Zafer konvoyu!
Dağdan gelip ovaya indilerABD, AKP ve PKK işbirliğiyle uygulamaya konulan Kürt açılımıyla dağdan inen teröristler “liderim Öcalan, örgütüm PKK” demelerine rağmen serbest bırakıldılar. Bu günü zafer bayramı havasında kutlayan teröristler ve yandaşları hemen konvoy oluşturup yola çıktı.
Güvenlik kuvvetleri tedbir aldıGEÇTİKLERİ ilçelerde, sevgi gösterileriyle karşılanan konvoydakiler için kurbanlar kesildi, davul zurnalar çalındı. Kadınlar zılgıt çekerken, kalabalık otomatik silahlarla havaya zafer atışı yaptı. Güvenlik kuvvetleri, konvoyun rahat ilerlemesi için güvenlik önlemi aldı.
Bu resmen örtülü aftırCHP’li milletvekilleri, savcıların ve hakimlerin sınıra gönderilmesini “hukukun siyasallaşması” olarak değerlendirirken, dağdan inen PKK’lı teröristlerin beyanlarına ve yürürlükteki yasalara rağmen serbest bırakılmasını ise örtülü af olarak nitelendirdi.
19 Ekim kurtuluş bayramıTerör örgütü yandaşları 19 Ekim’i kurtuluş bayramı olarak ilan edip havai fişekler patlattı. Cizre’de konuşan DTP Milletvekili Emine Ayna da, “Özgürlük yolunda gücümüz bugün on kat artmış oldu” dedi.
PKK’lılara silahlı karşılamaHabur’da serbest bırakıldıktan sonra DTP’nin seçim otobüsü ile yola çıkan 34 PKK’lı, Nusaybin, Silopi, Cizre ve Diyarbakır’da yoğun silah atışlarıyla karşılandı, havaya binlerce mermi sıkıldı
Haber: Fatih ERBOZ - Salim YAVAŞOĞLUTerör örgütü elebaşı bebek katili Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Kuzey Irak’tan gelen, Şırnak’taki Habur Gümrük Kapısı’nda savcı ve hakimlerin karşısına çıkarıldıktan sonra serbest bırakılan 8 PKK’lı ile Mahmur Kampı’ndan gelen 4’ü çocuk 26 kişi olmak üzere toplam 34 kişilik grup, Diyarbakır’a giderken Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde havai fişek gösterileriyle karşılandı. Dün saat 04.00 sıralarında Nusaybin İlçesi’ne DTP’nin seçim otobüsü ile gelen PKK’lılar, örgütteki kod adları ve açık kimlikleri okunarak tanıtıldı. Havai fişek gösterilerinin yapıldığı karşılama töreninden sonra grup, saat 05.00’te buradaki Nezirhan Oteli’nde konakladı.
Silah sesleri susmadıDaha sonra DTP Genel Başkan Yardımcısı, Mardin Milletvekili Emine Ayna ve Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın da eşlik ettiği konvoy, Diyarbakır güzergahındaki Mardin’in Kızıltepe İlçesi’ne hareket etti. PKK’lı grubu Cizre’de de binlerce kişi alkışlar ve sloganlar eşliğinde karşıladı. PKK’lılar ile DTP’li milletvekillerinin bulunduğu araç konvoyunun geçişi sırasında Cizre- Silopi karayolu trafiğe kapalı kaldı. Silopi’den gelen araç yaklaşık iki saatte ancak Cizre girişine kadar gelebildi. PKK’lıların içinde bulunduğu konvoyun Cizre Köprüsü’nde görünmesi ile birlikte ilçede yer yerinden oynadı, mermiler havada uçuştu. Cizre’de Dörtyol mevkiinde bulunan ilçe binası önünde binlerce kişi sloganlar atıp grubu karşıladı. Daha sonra DTP’li Emine Ayna kısa bir konuşma yaptı. Ayna, “Bizler hiçbir zaman özgürlük mücadelesinden kaçmadık, özgürlük yolunda gücümüz bugün on kat artmış oldu. Sizleri bu onurlu mücadelede göstermiş olduğunuz kararlılıktan dolayı tebrik ediyorum” dedi. Yapılan kısa konuşmaların ardından konvoy Diyarbakır’a doğru hareket etti. Konvoyun hareket etmesi ile birlikte Cizre’den silah sesleri yükselmeye başladı. PKK’lı grup Cizre sınırlarını geçene kadar ilçeden silah sesleri eksik olmadı. Diyarbakır’da ise karşılama töreni tam anlamıyla terör örgütünün gövde gösterisine dönüştü.
