TAŞ ATAN ÇOCUKLAR ve AYAKKABI FIRLATAN AĞABEYLERİ...

Dr. Noyan UMRUK

Ülkenin bir yerlerinde 6-18 yaş arasındaki çocuklar, her fırsatta panzerlerinin içindeki, kalkanlarının arkasındaki polislere, dükkanlara, özel ya da resmi taşıtlara taş atıyorlar...

Atıyorlar mı, attırılıyorlar mı?

Büyük olasılıkla attırılıyorlar...

Kimler attırıyor?

Malum...

Neden attıklarını biliyorlar mı?

Büyük yaşlardaki elebaşları hariç, büyük olasılıkla hayır...

Polisler ne yapıyor?

Önceleri çocukları çağırıp şeker, çukulata, oyuncak verip, onları sevip, başlarını okşuyorlardı.

Çocuklar ne yapıyorlardı o zaman?

Polis amcalarını öpüp, selam çakıyorlardı.

Sonra ne oldu?

Polis amcaları devamlı taşlanmaktan bıkıp, onları yakalayıp yargının önüne çıkarmaya başladılar. Savcı amcaları da kendileri için 15er, 25er yıl hapis istemeye kalkışınca çocuklar bu işe şaşıp kaldılar.

Çok değil mi istenen cezalar?

Yok canım, olacağından değil, savcı amcaları yaramazlık yapmasınlar diye gözdağı vermeye çalışıyorlar.

Sonra?

Sonra, “hamudu ile götürene bir şey yok, taş atan çoluk çocuğa 25yıl “ protestosu ayyuka çıkınca, hükümet bu çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmasını öngören hukuki düzenlemeyi yapıyor.

Yani?

Yani çocuklar 25 yıl hapishanede yatmak yerine, 3-5 yıl yatacak ya da ıslahhanede eğitilecekler.

Nasıl eğitilecekler yani?

Büyükleri şimdiye değin nasıl eğitilmişlerse(!), öyle ...

Sonra?

Bir kısmı çaresizlikten dağlara çıkacak, bir kısmı büyük kentlerin varoşlarında şanslarını arayacaklar.

Pekiyi, bu çocuklara aileleri, ana, babaları sahip çıkmıyorlar mı?

Çıkamıyorlar, çocuk çok, eğitim yok, iş yok, korku var...

Kimden korkuyorlar?

Taşları attıranlardan..

Pekiyi,bu çocukları hapishanelere,islahhanelere göndermek yerine doğru dürüst yatılı bölge okullarına, köy enstitüleri örnek alınarak kurulacak meslek okullarına gönderip eğitmek daha iyi değil mi ?

Tabii, böyle bir durumda, sosyal devletin yaklaşımı bu olur.

Eeeeee?

Şu anda ülkeyi yönetenlerin sosyal devlet anlayışı farklı. Kendileri zenginleşirken, ilk önce halkı yoksullaştırıp kendilerine muhtaç duruma getiriyorlar. Sonra, seçimlere doğru bulgur, makarna, yağ, şeker, buzdolabı Allah ne verdiyse dağıtıp(valiler de kömür dağıtıyor.) bu cömertliklerini oya tahvil ediyorlar. Sosyal devletin öngördüğü kurumlaşmalara iyi bakmıyorlar. Zaten, bu çocuklar ve aileleri de onlara oy getirmez. Bu işleri, sosyal devletin görevi olarak görmek yerine , “ minnet duygularını sömüren” bire bir cemaat ilişkisi olarak götürmek işlerine daha çok geliyor. Bırakın okulu, mokulu hükümetin başı kendisinden fabrika isteyen vatandaşlara “ben size, buralara fabrika, mabrika kurdurmam” diyor; teşvik olarak ağalara, şeyhlere trilyonluk imkanlar sağlıyor; onlar da deniz kenarlarına gidip okul, fabrika yerine 5 yıldızlı oteller yaptırıyorlar.

İyi ama, bu çocuklara taş attıranlar, başlangıçta bu ağalara, şeyhler karşı değil mi idi ?

Evet, ama, şimdi ırk temelinde kendilerini destekleyen ağalarla, şeyhlerle işbirliği içindeler.

Bu “taş attırma” Filistin intifadasına bir öykünme mi?

Evet, ama, iş oldukça karışık. Burada, dünyanın türlü çeşitli yerlerinden zaman zaman zorla getirtilen insanlara işgal ettirilen bir ülke yok.Tam tersine,topraklar, ağaların,şeyhlerin elinde.

Yani taşları ters tarafa mı atıyorlar?

Bu güzelim çocuklar, sözkonusu okullara gitseler, düz tarafa atacaklar.

İş arap saçı gibi çok karmaşık galiba?

Evet, açılım-saçılım edebiyatından çok, köklü, bütünleşik, ulusal ve bölgesel düzeyde eşgüdümlenmiş ekonomik, sosyal, kültürel boyutlara çözümler getiren, kamu yatırımları ile desteklenecek ciddi bir planlama ve uygulamayı gerektiriyor. Burada ayakkabı fırlatan gençlerle, taş attırılan çocukların kaderleri örtüşüyor. Çünki; Hazreti Muhammedin dediği gibi “Leyse lil insane illa maasea.” “İnsan için en yüksek değer emektir.” Bu kez ben sorayım: Öyle değil mi?

Öyle de bunu ne zaman kavrayabileceğiz toplum olarak, bilemiyorum.?


*Yazıdaki safiyane sorular, bir Cumhuriyet ve Demokrasi dinozoru tarafından yöneltilmiştir.

---

Noyan Umruk yazdı:“İnsan için en yüksek değer emektir.” Bu kez ben sorayım: Öyle değil mi?

Sayin Umruk, yaniliyorsunuz. Yerel secim öncesinde ne demisti Eşbaşkan: "Tutturmuşlar işsizlik, işsizlik. Sen %12 işsizliği konuşuyorsun da %88 iş sahibi olmayı niye konuşmuyorsun?" tayyip-erdogan-in-akillara-zarar-issizlik-yorumu-t19440.html

Ayrica büyügümüz gecenlerde buyurdu: "Her üniversite bitiren iş bulacak diye bir kaide yok" rte-her-universite-bitiren-is-bulacak-diye-bir-kaide-yok-t22540.html

Hangi emekten bahsediyorsunuz? Ne mutlu borsamizin %80'i, bankalarimizin %70'i yabancilarin. HaririTelekom'u Avrupa'da yilin markasi secmisler, eski ismini kullaniyorlar hâlâ utanmadan...

Siz en iyisi acilin sacilin, ekonomiye can katin.

Pekiyi, bu çocukları eğitmek daha iyi değil mi?

Cocuklar da onu diyor zaten