TRABZON TARAFTARINA PROVAKASYON TUZAĞI KURDULAR MALATYAYA DİKKAT!
HARUN ÇELİK
Cihan Haber Ajansı
Malatyada bir yayınevini basarak üç kişinin öldürülmesi olayı ile Türkiye dünya gündemine oturdu. Kimilerinin yabancı düşmanlığı, din ayrımcılığı ve Hıristiyanlara yönelik cadı avı yorumlarıyla dünya basınına taşınan olayın farklı bir yönü de var. Türkiyeye gelen yabancı gazeteci ve kimi misyon temsilcileri bu tip provokasyon ve cinayet hadiselerinden sonra halkın hassasiyetleriyle de oynamayı seçebiliyor. Yabancı gazetecilerin içinde yer aldığı bir provokasyonun da Hırant Dink cinayetinden hemen sonra Trabzonspor taraftarlarına karşı yürütüldüğü ortaya çıktı.
Cihanın ortaya çıkarttığı olaya göre
El Cezire adına Türkiyeye gelen baba-oğul iki İngiliz gazeteci, Hırant Dink cinayetinden sonra Trabzonspor belgeseli yapmak istedi. İngilizler belgesel çekimi bahanesiyle kulübün İstanbuldaki ateşli taraftarları Gurbetçi Gençler ile buluştu. Sonra ormanda atış talimi yaptırmaktan tutun, Kürt-Türk çatışmasına kadar bir dizi provakatif teklif ve sorularla grubu yönlendirmeye çalıştı. Tuzağı fark eden grup liderinin tavrından sonra ise Türkiyeden kaçtı. Provakasyonu yapmak isteyen gazeteciler daha önce Kandil Dağındaki PKKlıları özgürlük savaşçıları diye belgesel olarak dünyaya tanıtan El Cezire ekibinden çıktı. Televizyonun Ankara temsilciliği, haklarında soruşturma başlatılan ekibin fahri muhabirlerden oluştuğunu düşünüyor. El Cezire genel merkezinin soruşturma başlattığı olayla ilgili ilginç bir ayrıntı ise ürkütücü: Benzer ekipler Batmanda Kürt vatandaşlar ile Anadolunun değişik kentlerinde Alevi vatandaşlara da aynı şeyi yapmak istemiş.
ÜÇ İNGİLİZİN KURGULADIĞI BİR PROVOKASYON HİKAYESİ
El Cezirenin Londra İngilizce Servisinden Paul ve Sam isimli baba-oğul iki gazetecinin başrolündeki ilginç gazetecilik çalışmasının hikayesi şöyle: Paul ve Sam, Hırant Dink cinayetin ardından bu olayla ilgili bir belgesel çekmek için Türkiyeye gelirler. Tercümanları İstanbulda ikamet eden Teri isimli İngiliz bir bayan ve Elvan isimli bir Türktür. Pol ve Samin bunlar ne yapmak istiyor dedirten hikayeleri Trabzonda başlar İstanbulda devam eder. Ama iki İngiliz gazetecinin Türkiyeden kaçmasıyla sonlanır. Peki yaklaşık iki hafta önce meydana gelen olay nedir? Ogün Samastın gazeteci Hırant Dinki öldürmesiyle birlikte gözler Trabzon şehrine çevrilir. Paul ve Sam isimli İngilizler önce Trabzona gelirler. Trabzonda gençlerle görüşmeler yaparlar. Paul ve Sam, gençlere şehirden ziyade Türkiyenin etnik ve siyasi yapısıyla ilgili sorular sorarlar. Gazeteciler, şehirde yaptıkları araştırmalarda Trabzonlu gençlerin en değerli şeyi Trabzonspordur sonucuna ulaşır. Ama onlar normal taraftarlarla ilgilenmemekte, kendilerine şiddet içerikli görüntüler sağlayabilecek gençler aramaktadır. Poll ve Same, Trabzonsporun En ateşli taraftar grubu İstanbulda ki Gurbetçi Gençlerdir denilince bu kez İstanbulun yolunu tutarlar.
İngiliz gazeteciler, İstanbul merkezli Trabzonspor taraftar grubu olan Gurbetçi Gençlerin lider kadrosu ile bir araya gelirler. Grubun lideri olan Turan Özdemire grupları ile ilgili bir belgesel çalışması yapmak istediklerini söylerler. Niyetlerinin Trabzon şehrini ve Trabzonsporu tanıtmak olduğunu anlatırlar: Bize bu istek ile geldiler. Bizlerde hem grubumuz, hem takımımız hem de ülkemizin tanıtımı olur diyerek taleplerine olumlu karşılık verdik.
Grubun önemli isimlerinden Oflu Erden denilen Erden Sağlam sonraki gelişmeleri şöyle anlatıyor: Bize sürekli şiddet içeren sorular sormaları beni rahatsız etmeye başlamıştı. Turan Reisi tutuklasalar ne yaparsınız? Şiddet uygular mısınız? Anlamsız soruları canımı sıkmaya başlamıştı. İlk birkaç gün daha ılımlı konularda konuşuyorduk. Ama gittikçe işin rengi değişmeye başladı.
BAŞBAKANINIZ MUHAFAZAKAR, SİZ DE KÜRTLERLE KAVGALISINIZ!
El Cezire ekibi üç bölümden oluşacak bir belgesel hazırladıklarını söyleyerek, iki hafta boyunca Gurbetçi Gençler ile birlikte olurlar. Galatasaray-Trabzonspor maçını izlemek için Cevahir Otelin önünde toplanarak stadyumu yürüyen Gurbetçi Gençlerin arasına katılarak maç izlerler. Yürüyüş esnasında ilginç sloganlar atılması yönünde talepleri olur. Binlerce kişinin yürüyüşü ve kargaşa esnasında bu istekler araya karışır. Ama grubun lideri Turan Özdemirin gözünden kaçmaz bu durum.
Oflu Erden, şunları anlatıyor: Biz takımımız ile ilgili konuşmak istedikçe onlar alakasız sorular sormaya devam ettiler. Ülkenizin muhafazakar bir başbakan tarafından yönetilmesinden rahatsız mısınız, diye sordular. Bizler de ülkemizin başında ki bir insana biz sadece saygı gösteririz dedik. Cevaplarımızdan hoşnut olmuyorlardı. Israrla yönlendirici sorular soruyorlar, hatta sorularına nasıl cevap istediklerini bile söylemeye kalkıyorlardı. Biz artık işin rengini iyice anlamıştık.
Turan Reis ise şöyle devam ediyor: Biz adamların niyetinin bozuk olduğunu anladık. Dur bakalım bu işin sonu nereye varacak diye bekledik. Zaten çok geçmedi niyetlerini ele verdiler. Kürtlerle neden düşmansınız? Karadenizliler ile Kürtler arasında niye düşmanlık var, diye sordular. Nereden çıkarıyorsunuz bu saçmalıkları dedik. Kürtler bizim kardeşlerimiz. Kürt-Türk biz biriz, bir milletiz. Bizim bölücülerle sorunumuz olur ama Kürtlerle asla sorunumuz olmaz. Hatta grubumuz önemi isimleri arasında Kürt arkadaşlarımız da var dedik Bu cevabımızdan hiç hoşlanmadılar.
İngiliz muhabirler, ısrarla Türkiyenin etnik yapısıyla ilgili provokatif sorular sormayı sürdürürler. Hatta, siz Lazsınız farklı bir milletsiniz. Türklerden ayrılmayı düşünür müsünüz şeklinde sorular bile yöneltirler Gurbetçi Gençlere. Turan Reis, Bizi ayrılık unsuru bir grup portresine sokmaya çalıştılar. Kendilerine Türk olduğumuzu ve milliyetçi eğilimleri olan bir grup olduğumuzu söyledik. Bu seferde, milliyetçi şiddet gibi tuhaf sorular yönelttiler. diyor.
OGÜN GİBİ BERE GİYİP, ORMANDA ATIŞ TALİMİ YAPTIRMAK İSTEDİLER
İngilizler en nihayetinde lafı Ogün Samatsa getirirler. Oflu Erdeni dinleyelim: Hrank Dink cinayetini asla tasvip etmiyoruz yanıtını almalarına rağmen bazı arkadaşlarımızdan Ogün Samats tarzı bere giymelerini istemişler. Hatta ilginçtir, hemen hemen tüm görüşmelerimize Paul, Sam ve Teri bere giyerek geldiler. Onlar ise ısrarla Ogün Samats ile aramızda bir bağ kurmaya, bizim grubumuzun içinden çıkmış biri gibi göstermeye çalıştılar. Galatasaray maçına 500 bereyle gidin dediler. Beyaz bereyle Samast şovu yapmamızı istiyorlardı. Biz kabul etmedik.
Artık bu oyunu sürdürmenin alemi olmadığına karar vermiştik diyor Turan Reis ve ekliyor: Ormanda atış talimi yapmamızı isteyince bardak taştı. Bizden ormana giderek silahlı atış yapmamızı istediler. Yarın görüşmek üzere diyerek ayrıldık bu istekleri üzerine. Kendilerinden kasetleri istemeye karar verdik. Montajlayarak Türkiyenin aleyhinde bir program yapmasından endişe ettik. Buluşmamızda kasetleri istedik tamam vereceğiz , otelin lobisine bırakacağız oradan alacaksınız dediler.
Bunun üzerine Gurbetçi Gençler Londra Oteline giderler ve ama ortada kaset falan yoktur. Paul ve Sam ile görüşme istekleri de geri çevrilir. Kasetleri almanın tek yolu kalmıştır. Gecenin ilerleyen saatlerinde İngilizlerin kapısını çalarlar ve kasetleri isterler. El Cezire muhabirleri, kasetleri vermeyeceklerini söyleyerek kapıyı içerden kilitlerler ve otel güvenlik görevlilerini çağırırlar. Büyük bir güvenlikçi ordusu gelir ve Trabzonlu gençlerden oteli boşaltmalarını ister.
Sonra ne mi olur? Sonra, İngiliz gazeteciler apar topar kaçarcasına İstanbulu terk ederler. Tabii ki bu kasetler de yanlarında olarak ayrılırlar Türkiyeden. Olayı duyduktan sonra yaptığımız araştırmalarımız bize farklı iki hikayeye daha taşıdı.
Yani bu El Cezirenin İngilizce servisinin ilk vukuatı değildi. Benzeri bir kışkırtmayı Batmanda yapmışlar. Bölgedeki gençlerden PKK yanlısı ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde açıklamalar yapmalarını isteyince, oradan da kaçarak ayrılmışlar. Alevi vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bir bölgemizde ise Sünni-Alevi ayrımı körükleyecek bir çalışmaya imza atmaya kalkınca olayın farkına varan Alevi vatandaşlarımız tarafından terslenmişler. El Cezire Ankara Temsilciliğinden alınan bilgiye göre, olayı temsilcilik El Cezire genel merkezine bildirmiş ve soruşturma açılmış. Hatta gazetecilerin kasetleri geri verip olayın kapanması istediği bile iletilmiş. İsmini vermeyen bir yetkiliye göre ise, İngiliz gazetecilerin El Cezire ile organik bağı yok. Gazeteciler free-lens, yani fahri muhabirlik yapıyormuş. Aynı ekibin Ortadoğunun değişik ülkelerinde özellikle Türkiye merkezli dosyalar hazırladığını düşündüğünüzde hikayenin devletin ilgili birimleri ve istihbarat güçlerince derinleştirilmesi gerekiyor. Uzmanlar, Türkiyede işlenen provokatif cinayetlerden sonra kitleleri kullanmak isteyen istihbarat kaynakları ve kimi basın kuruluşu ve kişilere karşı dikkatli olunmasını özellikle Malatya merkezli bu tip yeni girişimlerin olabileceğine dikkat çekiyor.
Kutu
Gurbetçi Gençler kim?
1980 yılında İstanbuldaki ikinci kuşak Karadenizli gençler tarafından kurulan Trabzonsporun en ateşli ve fanatik taraftar grubu olarak biliniyor. Grubun lideri Turan Reis lakaplı Turan Özdemir. Takımın İstanbuldaki maçları başta olmak üzere bütün Türkiyede aktif olarak tribünlerde yer alıyorlar. İstanbuldaki maçlarda Biz Gurbetçi Gençleriz dövizlerinin ardında 4-5 bin kişiyi toplayabilecek kadar büyük ve aktif bir taraftar grubu.
sevdiğim saygı duyduğum abim olan gazeteci yazar Harun Çelik in haberidir bu tür şeylerle Türkiye yi bölmeye çalışyıorlar bu oyuna gelmeyeceğiz hiç kimse bu ülkeyi bölemiyecek spor kardeşlikdir dostlukdur buna kimse gölge düşüremez !!!!!
arkadaşlar sizde üye olduğunuz forum sitelerine bu konuyu açarsanız sevinirim.