Tarımda H-arap Mevsimi!
Strateji uzmanlarının üzerinde birleştiği görüş şu:
Önümüzdeki dönem, tarımsal üretim sanayi üretiminden daha stratejik bir konuma gelecek.
Bunun belirtileri her kıtada ortaya çıkıyor...
Konunun küresel yanını başka bir yazı konusu yapalım, Türkiye ile ilgili boyutunu sütuna yatıralım.
Başbakan Erdoğanın GAP açılımına ister istemez şöyle bakmıştık:
Bugüne kadar tarıma yatırım yapmayı gereksiz bulan, tarımsal araştırma kurumlarını tek tek kapatan bir hükümetin birden GAP aşkına tutulmasının ardında, açıklanandan öte, başka şeyler olsa gerek!
Kokusu kısa sürede çıktı...
Geçen hafta, Suudi Arabistan Tarım Bakan Yardımcısının Financial Timesa verdiği demeci ayrıntılarıyla işlemiştik. Suudi Arabistan, aralarında Türkiyenin de bulunduğu 5 ülkede en az 100 bin hektar ölçekli tarım arazileri edinmeyi ve kendi gıda gereksinimini kendisi karşılamayı hedefliyordu...
Bu demeçle, Türkiyedeki iki gelişme örtüşüyordu:
1- Erdoğanın GAPa 12 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapma açılımı...
2- TBMMde yabancılara mülk satışını neredeyse sınırsız hale getiren yasa değişikliği...
***
Konu deşildikçe netleşiyor... İşte yukarıda konu ettiğimiz gelişmeden sonra ortaya çıkanlar:
1- Suudi Arabistanın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de Türkiyeden tarım arazisi satın almak ya da uzun süreli kiralamak istiyor.
2- Araplar, petrol fiyatlarının son yıllarda hep yüksek düzeyde kalmasının getirdiği gelir artışından, önümüzdeki yıllarda karşılaşabilecekleri sorunları çözmek için pay ayırıyorlar. Gıda üretimi de aslan payını alanlardan.
3- Suudi Arabistan 300 milyar, BAE 875 milyar dolarlık fonun yüzde 10-15ini bu alanda kullanmayı planlıyor.
4- Her iki ülke de Türkiye ile görüşmelere başladı. Suudi Arabistan Kralı Abdullahın Kasım 2007deki Türkiye ziyaretinde konu gündeme geldi. Kral Abdullah, özellikle GAP bölgesinde organik tarım yapmak istediklerini ifade etti. Gül ve Erdoğanın Kral karşısındaki duruşu, isteminin nasıl karşılanmış olacağını açıkça ortaya koyuyor.
5- Suudi Arabistan toprağı buldu da ulaşım olanaklarının geniş olduğu güzergâhları istiyor. Üretmeyi planladığı tarım ürünlerini gerekirse Türkiyede depolayıp ihraç etmeyi, Türkiye iç pazarına da sürmeyi planlıyor. Yani toprağımızın üreticisi değil, müşterisi olacağız!
***
Yazının başında Arap sözcüğünün başına H harfi getirmekteki amacımız, kesinlikle Arapları aşağılamak değil, hükümetin tarıma bakışını ortaya koymaktı.
Tarımın gelişmesi için bilimsel ve teknolojik destek şart. Batı, tarımsal araştırmaya en az tarımsal üretim kadar para ve eleman ayırıyor. Yerine göre, verimli bir tohumun bir gramı, o ürünün 1 tonundan daha pahalı olabiliyor.
AKP hükümetinin işbaşına gelir gelmez kapattığı, ortadan kaldırdığı kurumların başında işte bu tohumculuk araştırma birimleri de vardı.
Öyle anlaşılıyor ki, AKPnin tarıma can verecek bu damarları kesmesi, bugün attığı adımlarla bağlantılı stratejik bir karar.
Bir kilo buğdayın bir litre petrolden daha değerli ve pahalı olacağı bir döneme giderken, Arap dünyası kendince önlem arayışına giriyor. Onlara diyecek hiçbir şeyimiz yok...
Öfkemiz ülke ve bağımsızlık bilincini yitirmiş olanlara...
Cumhuriyet
23 Haziran 2008