TSK'ya Balyoz Darbesi

Genel & Güncel Konular

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt May 08, 2010 18:18

BALYOZ BELGESİNİN SAHTE OLDUĞUNU GÖSTEREN KANITLAR

İşte bilirkişi raporunun ayrıntıları

Önceki gün Balyoz Planı’na ilişkin basında çıkan haberler kamuoyunda geniş yankı buldu. Bilirkişi raporları Balyoz Planı olarak bilinen planlar serisinin gerçek olmadığı kanaatine vardı.

Peki o bilirkişi raporlarının dayanak noktası neydi?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Kısıtlama Kararı” uyarınca, sanık avukatlarına Bilirkişi Raporları bugüne kadar verilmedi. Yapılan itirazlar sonucu 2 Askeri Bilirkişi Raporu ve TÜBİTAK Raporu avukatlara verildi.

Söz konusu bilirkişi raporlarında şunlar yazıyordu:

1.
Resim

Raporlarda sadece CD’ler üzerinden bir belgenin gerçekliği hakkında kanaaate varmanın yanlış olacağı anlatıldı. Günümüz teknolojisi ile istenilen tarihe uygun dosyanın hazırlanabildiği vurgulandı. Ayrıca mevcut askeri belgeler üzerinde de oynamaların yapılabildiği vurgulandı.

2.
Resim

11 ve 17 numaralı CD’lerin birer gün ara ile hemen hemen aynı saatlerde hazırlandığı bunun da sahtecilik ihtimalini artırdığı söylendi.

3.
Resim

CD’lerin kullanıcı adı bölümünde bilinen uygulamaların aksine sanıkların isimleri ad ve soyadları ve arada boşluk bırakarak yazıldığı gözlendi.

4.
Resim

Yapılan incelemede CD verisi olarak görülen Balyoz, Suga, Çarşaf, Sakal, Oraj planlarının hiçbir zaman yazıcı çıktısının alınmadığı görüldü. Bu durum mantık dışı bulundu.

5.
Resim

Planların eki olarak görülen dosyalardan bazılarının yazdırılma tarihi, belgenin yaratılma tarihinden eski görülüyordu. Bu durum belgelerin tarihleriyle oynandığını açıkça gösteriyordu.

6.
Resim

Belgelerde dikkat çeken bir diğer nokta 8-9 kez yaratıldığı adla kaydedilen belgenin, son kayıtta isminin değişmiş olması. Örneğin “Komutanın Kapanış Konuşması” belgesi 9 kez bu isimle kaydedildikten sonra 10. kez “Kiliseler ve Sinagoglar” adıyla kaydedildi.

7.
Resim

Belgelerin askeri usul ve kurallara uygun hazırlanmamış olduğu da tespit edilen bir diğer noktaydı.

8.
Resim

Belgenin iki yerinde bilirkişi açıkça montajı tespit etti. CD’de bulunan “EK A (GÖREVLENDİRMEDE YETKİLİ PERSONEL).doc belgesi askeri yazım kuralları dahilinde oluşturulmuş bir belgeydi. Üst bilgi kısmına bakıldığında aslında askeri bir belge olan bu kısım başka bir belgenin eki iken Balyoz Planı içerisine monte edilerek kullanılmıştı. “MİLLİ MUTABAKAT HÜKÜMETİ.doc” belgesinde de aynı montajın yapıldığı üst bilgi ile belgelendi.

9.
Resim

TÜBİTAK raporu bilirkişisi belgelerin gerçek olmadığına tüm bu bulguların sonucunda vardı.

Ancak Danıştay cinayetinde varlığı ve neye denk düştüğü tartışılan TÜBİTAK raporunu gören bir kısım medya, Balyoz Planı’nı delillerle sahte olduğunu kanıtlayan bu raporu görmedi.

Planı günlerce gerçek izlenimi ile yayınlayan ve bunun ardından da onlarca askerin tutuklanmasına neden olan Taraf Gazetesi de raporu görmeyenler arasındaydı.


Odatv.com, 8 Mayıs 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş May 13, 2010 16:38

ABD'den 'Balyoz' raporu

Cyber Diligence Inc.: Belgelerin sahte olması muhtemel yargıda kullanılması sakıncalı.

ABD’de bilgisayar suçları soruşturmaları ve bilgisayar adli tıp tetkikleri alanında uzman kuruluş olan Cyber Diligence Inc.’in, “Balyoz Planına” ilişkin raporunda, “Eldeki delillerin kaynağı ve teknik yöntem, soruşturma ve usul açısından tüm çarpıklıklar göz önünde bulundurulduğunda, bu belgelerin sahte olması muhtemeldir ve herhangi bir yargı sürecinde kullanılmaları son derece sakıncalıdır” denildi.

