Terör Çocukları Vuruyor
Irak'ta terör yuvası Kandil'e yönelik harekâta Türkiye içinde yanıt bekleniyordu...
Çok geçmeden yanıt geldi...
Nasıl?..
Diyarbakır'da terör çocukları vurdu...
Kimin çocukları vurulanlar?..
Çocuk ha Türk olmuş..
Ha Rus..
Ya da İngiliz..
Veya Kürt..
Alman..
Fransız..
Çinli..
Ne fark eder ki?..
Çocuk, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Çocuk ve Allah" kitabındaki çocuktur...
" Çocuklar korkunç, Allahım,
Elleri, yüzleri, saçları.
Uyurlar bütün gece
Yok sana ihtiyaçları.
Çocuklar korkunç, Allahım,
Bebek yaparlar haçları.
Aşina değiller hatıramıza
Severken aynı ağaçları."
Anadolu'da Birinci Dünya Savaşı süresince kan gövdeyi götürdü, Milli Kurtuluş Savaşı'nda kanlı süreç süregeldi..
On yıl içinde İngiliz, Fransız, Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Ermeni, Rum, Yunan, Çerkes, Arap, Türk, Kürt, vb. bu topraklarda birbirlerine girdiler...
Ama, çocuklara ilişilmedi...
"Çocuklar ki ölümden habersiz,
Çok yaşamanın meçhul arzuları
Sabahlardan uzak mesafelerde
Vaktin gölge bilmeyen suları.
Nasıl sarışın ve aşina
Aydınlıklar gibi rüyadan.
Saçların bilinmez parıltısında
Uçup gitmek üzere an."
Fazıl Hüsnü'nün "Çocuk ve Allah "ını okurken tek mısraya evrenin sığıştığını duyumsayabilirsiniz...
Savaş neredeyse insanlık tarihi kadar eski...
Ya terör?..
Yeni icat...
Peki, terör çocuklara kıyacak kadar nasıl aşağılaşabiliyor?..
Hangi yüce ülküye çocuk ölülerinin üstüne basarak erişilebilir?..
Anadolu'da kim yaşarsa yaşasın, tereddütsüz elbirliğiyle teröre karşı çıkmalı...
Terör insanın insanlığını ruhundan tasfiye eden bir yöntem...
Hele çocukların katliamı gündeme girerse, birbirimizin yüzüne nasıl bakabiliriz?..
Ne olursa olsun Türkiye çocuklarına sahip bir ülke olmak zorunda...
Dağlarca'nın şiirindeki gibi:
"Sen büyüdüğün vakit çocuğum,
Yine çiçekler açacak dallarda.
Dallarda açan çiçekler gibi
Yine çocuklar uyuyacak masallarda."