TKP Basın Açıklaması ve Suç Duyurusu: Kahrolsun Padişah

Tartışma Alanı

TKP Basın Açıklaması ve Suç Duyurusu: Kahrolsun Padişah

İletigönderen brd » Sal Mar 03, 2009 19:36

TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ

BASINA VE KAMUOYUNA

3 Mart 2009 Salı

Basın açıklaması ve suç duyurusu için çağrı.

Yıkılsın paranın saltanatı...

KAHROLSUN PADİŞAH!

Bugün İstanbul'da Metrobüs hattı açılışına katılan Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında
açılan "Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan!" pankartı dikkat çekicidir.
Bu pankart AKP iktidarının, Cumhuriyeti yıkmak için görevlendirilmiş bir partinin iktidarı
olduğunun tescillenmesidir.

Bu pankartın açıldığı 3 Mart gününün hilafetin kaldırılışının 85. yıldönümüne denk gelmiş
olması ise ayrıca önemlidir. Ülkemizin eşit, özgür ve bağımsız olması için yıllardır mücadele
eden işçilerin, emekçilerin, yurtsever halkımızın ve Türkiye Komünist Partisi'nin
Cumhuriyet’e dönük bu alçakça ve hain saldırılara karşı sessiz kalması düşünülemez.
"Padişah", "Hilafet" ve "Osmanlı" özlemcilerinin her adımlarında karşılarında TKP'yi
bulacaklarını bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Partimizin daha önce çalışmalarını başlattığı "Ya Osmanlı'ya dönüş ya Sosyalist
Cumhuriyet"
mitingi 15 Mart günü Kadıköy Meydanı'nda gerçekleştirilecektir. Bugün
Osmanlı özlemcilerinin şovuna sahne olan Kadıköy, 15 Mart'ta bu gerici ve işbirlikçilere
yanıt verilecek bir şölene ev sahipliği yapacaktır.

Tüm halkımızı 15 Mart günü "Durdurun" sesine ortak olmaya davet ediyoruz.
TKP, ülkemizi yıkıma götüren "Padişahlık", "hilafet" ve "Osmanlı" özlemcilerine meydanın
boş olmadığını hatırlatmak için, yarın saat 13:00'de Kadıköy Adliyesi önünde bir basın
açıklaması gerçekleştirecektir.

Basın açıklamasının ardından pankartı açanlar, açılmasına izin veren ve göz yumanlar
hakkında hukuki sürecin derhal başlatılması için suç duyurusunda bulunulacaktır.

TKP Genel Merkez


Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

İletigönderen İlteriş » Sal Mar 03, 2009 20:06

Partinin kapatma davasi icin kullanilsin diye yapilmis gosteri olabilir, kendilerine dava actirmak istiyorlar.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

Re: TKP Basın Açıklaması ve Suç Duyurusu: Kahrolsun Padişah

İletigönderen MansurSah » Sal Mar 03, 2009 20:32

3 Mart gününün hilafetin kaldırılışının 85. yıldönümüne denk gelmiş
olması ise ayrıca önemlidir.


Bunu ıskalamışım. Vay adiler! Dalga geçiyorlar resmen.

Ülkemizin eşit, özgür ve bağımsız olması için yıllardır mücadele
eden işçilerin, emekçilerin, yurtsever halkımızın ve Türkiye Komünist Partisi'nin
Cumhuriyet’e dönük bu alçakça ve hain saldırılara karşı sessiz kalması düşünülemez.
"Padişah", "Hilafet" ve "Osmanlı" özlemcilerinin her adımlarında karşılarında TKP'yi
bulacaklarını bir kez daha hatırlatmak isteriz.

.. Kadıköy, 15 Mart'ta bu gerici ve işbirlikçilere
yanıt verilecek bir şölene ev sahipliği yapacaktır.

..

Tüm halkımızı 15 Mart günü "Durdurun" sesine ortak olmaya davet ediyoruz. ..

