Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

İletigönderen Başkomutan » Sal May 25, 2010 22:55

Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi?

Türk halkı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yolsuzluklarla mücadelesi ile tanıdı. Başlangıçta, AKP iktidarının ülkeyi nasıl parsellediğini, Tuncay Özkan’ın Kanaltürk televizyonunda, Tuncay Mollaveisoğlu’nun programında bütün ayrıntıları ile açıklıyor, ama sakin, kibar bir beyefendi görüntüsü verdiği, kavga etmediği için pek dikkat çekmiyordu.

Tuncay Mollaveisoğlu, Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı bir programda şöyle diyordu:

    Türkiye, görünmez bir holdingin kuşatması altında. Bu holdingin ortak özelliği, şirket sahiplerinin tamamının Erdoğan ve AKP’nin yönetim kadrosuna yakın isimlerden oluşması. Özelleştirmelerde, kıyıların, orman alanlarının, tarım alanlarının imara açılmasında, enerji üretim ve dağıtımında, imar planları değiştirilerek oluşturulan ve toplamı milyar doları bulan haksız kazanç temininde, altyapı projelerinde, birbirinden bağımsız, ancak görünmez bir holdinge bağlı şirketler ön plana çıkıyor. Türkiye’de yaratılan milyarlarca dolarlık rant bu görünmez holdinge aktarılıyor. Küçüklü büyüklü verilen sayısız işten alınan ’komisyon bedeli’ de yağmanın ve siyasetin finansmanının bir başka boyutu.


İşte bu görünmez holdingi, bıkmadan, usanmadan halkın gündemine getiren kişi Kılıçdaroğlu idi. Tayyip Erdoğan belli etmek istemiyor ama Kemal Bey’den bu sebeple çok çekiniyor. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, usta bir boksör gibi hep aynı yere vuruyor!

Aslında son dönemde “Baykal’ın CHP’si” nin bütün icraatlarında Kemal Kılıçdaroğlu’nun katkısı vardır. Mesela, 2007 yılında CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası’nın satışına imkân veren yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Haluk Koç, açıklama sırasında önemli bir benzetme yaptı:

    Yunanlıdan Kazak’ına, İngiliz’inden Fransız’ına, Lübnanlısından Kuveytlisine kadar herkes Türk bankalarını batan geminin malı gibi görüyor, kapışıyor. Tarih kitapları Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra yazar ya... ‘Şu yöremizi Fransızlar, şu yöremizi İtalyanlar, şu yöremizi Yunanlılar işgal etti’ diye. Bugün de herhalde şöyle diyorlardır: ‘Haberleşme sektörü Araplar ve İngilizler, bankacılık sektörü Yunanlılar, alkollü içecekler sektörü Amerikalılar, Türk Petrol Kanunu ile enerji sektörü çok uluslu şirketler tarafından parsellendi.’ Halkbank satılırsa Anadolu’nun kodları yabancılaşacaktır. Tüm esnaf ve KOBİ’lerin bilgileri yabancıların eline geçecek, Türkiye’nin ekonomik dinamikleri yabancıların kontrolüne girecektir. Böylece Anadolu girişimcisinin arkasındaki gerçek güç yok edilecektir.


Demek istediğim şu ki, CHP Anayasa Mahkemesi’ne sık başvurmakla eleştiriyor ama bu başvuruların hazırlık safhasında, titiz bir bürokrat olarak Kemal Kılıçdaroğlu mutlaka vardı.

Deniz Feneri olayını sürükleyenlerden biri de Kemal Kılıçdaroğlu idi. Anayasanın 69. maddesinin 10. fıkrasına göre “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır”dı.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Süha Okay “Yasa dışı bir işlem vardır, nakit paralar bavullarla gelmiştir” diyorlardı. Para, Başbakan’a teslim edilmişti ama Endonezya depremi için gönderildiği söyleniyordu. Konuya yayın yasağı konulduğu için CHP de işin peşini bıraktı ve bu konular araştırılmadı. Hepsi yeniden gündeme gelebilir! Artık bu olaylardan Tayyip Bey mi yoksa Recep Bey mi sorumlu tutulur, orasını bilemem!
26 Mayıs 2010 - Arslan BULUT
En son Başkomutan tarafından Sal May 25, 2010 23:35 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

İletigönderen Ram » Sal May 25, 2010 23:14

[mod="Ram"]
Kural 15, Madde a. yazdı:... içerik, tümceliklere(paragraflara) göre düzenlenmelidir (paragraf: düz yazıların kendi içinde satır başlarıyla ayrıldıkları bölümler ve aralarında boşluk bulunan cümle kümeleridir). (...)