Raporda, tutuklamalara esas olan TÜBİTAK raporunu hazırlayan bilirkişilerin yeterince mesleki deneyime sahip olmadığı da iddia edildi. Analizi yapan Cyber Diligence Inc’nin sahibi Yalkın Demirkaya, “TÜBİTAK bilirkişi raporu başta ABD olmak üzere birçok ülkede mahkemeler için delil niteliğini taşımaz” dedi.

“Balyoz Planı” iddiaları soruşturması kapsamında halen tutuklu olan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın kızı Pınar Doğan ve damadı Dani Rodrik tarafından Cyber Diligence Inc’e hazırlatılan raporun detayları belli oldu. Balyoz Planı belgeleri ile bu konudaki TÜBİTAK ve Askeri bilirkişi raporlarının incelendiği raporda, askeri bilirkişinin raporunun tutarlı olduğu savunuldu. Raporda, özetle şöyle denildi:

“Raporda aktarılan inceleme, bu çeşit vakaları soruşturmada geçerli olan bilgisayar adli tıp uygulamaları ile tutarlı görünmektedir. Rapor, incelemeyi yapanın temel bilgisayar adli tıp kavramları ve uygun soruşturma yöntemleri hakkında bilgili olduğunu göstermektedir. İncelemeyi yapanın profesyonelce bir soruşturma yürüttüğü ve TÜBİTAK Bilirkişi raporundaki tutarsızlıkları doğru bir şekilde saptadığı görülüyor. Ayrıca yine doğru olarak, bir belge üzerinde çok kolay bir şekilde sahtecilik yapılabileceğine, sahte belge imal edilebileceğine işaret ediyor.


-“TÜBİTAK RAPORUNDA SAHTECİLİĞE İŞARET EDEN BULGULAR GÖZARDI EDİLMİŞ”-

İki raporun analizi ve bu soruşturmayla ilgili olguların ışığında vardığım kanı, Mu.Alb. Yavuz Fildiş tarafından hazırlanmış raporun soruşturma teknikleri açısından uygun olduğudur. Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Dr. Hayrettin Bahşi tarafından hazırlanmış raporda ise kanımca hatalı bir yaklaşım izlenmiştir. Söz konusu rapor, kişilerin hürriyetleri ile itibarlarının mevzubahis olduğu bu denli önemli bir dava için sorumsuz eksiklikler sergilemektedir. Bu raporda, Sayın Fildiş’in bilikişi raporunda da dikkati çektiği ve belgelerde sahteciliğe işaret eden bulgular tamamen göz ardı edilmiştir. Kaldı ki, söz konusu CD’lerde sahteciliğe işaret eden bu bulgular yer almasaydı dahi, sadece metadata üzerinden yapılan bir inceleme ile bu CD’lerdeki belgelerin gerçek olduğu sonucuna varmak mümkün olmazdı.”


-BELGELERİN SAHTE OLMASI MUHTEMEL, YARGIDA KULANILMASI SAKINCALI-

İstenen herhangi bir belgenin, inceleme kapsamındaki belgelerin oluşturulduğu aynı sistem ve yazılımlarla ve istenen tarihler, kullanıcı isimleri kullanılarak oluşturulabileceği, oluşturulan belgenin de aynı tarihte bir CD’ye aktarılmış gibi gözükerek kaydedilebileceği vurgulanan raporda, “Eldeki delillerin kaynağı ve teknik yöntem, soruşturma ve usul açısından tüm çarpıklıklar göz önünde bulundurulduğunda, bu belgelerin sahte olması muhtemeldir ve herhangi bir yargı sürecinde kullanılmaları son derece sakıncalıdır” ifadelerine yer verildi.


-DEMİRKAYA RAPORU DEĞERLENDİRDİ-

Cyber Diligence Inc adlı bağımsız şirketin sahibi Yalkın Demirkaya, rapora ilişkin ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, TÜBİTAK bilirkişi raporunu hazırlayan üç kişinin böyle bir konuda bilirkişi olmaları için yeterince deneyime sahip olmadıkları göründüğünü iddia etti. Demirkaya, “Türkiye bilişim suçları açısından çok yoğun bir ülke değil. Bu konuda hakim ve savcıların da bilgisi eksik, ancak bilirkişi raporlarıyla hareket ediyorlar. Yeterli düzeyde eğitim almamış ve konusunda tecrübesiz olan bilirkişilerin verdikleri raporlar mahkemeleri yanıltır. TUBİTAK bilirkişi raporu başta ABD olmak üzere birçok ülkede mahkemeler için delil niteliğini taşımaz” diye konuştu.