TKP Genel Merkez



Arkadaşlar, miting yapmaktan bahsediyorduk diğer bazı başlıklarda. İşte bir Cumhuriyet Mitingi. Bu seferkini düzenleyen TKP. Komünist yada sosyalist olmayı bile bırakın, sağ-sol ne ideolojide olursak olalım, Cumhuriyetçi isek, bence bu mitinge katılmak lazım.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen maydonos » Sal Mar 03, 2009 20:41

ustelikte 1. rte, 2.si kim olacak gemiciki olanmi? :kikirik:
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Urumchi » Sal Mar 03, 2009 22:42

Hocaefendi hilafeti kimseye yedirmez arkadaslar , RTE ler gider , Gulen cemaati kalir .
Benim adayim Fethullah Gulen :).
Bu iside turkiye de filan yapmaz adam buyuk oynuyor. Nijeryalisindan Misirlisina adami tanimiyan yok. RTE ' yi kim taniyor ?
Kutsal emanetleri de Amerikada ki villasina getirdi mi? ondan krali olmaz...
Kullanıcı küçük betizi
Urumchi
Üye
Üye
 
İletiler: 259
Kayıt: Çrş Şub 25, 2009 17:46

İletigönderen İlteriş » Sal Mar 03, 2009 22:57

Suanki CHP yerine TKP iktidar potasinda olsaydi, cidden oyumu verebilirdim. En azindan bugune kadar satilmis kurumlari devletlestirirlerdi bir gunde. Son zamanlarda arasina sizan kurtculeri de elemine etmis, gercek anti-emperyalist, komunist cizgisine donmus gorunuyor tkp.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen Urumchi » Sal Mar 03, 2009 23:14

GöktürkMehmet yazdı:Suanki CHP yerine TKP iktidar potasinda olsaydi, cidden oyumu verebilirdim. En azindan bugune kadar satilmis kurumlari devletlestirirlerdi bir gunde. Son zamanlarda arasina sizan kurtculeri de elemine etmis, gercek anti-emperyalist, komunist cizgisine donmus gorunuyor tkp.



Ataturk ve Turk bayragi ile sorunu olan bir parti , TKP .. Boyle bir fikir var ise IP 'den iyisi olmaz
ama perincek zor cikar disari ;)
Kullanıcı küçük betizi
Urumchi
Üye
Üye
 
İletiler: 259
Kayıt: Çrş Şub 25, 2009 17:46

İletigönderen İlteriş » Sal Mar 03, 2009 23:27

Urumci, zaten ben oy verecegim en iyi parti demedim, chp ile karsilastirdim. Komunist partiden bahsediyoruz, elbette Kemalizm'i benimsemek zorunda degiller. Bahsettigim konu, bi gidislerinin olumluya dogru bir gidis oldugu. Yakinda milli degerlere dusman olmamayi da ogrenecekler gibi duruyorlar.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen brd » Sal Mar 03, 2009 23:30

Bayrağı sorun etmek!

http://arsiv.sol.org.tr/index.php?yazino=1977

Kemal Okuyan 2 Ağustos 2006, Çarşamba


Türkiye solunun bir bayrak sorunu var. Aslında bu sorun, sermaye sınıfının Türkiye soluna hediyesi. 1980 darbesine kadar böyle bir sorun gündemde değildi, en azından konu fazla önemsenmiyordu. Ama ne oldu? 1960'larda "siz bu ülkeyi satıyorsunuz" suçlamasıyla sıkışan kozmopolitleşmiş ve işbirlikçi patron sınıfı, 1970'lerin ikinci yarısından itibaren Türkiye'nin ulusal simgelerinden bayrağı bir baskı unsuru haline getirerek, sola "sen misin beni hainlikle, emperyalistlere uşaklıkla itham eden" dercesine meydan okumaya başladı.

Ülkenin kaynakları, kültürü, işçilerin emeği, fabrikaları kutsal değildi ama bayrak kutsaldı! Her şeyi satan ve bu sayede zenginliğini ve egemenliğini sürdüren sermaye sınıfı, elindeki bayrakla solu "vatan hainliği"yle suçluyordu.

