Terbiyesiz!!. Korkak!!
İki insan tiplemesi ülkenin başına bela oldu. Biri hırsız, arsız, yolsuz, ahlaksız, kumpas kuran, teknolojiyi ahlaksız çıkarları için kullanıp insanların sesine ilaveler yapan, olmadı üreten soysuzlaşmış insan müsveddeleri… Yani TERBİYESİZ takımı… Diğeri; yemekten, içmekten, dışkılamaktan başka bir işlevi olmayan; insanlar linç edilirken, geleceği yok edilirken dilsiz şeytan güruhu olarak köstebek misali korkaklığının dehlizlerinde saklanan yavşaklar!!..
İşte bu ülkeyi asıl karanlığa götüren bu korkak yavşak guruptur. Bunlar birilerine yiğitsin deyip ortaya iter, yiğit dediği insanlar linç edilirken, korkakça ortadan kaybolur. Bu nedenle ağıtlar yakılır ülkemde. Korkakça saklanıp cinayetlere ortak olanlar, vicdanlarını ağıt yakarak rahatlatırlar. Uğur Mumcu’yu, Eşref Bitlis’i, Necip Hablemitoğlu’nu, Boğazlıyan Kaymakamı’nı, Kubilay’ı bu korkaklar katletti aslında. Onlar ülkelerinde bu terbiyesiz ve korkak takımının çoğunlukta olduğunu biliyordu. Gene de karanlıklara mum yakmaktan vazgeçmediler. Hainlerin yolu belli… Ya korkaklar? Kahvehanelerde, klavyelerinin arkasında mangalda kül bırakmayan korkaklar… Onları sadece ihanet değil, korkaklık öldürdü. Ey sessiz seyirciler, ayağınızın altında ki topraktan, gözüne baktığınız çocuklarınızdan utanmıyor musunuz?
Terbiyesiz iftira ediyor, terbiyesiz tuzak kuruyor, terbiyesiz ülkenin anahtarını “kale anahtarı” dışarının köpekbalıklarına teslim ediyor. Sen ne yapıyorsun? Saklanıyorsun!! Toprağın, işin, aşın, çocuklarının geleceği satılırken saklanıyorsun. Senin ve çocuklarının da geleceği kurtulsun diye mücadele verenlere tuzak kuruluyor, işinden atılıyor, onuruyla oynanıyor, fişleniyor… Sen ne yapıyorsun? Saklanıyorsun… Bu ülkeyi hainlerin gücü değil, sizlerin korkaklığı bitirir!.. Kahramanına sahip çıkamadın! Bu ülke için kanını, canını verenlere sahip çıkamadın! Üstünde yaşadığın, yediğin, içtiğin, dışkıladığın bu ülkeye hizmet edenlere sahip çıkmak senin borcun değil mi?
Şener Eruygur’un suçu ne? 35 CİA ajanını ülkeye O mu soktu? Ülkenin bütün kaynaklarını yabancılara teslim edip seni o topraklarda kiracı, köle mi yaptı? Ülkeyi bölmek için gizli anlaşmalar mı yaptı? Evet, suçlu Eruygur Paşa… Emekliliğin tadını çıkarmak varken ülke derdine düştüğü için suçlu. ABD’nin Türkiye üzerindeki emellerine karşı milletini uyandırmak istediği için suçlu. Şimdi hafızasını büyük oranda kaybetmiş bir insan olarak ülkesine sahip çıkmanın bedelini ödüyor. Yetmedi, bir ses kaydı, Eruygur’un eşinin sesi diyerek Vakit’in internet sitesinde yayınlanıyor. Mukaddes Eruygur “Böyle bir konuşmam olmadı. Artık iftiralara dayanamıyorum” diye konuştu. İnsan olanın bu feryada içi sızlar. İnsanlıktan nasibini almamış terbiyesizler bunu habercilik sanıyor. Düşmanlıkları bile kalleşçe, namertçe. Bu terbiyesizler giderek niye azgınlaşıyor, bu cesareti nereden buluyor biliyor musunuz? Korkaklardan!!. Tepkisizlikden!
Asker, gazeteci, bilim adamı bir araya gelip fikir alışverişinde bulununca suçlu olacak; PKK Ankara’nın göbeğinde Aktütün baskınını, övgülerle polis korumasında kutlayacak ama MASUM olacak öyle mi? Utanmıyor musunuz bu rezilliklerden? Orada bir fidanken toprağa düşen bu çocuklar bizim çocuklarımız değil mi?
