TESKEREYİ VERDİLER ELİNE, ŞİMDİ MUKAYYET OL BELİNE...
Dr. Noyan UMRUK
Teskere, “TSK'nin gerektirdiği takdirde sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin, hudut, şümul, miktar ve zamanı, hükümetçe takdir ve tayin olunacak hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınmasını” kapsıyor.
SORU-1: Dış politika, hukuk, her türlü yolsuzluk başta olmak üzere her alanda sicili bozuk, sözü başka, eylemi başka bir iktidarın böylesine geniş yetkilerle donatılması ciddi bir beka sorunu yaratmıyor mu? İçine küresel şeytan girmiş bu Sünni-Yeni Osmanlı ideolojinin, yan gelip yatmasına çok kızdığı Mehmetçiğin kanı pahasına, Ortadoğuda, hüsranla bitmesi kaçınılmaz bir koyup üç alma macerasına kalkışması olasılığı sizi ürpertmiyor mu?
SURİYE REJİMİ TEHDİTLER ARASINDA SAYILMADI! AMA…
Geçen yılki Suriye tezkeresinde Türkiye'ye yönelik tehdit olarak "Suriye rejimi", yani Esat yönetimi gösterilirken, kabul edilen Irak-Suriye ortak tezkeresinde Suriye rejiminden hiç bahsedilmiyor. Ancak iktidarın teskereye ilişkin yorum ve açıklamaları İŞİD'den çok Suriye düşmanlığı ile dolu…
SORU-2:Bu kargaşalıkta “güvenli bölgede” Suriye’ye fatura edilebilecek bir provokasyon, bir kıvılcım “güvenli bölgede” tek resmi ve ciddi kara gücü bulunduracak Türkiye’yi Suriye ile topyekun savaş zorunda bırakmaz mı?
“DÖRT BİR TARAFI SERSERİ TEHDİT ALTINDAKİ CEPLERE MEHMETÇİĞİ ATMAK…”
Suriye, Esat Eset olduğundan beri kıdemli düşman… Beyzbol sopasını görünce Esat nasıl Eset olmuşsa bölgedeki en saldırgan silahlı güç “Öfkeli Çocuklar” da “düşman” oldu. PKK’nın ne mal olduğu zaten belli… İkisi de emperyalizmin gayri meşru çocukları… Ancak, PKK her daim öz evlat. BOP ya da GOP’un Büyük Kürdistanı’nın “gerillası”… İŞİD Irak’ı dağıtıp, petrol alanlarına el koyduktan sonra Büyük Kürdistan koridoruna, Suriye Kürtlerine de bulaşınca en azından kartlar yeniden karılıncaya dek haylaz üvey evlatlığını tescil ettirip, dayağı hak etti. İleride ne olur, onu da Allah bilir…
Tabii, Bölge halklarının antipatisi, ne idüğü belirsiz envai çeşit irili ufaklı terör örgütü de cabası…
SORU-3: Şimdiye kadar Suriye’den çeşitli ülkelere milyonlarca insan göçmüş, bunun 1.5- 2milyonu kevgire dönmesine göz yumduğunuz sınırlarımızdan geçmiş; artık geçecek tüm nüfus zaten neredeyse tamamen göçmüşken, sınırlarda geçişleri ya da tecavüzü önleyecek ciddi önlemleri almak yerine, Mehmetçiği bu ateş çemberine atmak kanınızı dondurup, vicdanınızı hiç sızlatmaz mı?
İLK KEZ “YABANCI SİLAHLI KUVVETLERE” TÜRK TOPRAKLARI AÇILIYOR…
Cumhuriyetten bu yana, 1Mart teskeresiyle reddedilen denemeden sonra ülke topraklarının ilk kez yabancı silahlı kuvvetlere açılması olanağı doğuyor.
Tezkerede, "yabancı silahlı kuvvetler" ifadesinin kullanılması dikkat çekici; "Yabancı devletlerin/ülkelerin silahlı kuvvetleri" ifadesi yerine sadece "yabancı silahlı kuvvetler" ifadesinin kullanılması tanımı genişletiyor.
SORU-4: Ülkede konuşlandırılacak “Yabancı silahlı kuvvetler” süreç geliştikçe işbirliğine gidilebilecek terör örgütlerini de mi kapsıyor? Ayrıca yabancı ülkelerin silahlı kuvvetlerinin bölgedeki çatışmalara karadan müdahale etmeyecekleri açıklığa kavuştuğuna göre, bunların sadece lojistik destek unsurlarının ülkede konuşlanması söz konusu olabilecek. Peki, güneydoğuya konuşlanacak yeni lojistik üslerin, öngörüldüğü üzere çatışmalar uzadıkça yeni daimi üslere dönüşmesi olasılığını hiç düşündünüz mü ?
EĞİTİM-DONATIMIN ÖNÜ AÇILIYOR…
Tezkerede yabancı silahlı kuvvetler konusunda "devlet-ülke" sınırlaması konulmaması Suriye ve Irak’ta IŞİD'e karşı savaşan tüm! silahlı unsurlara Türkiye topraklarında "geniş çaplı eğitim ve donatımın önü mü açılıyor" sorusunu gündeme getirdi. Söylem böyle: “Eğit-Donat”…
SORU-5:Sağlanması öngörülen bu desteğin kimlere sağlandığını nasıl ayırt edeceksiniz? Özellikle herhalde “Donat” direktifi ile ifade edilen destek “silah”ı da kapsar ve doğal müttefik olarak yıldızı parlayan PKK ve PYD’ye doğru iyice genişletildiğinde ne yapacaksınız?
SONUÇ:
“Stratejik Derinlik”leri ile ekonomik kan damarlarını da tıkayarak, ülkeyi boğazına kadar iğrenç bir bataklığa çeken bu yönetime böylesine geniş bir yetki verildiğine göre, çare, hepimizin, tüm kamuoyunun, demokratik kitle örgütlerinin yukarıdaki soruları gündemde tutarak, uyanık olması.
Bu kez ülkenin bekası ve geleceği, çocuklarımızın canı söz konusu… Artık, yandaşlık falan para etmez, hepimiz aynı kayığın içindeyiz… Barış içinde aydınlık günler dileği ile bayramınız kutlu olsun.