Sol 1980'e zayıf ve hedefsiz olarak girmeseydi, sermayenin ve onun hizmetindeki devletin işi bu kadar kolay olmazdı. Ancak sol, iddialarından uzaklaştıkça kendisini bu toprağa yabancılaştırdı da...

Kabul etmek gerekiyor ki, faşist darbenin memleketten uzaklaştırdığı ya da darbeden kendisini korumak için Avrupa'nın değişik noktalarına dağılan on binlerce devrimci için Türkiye, özlem duyulan yurt olduğu kadar, karanlık ve acımasız bir zindandı da.

Evren ve arkadaşlarının ölçüsüz şiddet kullanımın ardında Türkiye solunu ülke toprağından koparma arzusu olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor.

Büyük ölçüde başarılı oldular.

Ardından hep sürdürülen inkarcı ve ırkçı politikaları tırmandırarak Kürtlerin birlikte yaşama isteğini körelttiler. Yalnızca zorbalık ve şovenizmin kaynağı değil, Türkiye'ye ait hemen her şeyin Kürtler arasındaki değeri azaldı, sıfırlandı. Bu dönüşüm Türkiye solunu da etkiledi. İnsanlar Ege türkülerini utanarak söylemeye başladılar, Azeri ezgileri faşistlere terk edildi, bu toprakların değil tüm zaman ve mekanların en büyük enternasyonalist şairi Nazım Hikmet bile Türkçülük, milliyetçilikle suçlanabildi.

Bütün bu süreçte halklar arasında düşmanlık tohumları ekenlerin en önemli silahı bayraktı. Katili, işkencecisi, Amerikancısı, Avrupacısı, kaçakçısı, kara paracısı, sömürgeni, yani bu ülkenin bütün zararlıları kendi konumlarını korumak için bayrakla saldırıyorlardı.

Bu durum 1980'lerden sonra uzun bir süre sineye çekilmiş olabilir. Zalimlerin bayrak ve diğer sembolleri kullanım şekli bir tiksinti yaratmış da olabilir.

Ancak solun tarihsel sorumluluğu vardır.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım durumu kabullenmek, "biz bir iddia taşımıyoruz, patron sınıfının bizi ittirdiği köşede kendi oyunumuzu oynarız" demektir.

Sol artık bu köşeye sıkışmışlıktan kurtulmalıdır.

Türkiye'nin bayrağının işbirlikçi sınıf tarafından etkili bir biçimde kullanılmasının önüne geçilmelidir. Bundan birkaç yıl önce, "biz bu bayrağı onların elinden alır, onları ABD, AB bayraklarıyla baş başa bırakırız" demiştik.

Bunu yapmak zorundayız.

Bunu yapmak bu topraklara sahip çıkmaktır.

Bunu yapmak, ben bu ülkenin yurtseveri, bu ülkenin devrimcisi, bu ülkenin komünistiyim demektir.

Bunu yapmak, sana meydan okuyorum, beni bu topraklardan söküp atamazsın iddiasıdır.

Bunu yapmak, Türkiye solunu tepkisellikten, çocukluktan ve iktidarsızlıktan çıkarmaktır.


Bunu yapmak, Türkiye solunu fetişe karşı fetişle yanıt verme saçmalığından kurtarmaktır. Bayrak sermaye sınıfı tarafından ancak bir fetiş olarak işe yarayabilmektedir; solun bayrağı bir sorun haline getirmesi de, onun fetişleştirilmesiyle ilgilidir.

Bu saçmalık sona ermelidir. Racon kesmeği solculuk sananların herhangi bir siyasi değeri yok; bayrağı bir milliyetçi silah olarak sola taşımaya kalkanlara aramızda yer yok; konuya ilişkin uçlarda gezinen, kah düşmanca tavır alan kah kongre salonlarına dev bayraklar asarak provokasyona zemin hazırlayan kimi Kürt siyasetçilerinden öğrenecek bir şeyimiz de yok.

Biz, bayrak meselesini kendimizce, yurtseverce ve komünistçe ele alır, çözeriz.