Gövde gösterisine inceleme başlatıldıDiyarbakır, Silopi, Cizre ve Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılıkları serbest bırakılan PKK’lılar için terör örgütünün gövde gösterisine dönüşen karşılama törenleriyle ilgili inceleme başlattı.
PKK’lı teröristler Hakkari’nin Çukurca ilçesindeki askeri üsse havan topuyla saldırdı, 1 Mehmetçik yaralandı.
Teröristler askeri üsse havan topuyla saldırdıHakkari’de askeri üs bölgesine teröristlerin havan topuyla saldırısında 1 asker yaralandı. Çukurca ilçesinin Irak sınırında bulunan 3. Jandarma Komando Taburu’na bağlı askerlerin görev yaptığı Dağbaşı üs bölgesine bir grup PKK’lı, Irak sınırından havan topuyla saldırdı. Teröristlerin üsse 10 havan topu atışı yaptığı belirtildi. Mehmetçiğin anında karşılık vererek teröristlerin geri püskürtüldüğü, yapılan saldırıda 1 askerin yaralandığı öğrenildi. Yaralı asker helikopterle Hakkari’deki Fatih Kışlası’na getirilerek buradan ambulans ile asker hastanesine kaldırıldı.
Türk medyasından iktidara öfke yağdı...* Tablo yeni bir devletin doğumunu ve onun kutlanmasını yansıtıyor! Fotoğraf bu, peki ya perde gerisi?
Sabahattin Önkibar* Anlaşılan şu.. Devleti yönetenler gelişmelerden memnun... Bu manzaralar rahatsız edici değil!..
Behiç Kılıç* Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan manzaralar, her nedense aklımıza ‘Sırp İsyanı’nı getirdi.
İsrafil K. Kumbasar* Taş olsa ağlar... Devlet terörü teslim aldı derken, terörün teslim aldığı devlet midir bu gözüken?..
Bekir Coşkun* Anlaşılan bunca şehit boşuna verildi, boş yere kan akıtıldı... Başlanan noktaya geldik...
Altemur Kılıç* Konunun barış istemekle, hele hele teslim olmakla ilgisinin hiç olmadığı da açıkça ortadadır.
Özcan Yeniçeri* PKK’nın silahlı propagandayı benimsemiş bir örgüt olduğu konusunda bir şüphe olabilir mi?
Serdar Akinan* 40 bin kişinin can verdiği sürecin sorumlusu örgüt temsilcileri için -neredeyse- özel mahkeme kuruldu.
Güneri CivaoğluTÜRK MEDYASINDAN İKTİDARA TEPKİ...Taş ağlar...Yani şimdi siz PKK terör örgütü militanlarını önde vali, arkada bando mızıka, çiçeklerle, çikolatalarla, bayram ederek karşıladınız... Ama ömrünü bu ülkeye hizmetle geçirmiş profesörleri, akademisyenleri, edebiyatçıları, gazetecileri, generalleri, sanatçıları, henüz kanıtlanmamış “örgüt” iddiasıyla aylardır hapishanelere tıktınız... Öyle mi?.. Eli silahlı terör örgütü militanı 20 dakikada ifade verdi ve salındı, ama eli kalemli Mustafa Balbay’ın dünkü köşesinde “229 gündür tutuklu” olduğu yazılıydı... Üniversite kurup çocuklarınızı yetiştiren, hastane kurup nice can kurtaran Prof. Mehmet Haberal hasta yatağında tutuklu, ama “çocuk katili” dediğiniz insanları kucaklıyorsunuz... Böyle midir hukukunuz?.. Kanserle boğuşan bilim adamımız Erol Manisalı acılar içinde sürünüyor... O teröristlerle savaşan askerlerimiz demir kapılar arkasında tutsak... Türkan Saylan öldüğü halde kurtulamadı elinizden, sorgulanıyor... Ama PKK’lıları bağrınıza bastınız... Vicdan bu mudur?.. İlhan Selçuk yarım asırdan fazladır “barış-sevgi-huzur-güven-çağdaşlıkhukuk-demokrasi” üzerine yazılar yazdı, suç oldu... Ama vatana kurşun sıkanların başı Apo’nun yol haritasına bakıp bakıp teröristleri çikolatayla karşıladınız... Böyle midir devlet?.. Taş olsa ağlar... Bir terörist dağdan eksilse hepimiz seviniriz. Ama bu ne hal?.. Terör örgütünün bayrakları, Apo’nun posterleri, alkışlar, zafer zılgıtları... Önde vali... Arkada çiçekçi... Devlet terörü teslim aldı derken, terörün teslim aldığı devlet midir bu gözüken?.. Hukuk mu bu?..Adalet buna mı diyorsunuz?.. Vicdanın eridiği, mantığın yanıt veremediği, tüm değerlerin bittiği yerdir burası... Taş ağlar... Taş...
