dediğini iki etmeyen politik iktidarın, ABD'nin "Sert müdahale ediyorsunuz" uyarısı karşısında, Dış İşleri Bakanlığı üzerinden pasif karşı çıkışı,emperyalizmle işbirliğinde sınır tanımayan iktidarı, bir anda ana akım medyanın bir bölümü eliyle,"ABD karşıtı"yapabilir..O zaman Türk halkı bu psikolojik savaş yöntemiyle ikili bir bilinç kuşatması yaşayacaktır.Bir tarafta "AKP karşıtı" bir bir kitle hareketi(ama ABD ve Soros destekli olan bir kitle hareketi.),diğer yanda "ABD'ye kafa tutan" politik iktidar görüntüsü.Tabi işin özüne indiğimizde ne var olan kitle hareketi AKP karşıtı ne de AKP iktidarı ABD karşıtıdır..Emperyalizm bilinçlere operasyon çekerken, bilinç bulanıklığı yaratmaya çalışıp renkleri "GRİ'leştirmektedir".
.Bu noktada politik iktidarın emperyalizmle olan organik bağı göz önünde bulundurulmalı,AKP karşıtı olan halk hareketlerinin , anti emperyalist,milli bağımsızlık temelinde şekillendiği ölçüde başarıya ulaşacağı Türk Halkına anlatılmalı..
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar
Üye
Üye
 
İletiler: 16
Kayıt: Pzr Mar 24, 2013 1:27

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x