Bunu yaparız çünkü bu ülkeye sahip çıkmak gibi bir iddiamız var, ülkeyle ve onun sembolleriyle sorunlu olmayı kendimize yakıştırmayız.
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

İletigönderen Urumchi » Sal Mar 03, 2009 23:52

GöktürkMehmet yazdı:Urumci, zaten ben oy verecegim en iyi parti demedim, chp ile karsilastirdim. Komunist partiden bahsediyoruz, elbette Kemalizm'i benimsemek zorunda degiller. Bahsettigim konu, bi gidislerinin olumluya dogru bir gidis oldugu. Yakinda milli degerlere dusman olmamayi da ogrenecekler gibi duruyorlar.



Dogru diyorsun da bende zaten elde alternatif IP var diyorum , parti planlari birbirine cok yakin
hemde milli degerlere sahipler .. CHP 'nin alternatifi IP'dir ama malesef Perincegi sevmeme ragmen
uzerinde cok suphe var . Apo olayi malesef onun en buyuk handikabi oldu...
Kullanıcı küçük betizi
Urumchi
Üye
Üye
 
İletiler: 259
Kayıt: Çrş Şub 25, 2009 17:46

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Mar 04, 2009 0:17



Bir siginma mektubu da 1. Recebim yazacak yakinda desenize...






Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen İlteriş » Çrş Mar 04, 2009 0:47

Urumci, ben CHP'ye ilk alternatif TKP'dir de demedim. Arkadaslar neler oluyor size? Ben bir senaryodan bahsettim, TKP ve CHP iktidar olma olasiligi olan iki parti olsalardi, yani TKP'nin oyu de %20'lerde olsaydi CHP'yi degil TKP'yi desteklerdim dedim. Cunku CHP AB ipine sarilalim diyen bir grup insanin etkisinde, TKP ise gelmisi gecmisi ne olursa olsun, devletci ve anti-emperyalist (Ama Kemalist degil).

Sen ise baska bir senaryodan soz ediyorsun, " oy oranlari itibariyle iktidar sansi olan iki parti CHP ve IP olsaydi" senaryosundan bahsediyorsun, boyle bir durumda da tabii ki IP. Hatta bu 3 partiden hangisinin iktidar olmasini tercih ederdin diye sorsalardi elbette ip derdim. Yaptigim karsilastirmayi anlamadigini sanmiyorum, ama dogal karsiliyorum, uzun suren bir 12 Eylul rejimi genlerimizde komunizm sozcugune karsi asiri bir duyarlilik olusturdu, bunun varsayimini bile yapamiyoruz baksana. Ne hikmetse ne dedigimizi anlatana kadar akla karayi seciyoruz. ABD cok oynadi Turkiyeyle cok.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 04, 2009 0:58

Bir partinin Kemalizm'i benimseyip benimsememesi benim içim önemlidir. Kemalizm felsefesine bağlı kalmayanlarla benim işim olmaz. Diğer işim olmayacak kesim de bugünün çakma Kemalistleri. Zoraki Kemalizm olmaz olsun. Eğer Kemalist düşünceyi iktidara getirmek istiyorsak insanları solcu, sağcı diye ayırmamalıyız. Ortak nokta vatanseverlik olmalı.
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen maydonos » Çrş Mar 04, 2009 1:26

Bence tum sol partiler birlesmeli.Baska cozum yok.Yok kil tuy derken kaybeden biz oluyoruz..Sag ise cok cabuk birlesiyor.en guzel ornegini akp mhp hatta bazen diger ufaklarida birbirine destek oluyor.Solda bunu basarabilirse cok guclu olur ve daha iyi muhalefet yapar.Ozal solu bolmek icin malum Ecevit'i kullanmisti..Bu bolunme sorununa ortak bir cozum bulunulmali.gerekirse halk temsilcileri tek tek liderlele gorusup ortak bir konsept olusturmali.Eger bu yerine getirilmezse hic oy verilmemli meclisten silinmeli bu ayrimciligi korukleyen parti.Gelecek secimlerde bu sol birlesmezse akp daha guclenerek gelecek.Birlessinler kardesim biktik ya.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen MansurSah » Çrş Mar 04, 2009 20:34

brd, yazıyı çok güzel denk getirip eklemişsin, helal olsun 8)

.. Bunu yaparız çünkü bu ülkeye sahip çıkmak gibi bir iddiamız var, ülkeyle ve onun sembolleriyle sorunlu olmayı kendimize yakıştırmayız.


