Tasfiye ve tanzim

Her yolu kullanarak ülkemizi kontrol altında tutmak ve dönüştürmek isteyen bir siyasi irade var. ‘Tasfiye ve tanzim’ politikası şeklinde tanımlanması mümkün olan bu yöntem, her alanda işletilmektedir. Ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal’a uygulanan yöntem, kelimenin tam anlamıyla siyasi recimdir. Amaç; ülkenin temel değerleri konusunda net tavır koyan Baykal’ı ayartmak ve bağımlı hale getirmektir. Ancak Baykal, müthiş bir kararla kurulan politik düzeneği bozmuştur.

İnsanların özel hayatına müdahale ederek sindiren ve bunun üzerinden toplumu tanzim etmeye çalışan politik mimarlar, ‘dolaylı bir dille’ içerikten bahsetme yolunu tercih etme durumunda kalmışlardır. Eğer bir kasetten ve içerikten bahsedilip, bunun üzerinden siyasi sonuçlar çıkarılacaksa, Arslan Bulut’un 11 Mayıs 2010 tarihli yazısını bir kez daha okumakta yarar var. Kasetler var, kasetten içerü! Ülkenin geleceği üzerine dış mahfillerde yapılan görüşmelerin ve pazarlıkların kayıtları piyasaya sürülüp, deşifre edilse, toplumsal ahlaktan bahsedenler bu ülkede gezemezler. Ülkeyi tanzim etmeyi planlayan aktörlerle, onların ortakları arasında yapılan gizli görüşmeler meşruiyetini hangi ahlaktan ve hangi hukuktan almaktadır? Toplumsal ahlakın ve siyasi erdemin göstereni sadece cinsellik değildir...

Üstelik kasetin imal edilme biçimi ve sunumu ne İslâmi ne de insanidir. ‘İnsanların gizli hallerini araştırmayınız’ (Hucurât 49:12) emri Kur’ân’ın temel ahlaki ilkelerinden biridir. Bu tembih ve uyarı doğrudan özel hayatı korumaya yöneliktir. Evinde içki içen ve kadın oynatan birisini duvardan aşıp gözetleyen Hz. Ömer ‘sen günah işleyeceksin, Allah üzerini örtecek mi’, deyince adam, acele etme, ben bir günah işledimse, sen bu davranışınla üç günah işledin cevabını vermiştir.

- Allah ‘insanların gizli hallerini araştırmayın’ buyurdu, sen araştırdın.
- Allah, ‘evlere kapılarından giriniz’ buyurdu, sen duvardan aştın.
- Allah, ‘izin almadan, selam vermeden başkasının evine girmeyiniz’ buyurdu; sen izinsiz, selamsız evime girdin.

Bu durum karşısında Hz. Ömer, söz konusu kişiden af dilemiştir. Demek ki insanın özel hayatını araştırma, kayıt altına alma, yapılıp edilenden daha ağır bir günahtır. Kaldı ki imal edilip sahneye sürülen kasetin içeriği belli değildir. Hukuken tescil edilmiş değildir. Kesme, yapıştırma yoluyla imal edilen bir kaset üzerinden bir siyasi lidere karşı uygulanan bu kampanya ne ahlaki, ne hukuki, ne de insanidir. Tasfiye etme ve siyaseti düzenlemeye yönelik bir komplodur.

İstifa ederek bu komployu altüst eden Baykal, ortaya koyduğu kararın içeriğini şu iki hususla ortaya koymuştur: (I) Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem de CHP’yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak hem de CHP’ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir. (II) Türkiye olarak hepimiz hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasına ‘Dur’ demek zorundayız. Umarım, bütün bu yaşananlar ve benim istifam Türkiye’de yeni bir uyanışın başlangıcı olur.

Yaşanan durum, tam bir siyasi krizdir. Bu krizin bir uyanışa vesile olması için, kaset imal eden kirli eller açığa çıkartılmalıdır. Yargı mensupları için de kaset imal edildiği haberi dün basına düştü. Uygulanan tanzim politikasına karşı çıkan herkesi baskı altına alma, sindirme, ayartma yönteminin uygulandığı ortadadır. Telekulak ve kaset destekli güdümlü demokrasi, hile ve şerre dayalı politika ile ülkemiz kuşatılmak istenmektedir. Kaset imal ederek insanları baskı altına alan ve tasfiye eden aktörler ve ortakları deşifre edilmezse, ‘tanzim’ faaliyeti giderek derinleşecektir. CHP kadrolarına ve bu durumdan rahatsız olan herkese düşen görev, kasetin içeriği ne olursa olsun üretenleri deşifre etmektir.

Koltuk kavgasını bırakıp, ahlaksızlığın ahlak maskesini düşürme zamanı gelmiştir.

---

Nadim MACİT, YENİÇAĞ, 14 Mayıs 2010