TSK'ya Balyoz Darbesi

Genel & Güncel Konular

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Şub 27, 2010 19:55

Gül o açıklamayı masada okudu

DOSYALAR tamamlanıp tekrar çantalara konduktan sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, masadaki zile basıyor.

Az sonra Basın Başdanışmanı Ahmet Sever elinde bir kâğıtla içeri giriyor... Sever kâğıdı Cumhurbaşkanı Gül’e veriyor ve salondan ayrılıyor...

Cumhurbaşkanı kâğıdı Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na okuyor.

Gül’ün okuduğu o metin, toplantıdan sonra kamuoyuna yapılan işte o açıklamaydı... Açıklama o masada onaylandı. Yani o kısa metin bu mutabakatın okunarak ilanıydı. Şimdi zirveden sonra Ankara’nın derin kulislerine düşen soru ve cevapların izini sürelim.

Örneğin şu soru:

* Genelkurmay Başkanı zirveden hangi psikolojiyle ayrıldı?

Bendeki cevap:

- Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ büyük oranda rahatlamış olarak ayrıldı. Ancak birilerinin TSK üzerinden oynadığı oyun ve tuzaklar konusundaki endişe henüz geçmedi. Yalnızca Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın “TSK’nın yıpratılmasına izin verilemez” sözleri etkili oldu...

Öteki soru:

* Kuvvet komutanları neden 4 gün gözaltında tutuldu. Neden savcılığa davet edilmedi de sabah erken saatlerinde evlerinden alındı? Bu manzara orduyu yıpratmıyor mu?

Cevap:

- Genelkurmay Başkanı bu görüntüyü ve duyulan rahatsızlığı dile getirdi. Yani soruşturma durdurulsun ya da kesilsin gibi yargıya müdahale isteyen bir talep yok. Yalnızca bir yöntem sorunu vurgulanıyor. Bu talep anlayışla karşılanıyor.

Bir başka soru:

* Balyoz planı Genelkurmay tarafından da soruşturuluyor. Bu noktada dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök çok kritik bir rol oynuyor. Balyoz planı Genelkurmay karargahından bağımsız mı yapılmıştır? Hiyerarşi dışında mıdır? Özkök de ifade verecek mi?

Cevap:

- Sanıyorum önümüzdeki günlerde Org. Özkök’ün de söyleyecekleri olacaktır. Belki de tanık sıfatıyla ifade söz konusu olabilir. Bu noktada şunu söylemek gerekiyor. O dönemde Özkök kendisini psikolojik olarak sıkışmış görüyordu. Örneğin Kıvrıkoğlu görevi Özkök’e bırakırken, Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenen Org. Edip Başer’i, Özkök’e sormadan emekli etmişti. Yerine ise emekli olması beklenen Aytaç Yalman getirilmişti. Bu olay bile o dönemdeki sıkıntıyı gösteriyor... Bu açıdan Hilmi Özkök’ün darbe planları için “Var da diyemem yok da. İstenirse ifade veririm” sözünün önemi artıyor.

OR’AYA KADAR MI?


Soru:

* Savcı orgeneralleri “Kaçma ve delil karartma ihtimalleri yok” diyerek bıraktığına göre görevde olan amirallerin kaçma ihtimali mi vardı da tutuklandılar?

Cevap:

- Bu sorunun şiddeti giderek artıyor. Ama buna zirvedeki mutabakatın neden olduğunu düşünmek kesinlikle yanlış.

Son olarak, Erdek’teki Deniz Birliği’nde yaşanan “çirkin parola” meselesi var...

* Bu parola rezaleti askeri disiplin ve hiyerarşi açısından iğrenç bir skandal. Peki bu konuda yalnızca bir astsubayın tutuklanması mantıklı mıdır?

Cevap:

- Gündemdeki bu soru da gerilimi tetikleyen bir unsur... Elbette bu olay hiyerarşik olarak değerlendirilmelidir.

Evet, kulislerde izini sürebildiğim soruları böyle özetleyebilirim.

Zirvenin sonucuna gelince;

Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’yla böyle bir üçlü zirve yaparak tam zamanında ve doğru bir karar almıştır. “Gözaltı yöntemlerinin” orduyu yıprattığı, yargının ve yürütmenin keskinleştiği bir dönemde zirveden böyle bir mutabakat çıkması, giderek içimizi karartan bu gerilim açısından tam bir ferahlama olmasa da umut verici bir gelişmedir...


Fatih ÇEKİRGE, 27 Şubat 2010


Yüreğime su serpildi Çekirge. Ciddi bir durum var diye telaşlandıyordum ben de :muzik:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Şub 27, 2010 20:25

Resim
ÇETİN DOĞAN BAŞBAKAN'IN OYUNUNA NASIL GELDİ?

Başbakan Erdoğan son olarak yüksek yargı mensupları için şöyle dedi:
"Cüppelerini çıkarsınlar öyle politika yapsınlar."
Bu aslında bildik bir söz.
Hatırlayınız, subaylar için de sık sık benzer söz edilirdi:
"Üniformayı çıkarıp öyle siyaset yapsınlar."
Tüm emekli komutanları yazmayalım; sadece üç emekli orgeneralden bahsedelim:
Şener Eruygur...
Hurşit Tolon...
Ve şimdi Çetin Doğan...
Evet, üçü de emekli orgeneral.
Üçü de emekli olduktan sonra ülke gerçekleriyle ilgili görüşlerini yazdılar, söylediler.
Kimi dernek başkanı oldu.
Kimi vakıf çalışmalarına katıldı.
Hepsi şimdi cezaevine kondu.
Bakınız...
Emekli olduktan sonra "Holding Paşası" olanlara hiç dokunuluyor mu?
Ne vardı sanki yazıp konuşacak?
Gidip bir holding yönetim kuruluna girip dolar maaşıyla paşa paşa yaşayamazlar mıydı?
Evet...
Hataları büyük.
Başbakan Erdoğan'a inanıp üniformalarını çıkardıktan sonra yazıp, konuşmaya başlamışlardır.
Suçları büyüktür.
Hem de çok büyük!...
Bu nedenle yalnız bırakılıvermişlerdir.
Bu nedenle...
Biat kültürüne bugünlerde demokrasi diyorlar.