TKP daha ne desin :)

Komünizmin, Mustafa Kemal'le, Cumhuriyet'le herhangi bir sorununun olması, eşyanın tabiatına aykırıdır. Geçmişte bu hataya düşen komünistler olmuş olmasını bugün artık sorun edecek değiliz. Komünizmin, Kemalizm'i tam manasıyla benimsemesini beklemek de, eşyanın tabiatına aykırıdır zira komünizm, tarihsel açıdan bir sonraki aşamayı hedeflemekteyken, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyetimiz, o aşamadan birkaç adım önceki bir mahiyettedir. Komünizmin, kurduğumuz Cumhuriyete, felsefi açıdan eleştirileri vardır, katılırız yada katılmayız. Cumhuriyetimizin de komünizme felsefi eleştirileri vardır, n'olacak. Çok basitçe ele alacak olursak, mesela özel teşebbüse izin verilmiş olması, sermayedar-burjuva yaratılmasına iznin ötesinde (özellikle İnönü döneminde) destek verilmesi vs. vs... Daha bütünsel olarak bakacak olursak, komünizm, Mustafa Kemal'e, şöyle bir serzenişte bulunuyor olabilir: "Paşam, yapmışken neden tam sosyalist devrim yapmadın, devletin rejimini neden doğrudan komünist olarak belirlemedin, bak hazır yukarda seneler öncesinde bizimkine benzeyen bir Ekim Devrimi olmuş.." Tabii buna karşı da "Türkiye'de o zaman işçi sınıfı vardı, proleterya vardı da biz mi komünizmi benimsemedik" tezi sunulabilir, vs. vs. vs. Bundan çok daha derin ve manalı onlarca tartışma, zaten on yıllardır yapılmaktadır.

Yani mesele aslında "komünistler kemalist değiller, öyleyse tukaka" kadar basit ve yüzeysel değildir. Karşı olmalarının eşyanın tabiatına karşı olduğu düşüncem de, dünya tarihinin, nacizane anladığım ölçüde, marksist çözümlemesine dayanmaktadır. Kabaca:

1- Toplayıcı, avcı vb. ilkel süreçler
2- Özel mülkiyetin gelişmesiyle birlikte, derebeylikler. Yani geniş topraklar da şato da, tarlalar da üzerinde yaşayan herkes de derebeyine (bizdeki ağaya) ait, kısaca tüm üretim malları ve hatta insanlar, yani marabalar.
3- Krallıklar; gene herşey kralın malı. Kilisenin ve aristokrat sınıfı da var tabii.
4- Fransız Devrimi ile birlikte, aristokrasinin, krallığın, kilise etkisinin yıkılması ve burjuva sınıfının üretimi mallarına egemen olarak, halk ile birlikte cumhuriyeti kurması.
5- Burjuvazinin güçlenerek, sermaye biriktirdikçe (üretim mallarına hepten el koyarak; bakın halkımızın, kamunun bir Sümerbank'ı bile kalmadı, hepsi büyük sermayedarların, holdinglerin oldu) yani kapitalizm geliştikçe, "patron-işçi" örneğinde sunulabilecek bir "ezen sınıf - ezilen sınıf" zıtlığı ve çatışmasının büyüyerek, ezilen sınıfın, vakti geldiğinde başkaldırıp, bir devrimle tüm üretim mallarına fabrikalara el koyarak bunları kamulaştırması, devletin herşeye sahip olması ve gerçek halkın da devlete sahip olması.. yani sosyalizm.