Lütfen içeriği kuralına göre yeniden düzenleyiniz.[/mod]
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

İletigönderen avrasya » Sal May 25, 2010 23:19

Sayın Başkomutan ,
Sürekli Yeni konu açıyorsunuz. Hepsi de gazete köşe yazarlarının yazılarını aynen kopyala yapıştır yaparak . Ya da bazı internet sitelerinden kopyaladığınız yorum, analiz yazıları !

Sonra aynı konunun altına yine ard arda bazen bir mesajda birkaç tane birden uzun kopyala yapıştırlarla konu okunamaz hale geliyor.

Forumda herkes tam bir konuda yoğunlaşırken açtığınız yeni konu başlıkları ile, yoğunlaşılan konu hoop deyip Anasayfadan uzaklaşıyor. Konularda güme gidiyor.

Arslan Bulut beğendiğim fikirlerine önem verdiğim bir gazetecidir. kendisini Yeniçağda zaten okuyorum . Forumda daha çok tartışma yapsak, kendi özgün fikirlerimizi söylesek daha iyi olmaz mı?

Nadiren başlık açarım , (çok önemli görürsem)
Bugün ben de bir haberden kısa bir alıntı yaparak , link vererek başlık açmıştım ama açtığımız başlıklara sanırım kendi yorumlarımızı da ekleyerek konu açarsak daha iyi olacak diye düşünüyorum.

Saygılarımla
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

Re: Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

İletigönderen Urunguj » Çrş May 26, 2010 0:12

Sürekli Yeni konu açıyorsunuz da ne demek?

Köşeyazarı (Arslan Bulut) yeni yazı yazmış, yazmasa mıydı?

(açılmamış olsaydı ben açacaktım bu başlığı)

burası Gazete Köşe Yazarları bölümü forumun.

Siz ardniyetlisiniz, yani kötü niyetlisiniz!
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

İletigönderen Ram » Çrş May 26, 2010 2:15

Başkomutan, konuyu 00:35'te bir defa düzenlemişsiniz. Ancak yine derli-toplu değildi. İm (Code) içinde sizin iletinizi aşağıda veriyorum:

İm (Kod): Tümünü seç
[right]http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/resimler1/authors/5.gif[/right]
[color=#BF0000][size=150]Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi?[/size][/color]

Türk halkı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yolsuzluklarla mücadelesi ile tanıdı. Başlangıçta, AKP iktidarının ülkeyi nasıl parsellediğini, Tuncay Özkan’ın Kanaltürk televizyonunda, Tuncay Mollaveisoğlu’nun programında bütün ayrıntıları ile açıklıyor, ama sakin, kibar bir beyefendi görüntüsü verdiği, kavga etmediği için pek dikkat çekmiyordu.

Tuncay Mollaveisoğlu, Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı bir programda şöyle diyordu:
“Türkiye, görünmez bir holdingin kuşatması altında. Bu holdingin ortak özelliği, şirket sahiplerinin tamamının Erdoğan ve AKP’nin yönetim kadrosuna yakın isimlerden oluşması. Özelleştirmelerde, kıyıların, orman alanlarının, tarım alanlarının imara açılmasında, enerji üretim ve dağıtımında, imar planları değiştirilerek oluşturulan ve toplamı milyar doları bulan haksız kazanç temininde, altyapı projelerinde, birbirinden bağımsız, ancak görünmez bir holdinge bağlı şirketler ön plana çıkıyor. Türkiye’de yaratılan milyarlarca dolarlık rant bu görünmez holdinge aktarılıyor. Küçüklü büyüklü verilen sayısız işten alınan ’komisyon bedeli’ de yağmanın ve siyasetin finansmanının bir başka boyutu.”
İşte bu görünmez holdingi, bıkmadan, usanmadan halkın gündemine getiren kişi Kılıçdaroğlu idi. Tayyip Erdoğan belli etmek istemiyor ama Kemal Bey’den bu sebeple çok çekiniyor. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, usta bir boksör gibi hep aynı yere vuruyor!


