Toprağın Bol Olsun Tayyar, Mekânın Cennet Olsun...
Haberi dün aldım Tayyar… İki kurşun arasında kalmışsın ve can vermişsin… Şu an nerede olduğunu bilemem ama “Allah’ın sevgili kullarını yanına aldığını” bildiğim için, eminim ki şu an cennettesin…
“Ben Allah’ın sevgili kulu muyum”, diye soracak olursan Tayyar, elbette, elbette, sen ne yaptın ki… Sen ne kötülük yaptın ki… Allah’ın cennetinde olmamak için sen ne yaptın ki Tayyar… Tek suçun varsa tıpkı bizim gibi, sevmek: “Vatanı sevmek, toprağı sevmek Tayyar, toprağı sevmek, insanı sevmek ve insanca yaşamak”, insanca yaşamayı istemek…
Bu suç değil ki Tayyar, bu suç değil, Allah’ın yüce katında emrettiği şey; “İnsanı insanca yaşat, Kul Hakkı yeme”!
Sen insanca yaşamak istedin Tayyar, ailenle, köyünle, koyunla, kuzuyla insanca yaşamak, ama bu hainler buna bile izin vermedi Tayyar, insanca nefes almana bile izin vermedi… Elbet bu hesap sorulur, sorulacak Tayyar, bu hesap sorulacak… Bu dünya kimseye kalmadı Tayyar, kimseye de kalmayacak, bu hesap sorulacak… Bu dünyanın ötesi de var Tayyar…
Daha on iki yaşındaydın Tayyar, hatırlıyorum, şu PKK denilen hainler köyünü bastı, ben şahidim… Annen, baban, kardeşlerin bir lokma ekmeğe muhtaç kaldı… Sen onlara yardım için çok çalıştın Tayyar çok çalıştın, buna da şahidim ben…
Yıl 1992. Şemdinli jandarma taburuna geldin… Daha o küçük yaşında, “ben tabur komutanı ile görüşmek istiyorum” dedin ve senden büyük yaşını gösterdin… “Devlet”, dedin, “vatan”, dedin, “kardeşlik”, dedin, köyüne yardım ettin, köylüne yardım ettin, ailene yardım ettin Tayyar, daha o küçük yaşınla…
Yıllar sonra beni duydun, beni gördün, koşa koşa geldin “devlete geliyorum”, “devlete gidiyorum” diyerek… Ama ben seni koruyamadım Tayyar… Seni ve aileni ve hatta bütün Konur Vadisi ile Herki Çayını ben koruyamadım… Hâlbuki bana demişlerdi “Sen devletsin” diye… Beni de aldatmışlar Tayyar, onlara yani “devlet olan devlete” güvendiğim için beni de aldatmışlar… Beni de affet Tayyar, “biz Devlet’i”, de affet!
Tayyar kim mi?
Tayyar bir insandır, Allah’ın duygusu, sevgisi, inancı, merhameti ile yarattığı bir insan…
Tayyar tam iki gün önce, yani 11 Eylül 2011’de can verdi… Adına PKK denilen ihanet şebekesi tarafından Şemdinli’de saldırıya uğradı… Düğünde oynayan çocuklarımıza dahi saldırdı bu hainler… Namus deyip vatan görevi yapan asker ve polisimize saldırdı… Bir asker ve bir polisimiz şehit olurken, üç vatandaşımız da can verdi, işte biri de Tayyar, can Tayyar, dost Tayyar, insanoğlu insan Tayyar…
Tayyar’ın dileği, evine bir lokma ekmek götürmek ve bu bayrak ve bu devlet altında bağımsız ve hür yaşamaktı tıpkı kuzular gibi, Çarçella dağına çıkıp özgürlük nefesi alan kuzular gibi… Ama buna dahi izin vermediler ve öldürdüler Tayyar’ı, tıpkı 8.530 şehidimizi katlettikleri gibi…
Tayyar beni affet!
“Ben devletim”, dedim, bize inandınız… “Ben devletim” dedim, koyunu kuzuyu satıp köyünüzü terk ettiniz Tayyar… Ama “ben size devlet olduğumuzu gösteremedim”, beni affet!
Ama inan, sonunda geleceğim yer senin yanın olacaktır… Çünkü ben de sevdim Tayyar, ben vatanımı sevdim, bayrağımı sevdim, insanımı sevdim, tıpkı senin gibi Tayyar, tıpkı senin gibi…
Tayyar, 11 Eylül 2011’de Allah’a olan borcunu ödedin… Ben de “an be an” takip ettim seni ve seni yüreğimde son yolculuğuna uğurladım… Belli olmaz Tayyar, gün olur, gelirim Konur’a, nasıl ki Yeşil Bayırlı Numan’ı cennete uğurladığımız gibi, seni de uğurlar ve de bir Fatiha okuruz mezarında… Anarız seni Tayyar, seni anarız, unutmayız… Konur vadisi bu, şehitler cenneti ve sen oradasın…
Tayyar…
Bundan üç yıl önce, ben de söz verdim Allah’a, “BU CAN BORCUNU ALDIĞINDA ALDIĞINDA, BENİ, KONUR VADİSİ’NE GÖMÜN” diye haykırdım…
Bugün, 13 Eylül, eşimle oturduk bir masaya Tayyar ve dedik ki, “ölmeden önce gidelim Konur’a, Numan’ın mezarı başında bir dua okuyalım” dedik… Daha seni şimdi andık Tayyar şimdi…
Aslında dualarımız, gayretimiz, çabamız ve bu haykırış, “SEN ÖLMEYESİN”, diyeydi Tayyar, “SEN ÖLMEYESİN”…
Ama başaramadık… Allahım sen bizi affet!
Elimizden gelen her şeyi yaptık ama senin ölmeni engelleyemedik Tayyar, bizi affet, bizi affet…
Mekânın cennet olsun Tayyar…
Toprağın bol olsun Tayyar…
Bir gün buluşacağız Tayyar, bir gün buluşacağız…
Bu zalimler cehennem ateşinde yanarken, bizler yufka yüreğimizle, “Allahım bunları da affet” diyeceğiz, belki…
Belki diyorum Tayyar, çünkü biz bu zalimleri affetsek de “Allah affetmeyecek”, “şehitlerimiz affetmeyecek”, “şehit analarımız affetmeyecek”… Tayyar, Yüce Allah ne diyor: “Kul Hakkı yemiş olarak karşıma gelmeyiniz!”
Tayyar, bunlar zalim, bu zalimler kul hakkı yiyor… Sen ve ben affetsek de, Allah ve şehitlerimiz onları affetmeyecek…
Unutma ki sen de bir şehitsin Tayyar, vatan uğruna, bayrak uğruna, Türk milleti uğruna can vermiş bir şehit!
Mekânın cennet olsun Tayyar, bizi unutma!
Biz şehitlerimizi unutmayız Tayyar, vatan uğruna can verenlerimiz bizim canımızdır, can canı unutmaz Tayyar, can canı unutmaz!
NOT:
TAYYAR;
Şemdinli’de Sınırı Aşmak kitabına konu olan on iki yaşındaki Tayyar’dır…
Çarçella kitabındaki Tayyar’dır…
İhaneti Gördüm’deki Tayyar’dır…
Tayyar demek Şemdinli’dir bizim için…
Erdal SARIZEYBEK, 15 Eylül 2011
erdalsarizeybek@gmail.com