Sıradaki iki madde daha tartışmalı; felsefi ve bilimsel alt yapısı var ama benim öngördüğüm ve katıldığım ölçüde devam edeyim:

6- Sosyalizm, ülkeye ve dünyaya iyice hakim oldukça, sosyalist cumhuriyetin, yerini komünizme bırakması.
7- Komünizmin iyice yerleşmesiyle, Lenin'in deyimiyle "devlet yönetimi, bürokrasiyi vs. basit birer kayıt-kuyut işi haline getirmek" ve bunu sırayla vatandaşların nöbetleşe yapmasıyla, "devlet" denilen aygıtın zamanla küçülmesi ile, Anarko-Komünizm.

Peki.. Türk Kurtuluş ve Aydınlama Savaşı'nı müteakip yaptığımız devrimi, bu çerçevede nereye yerleştireceğiz? 4. ve 5. maddeler arasında bir yere tekabül ediyor, lakin daha dikkatli bakınca, kamuya ait onca fabrika, atelyeler ile, aslında gerçekten de Fransız Devrimi ile Sosyalist Devrim arasında bir yerlerde gibi duruyor. Hele ki Halk Evleri'ni, Köy Enstitüleri'ni de hesaba katınca, bizzat 6. maddenin ortalarına denk gelmekte.

Köy Enstitüleri, bu konuda resmen bir anahtar görevi görmektedir. Köyde kalıp ağanın marabası olacak çocukları toplayıp, müzikten edebiyata, matematiğe, modern tarımdan köyün ihtiyacı olacak inşaat işlerine kadar, aydın ve ilerici bir eğitim vermek. Bu esnada da çocukların (geceleri klasikleri okurken gündüzleri de) hep beraber ekip biçtikleri tarlaların, bostanların mahsüllerini birlikte toplayıp, kardeşçe paylaşarak yemeleri..

hep bir ağızdan türkü söyleyip,
hep beraber sulardan çekmek ağı,
demiri oya gibi işleyip hep beraber,
hep beraber sürebilmek toprağı,
ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,
yarin yanağından gayri her şeyde,
her yerde hep beraber diyebilmek için..


Ve bu çocuklar mezun olduklarında, mecburi hizmet gereği köylerine dönüp, oraya okul yaparak öğrencileri okutarak halkı aydınlatacaklardır. O çocuklar ki her mezunu ya ünlü bir tarihçimiz, romancımız yada tiyatrocumuz olmuştur; işte onların nitelik seviyeleri budur. (Dengir Mengir gibi değildir onlar. Yada "anayasayı birkez delmekle birşey olmaz ki caanım" demezler onlar.)

Şimdi kim kalkıp da Cumhuriyet'in göz bebeği, ülküsü olan Köy Enstitüleri'ndeki her açıdan güzelliklerle yoğrulmuş komünal yaşamı reddedebilir?

Bu çok derin, bir hayli bilgi ve yorumlama kabiliyeti gerektiren bir konu; beni fazlasıyla aşıyor. Lakin şurası kesindir ki Mustafa Kemal'in yaptığı devrim, çok büyüktür, çok önemlidir. Marks ve Engels ortaya bir kuram koymuş, Lenin de bunu uygulamıştır. Mustafa Kemal ise, hem kuramı koymuş hem de gene kendisi uygulamıştır.

Sümerbank'lar, Etibank'lar, daha neler neler; o koca anti-emperyalist, tam bağımsızlıkçı, yurtta sulh cihanda sulh ilkesiyle yetiştirilmek istenen nesil, üstüne bir de Halk Evleri ve Köy Enstitüleri'ni koyduğumuzda, hiçbir sosyalistin yahut komünistin, Kemalizm'le temel bir sorunu olmamak gerekir. Şeyh Bedreddin burdadır, bin yıl sürmüş Ahi düzenimiz burdadır, Nazım Hikmet burdadır, Mustafa Kemal Atatürk de gönlümüzün en derin yerindedir, tahtındadır.

Tabii, Fransız Devrimi'ni bile doğru dürüst anlamamış, daha sağını solunu dahi bilmeyen, Paris Komünü'nden ise zinhar bihaber olan cahil bireylerin, genelde Cumhuriyet-Sosyalizm ilişkisini, bu çerçevede bizim Cumhuriyetimiz ile Köy Enstitüleri'nin bağlantısını anlamalarını beklemek, hata olacaktır.