Aslında son dönemde “Baykal’ın CHP’si” nin bütün icraatlarında Kemal Kılıçdaroğlu’nun katkısı vardır. Mesela, 2007 yılında CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası’nın satışına imkân veren yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Haluk Koç, açıklama sırasında önemli bir benzetme yaptı:
“Yunanlıdan Kazak’ına, İngiliz’inden Fransız’ına, Lübnanlısından Kuveytlisine kadar herkes Türk bankalarını batan geminin malı gibi görüyor, kapışıyor. Tarih kitapları Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra yazar ya... ‘Şu yöremizi Fransızlar, şu yöremizi İtalyanlar, şu yöremizi Yunanlılar işgal etti’ diye. Bugün de herhalde şöyle diyorlardır: ‘Haberleşme sektörü Araplar ve İngilizler, bankacılık sektörü Yunanlılar, alkollü içecekler sektörü Amerikalılar, Türk Petrol Kanunu ile enerji sektörü çok uluslu şirketler tarafından parsellendi.’ Halkbank satılırsa Anadolu’nun kodları yabancılaşacaktır. Tüm esnaf ve KOBİ’lerin bilgileri yabancıların eline geçecek, Türkiye’nin ekonomik dinamikleri yabancıların kontrolüne girecektir. Böylece Anadolu girişimcisinin arkasındaki gerçek güç yok edilecektir.”
Demek istediğim şu ki, CHP Anayasa Mahkemesi’ne sık başvurmakla eleştiriyor ama bu başvuruların hazırlık safhasında, titiz bir bürokrat olarak Kemal Kılıçdaroğlu mutlaka vardı.


Deniz Feneri olayını sürükleyenlerden biri de Kemal Kılıçdaroğlu idi.
Anayasanın 69. maddesinin 10. fıkrasına göre  “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır”dı.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Süha Okay  “Yasa dışı bir işlem vardır, nakit paralar bavullarla gelmiştir” diyorlardı.
Para, Başbakan’a teslim edilmişti ama Endonezya depremi için gönderildiği söyleniyordu.
Konuya yayın yasağı konulduğu için CHP de işin peşini bıraktı ve bu konular araştırılmadı. Hepsi yeniden gündeme gelebilir! Artık bu olaylardan Tayyip Bey mi yoksa Recep Bey mi sorumlu tutulur, orasını bilemem!


[url=http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=13398]26 Mayıs 2010  Arslan BULUT[/url]


Önceki hâli: [img]http://www.upload3r.com/serve/250510/1274829736.bmp[/img]


Yukarıda im içinde verdiğim sizin gönderiniz ile -"düzenle" düğmesine tıklayarak- konunun şimdiki hâli arasındaki değişiklikleri, kullanılan "BBCode" imlerini inceleyebilirsiniz.

Sorularınız olursa bekliyorum, yardımcı olurum.

Bunlardan ayrıca, bir yazıda önemli görülen sözcük veya tümce koyulaştırılabilir. Yalnız, eğer bir yazıda alt başlık varsa bunlar koyulaştırılmalıdır. Örneğin: turkish-democracy-foundation-turk-demokrasi-vakfi-t19098.html
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Tayyip Bey mi sorumlu yoksa Recep Bey mi? / Arslan BULUT

İletigönderen Deli Haydar » Çrş May 26, 2010 13:39

Arslan Bulut yazdı:Anayasanın 69. maddesinin 10. fıkrasına göre “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır”dı.



İşte Anayasa Taslağının Son Hali
ntvmsnbc / 30 Mart 2010

...
Parti Kapatma Davaları

Madde (8): Anayasa'nın, ''siyasi partilerin uyacakları esaslar'' başlıklı 69. maddesi değiştiriliyor.
Buna göre, siyasi partilerin mali denetimi Sayıştay tarafından yapılacak.

Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine, TBMM'de grubu bulunan her siyasi partinin 5'er üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı'nın Başkanlığında oluşturulacak komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesince karara bağlanacak.

Komisyonun kararları, yargı denetimi dışında olacak. İzin talebinin Meclis'e ulaşmasından itibaren 30 gün içinde komisyon oluşturulacak ve komisyon kararını izin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren en geç 60 gün içinde verecek. Meclis'teki siyasi parti gruplarınca izin talebiyle ilgili görüşme yapılamayacak, karar alınamayacak.

Anayasa Mahkemesi, kapatma kararı veremeyecek, fiilin ağırlığına göre partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verilecek.
...
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Arslan BULUT

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x