
Belge üretim merkezi Taraf, AKP ne zaman sıkışsa imdada koşuyor. Bu sefer “balyoz” ürettiler ama balyoz etkisi yapmadı çünkü her zamanki gibi kötü bir üretim. 2002 tarihli dedikleri belgede fal bakmış olmalılar ki, 2006 yılında kurulan TGB’den bahsediliyor(!).. Belli ki TGB’yi Ordu destekli kurmalı sivil bir gençlik birliği olarak göstermek istiyor. TGB üyelerine yapılan polis baskısını da düşünürsek, senaryonun hangi merkezlerde yazıldığı ortaya çıkıyor. Ordunun kullanacağı gazeteciler diyerek, gazetecileri ordu vesayeti altında göstererek itibarsızlaştırmak istiyorlar.
Anlamadığım şu; bunca saldırı, yalan ve iftiralara karşı Ordu neden bir hukuk mücadelesi vermiyor? Şimdiye kadar kimi, kimleri dava etti? Belli ki darbe belgeleri “pehlivan tefrikası” halinde devam edecek. Darbe iddiası ile ilgili bir söyleşide Önder Aytaç “durun daha neler var” gibi garip laflar ediyordu. Bu demektir ki “senaryo” ellerinde, tefrika halinde yayına girecek. AKP ne zaman sendelese imdadına Taraf yetişiyor.
1960, 80 darbesini alkışlayan liboşlar şimdi niye darbe karşıtı kesildi acaba? Aslında bunlar hiç değişmedi. Geçmiş darbelerin arkasında ki güç ile bugün Orduya operasyon yapan güç aynıdır. O yüzden kuklalar kuklacıya göre oynuyor.
Bu tefrikalar sis bombası olarak kullanılırken ülkemizde neler oluyor?
Konya ovasından geçiyorum, ovada birçok arazi ekilmiyor. Başka illerde de durum farklı değil. Çiftçi yabancıların çıkarı için bitirildi. Hayvancılık bitti. Özelleştirme adına Et Balık Kurumları kapatıldı. Sümerbanklar yok edildi. Bu kurumlar Doğu ve Güneydoğu’da sadece istihdam yaratmıyor, aynı zamanda devleti de temsil ediyordu. Kapitalist sömürgeci ülkelerin çıkarlarına hizmet eden özelleştirmeler yüzünden ülkenin kan damarları kesildi. Özelleştirmeler işsizliği artırdı. AKP’nin iflas eden sağlık politikaları yüzünden sağlık paralı hale geldi.
Milli Eğitim içler acısı. Çocuklarımız ilkokuldan itibaren dershane manyağı yapılıyor. Veliler okul ile dershaneye para yetiştirmeye çalışan “sağmal inek” durumuna gelmiş. Bu çocukların oynamaya, sosyal faaliyetlere zamanı yok. Düşünemeyen, sorgulayamayan bir nesil yetişiyor. Hedefi olan bir ülke insana yatırım yapar. Biz çocuklarımızı okul ve dershanelere hapsediyoruz. Bu zindanlardan sağlıklı bir şey çıkmaz.
Sağlık kötü, Milli Eğitim bitik, tarım tarımsızlık politikalarına mahkum… Üretimi köstekleyen, tüketime özendiren çarpık bir politika sürdürülüyor. Yabancı sigara üreticilerinin çıkarına, Türk tütün üreticisinin aleyhine bir uygulama getirildi. 29 Aralık 2009 Tarihinde “Tütün Fonu” sıfırlandı. Tütün Fonu ile, yurda ithal edilen tütünlerden alınan vergi kaldırıldı.
Yazımızın bu noktasında tarihimize bir yolculuk yapalım.
