TAYYIP-GUL NASIL GELDILER...ISLAMI SOYLEMLERLE...
DIN CAGRISIMI OLMASA BIZ OY VERIRMIYDIK......HAYIR..
PEKI...SIMDI NE YAPIYORLAR......
NE YAPTIKLARI ASAGIDA...ALLAH BILIR NE YAPACAGINI...
ALLAH BUYUK.....
Başbakan'ın Oğlu Gemi Almış!..
Gemiyi satan işadamı da İETT arazisi ihalesini kapmış... Tesadüfe bakın!..
En iyisi ben bu muhteşem öyküyü size baştan anlatayım... Önceki gün yayımlanan Vatan gazetesinin manşeti şöyleydi:
- Başbakan'ın oğlu gemi aldı!..
Gıda dağıtım işinden denizcilik sektörüne geçen Başbakan'ın büyük oğlu Burak Erdoğan ve ortağı, Safran 1 adlı kuru yük gemisiyle taşımacılık yapacak...
Haberin ayrıntıları daha da ilginçti; Erdoğan' ın büyük oğlu Burak, denizciliğe ilk adımını geçen yıl amcası, eniştesi ve kayınpederi ile birlikte kurduğu "Turkuaz Denizcilik" le atmıştı. İki ay önce de kendisini denizciliğe teşvik eden Mecit Çetinkaya 'nın oğlu Mert 'le ikinci şirketini kurdu. İki genç 19 Ocak 2007'de kurdukları şirkete adlarının baş harflerini verdi: MB Denizcilik.. . 6 Şubat'ta da ilk gemileri Safran 1'i, 2 milyon 350 bin dolara aldılar.
Peki, bu iki işbitirici genç gemiyi kimden almıştı? Başbakan'ın kızlarını taa Amerika'larda bursla okutan işadamı Remzi Gür 'ün hem akrabası hem de iş ortağı olan Hasan Doğan 'ın şirketi Gürgem Denizcilik'ten! .. Üstelik 500 bin dolar peşin, 36 ay vade ile!.. Denizcilik piyasasını bilenler, "Böyle satışı babası oğluna yapmaz" diyorlar!.. Hasan Doğan'a gelince; bu satıştan yalnızca bir buçuk ay sonra, dün, Başbakan Erdoğan'ın kuyumcusu Cihan Kamer ve Dubai Şeyhi El Maktum ile ortak olarak milyar dolarlık İETT arazisinin ihalesine katıldı.. Ve üçlünün ortak olduğu Sama Dubai şirketi bu ihaleyi 705 milyon dolara kaptı... İyi mi?!..
Bilmiyorum; bu ülkeyi ve içinde yaşadığımız "vahşi" süreci daha iyi anlatabilecek bundan daha açık, daha net bir örnek bulunabilir mi?..
- Varsa lütfen söyleyin!..
***
Şimdi de elinizi vicdanınıza koyup düşünün...
Dünyanın çağdaş, demokratik hangi ülkesinde bir Başbakan oğlu 2 küsur milyon dolara gemi alabilir?.. Dünyanın neresinde bir Başbakan ailesi, gıda işinden çıkıp, daha kârlı olduğu için denizcilik sektörüne girer ve daha dün kızlarını bursla okutan işadamının ortağından milyonlarca dolarlık gemi satın alır?..
Ve o gemiyi Başbakan'ın oğluna satan adam milyar dolarlık arazi ihalesine girer, üstelik milyar dolarlık denilen araziyi 300 milyon dolar daha ucuza alır?..
İşsizliğin resmi rakamların en az iki kat üzerinde bulunduğu bilinen, yoksulluk sınırının 2 bin YTL'ye, açlık sınırının 1 milyar YTL'ye dayandığı bir ülkenin başbakanının oğlunun, aileden sayılan işadamlarının çocuklarıyla "kârlı işlere" soyunması ve gazetelere manşet olması, neresinden baksanız bir vicdan yarasıdır...
Ancak siz, "Maliye Bakanı'nın oğlunun 20 milyon dolarlık yatırımlar yaptığı, Ulaştırma Bakanı'nın oğlunun 445 bin Avro'ya feribot satın aldığı bir ülkede Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın oğlu 2 küsur milyon dolara gemi almış çok mu?" diyebilirsiniz. ..
Oysa hangi istiklâl vardır ki yabancıların nasihatleriyle,
yabancıların planlarıyla yükselebilsin?
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. M.K.ATATURK