Demirkaya, konuyla ilgili hazırladığı rapora ilişkin şunları söyledi:

“Avukat Celal Ülgen, bu vaka ile ilgili iki bilirkişi raporunu değerlendirmem için başvuruda bulunmuştur. Sözkonusu raporlardan ilki 19 Subat 2010 tarihli TÜBİTAK’ın Bilirkişi Raporu olup, Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Dr. Hayrettin Bahşi tarafından yazılmıştır. İkinci rapor ise 26 Mart 2010 tarihli Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Bilirkişi Raporu raporu olup, Mu. Alb. Yavuz Fildiş tarafından yazılmıştır. Öncelikle belirtmeliyim ki, dijital kanıtlar (yani sözkonusu CD’ler) üzerinde doğrudan bir tetkik yapmadan, CD’ler ile ilgili bir uzman görüşü bildirmem mümkün değildir. Celal Ülgen’in talebi doğrultusunda, iki raporu analiz ederek bu raporların bütünlüğü ile raporda sunulan argümanların geçerliliği hakkında kanaatimi oluşturdum.”

Dijital kanıtların tespiti, saklanması, toplanması, analizi ve raporlanması bilimi olan Bilgisayar Adli Tıp Bilimi’nin uygulayıcılarının sadece bilimsel konularda değil, aynı zamanda dedektiflik disiplinlerinde de bilgi ve eğitim sahibi olmaları gerektiğine dikkat çeken Demirkaya, “Bilgisayar Adli Tıp terminolojisinde sık kullanılan bir terim olan 'metadata', bu gibi bu vakalarda özel bir öneme sahiptir. Metadata, veri hakkında veri anlamına gelir. İki ana tip metadata vardır: Dosya Sistem metadatası ve Uygulama metadatası. Soruşturmayı yürütenlerin ve mahkemenin bu kavramın önemini anlaması bir zorunluluk teşkil etmektedir” diye konuştu.


-“TÜBİTAK BİLİRKİŞİ RAPORUNU HAZIRLAYANLAR YETERİNCE TECRÜBELİ DEĞİL”-

Balyoz Darbe Planı’na ilişkin TÜBİTAK Bilirkişi Raporunu ve rapora eşlik eden belgeler üzerinde yaptığı analiz sonucunda hem genel olarak raporun yeterliliği hakkında, hem de raporu hazırlayanların Bilgisayar Adli Tip incelemesi ile Dijital Doküman Doğrulama alanlarındaki yeterlilikleri hakkında ciddi çekinceleri oluştuğunu belirten Demirkaya, şunları söyledi:

“Bu raporun içeriği, bende, raporu hazırlayanların bilgisayar adli tıp eğitimi almadıkları ve bilgisayar adli tıp incelemesi tecrübesine sahip olmadıkları kanaatini oluşturdu. Metadatanın adli tıp uygulamalarında geçerli olmayan araçlarla elde edilmiş olması ve bu şekilde elde edilen metadatanın gerçek olarak kabul edilmesi mazur görülemez. Bu tip bir kanıtın ne kadar kolay bir şekilde imal edilebileceğinden bahsedilmemesi ve bariz çarpıklıklara işaret edilmemesi, bende bu raporu hazırlayanların bilgisayar adli tıp uygulamalarında fazla belki de hiçbir tecrübeye sahip olmadıkları kanaatini oluşturdu. Potansiyel bir bilgisayar suçu incelemesinde, bilgisayar bilimi hakkında bilgi sahibi olmak, adli tıp incelemesi için tek başına yeterli değildir. Raporu yazanlar, sahteciliğe işaret eden bariz çarpıklıkları fark etmemiş ve bunları raporlarında konu etmemişlerdir.”


-WHITE HAT HACKER: YALKIN DEMİRKAYA KİMDİR?-

Bilgisayar eğitimine 1981 yılında üniversitede başlayan ve 1984 yılından itibaren bilgisayar programcısı ve sistem tasarımcısı olarak çalışmaya başlayan Demirkaya, Polis Akademisi'nden mezun olduktan sonra üstün bilgisayar yeteneklerinden dolayı, henüz kurulmakta olan organize suç çeteleri ve polis içi yolsuzluklarla mücadele etmek için oluşturulan New York Emniyet Müdürlüğü İç İstihbarat daire başkanlığında görevlendirildi.

Demirkaya dünyada ilk kez polis içi araştırmaların yapıldığı bilgisayar suçları ve soruşturma bölümünü kurdu. John Jay College’da Ceza Hukuku ve Bilgisayar Uzmanlığı konusunda yüksek lisans yapan Demirkaya, 1995 yılından emekli olduğu 2007 yılına kadar özel bir birim olan Grup 7'nin şube müdürü olarak görev yapan Demirkaya, bilgisayar suçları tahkikatı yürüten ve adli tıp tetkikleri yapan yüzlerce kişiye eğitim verdi ve bu kişileri yıllarca yönetti. Mesleki hayatında yüzlerce bilgisayar adli tıp tetkiki yürüttü ve yönetti. Bu soruşturmalar sırasında New York Emniyet Müdürlüğüne sızmaya çalışan çok sayıda organize suç çetesini ve bunlarla bağlantısı saptanan çete ve emniyet mensuplarını ortaya çıkartarak adalete teslim etti.