1889 yılında Fransa Maliye Bakanlığı Müşaviri ve Avrupa Devletlerinin İstanbul'daki Duyun-u Umumiye-Dış Borçlar Hesap Komisyonu Başkanı olan Daniel Ducaste şöyle diyordu:
“-Şimdi Türkler, hızla borçlanmaktadırlar. Ancak 25 yıl sonra Osmanlı toplumunda, borçlanmaya karşı sert muhalif unsurlar çıkacaktır. İşte o zaman, gerek alacaklarımız ve gerekse faizleri tehlikeye düşecektir. Bu nedenle; Türkiye Devletinin maliyesi, ekonomisi, hazinesi ve tüm servetleri üzerindeki bizim hayati çıkarlarımızı koruyacak Türk Yöneticilere ihtiyacımız olacaktır. Ben, bu yerli misyonerlerin; davamıza bizden ve bizim yapacağımız siyasi baskılardan çok daha faydalı olacakları inancındayım. Bunlar; TÜRK Milletine karşı kendi dillerinde ikna yöntemleriyle yaklaşacaklardır. Bu,"YERLİ MİSYONERLERİMİZ"; alacaklarımızın ve hayati menfaatlerimizin, tüm Anadolu ve Ortadoğu topraklarında bir ya da bir kaç yüzyıl, teminatlarımızın en önemli koruyucuları olacaklardır. (Gülsev E. İrhan)”
Yıl 1889, yıl 2010… İsimler değişmiş, planlar değişmemiş. Tarih bilmek bu yüzden önemlidir!
AKP önündeki yargı engelini kaldırabilmek için referanduma gitmeyi planlıyor. Basın hükümetin kontrolünde, halkın doğru bilgi alması engellenecek ve sözüm ona halka gidilmiş olacak(!).. Türban konusunu bilerek çözmeyen AKP hükümeti, Cumhurbaşkanı seçiminde istismar ettiği gibi referanduma giderken de türban istismarı yapabilir.
Terör, Öcalan’ı Mandela yapma projeleri, böl-parçala-yut hesapları… Türkiye’de ki muadili gibi, Rum muhatabı ile evlerde gizli görüşmeler yapan Talat ve Bizans oyunlarına terk edilen Kıbrıs… Ermeni açılımı nedeniyle Azerbaycan’ın doğalgaza yaptığı zam yüzünden Türk Milletine atılan AKP kazığı… Usulsüz dinlemeler… Yolsuzluklar…
Ülkemizde 2009 yılının 10. ayında kaybolan çocuk sayısı 1078. Organ mafyasından bahsediliyor. Milletin yatak odalarına kadar dinleyenler, çocuklarımızı bulamıyor, kaçırılmalarını engelleyemiyor.
Kendine muhalif saydığı herkese hakaret eden, dava eden, ülkeden kovan, düşman ilan eden RTE, “s..tir” çalan Osman’ına cevap bile vermiyor. Herhalde Osman aileden sayılıyor(!)..
Ulus devlet, milli devlet diyenler sürüm sürüm süründürülürken, tecavüzcü bebek katilinin rahatı için her şey yapılıyor. Odasının duvar kağıtları Avrupa’dan özel olarak getiriliyor.
Saydığımız ve sayamadığımız rezillikler yaşanırken muhalefet ne yapıyor?
AKP çalıyor, muhalefet oynuyor. Yani, gündemi AKP belirliyor.
Oysa muhalefet il il, ilçe ilçe gezip Türk Halkından saklanan herşeyi anlatmalıydı. Türkiye’yi ayağa kaldırmalıydı, kaldıramıyor veya kaldırmıyor.
Oysa dünya hızla değişiyor. Emperyalist güçler acımasız projelerini hızla uygulamaya sokuyor. Haiti’de yaşanan depremden sonra yardım bahanesi ile Çin ve ABD ordusu ağır silahlarla Haiti’ye girdi. Fransa itiraz ediyor, BM’i göreve çağırıyor.
ABD 24 Temmuz 2004 yılında Nevada çölünde yaptığı tatbikatta seçtiği hedef ülkeyi, ülkenin yaşadığı büyük deprem sonrası 96 saatte işgal ediyordu. 96 saat Türk Ordusu’nun hazırlanma süresidir.
ABD’nin elinde tusunami oluşturma, büyük depremleri tetikleme gibi teknolojilerin olduğu söyleniyor. Marmara depremi tetiklenirse ne olur? Marmara bölgesi Türkiye’yi besliyor. Olası bir Marmara depreminde yardım bahanesi ile Türkiye’ye girilebilir. Dün Ermenileri Türk Halkına karşı kullananlar, günümüzde PKK’yı kullanacaktır.
Hükümetin; Ordu, Emniyet, istihbaratı toplayarak gelecek için projeler üretmesi gerekir desem komik mi olur? Komik olur. Mevcut Hükümet operasyonu kendi ordusuna yapıyor. AKP’nin zaafları yabancı istihbarat elemanları ve devlet düşmanlarının fırsatı haline gelmişti!
z_eucar@yahoo.com.tr
Zahide UÇAR / İnternetajans, 22 Ocak 2010