Taşeronu kaybetme telâşı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında, kapatma davasını değerlendirdi. AKPnin anayasa değişikliği için DTP ile ittifak kurma isteğinde olduğunu aktaran Bahçeli, Bizim sizinle beraber yürüdüğümüz ve bundan sonra da yürüyeceğimiz bir yol yoktur diye konuştu.
İstediklerini yaptırıyorlar
Avrupanın Türk yargısına yönelik açıklamalarına da tepki gösteren Bahçeli, ABnin AKP aleyhine açılan dava konusundaki sözde hassasiyeti, Türkiyede demokrasinin güçlenmesi aşkından ziyade, her istediklerini yaptırdıkları bir taşeronu kaybetme telaşından kaynaklanmaktadır dedi.
Batının telaşına vurgu yaptı
AKP, bu krizi TBMM çatısı altında aşmak yerine, çareyi Türkiyeyi her vesileyle aşağılayan ABnin koruyucu kanatları altına sığınmakta bulduğunu göstermiştir
ABnin AKP aleyhine açılan
dava konusundaki sözde hassasiyeti Türkiyede demokrasinin güçlenmesi aşkından ziyade, her istediklerini yaptırdıkları bir taşeronu kaybetme telaşından kaynaklanmaktadır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, AKPye açılan kapatma davası sonrası yaşanan gelişmelere değindi. Bu süreci demokrasi taraftarları ve karşıtları arasında son savaş olarak gördüğü anlaşılan AKPnin, her yolu meşru ve mubah sayan bir anlayışla bütün imkanlarını cepheye sürme hazırlığında olduğu anlaşılmaktadır diyen Bahçeli, bunun için milli irade ile yargının karşı karşıya getirildiğini, basın üzerinden yargıya adeta cihat ilan edildiğini söyledi.
Hezeyanlar hayasızca dile getiriliyor
Devlet Bahçeli, yargı süreçlerini basın vasıtasıyla etki altında bırakmak için başlatılan kampanyanın, son dönemde hız kazanarak sürdürüldüğünü belirterek, Bu baskı kampanyası zaman zaman tehdit niteliğine dönüşmekte, yargı organları alenen hedef haline getirilmektedir. Bağımsız yargı ağır bir kuşatma altına alınmıştır. Bu kapsamda; AKPnin, AB ve ABDnin desteğini alarak yargıya karşı mücadele etmesi gerektiği gibi hezeyanlar gazete sütunlarında hayasızca dile getirilebilmektedir dedi.
AB sopası tehdit silahı
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bakanların ön planda rol aldığı yargıyı etkileme seferberliğinde, AB sopasının da bir tehdit silahı olarak kullanıldığını ve kapatma davası sürdürülürse AB sürecinin askıya alınacağı şantajıyla yargıya gözdağı verilmek istendiğini savundu. Bu konuda da ABye sığınan ve yardım isteyen AKPnin, İmdat çağrısına beklenen cevabın gecikmediğini ifade eden Bahçeli, AB sözcüleri, Türkiyede yargıya güvenilemeyeceği, yargı reformunun şart olduğu yolunda yakışıksız beyanlarda bulunmuşlardır. AB, PKKnın sözcülüğünü yapan etnik bölücü partilerin de kapatılmamasını istemektedir. AKP aleyhine açılan dava konusundaki sözde hassasiyeti de Türkiyede demokrasinin güçlenmesi aşkından ziyade, her istediklerini yaptırdıkları bir taşeronu kaybetme telaşından kaynaklanmaktadır. AKP bu tutumuyla, bu krizi TBMM çatısı altında aşmak yerine, çareyi Türkiyeyi her vesileyle aşağılayan ABnin koruyucu kanatları altına sığınmakta bulduğunu göstermiştir diye konuştu.
Başbakan MHPyi kapattırmak mı istiyor
Bahçeli, Başbakan Erdoğanın son günlerde yaptığı açıklamalarda, türbanla ilgili neden MHP hakkında dava açılmadığını ima eden sözlerine de cevap verdi. Bahçeli, Erdoğana, MHPnin desteğinin görmezden gelindiğini söylemenizin ve bunu ikircikli bir yaklaşım olarak değerlendirmenizin amacı ve muhatabı tam olarak anlaşılamamıştır. Kim neyi görmezden gelmiştir? Bu sözleriniz, bu çevrelere bir davetiye, bir suç duyurusu olarak mı anlaşılmalıdır? Bu çevrelerin bu ihbarın gereğini ne şekilde yerine getirmesini istiyorsunuz? Sayın Başbakan, sizden beklenen bu davetin konusunu ve muhatabını açıklamanızdır. Bunun siyasi ahlakın asgari bir icabı olacağını dikkatinize getirmek isterim diye seslendi.
Bundan sonra sizinle yürümeyiz
AKPartinin anayasa değişikliği için DTP ile ittifak kurma isteğinde olduğunu aktaran Bahçeli Bizim sizinle beraber yürüdüğümüz ve bundan sonra da yürüyeceğimiz bir yol yoktur. Bulunacak çözümlerin adalet duygusunu zedelememesi, anayasaya gölge ve şaibe düşünrmemesi gerekir. Yargı önünde başlamış süreçlerin dışarıdan müdahalelerden etklilenmemesi gerekir. Bunun dışındaki formüller hukukla bağdaşmaz. Kapatma davasının ve Anayasa Mahkemesinin önündeki diğer konuların siyasi pazarlık denkleminin parçası olması düşünülemez. Gerilimi azaltmak Başbakanın görevi. Referandum zorlaması Türkiyenin bölünme tehlikesini getirir. Kaos doğurur. Bizim önerimiz parti kapatma değil, sorumluların cezalandırılmasıdır dedi.
Haber : Fatih ERBOZ
02/04/2008 02:27
yeniçağ gazetesi