* Bekir Coşkun / HabertürkYaşasın adaletVedat Yenerer’i bilir misiniz? Cumhuriyet gazetesinde, 32.Gün’de... Birçok haber merkezinde çalıştı. Afganistan’da, Irak’ta, Çeçenistan’da, Bosna’da... Gidip haber yapmadığı cephe kalmadı. Kurşun yağmuru altında haber yaptığını bilen bilir. Bir cuma sabahı 25 tane polis evini bastı. Bu savaşlardan hatıra diye getirdiği boş kovanları, deden kalma eski bir tüfeği aldılar. Hakim karşısına tam dört gün sonra çıkabildi. Dört gün... Vedat, savcıların, ’güçlü şüphe’gerekçesi ile ’terör örgütü üyesi olmak’ ve ’vahim nitelikte silah’ bulundurmak suçlarından tutuklanarak cezaevine konuldu. Her bir suçuna 100’er sene hapis istendi. Vedat Yenerer, tam 11 ay bir gün sonra serbest bırakıldı. Ancak Türkiye’de hukukun usulü ve sürati hakkında iki kelam etmemizde mahsur olmasa gerek. Nedeni de şu: PKK’nın silahlı propagandayı benimsemiş bir örgüt olduğu konusunda bir şüphe olabilir mi? Yıllar içinde on binlerce insan öldü... Şimdi 34 kişi geldi mi? Geldi. Bu arkadaşlardan beşi terör örgütü üyesi mi? Üyesi... Şimdi anlamadığım şu? Ergenekon’da sabaha karşı evlerinden alınan akademisyenler, gazeteciler, işadamları ’ne ile suçlandığını bilmeden’savcı karşısına çıkmak için günlerce bekletilirken, hakim karşısına günler sonra çıkartılırken... Hala ne ile suçlandıkları bilmeden veya savunma haklarını kullanmak için aylarca cezaevinde yatarken... Habur’da ayaklarına giden ’özel yetkili savcılar’ tarafından karşılanan ve ’teslim olmaya gelmedim’ demelerine karşın jet hızıyla serbest bırakılan ’terör örgütü üyesi’ olduğu aklen ve vicdanen sabit bu insanlar bu gece evlerine gidip huzur içinde uyuyacaklar. Bu ülkede, ne o ’taş atan’çocukların anaları rahat uyumalı...Ne de, aylarca ’Ergenekon terör örgütü üyesi’damgası ile gezen ve şimdi teker teker serbest bırakılan insanlar...
Ne de bizler...
* Serdar Akinan / AkşamHaklı bir soruSerbest bırakılan 34 kişi ve özellikle onların arasındaki Kandil’den gelen 8 PKK’lı “pişmanlık yasasının hükümlerinden yararlanmak” istemiyorlar. “Barış grubu olarak geldiklerini” söylüyorlar. Eyleme karışmadıkları için pozitif hukuk yorumuyla serbest bırakılıyorlar. Ne var ki... Başka görüntüler, savcıların ve hâkimlerin ellerini serbest bırakmıyor. Örneğin... Apo posterleriyle gelen konvoy... Bu posterlerin önünde çekilen fotoğraflar... Savcıya ifadede Apo’nun talimatıyla geldiklerinin” her biri tarafından tekrarlanması... Hatta “Sayın Öcalan” ifadesini kullandıkları yolundaki söylemler... Hukuk açısından bakıldığında, bunların ötesinde, sadece silahlı terör örgüt üyesi olmak bile tek başına 7.5-15 yıl arasında hapis öngörülen suçlama iddiasına ve yargı sürecine konu olabilir... Bakınız... 40 bin insanımızın can verdiği sürecin sorumlusu olan örgütün temsilcileri için -neredeyse- özel mahkeme kuruluyor. Savcılar ve hâkim Habur Sınır Kapısı’na gidiyor....Ama... Son derece olağan telefon konuşmaları yapanların ya da iktidar milletvekillerinin bile zaman zaman katılmış oldukları, herkesin gözü önündeki yemeklerde bulunanların Ergenekon sanıkları olarak günlerce gözaltında ifade vermeleri, aylarca haklarındaki suçlamanın ne olduğunu bile bilmeden hapiste yatmaları acı veriyor. İçlerinde profesörler, doktorlar, gazeteciler var. Daha dün 21 ay içeride yattıktan sonra onlardan üçü nihayet serbest bırakıldı. Yargıya saygılıyım. Bir hukukçu olarak bu saygımın ötesinde yargı erkine ve onun işleyişine yönelen satırlarımda özenliyim.
Habur’la Silivri arasına çizgi çekerek işaret ettiğim farklı görüntüler için satırlarım ise, toplum vicdanını yansıtmanın yanı sıra yargı erkinin aşınmaması kaygısını da kapsıyor. PKK, varlığı yıllardır bilinen bir yasadışı örgüt... Onun üyeleri sadece ifade alınarak serbest kalıyorlar ise ama Ergenekon’un varlığı bir yana ona üyelik statüsünü kesinlikle kabul etmeyenlerin ve haklarında böyle bir karine olmadan aylardır yatanların farkları nedir? “Haklı bir soru” değil mi? Bu soru Ergenekon’la hiç ilgisi olmayan ve başka nedenlerle “terör örgütü üyesi olmakla” suçlananları da kapsamaktadır. Kanun önünde eşitlik, hukukun temel ilkesidir. Barış, toplumun her kesimini kucaklamalı...
* Güneri Cıvaoğlu / Milliyet Aynı özeni Ümraniye’de göstermedilerDP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, partisinin Dedeman Otel’de yapılan il başkanları toplantısı öncesi yaptığı konuşmada, gündemdeki konuları değerlendirdi. Sözde Kürt açılımıyla ilgili konuşan Cindoruk, “Orada gösterilen özenin Silivri’de Ergenekon sanıklarına gösterilmesini beklerim” dedi. Kürt açılımı konusunda hükümetin elinde “içi boş defter” olduğunu iddia eden Cindoruk, şunları kaydetti:
Üstlerinde gerilla üniforması“Sonuç ne olacak diye herkes merakla beklerken, dün (önceki gün) Habur sınır kapımızda bir olayla karşılaştık. Dikkatle seyrettiğiniz zaman orada gerilla giysileri girmiş bir müfreze Türk sınırından içeri girdi. Üstlerinde, savaş yapan gerillaların dünyadaki klasik üniformaları. ’Ne için geliyorsunuz?’, ’Barış’. Barış için gerilla elbisesiyle gelinir mi? Sonra otobüslerde elbiselerini değiştirdiler ve hala seyahat halindeler. Diyarbakır’a gittiler. Hangi bölgeden gidiyorlar? Terör ve anarşinin dağlarda ve ovalarda kol gezdiği bir bölgede gezip gidiyorlar. O insanların tutuklanmasını talep etmiyoruz, suçları varsa tutuklanırlar. Ama orada gösterilen özenin ben Silivri’de Ergenekon sanıklarına gösterilmesini beklerim. Eğer siz o gerilla müfrezesinden ümit bekliyorsanız, sizin terörle mücadeleniz hiçbir sonuç vermez.”
YENİÇAĞ