odatv.com, 27 Şubat 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Şub 27, 2010 21:03

Vay be!Genelkurmay başkanı komutasında orgeneral ve oramiraller toplandı!!!
Allah Allaaaaahhhhh!
Habere bak, habere!!!
Eeeee,sonra?
Kuvvet komutanları serbest.
Ama içlerinde general ve amiralde bulunan muvazzaf subayların önemli bir bölümü tutuklandı.
Çetin Doğan ve Engin Alan tutuklandı.
Peki askeri savcılık ne dedi?''Balyoz darbe planı diye bir şey yok.''
Yahu o zaman bu kadar muvazzaf subay ve emekli subaylar, generaller neden tutuklandı?

Yani emekli kuvvet komutanlarını serbest bırakmak sus payı mı oldu bu orgeneral ve oramirallerimize?

Son dönemde her yerde, her ortamda savunduğum durumu biraz sloganlaştırdım.

İstifa,istifa,İlker Başbuğ istifa.
Belki birilerinin planları bozulur.Belki o koltuğu doldurabilecek, Ağlama Duvarı önünde ağlamayan bir komutanımız gelir oraya.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen bezgin » Pzr Şub 28, 2010 0:05

Sorular Sorular


Gözaltına alınan, tutuklanan üst rütbeli subaylar konusunda CHP lideri Deniz Baykal, peş peşe sorular soruyor:
Son soru da bizden:
Yapılmamış darbenin davası olur mu?




Gözaltına alınan, tutuklanan üst rütbeli subaylar konusunda CHP lideri Deniz Baykal, peş peşe sorular soruyor:

“Geçmişte bunlar güç ellerindeyken bir darbe düğmesine bastılar mı? Böyle bir bilginiz var mı? Peki, böyle bir durum varsa zaten 2003’te olmuş. Yedi yıl boyunca bu insanlar bu darbe projesini ortaya koydukları zaman bunu kendi Silahlı Kuvvetler düzeni içinde birilerinden mi sakladılar? O zamanki askeri hiyerarşi, Genelkurmay Başkanı, diğer askeri yetkililer bundan haberdar değil miydi? Onların yaptıkları iş Silahlı Kuvvetler’in bir kolu olarak ortak sorumluluğu içinde yapılmış bir iş miydi, değil miydi? Ha, bunlardan ayrı bir iş yapıyordu. Bunu gizli mi yapıyorlardı? Neymiş? Bir askeri tatbikat vesilesiyle aslında bir askeri darbeye yönelik bir proje ortaya koymuşlar. Bir askeri tatbikat yapıyoruz demişler. Askeri tatbikattan Genelkurmay’ın haberi var, bütün yetkililerin haberi var, Milli Savunma Bakanlığı’nın haberi var, saklı gizli bir şey değil, yürüyen bir şey. Ha, sen bu arada bir askeri darbe planlaması yapıyorsun diye düşünmüşler. Ne zaman düşünmüşler? Yedi yıl sonra mı düşündünüz? O zaman bunu düşündüyse niye o zaman harekete geçmediniz? Yedi yıl boyunca neyi beklediniz? Bilmiyorduk, şimdi öğrendik. Allah, Allah… Neyi bilmiyordun şimdi öğrendin? Her şey ortada, resmi bir tatbikat uygulaması, gizli kapaklı bir olay yok, açık bir olay var ama o açık olay darbe hazırlığıymış. Peki, o darbe hazırlığını sadece bu 48 kişi mi yapmış? Bu 48 kişi bunu yaparken onların kumandanları neredeymiş? Onların amirleri neredeymiş? Onların bakanları neredeymiş? Onların Başbakan’ları neredeymiş?”

Son soru da bizden:
Yapılmamış darbenin davası olur mu?

Dinlemeye Takılan
Cemaatleri izlediği için tutuklatılan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in yürüttüğü soruşturma kapsamındaki telefon dinlemelerini T 24 bilgisunar sitesi yayımladı.
Dinlemeler; cemaatlerin mistik örtü altında “çıkar ve yarar” işlerini çok iyi becerdiklerini kanıtlıyor.

Bir örnek: Yeni Şafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak, Uygun Alkan adlı bir kişiyle konuşuyor. Alkan, Albayrak’a diyor ki: “Haşim Kılıç, Sacit Adalı bizim çok yakın abimiz. Benim Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ne girmem için Melih Bey’i aradı.”

Haşim Kılıç kim? Anayasa Mahkemesi Başkanı. Sacit Adalı? Anayasa Mahkemesi üyesi...
Yasal dinlemeye göre, Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyesi, bir tanıdıklarının AKP’den Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ne girmesi için aracı oluyorlar.

Aynı Haşim Kılıç ve Sacit Adalı, Anayasa Mahkemesi’nde AKP’nin kapatılması davasına bakıyorlar ve bu partinin temelli kapatılması istemine karşı ret oyu kullanıyorlar.
Başsavcı İlhan Cihaner’in neden tutuklandığını daha iyi anlıyoruz şimdi...Düşünün; savcı Cihaner cemaat soruşturmasını sürdürseydi, kimin hali nice olurdu sonra?