Belli başlı tüm adli tıp yazılım imalatçılarından eğitim alan Demirkaya, 2005 ve 2006 yıllarında Stevens Üniversitesinde lisansüstü eğitim alan çoğu emniyet mensubu öğrencilere de bilgisayar adli tıp eğitimi verdi. Demirkaya, belli başlı tüm adli tıp yazılım imalatçıları tarafından eğitime de tabi tutuldu. ABD milli güvenlik kurulu tarafından bilgi denetleyicisi belgesine sahip olan Demirkaya, aynı zamanda adli tıp ve bilgi güvenliği denetleyicisi sertifikalarına ve eğitim verip konuyla ilgili müfettişlik sertifikası verme yetkisine sahip. “White hat hacker” olarak 29 yıllık bilgisayar tecrübesi bulunuyor. Dahili bilgisayar suçları soruşturmaları konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından olan Demirkaya, bilgisayar suçları alanında yöntemlerin ve soruşturma usullerinin geliştirmesine katkılarda da bulundu.


Gerçek Gündem, 13 Mayıs 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Pzt May 17, 2010 14:22


Korgeneral Yurdaer Olcan tutuklandı

'Balyoz' soruşturması kapsamında hakkında yakalama emri bulunan Korgeneral Yurdaer Olcan tutuklandı.

KORGENERAL OLCAN TUTUKLANDI


Olcan, saat 10.15’te Hakim ve Savcıların kullandığı protokol kapısından içeri giriş yaptı.Sivil araçla adliyeye gelen Olcan’ın boynunda boyunluk takılı olduğu görüldü.

Balyoz soruşturması kapsamında savcılık sorgusunun ardından sevk edildiği mahkeme tarafından serbest bırakılan Korgeneral Olcan hakkında 4 Nisan 2010 günü yakalama kararı çıkarılmıştı.

GATA’da tedavi gördüğü belirtilen Olcan ile birlikte soruşturma kapsamında yakalama kararı çıkarılan 21 kişi de teslim olmuş oldu.

AVUKAT GÜNER: MÜVEKKİLİM 3 AY YATAK İSTİRAHATİYLE TABURCU OLDU

“Balyoz Planı” iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında hakkındaki yakalama kararı yüzüne okunarak tutuklanan Korgeneral Yurdaer Olcan'ın avukatı Armağan Güner, “müvekkili Olcan'ın 3 ay yatak istirahatli olarak taburcu edildiğini” söyledi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince, daha önce hakkında yakalama kararı çıkarılan ve bugün çıkarıldığı İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yakalama emrinin yüzüne okunmasının ardından tutuklanan Yurdaer Olcan'ın avukatı Güner, basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı.

Müvekkili Olcan'ın, bir süre önce tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) boyun fıtığı ameliyatı olduğunu kaydeden Güner, boynunda boyunluk bulunan Olcan'ın sağ elini kullanamadığını ve tek başına ihtiyaçlarını gideremediğini belirtti.

Olcan'ın, 3 ay yatarak fizik tedavi görmek üzere taburcu edildiğini söyleyen Güner, Olcan'ın eşinin fizyoterapist olduğunu ve evinde fizik tedavi görebileceğini ifade etti.

Basın mensuplarının, “Müvekkilinizle ilgili tahliye talebinde bulundunuz mu?” sorusuna da, “Tahliye talebinde bulunuyoruz zaten zaman zaman. Ama şu anda yapacak bir şey yok. Şu an, tutuklama talebi vicahiye çevrildi. Tahliye talebinde bulunma olanağı yok yani” şeklinde yanıt verdi.

Avukat Güner, “Müvekkiliniz bu durumda cezaevinde kalabilir mi?” sorusuna karşılık da, “Belki cezaevi değerlendirecek onu. Ameliyattan sonra yaklaşık bir hafta hastanede kaldı. Ve 3 ay hava değişimi, 3 ay yatak istirahatiyle taburcu oldu. Durumu bu” ifadelerini kullandı.

Bu arada, adliyeden çıkarken Merkez Komutanlığı'na bağlı otomobile bindirilen Olcan'ın, boynundaki boyunluk nedeniyle yürümekte zorluk çektiği görüldü.


hurriyet.com.tr
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Pzt May 17, 2010 15:56

BİR DEVLET KAHRAMANINI BU DURUMLARA DÜŞÜRÜR MÜ?


Emekli Albay Atilla Uğur…
O, