TARAFın Kenan Evren aşkı
Tarafa ilişkin görüşlerimizi takip edenler biliyor. Daha önce de söylemiştik. Ancak yinelemekte fayda var: Taraf, Ergenekon operasyonunda, manipülasyon, misenformasyon yapıyor. (Karartma) denilen tekniği uygulayarak, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını engelliyor.
Peki Taraf bu misyonu kim ve ne adına yapıyor?
Aslında Tarafın yayınlarına bakıldığında, bu misyonun kim adına üstlenildiği açıkça görülüyor. Taraf, koyu bir ABD yandaşlığı yapıyor, Türkiyeye demokrasinin ABD eliyle getirileceğini savunuyor. ABDden Türkiyeye göç etmek zorunda kalan Yasemin Çongar, köşe yazılarında ABD hayranlığını açıkça dile getiriyor. ABD ise Çongarın ülkesinde gazetecilik yapmasına olanak vermiyor. Çünkü; Çongar, Hudson Enstitüsünde yapılan Felaket Senaryoları başlıklı toplantıyı off the record olmasına rağmen köşesine taşıdı.
DERİN Mİ YÜZEYSEL Mİ?
ABD Dışişleri Bakanlığındaki kaynaklar ile ABDli gazetecilik örgütleri, bu yüzden Çongarı bir bakıma aforoz etti. Çongar, tasını tarağını toplayıp Türkiyeye dönmek zorunda kaldı. Dönüşünü ise bir kent efsanesi haline getirdi. Derin bağlantıları olduğu havasını yaydı.
Halbuki, ne derin bir bağlantısı kalmıştı, ne de haber alabileceği bir kaynağı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Bryza ile ilişkisi de Zeyno Baran yüzünden bozulmuştu. Sanırız bu hikayeyi Çongar birgün köşesinde anlatır. Zira, herkese yüksek perdeden gazetecilik dersi vermeye kalkan Çongar, ABDden neden dönmek zorunda kaldığını ve o meşhur restoran kavgasını da köşesine taşır
Böylece şeffaflaşmaya yönelik ilk adımı da atmış olur.
TARAF NOKTA OLMAYA OYNUYOR
Dediğimiz gibi; Taraf ve Çongar, kendilerine verdikleri havayla derin ilişki sahibi olduklarını söylediler. Halbuki; bu köşede dağda kaybolan üsteğmen haberinden sonra kendilerini uyarmıştık. Tarafa gönderilen bir dosyada yer alan bilgilerin neden onlara gönderildiğini söylemiş ve Sizi kullanmak istiyorlar demiştik. Aynı yazıda, NOKTA gibi kullanılmayın diye de not düşmüştük. Ancak Taraf, buna rağmen, hızla NOKTAlaştı, Noktayı bile geçti. Sonunun Noktaya benzeyeceği de YAŞ kararlarıyla birlikte anlaşıldı.
Taraf, hızla NOKTA olma yolunda ilerlerken, bu sırada bazı ilişkiler de kurdu. Örneğin, Ergenekon dosyaları, Tarafa önce büyük gazetelerin şube muhabirlerinden geldi. Tarafın şubede ilişki kurabileceği tek bir polis bile yoktu. Çünkü; şube muhabiri istihdam edilmemişti.
GÖNÜLLÜ BORAZANLIKTAN, ORGANİK İLİŞKİYE
Ancak operasyona gönüllü borazanlık yapma işlevini üstelen Taraf, kısa sürede hem Fethullahçılar, hem de operasyonu yönetenlerce keşfedildi. Tarafa büyük gazetenin muhabiri yerine, doğrudan servis başladı. Taraf da bu servisi büyük gazetecilik başarısı diye bize yutturmaya çalıştı. NOKTAda da aynısı olmuştu. Alper Görmüşe günlükleri getiren kişiler, Siz bir kısmını basın, biz de yayınlarımızda size destek vereceğiz demişti. Görmüş de mesleki tecrübesizlik yüzünden, hiçbir zaman ispatlayamayacağı bir kavgaya girişti. Aynı misyonunu şimdi de Tarafta sürdürüyor.
İşin en komik ve hazin yanı ise, gazetecilik ilkeleri ayaklar altına alınırken, herkese bir de demokrasi dersi vermeleri
Cemaate yaslanıp demokrasi dersi vermek, sanırız sadece Türkiyeye özgü olsa gerek. Ya da hükümete destek verip aklınca statükoyla kavga etmek de
KATİLLER DEMOKRAT MI OLDU?
Halbuki, Taraf ne statükoyla kavga edebilir, ne de yaslandığı güçler demokrasi kavgasına girişebilir. Zira; Tarafın o çok övdüğü ABD, bugün demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını üstleniyor. Irakta kan döküyor. AB, Kürt sorununun kangren hale gelmesinde başrolü oynuyor. Bir yandan PKKya, bir yandan devlete silah ve mayın satan AB, savaş suçu işlerken, yüzüne demokrasi maskesi takıyor. TARAFın AB misyonerleri de katil AByi, bize demokrat diye yutturmaya çalışıyor.