Kimin İntikamı?

General ve amirallerin soruşturulmasının “intikam” olduğu söyleniyor. Çoğunluk, milli görüşçülerin intikamı olduğu kanısında. Yalnız onlar mı? Hiç de değil. Unutulan bir ayrıntıyı es geçmemeli: Soruşturmaya uğrayan emekli generallerden Çetin Doğan 1. Ordu Komutanı, Özden Örnek Deniz Kuvvetleri Komutanı, İbrahim Fırtına da Hava Kuvvetleri Komutanı iken, 1 Mart tezkeresi reddedilmişti. Böylece, Türk ordusu ABD’nin emrinde Irak’a girmemiş oldu ve 60-70 bin ABD askerinin de Türkiye sınırlarına girmesi önlendi!

Diyeceğimiz o ki:
Soruşturmanın adı balyoz yerine, ikinci çuval davası olmalıdır...
Deniz Baykal boşuna “Malta sürgünleri” demedi...

İçerdekinin Hesabı
Bu işler hep böyledir: Dışarıda; TEKEL işçileri, güvencesiz “4/C”yi kabul etmemek için direnir. İçeride; sendikacılar “4/C’yi kabulden başka çare olmadığını” düşünür, konuşur, tartışırlar. Kim mi bunlar? Kendilerini çok iyi bilir onlar... Aldıkları kararlar ile kendilerini ele verirler.

Gürdeniz’in Özelliği
Son dalgada tutuklanan Tümamiral Cem Gürdeniz’i tanır mısınız?
Cem Gürdeniz aileden denizcidir. Babası Halit Gürdeniz, Yüksek Denizcilik Okulu’nun eski öğretim üyelerinden...

Cem Gürdeniz, tuğamiralken, Karadeniz’de Türkiye’nin ulusal operasyonu olarak başlatılan Uyum Harekâtı’nın planlayıcısı ve uygulayıcısı. Türkiye, NATO üyesi olarak Karadeniz’de bu operasyona başlayınca, Washington yönetimi ABD’nin öncülüğünde Akdeniz’de yürütülmekte olan Aktif Çaba operasyonunun Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesi ısrarını sürdüremedi. Türkiye, bu operasyonun ayrıntılarına ilişkin olarak NATO’yu sürekli bilgilendirince, ABD’nin, “NATO gemileri Karadeniz’de terörle mücadele, insan kaçakçılığı ve bölgesel güvenlik için bulunmalı” gerekçesi de ortadan kalkmış oldu. Uyum Harekâtı’na daha sonra Rusya ve Ukrayna’nın katılımı sağlanıp ABD’nin bu bölgeye girme çabalarının önü tamamen kesilmiş oldu.
Özetle; Cem Gürdeniz, ABD’nin Karadeniz’e çıkma çabalarının önünü kesen komutan olarak tanınırdı. Şimdi cezaevinde...

Diyalog
Çankaya’daki Abdullah Gül, “Aman, fırsat kaçıyor” dedi, ardından büyük dalga başladı.
İktidar sahiplerinin son günlerde aralarındaki konuşmaları duyar gibiyiz:
- Durum ciddiymiş...
- Yapma ya...
- Paslaştım, baktım, öyle...
- Desene durum yine Hilmi Hocamın dediği gibi. Şiir gibi, orkestra gibi...

Işık Kansu- Cumhuriyet, 27.02.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen maydonos » Pzr Şub 28, 2010 1:07

Muhalefet yetersiz, kurumlari suclamak anlamsiz. Sinei millete donmeyen, maaslarindan vazgecemeyen 500 milletvekli var hepsi satin alinmis.

Iktidar icra yapiyor, pervasizca kilic salliyor kelle goturuyor, muhalefet ise mir mir konusuyor. yaziklar olsun bu kadar pasif bir muhalefet mi olur.

Icisleri bakani yarin chp diye bir parti mecliste olmayacak diyor. Koyun gibi dinliyorlar yuh ya yuh diyorum.

Bu neyin korkusu, bir gorsekte bizde bu sus pus olanlara hak versek.

Sonuc olarak daha cok yara alcak onurlu insanlarimiz. Bu yasananlarin ruya olmasini cok isterdim.

basbuga gelince, hepsi ayni topun kumasi. Iyi bir sac ayagi kurdular. maalesef.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Şub 28, 2010 12:45

Ya gizli Pentagon-Erdoğan-Başbuğ mutabakatı var ya da şu ihtimaller!

Gelin hep beraber sesli düşünelim. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, aylar önce Karargahta otuz küsuir generalle beraber, “TSK asimetrik bir psikolojik operasyona muhataptır” dedi mi?... Dedi!

Aynı Başbuğ Kuvvet Komutanları ile beraber Taraf gazetesini kastederek ve Başbakan’a çağrı yaparak, “Herkes nerede duracağını göstersin” diyerek kıyameti kopardı mı?... Kopardı!

Meydan okuyor

Devam ediyoruz!

Cenk elbisesi giyip savaş gemisinde bir kez daha ültimatom veren İlker Başbuğ değil miydi?...

Oydu!

Sabrımız taşıyor diye masaları yumruklayan da Genelkurmay Başkanımızdı.

Bitmedi.

“Gerekirse bildiklerimizi ve elimizdeki belgeleri halkla paylaşırız” diyen yine Orgeneral Başbuğ’du!

Son olarak 15 Orgenerali Karargaha çağırıp bu görüşme önemli diye kamuoyuna duyuran ve de elinde çanta ile Çankaya Köşkü’ndeki malum zirveye giden de kendisiydi..

Soruyorum böyle tablo karşısında bir Başbakan’ın zerre umursamaz davranmasını nasıl izah etmeliyiz?

Yahu karşısındaki bekçibaşı değil, Cumhuriyetimizi kuran dünyanın beşinci büyük ordusu TSK’nın başkomutanı ki, o TSK aynı zamanda son 50 yılda 4 kere darbe yapan bir kurum...

Dahası Tayyip Erdoğan’ın fikir çizgisi de o yapı ila onlarca yıldır kan davalı!

Hesaplaşma!

Hal bu iken Tayyip Erdoğan bütün bunları takmıyor ve yalın kılıç pala sallıyor!

Elbette Erdoğan’ın bu tutumu demokrasi mücahidi olmasından ötürü de değil, öyle olsa darbeyi düşündükleri iddia edilenlerle 7 yıl sonra uğraşmaz, örneğin 12 Eylül ve 28 Şubat’ı yapanların yani gerçek darbecilerin üstüne giderdi.

Diyeceksiniz ki o değil, bu değilse ne?

İhtimaller şunlardır:

1) Pentagon-Erdoğan ve Başbuğ gizlice anlaşıp operasyonu beraber yürütüyorlar. Amaçları ulusalcı bilince ve Avrasyacı çizgiye yönelen TSK’yı tekrar ABD ya da NATO yörüngesine yüzde yüz oturtmaktır.. Genelkurmay başkanlığı bu operasyona en tepeden izin vermezse yürümezdi ve sonuç alınamazdı. Dolayısı ile zirvelerde mutabakat var. Başbuğ’un direniyor görüntüsü ise TSK içine ve laik çevrelere dönük gaz alma görüntüleridir.

2) Operasyonda Başbuğ yani TSK üst yönetimi yoktur, ABD ile AKP yani Erdoğan-Gül ikilisi vardır. Washington Tayyip Erdoğan’a, TSK ihtilal yapamaz teminatını vererek önünü açmıştır. ABD’den teminat alan Erdoğan bu şekilde hem Cumhuriyeti kuran TSK ile tarihi hesabını görüyor, hem ele geçiremediği tek kurum olan TSK’yı tarumar ediyor, hem de operasyonu demokrasi ambalajı ile oya tahvile çalışıyor. ABD-Tayyip mutabakatını teyid eden bir başka fotoğraf ise Erdoğan’ın ABD desteği ile yapılan 12 Eylül ve 28 Şubat’ı yapan darbecileri hesaba çekmemesidir.

Devlet biçimi ve Nizam-ı Cedid!

3) Tayyip Erdoğan’ın fütursuz bir şekilde TSK’nın üstüne gitmesi, devletin biçiminin yeniden tanzimi yani üniter yapıdan federal sisteme geçme operasyonu olması da ihtimaldır. Erdoğan ve Gül bu konuda ABD ile gizlice anlaşmış olabilir. K. Irak ve Ortadoğu’nun yeniden dizaynı da bu paket kapsamında değerlendirilebilir.

4) Erdoğan’ın TSK’yı aşağılarcasına köşeye sıkıştırması, hedeflediği büyük çaplı emekliye ayırmalara ortam ya da zemin hazırlamak için de olabilir. Buna göre münferit bireysel tepkiler bile bahane edilip belirlenen isimler tasfiye edilebilir.

5) Bir başka ihtimal komutanları bıktırıp istifa etmelerini sağlamak ve TSK’yı kendilerinin dizayn etmelerine zemin hazırlamaktır. Bu şekilde ABD desteği ile TSK fiilen tasfiye edilip yeni bir Nizam-ı Cedid ordusunun temelleri atılacak!

6) Keza TSK’nın ısrarla üstüne gitmeleri yine açılmasını muhtemel gördükleri kapatılma davasına karşı mağduriyet ikliminin oluşturulması da olabilir.

MEDYA AKP'NİN KURTARILMIŞ BÖLGESİ OLUYOR!

Önce yandaş medyayı yarattılar!

Kamu bankası kredileri ve meçhul paralarla medyanın yüzde 60’ını ele geçirdiler.

Akabinde muhalif televizyon kanallarına hücum ettiler.

Sahiplerini bir bir kodese tıktılar.

Mehmet Haberal’dan Doğu Perinçek’e, Mustafa Özbek’den Tuncay Özkan’a AKP’ye muhalefet eden kanalların patronlarını Ergenekon hikayeleri ile cezaevine soktular! Dahası ekonomik ablukalar uyguladılar.

Derken merkez medyada arada bir atılan aleyhte manşetlere de müdahale ettiler!

Milyar dolarlık vergi cezaları ile gazetelerin birinci sayfalarını kurtarılmış bölge haline getirdiler.

Ve son hedef köşe yazarları!

Yok onlara yani yazarlara direkt gözdağı veremeyeceğini bildiği için patronlara sopa gösteriyor ve yazılanlardan sen sorumlusun diyor!

Bunun adı tartışmasız tehdittir.

Öyle çünkü ortada Deniz Fenerini haber yaptı diye bir basın gurubuna kesilen milyar dolarlık ceza örneği var.

Uzan’ın tasfiye edilme olayına ve Aydın Doğan’a kesilen cezaya tanıklık eden hangi patron bu tehdidi görmezden gelebilir?

Evet Tayyip Erdoğan önceki gün aslında fiili olarak sansür kararnamesini duyurmuş ve uygulamaya koymuştur.

Göreceksiniz bundan sonra köşe yazarlarının bir bölümü, böcek-çiçek, aşk-kadın yazılarını yazacak, bazıları da yavaş yavaş tasfiye olacaktır.

Peki insafla iz’anla söyleyin bu rejimin adı faşizm değil de nedir?

Tayyip Erdoğan yıllar önce aslında doğruyu söylemişti.

Demokrasi onun için gerçekten de amaç değil, ülkeyi topyekün ele geçirmek için araçtı!


Sabahattin ÖNKİBAR, 28 Şubat 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Şub 28, 2010 14:15

Org. Başbuğ'dan sürpriz ziyaret

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile bir araya geldi.

Orgeneral Başbuğ, Başbakan Erdoğan ile görüşmek üzere Yeni Başbakanlık binasına saat 13.55'te geldi.

Görüşmenin, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın Kocatepe Camisi'ndeki cenaze töreninde kararlaştırıldığı öğrenildi.


HÜRRİYET, 28 Şubat 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr Şub 28, 2010 16:21

Sabahattin Önkibar yazdı:
(...)

İhtimaller şunlardır:

1) Pentagon-Erdoğan ve Başbuğ gizlice anlaşıp operasyonu beraber yürütüyorlar. Amaçları ulusalcı bilince ve Avrasyacı çizgiye yönelen TSK’yı tekrar ABD ya da NATO yörüngesine yüzde yüz oturtmaktır.. Genelkurmay başkanlığı bu operasyona en tepeden izin vermezse yürümezdi ve sonuç alınamazdı. Dolayısı ile zirvelerde mutabakat var. Başbuğ’un direniyor görüntüsü ise TSK içine ve laik çevrelere dönük gaz alma görüntüleridir.

(...)



Sayın Sabahattin Önkibar'ın sıraladığı olasılıkların tümü de dikkate değer. Ama son tahlilde ABD; ülkemizdeki hangi uzantıyla, hangi aktörle işbirliği yapıyor olursa olsun, karşı karşıya olduğumuz tehdidin gerçek adresidir.

ABD emperyalizmi; küresel sermayenin önünde engel olarak gördüğü ulus devletleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu nedenle etnik çatışmaları ve ırkçı milliyetçilikleri körüklüyor... Bu nedenle ulus devletin temel harcını oluşturan ortak ulusal değerleri hedef alıyor ve bu değerleri savunan güçleri; en ince psikolojik savaş yöntemleriyle susturmaya, yıldırmaya, sindirmeye çalışıyor... Ülkemizde 90'lı yıllarda sistemli biçimde katledilen aydınlara bakın... Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı... Hepsi de Kemalist aydınlar... Hepsi de Türkiye Cumhuriyet'ni, Ulus Devlet'i kuran bilinci en yüksek düzeyde özümsemiş ve topluma aktarmayı başarmış insanlar... Bu aydınlarımızı sistemli biçimde katlettiren Amerikan derin devletinin hangi uzantısı bugün sözüm ona bir 'gladyo' operasyonu olduğu söylenen operasyonun hedefi olmuştur... Tam tersine, bugün 'Ergenekon' adı verilen operasyonda içeri alınan aydınların, askerlerin, akademeisyenlerin, rektörlerin ortak özelliği de Ulus Devlet'imizi kuran bilince ve Kemalizme sahip çıkmalarıdır...

ABD; Ulus Devlet'i ortadan kaldırıp, Türkiye'mizi etnik beyliklere ve her biri Vaşington'a bağlı eyaletlere dönüştürmeye çalışıyor... Ordumuzu, ulusal güvenliğimizi savunma çizgisinden, ABD'nin küresel güvenliğine hizmet çizgisine çekmek istiyor...


Bu amaçla da kullanabileceği kim varsa kullanıyor... Elbette ABD'nin projelerine kimlerin hizmet ettiği de her geçen gün biraz daha nertleşiyor...
En son İrfan Tuna tarafından Pzr Şub 28, 2010 20:26 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr Şub 28, 2010 16:29

Aşık Mahzuni-KATİL AMERİKA!

Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Balyoz, ABD işgaline karşı Türkçü tepkileri bastırmak için m

İletigönderen Türk-Kan » Sal Mar 02, 2010 0:34

Balyoz, ABD işgaline karşı Türkçü tepkileri bastırmak için miydi?

Trabzon’da Karadeniz fıkrası gibi bir olay yaşandı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre Çaykara ilçesine gelen C.Ç, A.G. ve M.Z.Ö. alacaklarını vermediği belirtilen Ayhan Başoğlu’nu tabancayla tehdit edip işyerinin camlarını kırdı. Bir süre sonra Başoğlu’nu silah zoruyla otomobile bindirerek ilçenin Taşören köyü mezrasına götüren zanlılar, bu kişiyi bir evde alıkoydu. Hava kararınca uyuyormuş gibi davranan Başoğlu’nun uyuduğunu sanan üç zanlı da uykuya daldı. Bu sırada zanlıların birinin cep telefonundan eşi Ayşe Başoğlu’na mesaj gönderip kaçırıldığını belirterek bulunduğu adresi bildiren Ayhan Başoğlu, güvenlik kuvvetlerine haber verilmesini istedi. Ayşe Başoğlu’nun haber verdiği polis ve jandarma ekipleri, eve operasyon düzenleyerek C.Ç, A.G. ve M.Z.Ö’yü gözaltına aldı. 3 zanlı, mahkemece tutuklandı.

* * *
Balyoz soruşturması da bu olaya benziyor! Anlaşılıyor ki birileri 2003 yılında bazı hazırlıklar yapmış ama sonra uyuyakalmış. Güvenlik Kuvvetleri de olayı gûya 7 yıl sonra duymuş! Oysa MİT’in 1. Ordu Komutanlığı’ndaki hareketlenmeden haberdar olduğu Mustafa Balbay’ın notlarında var. Şimdi, “Biz yeni duyduk” diyerek olayı soruşturuyor ve gereğini yapıyorlar!

Daha da ilginç bir iddia ise Star televizyonunda, Ruhat Mengi’nin Her Açıdan programında emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk tarafından ileri sürüldü!

Solmaztürk özetle, “2003’teki seminer sırasında biliyorsunuz ABD’nin Irak’ı işgali söz konusu idi. Bu arada tezkere çıksa idi, Amerikan ordusu Güneydoğu topraklarımıza yerleşecekti. Tezkerenin çıkması ihtimaline göre, ABD ile birlikte biz de Irak’a girecektik.

Dolayısıyla bölgeye Batı’dan kuvvet kaydırılmıştı. Bu sebeple Batı’da bir güvenlik zaafiyeti doğmuştu. O dönemde Türkçü-milliyetçi grupların Amerikan askerlerine sert tepki vereceği öngörülüyordu. İşte bu gibi olayları önlemek için bu plan tatbikatı yapıldı!” dedi!

Yani Mersin’den Hakkari’ye kadar uzanan topraklarda 61 bin 750 Amerikan askeri dokuz üs kurarak yerleşecek, Sabiha Gökçen, Afyon ve Konya havaalanları ile Trabzon ve Samsun limanlarına üslenecek, buna tepki gösterenler de Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından şiddetle bastırılacak!

Çok garip, çok garip!

Desenize verilmiş sadakamız varmış! O dönemde, Amerikan işgaline karşı basında en sert tepkiyi veren bizdik. Hatta, Türkiye topraklarına eşlerini gönderen Amerikalı kadınlara hitaben bir açık mektup da yazmış ve Türk Milleti’nin bu askerleri tabut olarak geri göndereceğini söylemiştik.

* * *
İşin içinde bir Amerikan parmağı olduğu kesin de kim kime hizmet etmiş, kim gerçekten ulusalcı, kim Amerikancı; bunları netleştiremiyoruz.

Daha önce de hatırlattığımız gibi cami bombalamak bir CIA senaryosuydu. Bu senaryo, 30-31 Mayıs 1998 tarihlerinde ABD’de Amerikan Ulusal Savunma Enstitüsü’nde düzenlenen, eski CIA Ankara İstasyon Şefi Graham Fuller ile ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi Planlama Dairesi görevlisi Prof. Henry Barkey’in de katıldığı toplantıda açıklanmıştı.

Bu senaryonun balyoza eklenmesinin iki sebebi olabilir.

* Birincisi böyle bir senaryo vardır ve hazırlayanlar Amerikancıdır.

* İkincisi böyle bir senaryo yoktur ama milli plânlar hazırlayanların Amerikancı gösterilmesi ve böylece tasfiye edilmesi hedeflenmiştir.

Bu arada birilerinin uyuduğu da kesin!


Arslan BULUT, 1 Mart 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Mar 09, 2010 10:32

Müsteşar ile Çolakkadı ne görüştü?

Müsteşarın, 9 askerin tutuklandığı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili ile görüştüğü ortaya çıktı.

Adalet Bakanlığı Müsteşarı Karahan’ın, 9 muvazzaf askerin “Balyoz Darbe Planı” nedeniyle tutuklandığı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ile görüştüğü ortaya çıktı. Görüşmede tutuklama kararı veren hakimin de bulunduğu iddia edildi, ancak bu Karahan tarafından yalanlandı.

Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin hemen bitişiğinde bulunan Four Seasons Otel’de ilginç bir buluşma gerçekleşti.

Gazeteport’un haberine göre Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Karahan, üst düzey muvazzaf askerler adliyeye sevkedilince İstanbul’a geldi.

Adliye önünde konuşlanan medya ordusuna yakalanmamak için Yıldız Sarayı’nın güney kapısından çıkıp Four Seasons Otel’e geçen Karahan, burada Turan Çolakkadı ile 2 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi.

Gazeteport, bu görüşmeye daha sonra adı geçen muvazzaf subayları tutuklama kararı verecek olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi Ali Efendi Peksak’ın da katıldığını öne sürdü.

Tutuklamalar sonra mı?

Bu sır görüşme devam ederken Tümamiral Semih Çetin ile Tuğamiral Turgay Erdağ’ın da aralarında bulunduğu 9 muvazzaf asker ile eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli savcılık sorgusu için bekliyordu.

Görüşme sona erdikten sonra muvazzaf askerler tek tek savcılık sorgusuna alındı. Saatler süren sorgunun ardından Tümamiral Semih Çetin ile Tuğamiral Turgay Erdağ’ın da aralarında bulunduğu 9 muvazzaf asker tutuklanma talebi ile mahkemeye sevkedildi.

“Balyoz Harekat Planı” seminerinde adı geçen geçen muvazzaf askerler ile emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli’nin tutuklanıp cezaevine gönderildi.

Görüşmeyi doğruladı

Adalet Bakanı Müsteşarı Ahmet Karaman, 26 Şubat 2010 tarihinde İstanbul’da bulunduğunu, Four Seasons Oteli’nde kaldığını ve Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ile görüşme yaptığını doğruladı.

Görüşmenin “Balyoz Darbe Planı” soruşturması ile ilgili olmadığını belirten Karaman, “İstanbul’da yeni yapılan adliye inşaatlarında incelemeler yapmak, buralara hangi adliyelerin taşınacağı, nasıl bir yerleşim yapılacağı ve tefrişat konularını görüşmek” ve “Hrant Dink davası için daha geniş bir duruşma salonu tahsis edilmesi” gibi konuları görüştüklerini söyledi.

Karaman, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi Ali Efendi Peksak ile görüşme yaptığı iddialarını ise yalanladı.

dipNOT

Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında aralarında dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın da bulunduğu 39 kişi tutuklandı.


VATAN, 9 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 10, 2010 1:15

Otel buluşması, Tayyip-Başbuğ paslaşmasının uzantısı mı?

Gelin bugün aktaracaklarıma siz hakemlik yapın!

Şubat’ın son günlerine, yani iki hafta öncesine gidelim.

Aralarında Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek ve Hava Kuvvetleri eski Komutanı İbrahim Fırtına’nın da bulunduğu çok sayıda emekli ve muvazzaf subay ve de general Ergenekon soruşturması çerçevesinde sabaha karşı göz altındadır.

TSK’ya karşı yapılan bu en geniş operasyonun hemen ertesinde 14 Orgeneral ve Oramiral Genelkurmay Başkanının Başkanlığında Karargahta bir araya gelir. Dahası, oluşan çok ciddi durum gündemi ile toplandıkları, resmi açıklama ile kamuoyuna duyurulur.

Tam bu süreçte Cemil Çiçek de İspanya’da olan Tayyip Erdoğan’ın buyruğu ile apar topar Genelkurmay’a gider.

Uçan kuşlara bile laf yetiştirmesi ile ünlü Başbakanımız, bu olay hakkında tamı tamına 48 saat susar.

Akabinde Çankaya Köşkü’nde malum zirve gündeme gelir!

Erdoğan ve Başbuğ ellerinde belge dolu çantalarla Cumhurbaşkanının yanında karşı karşıya gelmiş gibi bir görüntüye girerler...

Zirve sonunda çok ilginç bir şey olur ve uzlaşmayı çağrıştıracak şekilde üçlü, baş başa öğle yemeğini yer!

Aynı gün tam zirve sonrası saatlerde bir başka enstantane!

Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Karaman, Ergenekon’dan sorumlu İstanbul Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Turan Çolakkadı ile İstanbul Four Seasons Otelinde bir araya gelir.

Keza, Karaman’ın Ergenekon tutuklamalarını yapan hakim Ali Efendi Peksak ile de görüştüğü ileri sürülür.

Gazeteport bu iki görüşme konusunu Ahmet Karaman’a sorar.

Gazeteport’un aldığı yazılı cevap şudur:

- Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Karaman’ın Turan Çolakkadı ile Four Seasons Otelinde görüşme yaptığı doğrudur ancak konuşulan konu Hrant Dink davasına duruşma salonu teminidir... Müsteşar Karaman’ın Hakim Peksak ile görüşmesi ise söz konusu değildir.
Şimdi sormaya başlayalım:

Bu görüşme niçin otelde yapılmıştır?.. Efendim Müsteşar o otelde kalıyordu cevabı ile bu soru cevabını buluyor mu?

Kuşkusuz bu buluşmayı önemli kılan zamanlamasıdır.

Müsteşar Karaman ile Savcı Yardımcısı Çolakkadı, Kuvvet Komutanları ve diğer generaller gözaltı sürecinde ve de bazıları sorgulanırken buluşuyor.

Düşünün, böylesine önemli bir sorgu esnasında Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve Ergenekon’dan sorumlu savcı yardımcısı Hrant Dink davasına salon ayarlanmasını üstelik otel odasında konuşuyor!

Hadisenin bir başka boyutu:

Ankara’da Çankaya Köşkü’nde zirve yeni bitmiş ve yemek yenmektedir. İşte bu yemeğin birkaç saat sonrasında sabaha karşı gözaltına alınan Kuvvet Komutanları hakim tarafından değil, gözaltı kararını veren savcılık tarafından hakime sevk edilmeksizin serbest bırakılıyor... Sahi savcılık tutuklama sevkine bile gerek görmedi ise koca koca kuvvet komutanlarını sabaha karşı polis zoruyla niye aldırttı o zaman? Anlayamadığım bir başka şey de onlar serbest bırakılırken astları niçin tutuklandı?

Şimdi birileri çıksa ve Çankaya Köşkü’ndeki zirvede yine paslaşmalar oldu, olanlar onun gereği dese ne cevap verilecek?

Ben yorum yapmıyorum, yorum sizin efendim.


İZİN YOK...
AKP 28 Şubat’a niçin dokunmuyor?


İstismara sıra geldi mi mangalda kül bırakmıyorlar ve 28 Şubat’ın zulüm olduğunu söylüyorlar ama iş ondan hesap sormaya geldi mi kılları kıpırdamıyor. Düşünün 2003’de güya tasarlanan ama gerçekleşmeyen sözde darbe için onlarca generali içeri tıkarlarken, 28 Şubatçılarla ilgili tek bir tasarrufları yok. Sadece o da değil, 2007 Nisan’ında muhtıra veren Yaşar Büyükanıt da dışarıda. Büyükanıt’a hesap sormak şöyle dursun 1 trilyonluk makam aracı hediye ettiler... Peki ama niye? Amacınız darbelerden hesap sormaksa, olmayanlardan değil, önce olanlardan başlasanıza! Yok onu yapmıyorlar!.. Peki ama niçin mi? ABD istemiyor da ondan! Bunların darbe karşıtlığı ABD’nin izin verdiği kadardır.


TESADÜF...
Toprak’ın Köşkü’nden sonra Uzan’ın hazinesi de Remzi Gür’de!


Remzi Gür’ü biliyorsunuz, Başbakan Erdoğan’ın çocuklarını ABD’de okutan ünlü işadamıdır. Remzi Gür’ün ismi, hatırlayın 367’yi bulma sürecinde de gündeme gelmiş ve CHP Kastamonu Milletvekiline rüşvet teklif etmekten hüküm giymişti... İşte bu isim, çok ilginç satın almalarla gündemdedir. Önce Halis Toprak’a ait İstanbul Boğazı’ndaki en değerli yapı olan Aslanlı Köşk’ü TMSF’den kelepir fiyatına almıştı ki bu satış Toprak tarafından yargıya taşındı. Bitmedi; Remzi Gür, Cem Uzan’ın hazinem dediği çok sayıda tablo ve antikalarına yine komik denecek fiyatla yani 182 bin lira ödeyerek sahip oldu. Burada altı çizilmesi gereken husus, satışı yine TMSF’nin yapmasıdır... Nasıl oluyor da TMSF’deki bu ilginç satışları bu kişi alıyor? Kuşkusuz ihale belki kuralına şeklen uygundur ama sorarım size Başbakan’ın bu kadar yakını olan birinin talip olduğu bir satışa kim, hangi cüretle teklif verebilir?..


OYALAMACA...
Yapay ve gerçek depremler!


Elazığ’daki deprem hadisesi bu felakete karşı nasıl hazırlıksız olduğumuzu gözler önüne seriyor. Japonya’da 7 şiddetindeki depremde bile görülmeyen hasar ve kayıplar bizde 6 şiddetindeki depremle oluyor. Bunu önlemek için yapılması gereken laf değil, iş yapmak yani deprem kuşağındaki yapıları kuvvetlendirmektir. 8 yıldır iktidarda olan AKP bırakın kırsalı kuvvetlendirmeyi, depremin eşikte olduğu İstanbul’da bile çivi çakmıyor ve yapay depremlerle ahaliyi oyalıyor. Yıllardır istisnasız her gün yaratılan yapay tartışmalarla koca bir ülkenin enerjisi yok ediliyor. Oysa bu enerji üretime, işsizlik ve yoksullukla mücadeleye ve de depreme karşı önlem almaya harcansa, Japonya’nın izinde olacağız...


Sabahattin ÖNKİBAR, 10 Mart 2010, YENİÇAĞ
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen bezgin » Prş Mar 11, 2010 10:23

Amerika'nın işgal planı: "BALYOZ"

Orgeneral Çetin Doğan'ın ifadelerini değerlendiren Aydınlık dergisi, Balyoz senaryosunun arkasındaki gerçekleri ortaya çıkardı.




Aydınlık dergisi bu haftaki sayısında, Taraf'ın ortaya attığı Balyoz senaryosunun, 10 yıl önceki CIA raporlarında yer aldığını yazdı. Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın sorgusundan yola çıkılan yazıda, Türk Ordusu'na karşı yürütülen tertip gözler önüne serildi.

Balyoz tertibinin, Türk Ordusu'na bir darbe planı olduğunu ifade eden Aydınlık, CIA merkezlerinde ortaya atılan senaryoları da ortaya koyuyor. Aydınlık haberine göre Balyoz senaryosu, aslında Amerika'nın işgal planı.

1. ÖRNEK
31 Mayıs 1998'de, ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı National Defence University tarafından yapılan toplantıda, Türkiye'de şeriatçı ayaklanma sonucu ortaya çıkacak iç savaşın sonuçları tartışılmıştı. Toplantıyı düzenleyenler de, Henry Barkey ve Graham Fuller'di.

Toplantının ikinci gününde, Türkiye'deki iç savaşın Alevi ve Suniler ile Türk ve Kürtlerin bir arada yaşadığı bölgelerde patlak vereceği konuşulmuştu. CIA'nın planına göre; Kahramanmaraş, Sivas, Erzincan, Kayseri ve Çorum'da cuma namazında bombalar patlayacaktı. Galeyana gelen halk, resmi devlet kuruluşlarına saldıracak. Alevi-Sunni çatışması genişleyecek, laik-antilaik boyutuna sıçrayacaktı.

2. ÖRNEK
ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı National Defence University'den Judith Yaphe, 1999'da bir rapor hazırladı. Yaphe'nin raporunda, "Türban göstericileriyle ordu arasında çatışma çıkacak. Genç subaylar başkaldıracak" deniyordu.

Yaphe'nin senaryosunda, Balyoz tertibini andıran önemli bir nokta daha var. İddiaya göre Yaphe, darbe planı yapanların, bir Türk uçağını düşüreceklerini ve Yunanistan'la çatışma çıkaracaklarını söylüyor.

Ulusal Kanal, 08.03.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Cum Mar 12, 2010 16:05

Başbuğ'a vatandaş tepkisi

Genelkurmay Başkanı'nın aracı karargaha girerken bir vatandaş tepkisini dile getirdi. Bakın Başbuğ'a ne diye bağırdı?

Resim

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un makam aracı geçerken gösteri yapmak isteyen bir kişi gözaltına alındı.

Genelkurmay Başkanlığı'nın önünde bekleyerek, Orgeneral Başbuğ'un makam aracının binaya girişi sırasında, "Paşalarımız içeride yatıyor, siz korumalarla geziyorsunuz" şeklinde bağıran bir kişi gözaltına alındı.

PTT'den emekli olduğu bildirilen İsmail A., Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

İsmail A. hakkında "itidal dışı" davranışta bulunmaktan adli işlem yapılacağı bildirildi

internethaber
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Deli Haydar » Cum Mar 12, 2010 17:02

Başkomutan yazdı:İsmail A. hakkında "itidal dışı" davranışta bulunmaktan adli işlem yapılacağı bildirildi.

Utanmaz vatandaşa bak sen!
Neyse ki devletimiz bu itidal-dışılara karşı gerekli işlemleri gecikmeden uygulamaktadır.

Başbuğumuz çok yaşa!
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x