Kemalizm hiçbir şekilde sağcı değildir. "Sağcısıyla solcusuyla Kemalizm çatısı altında buluşmak" ise, sözde Türk-İslam sentezinden bile daha palavra, uydurma ve gene eşyanın tabiatına aykırı bir söylemdir. Hilafete, saltanata, dinin siyaset üzerindeki etkisine, kapitalizme ve emperyalizme, ağalığa, cemaate, ırkçı milliyetçiliğe, ümmetçiliğe, sermayeye savaş açmış bir hareketi, bir devrimi ve bunu yapan Ulu Önder'i, özetle bizzat bunlar olan "sağcılık" ile etiketlemeyi bırakın, bağdaştırma çabası bile havada kalır, komik kalır.

"Sağcısıyla solcusuyla vatanseverlik çatısında buluşmak" da, keza.. Tek bir sağcı hareket, iktidar, oluşum gösterin ki Amerikancı, AB'ci, hem Arapçı hem İsrail'ci, tarikatçi, Fethullahçı vs. olmasın, sermayenin emrinde halkı ezmesin.. Menderes'ten Özal'a, hepsi Nakşibendidir, yada Nurcu'dur, yada İsmailağa dergahındandır. Kanlı Pazar'ı yapanlardır, Sivas'ta canlarımızı yakanlardır. Hepsi Amerikaperesttir. Tek bir sağcı oluşum var mı ki vatanı satmakta tereddüt ediyor olsun? Sağcıları bırakın, çok partililiğe geçişten beri hasbelkader iktidara, koalisyonlarla bile gelebilmiş olan belki de en solcu lider Ecevit'i bile, özellikle Fethullah Gülen'e olan zaafı ve yakınlığından dolayı yeterince düzgün bulmuyoruz. Her seçimden önce, şu an yalnızca sözde bir sol parti olan CHP'nin lideri Baykal, Amerikancılık, AB'cilik ve sermayecilik konusunda mangalda kömür bırakmamaktadır. Hatta Avrupa'dan icazet alabilmek üzere, "Türkiye'yi AB'ye AKP sokamaz, biz daha güzel sokarız" demektedir. Özetle; hafif sol, solumsu, solumtrak oluşumlar bile aslında bize yeterince vatansever gelmemektedir.

Halep ordaysa arşın da burda; sağın en büyük adamı, fikir önderi Necip Fazıl'dır ve tüm sağcı partiler, gruplar, oluşumlar, onun öğrencisidir. Peki Necip Fazıl'ın ideolojisi nedir:

Büyük Doğu dergisi SAYI:20 - 17 TEMMUZ 1959

Amerika, Dünya Ve Biz (Başmakale).................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1)

".........Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol... Amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir.............."


Kılavuzu karga olanın burnu, Amerikancılıktan çıkmaz imiş.

Bazen "Erbakan, Milli Görüş millidir ama içlerinden çıkan RTE ve ABDullah sonradan Amerikancı oldu" deniyor ya, oysa Necip Fazıl, Erbakan'ın da Tayyip'in de hocasıdır. Tıpkı Mesut Yılmaz'dan Çiller'e, Özal'a, Demirel'e, hepsinin Menderes'in devamı olduğunu iddia etmekle bile gurur duydukları gibi. Neyse.

"Bizim en büyük düşmanımız kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan emperyalizmdir" diyen bir düşüncenin, neresi sağcıdır?

Yalnızca soru soruyorum; anlamak ve yorumlamak beni aşıyor ama Kemalizm'in sol ile sosyalizm arasında, yada bunların özü gibi birşey olduğunu görmek de zor olmasa gerek.

Hem Kemalizm'le sorunu olan komünistler -hala kaldıysa-, hem de sağcılar bunu görür, anlar inşallah.

Not: Sanatın güzelliğine ve gücüne inandığımdan, bu konuyu desteklemek üzere, Elveda Lenin ve Beynelmilel filmlerinin izlenmesini öneriyorum.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Sonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x