Tapınakçı Müslümanlar
Tarih 17 Aralık 2004… Türkiye’nin en büyük “Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet” skandalının patladığı 17 Aralık 2013 tarihinin yıl dönümünden tam tamına 9 yıl önce! Kendisine “İstanbul İmamı” diyen arkadaş ile “Kardeşlik Hukuku” ile bağlı olduğunu söylediği “Müslüman Biraderi” kasıla-kasıla yürüdüler ve masaya yanyana oturdular!
Masanın arkasında büyük bir heykel vardı! Haçlı seferlerini başlatan, Türkleri Avrupa’dan sürmeye kararlı, Türk-Müslüman düşmanı 10. Papa İnnocent’in heykeli!
“Minareler süngü-Kubbeler miğfer-Camiler kışlamız-Müminler asker” diye bas-bas bağıran Müslüman Delikanlı, gele-gele El-Kaide’nin kurucusu Gülbettin Hikmetyar’ın dizinin dibinden Papa’nın heykelinin önüne kadar savrulmuştu! İslam Halifesi olma hayali ile Müslümanları kandıran birinin, feci düşüşünün gerçek hikayesidir bu anlatılan…
Sadece bu kadar mı?
2002 yılına kadar hiçbir iktidarın izin vermediği “Dinler arası diyalog” aldatmacasına Fethullah Gülen ile birlikte izin verip, İslam’ı hançerlediler! Önce Fethullah Gülen Papa tarafından kabul edilip takdis edildi ve beyni uyuşturucu kullanmaktan pelte haline gelmiş “Bebek katili Apo” ile takas edildi ve CIA’nın korumasında Amerika’ya sığındı!
28 Kasım 2014 yılında ise, Kaçak Sarayın ilk konuğu Vatikan Devlet Başkanı ve Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francesko oldu. Müslüman Delikanlının tercihi Kaçak Sarayı Kur’an sesleri ve Fatihalarla açmak yerine, Papa ile açmak olmuştu! Böylece Müslüman Delikanlı da Papa tarafından takdis edilmişti! “Davam için gerekirse Papaz elbisesi bile giyerim” diyen kişi, sonunda o elbiseyi kendi sarayında bizzat Papa’nın elinden giymişti…
Müslüman Delikanlı ve ekibi “Evlerde Kilise” açılmasına izin verip, ülkede binlerce ev kilisesi yarattılar! Gencecik çocukların kandırılarak din değiştirmelerine sebep oldular!
Ermeni Çeteleri 1. Dünya Savaşı sırasında, Türk halkına çok büyük zarar verdiler. Rusya’nın çekilirken onlara bıraktığı silahlarla binlerce Türk’ü katlettiler. En büyük katliam ise Van’da yapıldı. Ermeniler binlerce Türk Kadınını-kızını Akdamar Adasına götürüp tecavüz ettiler! Çok sayıda kadın-kız tecavüze uğramamak için kendisini Van Gölüne atarak intihar etti! O gün Van Gölü kırmızıya boyanmıştı…
Müslüman Delikanlı ve ekibi, Akdamar adasında bu vahşeti gelecek nesillere aktaracak bir ANIT yaptırıp üzerine tecavüze uğrayan Türk Kadınlarının isimlerini yazacağına, Erivan’daki sözde soykırım anıtının girişine Türk Bayrağını şu an dahi yolluk yapan ve çiğneyenlere Akdamar’daki kiliseyi milyonlarca liraya onartıp, hizmetlerine verdi…
Yukarıda yazılanların tamamı gerçek olup, Türk Milletinin gözü önünde yapıldı! Haram para ile kurulmuş medya organları bu ihanetleri, sanki bir başarı imiş gibi Türk Milletine anlattılar!
3 Nisan Pazartesi günü, Müslüman Delikanlı, HAYIR oyu vereceklere hakaret ederek, şunları söyledi; “Bana dostlarını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim ve tam da bu zamanda AB liderleri Papa’nın yanındalar! Niçin?”
Bu delikanlıya, aynı soruyu kendisine sormasını söylesem nasıl cevap verecek?
Papa kim; “Benim dostum, çok yakınız, sarayımın açılışını ona yaptırdım!”
Dönemin ABD Başkanı kim; “BOP’ta eşbaşkanlığı paylaştığım yol arkadaşım!”
Öcalan kim; “Oslo’da-Kandil’de görüşme emrini verdiğim ve kaldığı yeri TV-sekreterli villaya çevirdiğim, Diyarbakır’da mektubunu huşu içinde dinlediğim, Habur’da adam başı 4 dakikada militanlarını serbest bıraktırdığım, her seçimden önce ateşkes ilan edip beni rahatlatan kişi!
Barzani kim; “O benim ONUR KONUĞUM!”
FETÖ kim; “11 yıl boyunca iktidar ortağı yaptığım, hasretiyle tutuştuğum, ülkeye dönmesi için dualar ettiğim hocam!”
Yasin El Kadı kim; “Hayatımda kefil olduğum, güvendiğim tek dostum!”
Rıza Sarraf kim; “Aaaa bak onun yeri çok ayrı! O hayırsever, yardımsever biridir. Tutuklanmasına karşı çıktım, yine çıkarım!”
Fesli Şarlatan kim; “O benim hocamdır. Gazi Mustafa Kemal’e hakaret etmiş derler ama ben bilmem!”
Senin dostların bunlarsa, Türk Milleti yerine hala “Tek Millet” diyorsan biz sana ne diyelim be delikanlı? Senin Müslüman olduğuna nasıl inanalım! Sadece bu anlatılanlar bile sana asla inanmamamız ve 16 Nisan’da coşkuyla HAYIR oyu vermemiz için yeter. Hesap günü geldiğinde çaresine bakılacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle.
Rifat SERDAROĞLU, 4 Nisan 2017