Tıpta çığır açan iki dev adım

Japon ve İngiliz bilim insanlarının yaptıkları araştırmalarda iki dev adım atıldı.

Japon ve İngiliz bilim insanlarının kobay fareler üzerinde gerçekleştirdiği araştırmalar protez dişi ve epilepsi hastalığını tarihe gömmeye, ‘yedek organ dönemi’ni başlatmaya aday sonuçlar ortaya çıkardı.



1- Kök hücreden diş ürettiler
Tokyo Bilimler Üniversitesi’nden Japon bilim insanları, farelerde kök hücreden diş üretmeyi başardı. Bu gelişmenin protezi tarihe gömmesi bekleniyor.
Dünyada yankı uyandıran araştırmada, kök hücrelerle bir dişin büyümesi için gereken “bilgiyi” içeren doku, farenin çene kemiğine nakledildi. 5 hafta sonra dişin ucu, diş etini yararak çıktı. 7 hafta sonra ise normal bir dişin sertliğine ve hassasiyetine sahip bir diş oluştu. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmada dişin tamamıyla kullanışlı olduğu görüldü. Deneyin insanlarda “kendi dişlerini büyütmenin” yolunu açabileceği belirtildi.
Tekniğin kalp, akciğer, böbrek gibi diğer organların yedeklerinin de vücutta üretilmesini sağlayacak şekilde geliştirilebileceği ifade edildi.

2- Epilepsinin sonraki nesle geçmesi önlendi
İngiltere’deki Leeds Üniversitesi’nden bilim insanları, bazı farelerde bulunan hatalı bir genetik kodun sonucu olarak oluşan epilepsinin bir sonraki nesle aktarılmasının önüne geçmeyi başardı. Bilim insanları, araştırmalarında beyindeki sodyum ve potasyum gibi kimyasalların seviyesini düzenleyen ATP1a3 adlı genin düzgün çalışmaması sonucunda epilepsinin meydana geldiğini keşfetti.

“Mışkin” türü fareler üzerinde çalışan araştırmacılar, bu farelerin anti-epileptik özellik gösteren valproik asitle tedaviye cevap verdiğini ve epileptik olduklarını ortaya çıkardı. Bunu düzeltmek için bu fareleri düzgün ATP1a3 geni taşıyan farelerle çiftleştiren bilim insanları, düzgün olan genin hatalı geni bastırması sonucu doğan yavruların epilepsi sahibi olmadıkları ortaya çıktı. Aynı mekanizmanın insan beyni için geçerli olup olmadığını ise yapılacak araştırmalar gösterecek. Farelerdeki ve insanlardaki ATP1a3 geni, yüzde 99 oranında benziyor.

Kaynak