Ne zavallı ve acınası bir durum... Para, güç, mevki düşkünlüğü, insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor
KENAN EVRENE KORUMA
Tabii bunun en acı yanı, Taraf gibilerinin, bunu sol adına yapması ve solun bir kısmına da yutturması
Ne yazık ki; solun bir kısmı, TSKya yönelik saldırı haberlerini demokrasi kavgası olarak görüyor. Halbuki, Kenan Evreni savunan Tarafın demokrasiyle hiçbir ilgisinin olamayacağı gün gibi ortada duruyor.
Daha geçen ay, Tarafın Yazarı Önder Aytaç, ARTdeki Ceviz Kabuğu programında, Hulki Cevizoğluna şöyle dedi: Kenan Evrene kurban olurum.
Bunun üzerine kaleme aldığım yazıya yanıt yollayan Önder Aytaç, Evet o sözü söyledim diyerek şu savunmayı yaptı: Evren, 12 Eylülde elinde çok büyük güç bulunmasına rağmen, bunu sivillere devretti.
Demek ki bu yüzden, Evrene kurban oluyormuş Aytaç.
Bunlar Aytaçın kişisel görüşleridir, münferittir, diyerek üzerinde çok durmadık. Ancak tarihe de not ettik. Zira; Taraftan hiçbir demokrat yazarın bunu dert etmemesini de hayretle izledik. Zira, Müjde Nişanyan'ın başına bok dökülmesini dahi savunan Tarafçılar, mevzu Evren olunca sessizliğe gömülmüşlerdi.
EVREN AŞKI
Ancak ortaya çıkan son tablo, Aytaçın münferit olmadığını, Tarafta ciddi bir Kenan Evren aşkı olduğunu ortaya koydu. Uzatmadan anlatalım: Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) adlı oluşum, Ergenekon operasyonları üzerine bir kampanya başlattı. Bu kampanyanın bir ayağı da soruşturmanın 12 Eylüle uzatılmasını istemekti. Bunun için de gazete ilanları verildi. Kampanya boyunca iki gazete seçildi: Birgün ve Taraf
ESPnin hazırladığı ilanlar, Birgünde sorunsuz bir şekilde yayımlandı. Ancak içinde Kenan Evren, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve bazı generallarin fotoğraflarının olduğu ilanlar TARAFta sansüre uğradı. Taraf, Evreni hedef alan ilanı basamayacağını söyledi.
Sanırız gerisini anlatmaya gerek yok
Tarafın Kenan Evren aşkı, böylece bir kez daha tescillendi. AKP Kenan Evrene dokunamadığı için, Taraf da sınırını açıkça ifade etti. Zira, Tarafın sempatiyle baktığı Fethullah Gülenin Kenan Evreni övücü sözlerinden sonra, gazetenin bu ilanı yayılmasını beklemek zaten safdillik olurdu. Taraf, yapması gerekeni yaptı. Fethullahın ve AKPnin sevdiği Kenan Evrene dokundurtmadı.
DARBECİYİ KORUYORLAR
Aylardır AKP karşıtı olan herkesi darbeci diye niteleyen Tarafın DARBE SEVİCİLİĞİ de böylece tescillenmiş oldu.
Uzun lafın kısası:
TARAF, Türkiyenin en tehlikeli gazetesi. Çünkü, maniplasyon, mizenformasyon ve karartma yapıyor. Hrant Dink sömürüsü üzerinden, kendine solcu süsü verip AKP-Abdullah Gül-Erdoğan- Fethullah Gülen- ABD ve ABnin çıkarları için savaşıyor.
Taraf, sansürcü yüzünün deşifre olmasının ardından, komik bir gerekçenin arkasına sığınıyor: Suçu ispat edilmemiş kişilerin fotoğraflarını basamayız. Suça ortak olamayız.
YAPILAN İNFAZLAR NE OLACAK?
Bu gerekçe, Tarafı kurtaramıyor. Çünkü; Ergenekon Operasyonu konusundaki sicili beli olan Taraf, henüz şüpheli konumundaki kişilerin tümünü örgüt lideri katil çeteci darbeci diye suçluyor. Ancak Taraf, iş Kenan Evrene gelince, birdenbire hukuku hatırlıyor. "İlanı inceletiyoruz" diyor. Ardından da ekliyor: "Hukuki süreç bitmedi." Taraf, bu açıklamasıyla, bizi kandıracağını sanıyor.
HRANT'A BÜYÜK VEFASIZLIK!
Hrant Dink sömürüsü ise, Tarafın sol kesimle bağını kurması için bir araç olarak kullanılıyor. Eğer aksi olsaydı, TARAF İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürekin Erhan Tuncele yönelik sözlerini manşetine koyardı. Akyürekin Erhan medya tarafından örseleniyor. Bu duruma üzülüyorum sözleri, Tarafta yer bulamadı.
TARAF, samimi olmadığını yaptığı sansürle gösterdi. Akyürekin yayımlanmayan sözleri, Hrant sömürüsünü de deşifre etti.
SONRAKİ GÜNLER: TARAF HANGİ HABERLERİ YAYIMLAMIYOR, NELERİ SÜNSAR EDİYOR?