Bugün internette haberleri tararken şöyle bir haber başlığı dikkatimi çekti.
"AK Parti'den Tebdili Kıyafetle Saha Araştırması" haberin detayları şöyle ;
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ; Yerel seçimler için aday belirleme sürecinde, AK Parti Genel Merkezince görevlendirilen kişiler, kentlerde tebdili kıyafetle halkın nabzını tutuyor.
Haber epeyce komiğime gitti ve beni gülümsetti.
Tarihte tebdili kıyafet bu milletin yabancısı olmadığı bir olay, bu Osmanlıda padişahlar tarafından halkın nabzını tutma ve denetleme amaçlı uygulanırdı.
Bu uygulayıcıların en meşhuru ise 4. Murad idi. Kendisi tarihe alkol ve tütün yasağı ile geçti.
Neticede, padişahlar kılık kıyafetleri, yaşamı ve çevresi ile hemen halktan ayırt edilebilen insanlardı. Bu yüzden ara sıra halktan biri gibi giyinip halkın arasına karışmaları normaldi.
Ya bu Ak partililerin densizlikleri.
Demeci veren de, genel başkan yardımcısı alelade biri değil.
Benim anlamadığım, bunlar tebdili kıyafeti nasıl uyguluyorlar? Bundan ne anlıyorlar.
Ne giyiyorlar da halktan biri değilken, birden halktan olabiliyorlar.
Demek ki halktan o kadar koptular ki, artık tebdili kıyafete ihtiyaç duyuyorlar.
Yazık,
Ülke gerçeklerinden kopuk olmak,
Halk karnını zor doyururken bir şekilde, siyaset sayesinde halktan farklı, ayrıcalıklı yaşayabilmek.
Dilimizin bile dönmediği yiyecek ve içeceklerden tüketebilmek.
Osmanlı gibi yaşamaya çalışmak, osmanlının yediklerine öykünmek.
Osmanlının törelerini âdetlerini, o dönemin saray yaşamını günümüzde yaşamaya çalışmak.
Sonunda ise sadece komik olmak.
Neticede şatafat ve ihtişamlı lüks yaşamda sınır yok. Lüksün dibine vurmak da bu arkadaşlara nasip oldu.
Ancak ,
Osmanlının, bilimi, ilerlemeyi, çağdaşlaşmayı yaşantısına adapte edemediğinden dolayı yıkıldığını unutmamak gerekir.
Farklı bir kafayı, farklı bir dünyayı yaşamak.
Sonra da tebdili kıyafet yapıp halkın nabzını tutma komedileri.
Bu ülke bir dönem de, Lale devrini ve papatyaların yaşantısını görmüş, ibretle seyretmişti. Herşeyin bir sonu olduğu gibi o dönem de sonlanmıştı.
Bugün onları hatırlayan bile yok. Bunlarsa onları da aştı.
Baştan sona, bunların hepsi maalesef aynı kafada, kısaca hepsi uçuş modunda.
Bu kafa nasıl yapılıyor, bunu Türk halkı olarak biz senelerden beri bir türlü çözemedik, anlayamadık.
Çözsek de biraz da biz kafayı bulsak.
Zafer ATUN
21/09/2018
zaferatun.wordpress.com