PKK’ya yataklıktan yatan Sabahat Tuncel hapisten meclise taşındı. Orhan Pamuk, Elif Şafak Türk Milleti’ni katil ilan etti. Dava edilen Elif Şafak’ın beraat etmesi için Başbakan davaya müdahil olmuştu, beraat edince de arayarak geçmiş olsun dedi. Şafak ve Pamuk için AB-D ayağa kalkmıştı. Pamuk’u dava edenler, Şafak’ı protosto edenler aylardır Silivri’de yatıyor. Silivri’de onca hukuk ihlali yapılmasına rağmen AB-D’nin sesi çıkıyor mu? Bebek katilinin rahatı iyi mi diye inini denetleyen AB-D komiserleri Silivri’ye hiç uğruyor mu? Bundan bile oyunun ne olduğu anlaşılmıyor mu? Peki ya sizler; göze almaların esir edilmeye dönüştüğü, aylarca ne ile suçlandıklarını bile bilmeden yatırılan bu insanlara hiç olmazsa bir mektup yazacak cesaretiniz oldu mu?
İşsizliğin, yoksulluğun kol gezdiği ülkemizde; iş, aş, yeni bir kimlikle yeni bir yaşam sözü verilen insanlar yalancı tanık olur mu, olmaz mı? Hele bir de birçok suçtan sabıkalı ise, önüne hazır konan metne imza atar mı, atmaz mı? Hele bir de dokunulmazlık zırhına sığınıp, milletin meclisinde yargıdan kaçanlar arzı endam ederken, yalancı gizli tanık olanları kim suçlayabilir ki? Balık baştan kokar. Hele böyle korkakların olduğu bir ülkede… Bataklık hazır ise sivrisinekler bayram eder.
Hadi itiraf edin kendinize. Oyunuzu kolayca verdiniz çünkü bir terslik olursa, “nasıl olsa Ordu işe el koyar” diye düşünüyordunuz değil mi? Hep öyle olmamış mıydı?
Hep yazdım, darbe istemeyin, darbe beklemeyin! Bir ülkede demokrasiyi işleten, ülkeye sahip çıkan halktır, örgütlü toplumdur dedim. Afedersiniz, unutmuşum… Sizler isot tarlasına girilmeden kılınızı kıpırdatmazdınız değil mi(!)? Kubilay’ın katlini, Boğazlıyan Kaymakamı’nın Ermenilere yaranmak için idam edilişini de seyretmişlerdi bir zamanlar. Ama o seyredişin bedeli ağır oldu. Gene seyrediyorsunuz, seyredin bakalım.
Tarkan niçin gözaltına alındı? Esrar bulundurmaktan. Tarkan’ı çıkışında kahraman gibi karşılayıp; kahramanlarının ölüme gidişini seyreden bu yavşaklığa isyan ediyorum. Yazıklar olsun bu duyarsızlığa, korkaklığa…
Ne yapalım demeyin sakın, yapılacaklar çok basit. Bu soysuz yayınları yapan terbiyesizlere iletilerinizle, fakslarınızla tepki veremiyor musunuz? Yapılan hukuksuzluklar için Adalet Bakanı, Başbakan, HSYK dahil sorumlu her kurum ve kişiye mektuplar yazın, faks çekin. Hukuk çizgisinden çıkmadan sivil tepkinizi gösterin!
Vatan hainleri, bölücüler, çapulcular kadar cesaretiniz yoksa; dünyanın en güzel ülkesi olan bu topraklarda yaşamaya da hakkınız olmayacaktır!
Bu kumpasçı terbiyesizler ve onlara cesaret veren bu korkaklık beni boğuyor. İsyanım var bu mıymıntılığa… İsyanım var bu onursuzluğa…
Namık Kemal’in dediği gibi;
Edepsizlikte tekleriz
Kimi görsek etekleriz
Haktan da yardım bekleriz
Ne utanmaz köpekleriz
Geldik vatan kavgasına
Düştük rütbe yağmasına
Daldık dünya salasına
Ne utanmaz köpekleriz
İnsan mı neyiz seçilmez
Bir zehirdir ki içilmez
Tavrımızdan da geçilmez
Ne utanmaz köpekleriz
Biz bakmadan sağa sola
Düşman girdi İstanbul'a
Vatanı sattık bir pula
Ne utanmaz köpekleriz
Dalkavuklukla irtikab
İşte etti bizi harab
Sen söyle ey Şevketmeab
Ne utanmaz köpekleriz
Vatanın girdik kanına
Leke getirdik şanına
Cümlemizin bok canına
Ne utanmaz köpekleriz
Z_eucar@yahoo.com.tr
Zahide UÇAR, 11 Mart 2010