Tayyip Erdoğan’ın siyasetteki sırları!
AKP eski milletvekili Suat Kınıklıoğlu, Alman DieZeit Gazetesi’ne konuştu ve “Tayyip Erdoğan, aslında İslâmcı biri değil” dedi. Odatv’den Süheyla Kaplan’ın haberine göre Kınıklıoğlu, “İslâmcı değilse ne o zaman?” sorusuna ise “O bir otoriter. Erdoğan İslâmi politikaları, iktidarda kalmak için kullanıyor. Erdoğan’ın şu an büyük problemi var. Erdoğan’ın çıkış yolu yok. Eğer AKP, seçimleri kaybederse, ya hâkim karşısına çıkacak ya da ülkeyi terk etmek zorunda kalacak” cevabını verdi.
* * *
Denilebilir ki, “Türkiye’nin kaderine, ‘Benim referansım İslâm’dır’ diyerek müdahil olmaya başlayan Tayyip Erdoğan, İslâmcı değilse, neden bütün siyasi hayatı boyunca başörtüsü, imam-hatip, cami gibi İslami figürleri kullandı? Hatta bugün Cumhurbaşkanı sıfatını taşıdığı halde neden Anayasa’ya aykırı olarak AKP’yi desteklemek için yaptığı mitinglerden birine elinde Kur’an ile çıktı. Eleştiri gelince de neden ‘Benim hayatım Kur’an ile geçti’ dedi?”
İsterseniz bu soruya Necmettin Erbakan cevap versin! Erbakan, AKP iktidarının ilk üç ayını değerlendirirken, bana “Dış güçler, bir taraftan MHP’nin AB’ye karşı tavrını, öbür taraftan da Ecevit’in Kıbrıs ve Irak konusundaki tavrını beğenmiyordu. ‘Bize yardımcı olacak iktidarı iş başına getirelim’ diyerek, seçimleri öne alıp medya vasıtasıyla AKP’yi desteklediler” demişti.
Erbakan’ın “dış güçler” dediği ABD, Avrupa Birliği ve İsrail idi. Gerçekten de Hristiyan-Yahudi koalisyonu, neden Türkiye’de samimi İslâmcı bir iktidarın kurulmasını istesin? Bunu isteselerdi, 28 Şubat süreciyle Erbakan hükümetini Millî Görüş hareketini de bölmek suretiyle yıkarak, AKP’nin önünü açarlar mıydı?
CIA’nın beyni Graham Fuller, tam da o sıralarda artık Kemalizm’in modasının geçtiğini ve Türkiye’nin “Ilımlı İslâm” a öncülük etmesi gerektiğini ileri sürer miydi? Fuller, “Fazilet Partisi’ndeki gençlerin baskın çıkacağı ve Yenilikçi Hareketin Ilımlı İslâm’a liderlik yapacağı”nı söyler miydi? Tayyip Erdoğan, gayrimeşru bir ara seçimle TBMM’ye sokulur muydu? AKP’nin programı, yerel yönetimlere otonomi vermeyi öngören gizli bir CFR memorandumundan aynen kopyalanır mıydı? 27 Nisan bildirisiyle AKP’ye 10 puan daha kazandırılır mıydı?
Erbakan, o röportajda, “ABD’nin tek güç haline gelmesi ile İsrail çeşitli projeler yapmıştır. Türkiye’nin parçalanmasına kadar plan ve programlar var. Kıbrıs yine onlara verilecek, Güneydoğu parçalanacak. Pontus kurulacak, tıpkı Sevr’de olduğu gibi, Karadeniz Yunanlılara verilecek. İstanbul, Bizans olarak başka bir siyasi anlam kazanacak. İzmir, Yunanlılara verilecek, kalanlar da Asya’ya sürülecek. Bu plan mucibince bir yandan İran, Irak, Suudi Arabistan, Mısır ezilirken, diğer yandan da Türkiye’nin ezilmesi hedef alınmıştır!” demişti.
Arap Baharı, Libya ve Suriye’nin parçalanması, çözüm süreci çerçevesinde PKK’nın meşrulaştırılması, hep AKP’nin girişimlerinin sonucu değil mi? Özerklik ve başkanlık sistemi ne için planlanıyor?
* * *
Türkiye’deki hatta İslâm dünyasındaki sözde İslâmcı hareketler, İngiltere ve ABD’den bağımsız değildir. Görevleri, Türkiye’yi Batı’ya teslim etmektir. İngilizlerin, Fransızların Türkiye’ye karşı kullandığı İskilipli’ye, Şeyh Sait’e, Seyit Rıza’ya, Menemen’de Kubilay’ı şehit edenlere, 31 Mart irtica vakasına bu sebeple sahip çıkarlar.
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk diyor ki; “Kur’an, İslâm’ın adını kullanan ama onu Kur’an dışı bir sömürge dini haline getiren siyasal İslâmcılığın, Müslümanları Haçlılara nasıl, hangi gerekçeleri öne sürerek, hangi hüsranlar pahasına teslim edeceğini çok açık beyanlar halinde ve asırlar öncesinden bildirmektedir.
Sonuç, Haçlı hizmetçilerinin hüsranı olacaktır ama Müslüman kitleler ve Türkiye, çok büyük bir hasara uğrayacaktır.”
Arslan BULUT, 18 Mayıs 2015
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr