Törenle Gelen PKK'lılar ve Tepkiler

Genel & Güncel Konular

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen kaanka68 » Prş Eki 22, 2009 16:35

Ben de "açılım" istiyorum...

Babamın baba tarafı Abhaz, ana tarafı Çerkez asıllı.
Anne tarafım da Arnavut asıllı.

Abhazca, Çerkezce ve Arnavutça dillerinde eğitim hakkı istiyorum.
Abhazca, Çerkezce ve Arnavutça yayın yapan birer adet devlet, birer adet de özel televizyon kanalı istiyorum.

Sonra, allah rızası için biraz toprak istiyorum. İzmit doğumlu, Sakarya kütüklüyüm. Şöyle Sapanca gölü kıyısında, Maşukiye'de falan olabilir.

Sezen Aksu Abhazca, Çerkezce ve Arnavutça şarkılar söyleyeceği bir konser versin istiyorum.

"Oha" mı dediniz, ne ayıp!
Ne var ki, biz de bu memleketin evladı değil miyiz?

İlle dağa mı çıkalım?

Saygılarımla,
KAAN
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen MansurSah » Prş Eki 22, 2009 17:01

Demokırat Parti'nin, Cindoruk'un da dert ettiği şeye bakın, "pkk'ya gösterilen özen, etö'ye gösterilmemişmiş".
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen kaanka68 » Prş Eki 22, 2009 17:06

Gazi madalyasını iade etmek istedi

Kayseri, Antalya ve Kütahya'da, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olmasıyla yaşanan gelişmelere tepki gösterildi. Kayseri'de Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Eski Başkanı Gazi Mete Kurt, 'Devlet Övünç Madalyası'nı Vali Mevlüt Biliciye iade etmek isterken kısa süreli arbede yaşandı.

Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şubesi Eski Başkanı Gazi Mete Kurt, bugün bir gurup gazi ve dernek üyesi ile birlikte Kayseri Valilik binası önünde toplandı. 1995 yılında Tunceli'de, PKK'nın yola döşediği mayın sonucu iki ayağını birden diz üstünden kaybettiğini belirten Mete Kurt, devlet tarafından kendisine verilen 'Devlet Övünç Madalyası ve Beratı'nı Kayseri Valililiği aracılığı ile devlete geri iade etmek istedi.

Yaklaşık 30 kişilik grup ilk olarak Valilik Binası makam girişi önünde toplanarak, topluca içeri girmek istedi. Kalabalığın hep birlikte içeri giremeyeceğini belirten Emniyet Müdür Yardımcısı Veysel Aydoğan ile gaziler arasında kısa süreli tartışma ve arbede çıktı. Mete Kurt'a kardeşim şeklinde hitap eden Emniyet Müdür Yardımcısı'na tepki gösteren gazi Mete Kurt, " Biz sizin kardeşiniz değiliz. Sizin kardeşleriniz dağdan inenlerdir. Önlerine kırmızı halı serip, bayram havasında karşıladığınız teröristlere yaptığınız muameleyi bizlere yapmıyorsunuz. Bize verdiğiniz değer işte bu. Bu yüzden verdiğiniz madalyaları iade edeceğiz" şeklinde konuştular.

Bu arada Mete Kurt ile birlikte içeri girmeye çalışan Türk Eğitim Sen 2. Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk ile Emniyet Müdür Yardımcısı Veysel Aydoğan arasında sert konuşmalar geçti.

Yaşanan kısa arbedenin ardından Valiliğe Gazi Mete Kurt ve Türk Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk alındı. Valilik Özel Kalem Müdürü Kadir Şimşek'e sorunlarını ve konuyu anlatan Kurt ve Öztürk'e, yakın bir tarihte Vali Bilici ile görüşme sözü verildi.

1994 yılında şehit düşen Yılmaz Uçar'ın babası Mehmet Uçar ise yaşananalara anlam veremediğini ifade ederek," Biz vatan haini olduk. Onlar vatansever oldu. Benim oğlum bu vatan için canını verdi. PKK tezahuratla karşılanıyor. Gelenler zafer kazanmış bir komutan edasıyla geldiler. Pişmanda değiller. Yarında ben teslim edeceğim madalyamı. Onları kırmızı halıyla karşılıyorlar bizim Vali ile görüşmemize müsade etmiyorlar. Bu nasıl adalet. Vatanını savunanlarla, kurşun sıkanları aynı kefeye koyuyorlar. Benim şehidim anasının gözünden zem zem suyu akıyor. Terörist anasının gözyaşından pislik akıyor" diye sitem etti.

Valilik çıkışında gazetecilere bir açıklama yapan Gazi Mete Kurt, 1995 yılında Tunceli'de PKK terör örgütü üyelerinin yola döşediği mayın sonucunda iki ayağını birden kaybettiğini belirterek, "Açılım altında dağdan inen terör örgütü üyeleri, Silopi'de adeta kahramanlar gibi karşılanmış ve savcılar tarafından suçsuzlarmış gibi serbest bırakılmışlardır. Bu durum bizlerin, gazilerinin ve yüce Türk Milleti'nin kanına dokunmuştur. Bizlerin gazi olmasına, şehitlerimizin ise hayatlarını kaybetmelerine sebep olan bu insanlara yapılan muamele yüzünden devletimin bana verdiği 'Devlet Övünç Madalyası' yine devletime Kayseri Valiliği aracılığıyla iade etmek için geldik. Kendisi yerinde olmadığı için şu an teslim edemedik ama en kısa zamanda iade edeceğiz. Bizde demokratik hakkımızı kullanıyoruz" dedi.

Gaziler daha sonra sessizce valilik binası önünden ayrıldı.

AÇILIM DEĞİL, AÇILIMDA BOĞULMADIR
Ankara'da şehit aileleri adına açıklama yapan Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Hamit Köse de, "Teröristlerin adeta devlet töreni ile karşılanması, PKK'nın uzantısı olan bir siyasi partinin devlete meydan okurcasına basın açıklaması yapması şehitlerimizin kemiklerini sızlatmıştır" dedi.

Köse, açıklamasında "Hükümet teröristlerini teslim almamıştır, teröristler hükümeti teslim almıştır" ifadesine de yer verdi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın "Teslim olmalar demokratik açılımın bir parçası" sözlerine de tepki gösteren Köse, "Bu bir açılım değil, açılımda boğulmadır, ülkeye ihanettir" diye konuştu.

Madalyalarını geri vermeyi bile düşündüklerini açıklayan şehit aileleri, karşılama sırasında görev yapan devlet görevlileri ve siyasi parti temsilcileri hakkında da suç duyurusunda bulunacak.



kaynak: http://www.etikhaber.com/content/view/80279/50/
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen 10101 » Prş Eki 22, 2009 17:44

kaanka68 kardeşim:
Babamın baba tarafı Kürt, anne tarafı muhtemelen Türk.
Annemin anne tarafı Boşnak, baba tarafı Makedonya'lı.

Ne mutluyum ki kendime Türk diyorum, öyle hissediyorum ve bu toprağın insanıyım. Senin gibi, her türlü etnik kökene mensup kardeşlerime büyük bir sevgi besliyorum. Bizi kimse ayrıştıramaz; bölücü kötü adamlar elbet birgün yaptıklarının cezasını çekecektir. Türk - Kürt ayrımı yapaydır ve kirli sularda beslenen deniz anaları dışında kimseye fayda sağlamaz.

Nihat Genç'in babası Laz, annesi ise Kürt'tür. Adam haliyle soruyor: Beni hangi sınıfa koyacaksınız?
Kullanıcı küçük betizi
10101
Üye
Üye
 
İletiler: 78
Kayıt: Pzr Mar 15, 2009 12:39

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen İL-BARS » Prş Eki 22, 2009 17:50

Türk Evlatlarının katillerini bu ülkeye törenlerle alıp, tutuklamadan affedenler, Gazi'ye bu tür muamleyi reva görenler; illaki bir gün cezanızı çekeceksiniz. Gün olur sap döner, Gün gelir hesap döner. Bekliyoruz ! :evil: :evil:
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen kaanka68 » Prş Eki 22, 2009 18:01

10101 yazdı:kaanka68 kardeşim:
Babamın baba tarafı Kürt, anne tarafı muhtemelen Türk.
Annemin anne tarafı Boşnak, baba tarafı Makedonya'lı.

Ne mutluyum ki kendime Türk diyorum, öyle hissediyorum ve bu toprağın insanıyım. Senin gibi, her türlü etnik kökene mensup kardeşlerime büyük bir sevgi besliyorum. Bizi kimse ayrıştıramaz; bölücü kötü adamlar elbet birgün yaptıklarının cezasını çekecektir. Türk - Kürt ayrımı yapaydır ve kirli sularda beslenen deniz anaları dışında kimseye fayda sağlamaz.

Nihat Genç'in babası Laz, annesi ise Kürt'tür. Adam haliyle soruyor: Beni hangi sınıfa koyacaksınız?


Teşekkür ederim.
Ben de bunları ifade etmek istedim zaten o yazıyı ilk yazdığımda.
Sonradan bir çok "yahoo" ve "google" grubunu gezmiş o yazı gördüğüm kadarıyla.

"Türküm" demekten imtina edenlere ithaf olsun.

Saygılarımla,
KAAN
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen arsipel » Prş Eki 22, 2009 18:27

İhanet ihanet ihanet. Benim komşumun bacağı neden koptu peki ? Benim öğretmenim neden öldürüldü güneydoğuda ? Şehitlerim nerede peki ? Allah korkusu olmayan bu hükümetin yetkilileri ne yaptılar bize ?
Kullanıcı küçük betizi
arsipel
Üye
Üye
 
İletiler: 116
Kayıt: Pzr Nis 06, 2008 19:22

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen kaanka68 » Prş Eki 22, 2009 20:53

Dialog !

Leleleleee...
Biji biji biji...
Lü lü lülülülüüüüü!
(...)
- Hoşgelmişsen sefalar getirmişsen babo !
- Hoşbulmuşah keko.
- Nasısan, iyisen ?
- Eyiyem eyi, çok şükür, görüsen işte , bah fanslarımıza bizi nasıl garşılıylar
- he ya, zaten biz de evcek gelmişek
- Afferin, afferin
- Babo şindi sen pişman olup gelmişsen he?
- Neye?
- Şeye, dağa,, yani PKK’ya gatıldığına..
- Yooo, niyye pişman olamki ; itibar gani, ev hazııır, iş hazııırr, görev hazır..
- görevde mi var ?
- yoooh, resmen yohtur ama vicdanen bundan böyle memleketimizin ve hökümetimizin güvenliği için çalışmak boynumuza borçtuuur, vicdanımıza borçtuurr..
- He vallah
- Allah bizi yönetenlerden razi olsun. Burada kalsaydım ahhaaa aynen senin gibiydim keko.
- He vallah
- Sen ne edisen?
- Bildiğin gibi
- Yani iş yoh, güç yoh, hala sağda solda sürtiysen he?
- He vallah
- Len ben sana kaç kere “gel bize katıl” diye haber göndermişem, katılmadın aha şimdi de böyle it gibi kıvranırsan
- He vallah bilemedik, cahillik işte, bağışla.
- Şimdi sen PİŞMANSEN he?
- Heee hem de nasıl PİŞMANEM
- Haa afferin, şimdi ben sana bi akıl verem ama bu sefer sözümü dinleyecahsan haa;
- He vallah dinliyem
- .. şimdi sen şu bizim geldiğimiz yoldan yürüyerek dağa çık, bizim merkeze git, oradaki nöbetçi arkadaşa selamımı söyle, sana “Bu arkadaş bizdendir, kendisine terörist muamelesi yapılmasını rica ederim” diye bir belge düzenlesin, sonra öbür kafileleyle dön gel gerisine sen karışma, hökümetimiz sağolsun onlar gerekeni yaparlar. Haa belgeyi alırken örgüte 5-10 kuruş bağış yapmayı da unutma emi?
- He vallah, başım gözüm üstüne, allah senden razı olsun
- Hadi durma koştur, yallah !
- Ya allah bismillah..

* * *
Aydoğan Kekevi 21.10.09
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eki 22, 2009 23:10

İşgal altındaki Türkiye, esir Türk ulusu

Türk basın yayın organlarında, utanmadan, arlanmadan, anla şanla yayınlanan sahneleri gördükçe, ülkenin doğusunda bu manzaralar yaşanırken demokrasiden, özgürlükten, açılımdan söz eden aşırı dinci bir yönetim, ülkenin eli kalem tutan ve Atatürk’e inananları daha suçlarının ne olduğunu söylemeden hapsedip duruyor ve özgür Batı seyrediyor alâ ile valâ ile.

Demokratik açılımdan söz eden dinci hükümet, eline silah alan ve terör örgütü üyesi olmaktan pişmanlık duymadıklarını söyleyen hapisteki bebek katilinin talimatıyla barış adı altında geldiklerini söyleyen PKK üniformalı kişileri salıverdi. Hem de savcıları ayaklarına götürerek, ülkenin tüm hukuk kuralları dışına çıkarak, sınırda istiklal mahkemeleri benzeri anayasa dışı mahkemeler kurdurarak. Aslında Erdoğan ve ekibi anayasa suçu işlemektedir. Aynı şekilde DTP milletvekilleri bizim paramızı, vergilerimizi harcayarak terör örgütü elemanlarını ağırlamaktalar. Onlar da suç işliyor.

11 Eylül saldırısı ile yalnızca 3 bin kişinin ölümüne neden olan El Kaide ile masaya oturmayan ABD, Erdoğan hükümetinin 30 bin kişinin katili PKK terör örgütü ile pazarlık etmesini desteklediğini resmen açıkladı. Türk basını ise ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün sözlerini bile çarpıtarak verdi. İnsanın aklına doğal olarak geliyor; hani teröristlerle pazarlık edilmezdi? Hani terörle mücadele edilmesi gerekirdi? Hani bizden bu konuda destek istemişlerdi? Her şey bir oyun, her şey bir proje. Benim ülkem ise başkalarının elinde bir kukla, oyuncak.

Ne tesadüftür, bu olaylardan birkaç gün önce ABD Adalet Bakanlığı Kandil’deki PKK liderlerinin Amerika’daki mal varlıklarına ve banka hesaplarına el koymaya karar verdiğini açıkladı. Aslında, Amerikan yasaları, uyuşturucu kaçakçılarının her türlü mal varlıklarına el koymayı emreder. Ev, banka hesabı, araba bunlar arasında. PKK’lı liderlerin mallarına el konulması için neden böyle bir karar almak lüzumu hissedildi ve tam da bu sıralarda? Diyelim ki böyle bir karar alındı, bugüne kadar bu adamların topraklarınızda mal varlığı olmasına, bankalarınızda hesap açmalarına nasıl izin verdiniz? Zaten var olan Amerikan yasalarına göre bu suç değil mi?

Allah rızası için artık açın gözünüzü. Türkiye bağımsızlığını, egemenliğini kaybetti. Bunu laf olsun diye veya sizleri tahrik için söylemiyorum. Bizler pasaport taşıyabiliyorsak Türkiye’yi birden fazla ülke işgal ettiği için hangi ülkenin pasaportunu vereceklerini bilemediklerinden. Bizler, yani Türk vatandaşları ne yazık ki işgal altındaki esir ülke vatandaşlarıyız. Sürekli olarak da bağımsız ve egemen ülke vatandaşları tarafından horlanmaktan kurtulamayız. Ha derseniz ki, adamlar döner kebabımızı seviyor, yemeklerimize bayılıyor, göbek dansını seviyor, bu sözler esir ülkelerin esir vatandaşlarına yapılabilecek tek iltifat olduğu için...

Ordumuzun durumuna gelince, sağda solda artık kimseye kafa tutmaya kalkmak da doğru değil. Patronlarımız, yani bizi işgal edenler izin verdiği ölçüde ancak polislik yapabilirler. Gördüğünüz gibi bu günlerde başka bir şey yaptıkları da yok. Generallerin emniyet müdürleri ve komiserler kadar bile itibarı yok artık. Yalnız makam otosu olarak Mercedes’e biniyorlar belki. Ötekiler de Renault’lara veya yerli otolara.

Türkiye’nin başındaki belalar yalnızca bunlar değil. Önümüzdeki günlerde Washington ve Brüksel’den verilen talimatlarla Kıbrıs’tan Türk askeri de çekilecek. Böylece Kıbrıs’ta akıtılan kan da Erdoğan ve taifesi tarafından boşa harcanmış olacak. Ekonomik kriz ise sinsi sinsi ülkenin çanına ot tıkamaya devam ediyor. Bu kış vatandaşlarımız doğal gaz fiyatlarını da geçen yıldan daha pahalıya kullanacak veya parası olmadığı için kullanamayacak. Ama biz demokratikleşip, Ermenilere sınırlarımızı açarak karnımızı doyuracağız. Evet, benim esir ulusumun esir çocukları; boşuna dövünüp ağlaşmayın. Esir ulusların patronlarına kafa tutmaya hakkı yoktur. Bizler önümüze atılan konuları konuşabilir, onların çizdiği sınırlarda hareket edebiliriz. Kendimizi de uygar, bağımsız bir ülke falan saymayalım, artık ayıp oluyor. Dünya bizle dalga geçiyor.


Savaş SÜZAL, 23 Ekim 2009
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen vega » Prş Eki 22, 2009 23:23

Arkadaslar, sinir harbinin yasandığı, sabrımızın sınandığı dönemler geçiriyoruz.. Mutlaka sokağa çıkılmalı ve örgütlenmiş olarak ses vermeliyiz.. Yakıp yıkmak için değil tabi ki ve fakat biz daha burdayız demek için.. Belli bir siyasi partinin çatısı altında değil bu sürece karsı birleşmeliyiz..
Ben böyle bir şey için her seyimle destek vermeye hazırım ve böyle düsünen çok insan vardır eminim..
Hemen harekete geçilmeli diye düşünüyorum
Kullanıcı küçük betizi
vega
Üye
Üye
 
İletiler: 7
Kayıt: Pzr Eyl 20, 2009 2:37

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen saba » Cum Eki 23, 2009 1:17

Ne güzel bir sürü resim eşkiyaların, bölücülerin “yurda dönüşünü” nasıl kutladıklarını gösteriyor, onların bu milleti temsil eden devleti nasıl dize getirip ağırlandıklarını seyrediyoruz. Yarın ermenisi, amerikalısı, yunanıda böyle gelecek, böyle ağırlanıcaklar. Az kaldı. Bir avuç insan çırpınıyor durdurun bu gidişatı, uyanın diyen. Nerede büyük Türk milleti, şerefi, zekası, halsiyeti…
Bence artik bu insanlara, paranın, gevurun, cehaletin kölesi bir millet olduklarını, kölenin ne kadar şerefli ise o kadar şereflerinin olduğunu her gün 5 vakit ezan gibi yüzlerine bas bas bağırılması gerekiyor. TV dizillerinin reklam aralarında, reklam verilip, “siz böyle vakit geçiren ineklersiniz” diye hatırlatmalar, ışıklı ilanlar yapılmalı. Birileri başımızda, şehitlerimizin, atalarımızın mirası vatanı satıyor, ancak seyrededebiliyoruz. Daha 70 sene evvel şerefli, cesur Türk milleti idik, kimse baş edemez denen devletlere kafa tuttuk, şimdi Nazi hayvanlari gibi “soykırımcı millet” olduk, seyrediyoruz. Biz bu milletin şerefini, vatanını, geçmişini, geleceğini sattıkdan sonra, evlatlarımız çok değil 20 sene sonra mezarımıza tükürecek. Tarihe iki boru hattı vaadi, bir avuç para için, şerefini, vatanını, şehitlerini satan aptal bir millet olarak geçicez. Ben inanmıyorum senelerdir yok mavi hat , yok kuzey hattı, bizden geçicek zengin olucaz hikayesine! EU üyeliği ne kadar masal ise, bu da o kadar masal. Biz öyle soyulan bir milletiz ki, gökten zembille para inse, bu efendilerin açlığını doyuramayız.
Bizim dedelerimiz, şehitlerimiz birşeyler miras bırakmiş da halen “Ne mutlu Türküm diyene!” diye başı dik gezebilenler var. Biz gelecek nesle ne birakiyoruz? Bizim evlatlarımız Türk olmakdan utanıcak, gevura garson, hizmetçi olucaklar ancak...Bizden beter çekicekler.
Daha ne onun adamı, bunun adamı, bunun başı açık, öbürünün poposu açık derken, alevimi, sünnimi, kürt mü, türk mü derken, geçmişimiz geleceğimiz satıldı, satılıyor, seyrediyoruz. Türk milleti satılığa cıkarılmış, kilo ile satılıyor, seyrediyoruz.
Bu ülkenin insanlarınin çoğunluğu da bunları duyupda bilipde utanmıyor, anlamıyorlsa, seyrediyorsa, zaten Anadolu’da yaşayan “Türk milleti” için iş işten geçmiş demektir, kim ne yapıyorsa bu insanlara müstahaktır. Bugün bir avuç eşkiya elini kolunu salayarak gelir, öbür günde Kürdistan ordusu da, Amerikan askerleri de girer, seyrederiz. Ondan sonrada kim kime ne kadar kardeşmiş, dostmuş, düşmanmış belli olur zaten. Az kaldı....
Kullanıcı küçük betizi
saba
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 36
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 0:07

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eki 23, 2009 10:26

Kandil'de sinsi çelişki

Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin “başkent”i Erbil’in çevresi karanlık dağlarla çevrili. Her yeri adeta şantiye görünümü veren kentte 8 şeritli yollar, devasa tüneller, köprüler ve Türk işadamlarının donattığı lüks siteler dikkat çekiyor.

Mehmet Faraç

Devletleşme çabaları nedeniyle çehresi hızla değişen Erbil’de PKK’nin Irak’taki partisi PÇDK’de faaliyet gösteriyor. Onlar da 34 örgüt üyesinin Türkiye’ye gönderilmesinin şaşkınlığını yaşıyor. Oysa örgüt içinde derin çelişkiler barındıran şaşırtıcı o kadar şey var ki!

“Kürt açılımı” tartışmaları PKK’nin tasfiyesi beklentisine dönüşürken perde arkasında gizlice yürütülen çalışmalar toplumun kafasında şu çok önemli soruları öne çıkarıyor:

Kandil’in Türkiye’ye 34 kişiyi göndermesiyle başlayan manevrası ne anlama geliyor?.. PKK’nin beklediği karşı atağın odağında neler olabilir? Örgütün tüm askeri varlığı düz ovaya indirilebilecek mi. Üst düzey yöneticiler Suriye ve Norveç’e mi gönderilecek? PKK böyle bir tasfiye planına hangi “kazanım”la yanıt vermiş olacak? Devlet PKK’yi pasifize edebilirse örgüte ve Öcalan’a hangi vaatler verilecek? Örgüt 30 yıla yaklaşan mücadele sürecine hangi gerekçeyle son verecek? PKK enterne edildiğinde örgütün Irak, Suriye ve İran’daki partilerinin durumu ne olacak? Daha önemlisi Öcalan ve PKK’nin geleceği açılım tartışmaları sırasında nasıl belirlenecek?..

Yanıtlanmayan sorular da gösteriyor ki, legal ve illegal Kürt siyaseti, 34 militanın Türkiye’ye gönderilmesinin coşkusunu yaşarken adına “Kürt açılımı” denilen gizli proje aslında önemli sorunlara gebe!.. Öcalan’ın devlete teslim ettiği yol haritasını bir türlü açıklamayan iktidar belli ki İmralı’nın planından yararlanarak açılıma yön vermeye çalışıyor! Zaten, “İki grup Türkiye’ye gelsin” emri hızla yaşama geçirilen Öcalan’ın, süreci başlatan asıl kişi olduğu da artık çok net görülüyor.

Ancak 8 PKK’li ile 26 Mahmur sakininin Türkiye’ye gelmesi kimi kesimlerde coşkuya yol açsa da gözden kaçan bir ayrıntı açılım projesinin ne kadar başarılı olabileceği konusunda kaygılar içeriyor! Çünkü görülüyor ki, PKK kendi askeri varlığı açısından derin ve sinsi bir çelişkiyi de bünyesinde tutmakta ısrar ediyor!

Bir yandan “eylemsizlik” adı altında bekleyişe geçen, diğer yandan militanlarını “barış elçisi” adı altında Türkiye’ye gönderen örgüt bir taraftan da askeri açıdan örgütlenmeye devam ediyor! Bu gerçek, şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanan PKK’nin gelişmelere çok ihtiyatlı ve korunaklı davrandığını ve her an eski eylemsel sürecine geri dönebileceğini de kanıtlıyor.


‘3 ayda 400 militan!..’

PKK’nin “medya savunma alanları” diye tanımladığı Kandil Dağı çevresinde “Apollon Akademiler Komutanlığı” adını verdiği eğitim merkezleri bulunuyor. Örgüt üç aylık dönemler halinde bu merkezlere getirilen gençlere askeri ve siyasi eğitim vermeye devam ediyor. Eğitim devreleri ve merkezleri genellikle güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen PKK’li üst düzey militanların adlarıyla anılıyor.

İşte aylardır Öcalan’ın yol haritasına sığınarak barış çağrıları yapan PKK, iddia ediliyor ki son 3 ayda bu merkezlere 400 yeni militan aldı. Örgütün son “diploma töreni” 10 Ekim’de “Şehit Rızgar devresi” diye tanımladığı eğitim süreciyle ilgili yapıldı. Bu dönemde 34 militan, askeri eğitimini tamamlayarak çatışma bölgelerine sevk edildi.


PKK’nin somut beklentisi

Militanlara sertifika veren PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Rıza Altun’un o gün yaptığı şu konuşma, PKK’nin açılım çabalarından somut olarak ne beklediğini de bir kez daha ortaya koydu:

“Sürece cevap verebilecek bir ‘gerilla’ düzeyine ulaşması için yoğun çabalar sarf ediyoruz. Katılımlara önem verdiğimiz kadar devrelerin mezuniyetine de önem veriyoruz. Gelişecek olan bütün tasfiye planlarına yönelik, meşru savunma temelinde doğru bir askeri çizgi, doğru bir duruş temsil edilirken diğer taraftan muhtemel gelişecek olan siyasal süreçlere de doğru bir yaklaşım içerisinde cevap verilecektir. Ve ancak bu temel üzerinde önderliğimizi (Öcalan) özgürlüğe kavuşturabiliriz.”


Örgütün ikilemi

PKK’nin ajansı ANF’nin, örgüte katılımlarla ilgili 10 Ekim’de yayımladığı bir haberde yer alan şu satırlar ise örgütün “barış” ve “savaş” ikileminde yaşadığı “tasfiye” ve “örgütlenme” çelişkisini de dışa vuruyordu:

“Türk devletinin ‘Kürt açılımı’ adı altında başlattığı süreç çerçevesinde PKK’yi ‘tasfiye’de kararlı olduklarını söyledikleri bir dönemde örgüte katılımda büyük artış yaşandı. Yaz aylarında örgüte yüzlerce kişi katıldı.”

ANF’ye göre Temmuz-Ağustos döneminde örgüte 271 kişi katıldı. Eylül ayında 88 kişi Kandil’deki kamplara ulaşırken ekim ayındaki 34 kişiyle birlikte PKK’nin son dönemde eğiterek çatışma bölgelerine gönderdiği militan sayısı 400’e ulaştı.

Kandil’deki bu törenden iki gün önce yani 8 Ekim’de de bir “mezuniyet” etkinliği vardı. Orada PKK’nin önemli 8 adamından biri olan Duran Kalkan konuşmuştu. “Halk Savunma Merkezi Başkanı” olarak adlandırılan Duran Kalkan, 35 militana “diploma” verirken şöyle demişti:

“Katılımlardaki artış, sürece cevap olduğu kadar, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinde ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor. Bu gerçeği herkes doğru okumalı ve hesaplarını ona göre yapmalıdır.”

PKK bir yandan devletten koparacağı tavizler sonunda silah bırakıp siyasal yaşama entegre olmayı hedeflerken diğer yandan niçin durmadan yeni militanları saflarına katıyor?.. Örgüt 25 yılı aşan eylemsellik ve siyaset deneyimine sığınarak “şiddet ve dayatma” stratejisiyle hedefine yürürken silahı elinden bırakmak istemiyor. Bu çelişki biraz da Öcalan’ın, “Şüphelerim var... Bu açılım mıdır, tasfiye midir, tuzak mıdır, sahtekârlık mıdır, çözüm müdür, emin olamıyorum” şeklindeki ihtiyatlı yaklaşımından kaynaklanıyor!

Yani PKK, açılım ve demokratikleşme tartışmaları sürerken bir yandan “barış elçileri” göndererek Türkiye’nin ağzına bir parmak bal çalıyor, diğer yandan da askeri varlığını güçlendirmeye devam ediyor!..


Ürküten gösteri

Örgütlenme ve bekleyiş... PKK, görülüyor ki, bu iki hedefe iyice kilitlenmiş. Yalnız PKK değil, Güneydoğu’ya, gönderilen 34 militanın on binlerce kişi tarafından coşkuyla karşılanması da gösteriyor ki, şiddet ve terör yorgunu olan o coğrafyada yaşayanların önemli beklentileri var!

Ancak yine belli ki, bu beklentiyi PKK teröründen mustarip olan geniş kitleleri endişelendirecek biçimde şova dönüştürmek, demokrasi ve barış adına başlatılan süreci de provoke ediyor.

Yaşananlara bakılırsa, doğudaki karşılama abartısı salt batıdaki yurttaşları değil PKK’yi bile rahatsız etmeye başladı. Murat Karayılan dünkü röportajda bu gelişmeleri değerlendirirken, “Öyle görünüyor ki halkımızda da biraz aşırı beklenti oluşmuş” demişti!.. Anlaşılan PKK ve DTP yandaşlarının beklentileri Karayılan’ı bile endişelendirmişti. Bu yüzden dün ANF’ye konuşurken, “Sanki sorun artık çözüm yoluna girmiş havasına kapılmak doğru olmaz” demişti!

Farklı coğrafyalardaki kitlelerin değişik kültürel beklentileri olabilir. İnsanların kendi dillerini kullanmaları, kültürel ve folklorik gerçeklerini canlı tutmaları demokrasi ve insan haklarının vazgeçilmez kurallarıdır. Ancak şu unutulmamalı ki, PKK şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanan bir örgüttür. Kan akıttıkça, şiddet ve terör yarattıkça hedefine ulaşacağını sanan PKK, gerçekten anaların ağlamasını, çocukların yetim kalmasını istemiyorsa ve de takıyyeden arındırılmış bir “barış” peşindeyse silahları bir an önce bırakmalıdır!..
Aksine, bir yandan pasif grupları Türkiye’ye gönderip diğer yandan askeri örgütlenmeyi sürdürmek Doğu ve Güneydoğu’da “kimlik” ve “kültürel özgürlük” peşindeki kitleleri kısırdöngüye mahkûm etmekten ileri gitmeyecektir!.. CHP lideri Deniz Baykal’ın da ısrarla vurguladığı gibi “masadan silah kesinlikle kalkmalıdır...”


Karayılan AKP’nin hamlesine odaklandı

Murat Karayılan PKK’nin iki numaralı ismi. Örgütün “Koma Civanen Kürdistan” yani (Kürdistan Topluluklar Birliği) olarak nitelediği KCK’nin “Yürütme Konseyi Başkanı”. Aslında tam anlamıyla bugün PKK’yi askeri açıdan yöneten ve siyasi açıdan da stratejilerini belirleyen pratikteki tek adam. O şimdi PKK’nin “barış elçileri” hamlesinin ardından operasyonların durmasını bekliyor!

Karayılan 34 PKK’linin Türkiye’ye gönderilmesinin ardından dün ilk kez örgütün haber kaynaklarına detaylı bilgiler verdi. Ve açıkça, “Barış gruplarının tutuklanmadan Türkiye’ye girişi olumlu bir gelişme. Ancak bu, sorunun çözümü anlamına gelmiyor. Biz bu noktada üstümüze düşeni yaptık. Durup bekleyeceğiz” dedi. Karayılan bir yandan da “Türk devletinin Kürt politikasını değiştirdiğini ve yeni politikada siyasal, diplomatik faaliyetlerin daha fazla ön planda olduğunu” öne sürdü!


Atalay’a tepki

Tıpkı Öcalan gibi Urfalı olan Karayılan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “150 kişi daha gelecek” şeklindeki açıklamasına da, “Bu kadar tek yanlı istemi dayatmak sonuç verir mi?” diye tepki gösterdi. AKP’nin “erken bir başarı kanısı içinde olduğunu” belirten Karayılan, “Türkiye’deki hükümet çevrelerinin yaklaşımı yanlıştır. İşte bakın biz tutuklamadık, bundan sonra işte Mahmur kampındakiler, dağdakiler, Avrupa’dakiler gelebilir, önleri açıktır biçiminde yaklaşımlarla sonuç alınır tarzında erken bir başarı kanısı içindedirler” diye konuştu.

Peki, 34 kişiyi Türkiye’ye gönderen PKK bekleyiş sürecine girerken devletten ne istiyor? Karayılan, her kesimin merakla beklediği yanıtı şöyle verdi:

“Bundan sonra atılması gereken adımlar var. Ben açıkça söylüyorum, biz bu süreci geliştirmek istiyoruz. Ama bu süreci Apo’suz, PKK’siz çözme biçimindeki bir yaklaşıma biz asla gelemeyiz. Her şeyden önce operasyonların durması gerekiyor. Ondan sonra diyaloğun başlaması lazım. Bu sorun nasıl çözülecek konusunu tartışmak, müzakereyi başlatmak lazım. Devlet de kendi açılımını sözden çıkarıp pratiğe dönüştürmelidir. Biz onların açılımının pratiklerini görmek istiyoruz. Şimdi onu bekliyoruz.”


Cumhuriyet
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen bezgin » Cum Eki 23, 2009 16:18

Terörist olsa krallar gibi yasayacakken, 3-5 karton kacak sigara satarak gecim saglamaya calisanlar icin zor günler.

İdil’de karakolda ölüm iddiası
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eki 23, 2009 23:36

PKK işini yapıyor, özürlü olana bak!..

PKK, bu gelişmenin öfke hedefimiz değil!..
Çete, almış silahı eline, kara ticaretten ve Sevr’cilerden sağladığı dev bütçe ile işini yapıyor, yolunda yürüyor..
Yürütme!..
Özürlü olan, PKK’ya yol verendir, içerdedir!..
PKK açtığı yoldan dalıyor, seçilmiş militanları cicili bicili giydirip kuşatıp, tören kıyafeti ile Türkiye’ye asker sokuyor. İyi bir kazanım çete için!..
Sen asıl “içerideki PKK’lılara” bak bakalım, neler yaptıklarının farkında mısın!?.
Al, Atatürk’ün gençliğe hitabını, kelime kelime oku... “Tersanelerine mersanelerine girilmiş!..” dahil gerçekleşmemiş tek bir noktası kalmış mıdır!?.
Kim sebep oldu buna!..
Milletin her sabah gözünü açtığı, kulağını verdiği hakim matbuattan tek bir milli ses duyabiliyor musunuz.. Türkiye’nin tepesinde doymak bilmez vampirler oturarak, Cumhuriyetin varlığından beri, milli hazineyi kemirerek semiren geleneksel sermaye elindeki TV ve gazetelerde ne görüyorsunuz?!.
Aynı şekide, adı “yalakaya” çıkmış iktidar matbuatında ne görüyorsunuz?!.
Aynı telden PKK havaları!..
PKK’nın Türkiye’ye asker çıkarmasına, henüz ayyuka çıkarılmamış ama, PKK yandaşlarını arka arkaya ekrana, sütunlara getirerek yapılan gizli çete propagandası... “Türkiye Türklerin değildir” temelinde yayınlar!..
Şu sıralar daha ileri adımlar da atılır!.. Bu “Elçiyiz” diyen ve bağırlara basılan militanlar, matbuatta boy gösterip istedikleri gibi Türk Milleti’ni teslim olmaya çağıracaklardır..!.
Bu matbuat, sermaye ağasının-iktidar beslemesi medyanın tümü bu “Özerklik talepli açılım” alt yapısı için, millete “hazmettirme” görevini yapacaktır..
Çünkü, Mustafa Kemal Paşa’nın uyarıları dinlenilmemiş, “Memleketin bilfiil işgali” yaşanmaktadır.. Matbuatın durumu da budur.. Bugünkü hakim matbuat içerisinde “Ben Türk milletindenim” demek bile yasaktır!..


Sütten çıkmış PKK!..
Şu Kandil’den gelen militanların getirdikleri mektup var ya!.. Sadece o mektupdaki ibareler bile bu militanların düşman muamelesi görmesi ve cezaevine gönderilmesi için yeterli!..
Pişmanlık yasası gereği kitabına uydurularak bırakılan, yetişmiş eşkıya “Sen benim köyümü bombaladın, şimdi sıra bende, sana karşı çıkmamı istemiyorsan teslim ol!..” diye toprağa dalış yapıyor...
Tepeden kabul görüyor, çıt yok; mutabakat tamam!..
İşte o malum matbuatın da işi kolay!.. Geriye, PKK’lıların hakları gasp edilmiş, yerinden yurdundan atılmış, evi barkı yakılmış çaresiz mağdurlar olarak sunulması kalıyor!..
İşte bugün “Türk Medyası” denilen işgal güçleri, Türk Milletine PKK’yı, çaresizlikten silaha sarılmış, son çare arayışındaki mağdur taraf olarak sunma görevini yapıyor ve “isteklerinin hazmını” sağlamak ile barış ve refahın geleceğini söylüyor!..
Çünkü bu bir ABD-AB projesidir vee.. Matbuat da onların kontrolü altındadır.. Strateji bu, PKK’yı çaresizlikten silaha sarılmış hak sahibi olarak kabul ettirmek!..
Kandil, bu temelde açıklamalar yapıyor, “Biz silaha, mecburiyetten sarıldık, yoksa karınca incitmemişizdir!.. Zaten ölümleri de derin devlet gerçekleştirdi!” diye milleti aptal yerine koyup aşılama yapıyor!.. Meclis’teki temsilcileri de aynı telden çalıyor, onlara göre de dağdaki militan masum, devlet zebellah!..
Matbuatın da maşallahı tamamdır.. PKK ile ne kadar mücadele eden ve ismi öne çıkan yetkili varsa önce medyada linç ediliyor!..
PKK, çaresizler topluluğu mu!!?
Tam aksine, son otuz yılın en vahşi faşist hareketidir.. Zaten aslını itiraf ederken, “Gücümüz tüfeğimiz” diyor..
Profesör Doktor Ümit Özdağ 384 sayfa kitap yazmış, kocaman bir cilt...
Alıp okuyun.. 384 sayfa PKK cinayeti.. Köylülerden, Kürt kadınları ve çocuklarından kurbanlar!.. (Pusu Ve Katliamların Kronolojisi-Kripto Yayınları.)
Utanmaz arlanmaz çete, “Faili meçhul hesabı” peşinde, arkasında her köyde yatan bir şehit bırakmış olarak!..


Nerede güvende?
Dağ kadrosunun gelişi sırasında İçişleri Bakanı açıklamalar yapıyordu, “Artık PKK için Irak’ın kuzeyi, güvenli değil!”
Bu ne demek?..
Neresinin güvenli olduğunu, gördüğümüz manzaraları süzgeçten geçirip de mi tahmin edelim!..
PKK kendisi için güvenli bir özerk bölge istiyor Türk topraklarında.. (Bu dağdan geliş de ona bağlanıyor ya!)
PKK’ya güven mi sağlanacak!?. Bu yaşadıklarımız onun işareti mi?.
Olmayacak iş değil!.. Çetenin reisi Apo da Suriye’den kaçtıktan sonra, İmralı’ya alınınca güvene kavuşmadı mı!!?


Behiç KILIÇ, 24 Ekim 2009
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Törenle gelen PKK'lıların tamamı serbest bırakıldı!

İletigönderen ilkkurşun » Cmt Eki 24, 2009 1:52

Arkadaşlar yalamatv lerden habertürkde az önce biten programda yepyeni bir komedi yaşandı.Adının önünde prof. olan 2 kişi "bak ne güzel oldu barışa katkı böyle olur,ne güzel tutuklanmadılar serbest kaldılar,işte açılımın meyveleri inşallah devamı gelir."deyince,bir diğer prof. ki beni hayal kırıklığına uğrattı bir kez daha;"bende tutuklansınlar demiyorum ama keşke ergenekon davasından tutuklananlarda hemen serbest bırakılsaydı".demezmi.Ah be kardeşim illa suçsuz olan insanların bu canilerin durumuna göremi değerlendirilmesi lazım.Tabiki ergenekon deli saçmasıyla(ki ergenekon bir TÜRK destanıdır)gözaltına alınan insanların hiçbirinin tutuklanmaması lazım,ama bi taraftanda akp ye yalakalık yapma adına "gelenlerin tutuklanmaması doğruydu "demekte neyin nesi.Sunucuyu hiç saymıyorum o zaten rte ye çaktırmadan mesaj göndermeyide ihmal etmiyordu."İyide herşeyide bu iktidara yüklemeyelim,hakimler bu kararı verdi şimdi başbakanın bunda ne gibi bir suçu varki"diyerek ,gizliden"abi bak ben sana bu kanalda her zaman koltuk çıkarım mesajınıda yolluyordu.
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Resim
Kullanıcı küçük betizi
ilkkurşun
Üye
Üye
 
İletiler: 99
Kayıt: Cum Eki 23, 2009 15:40

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x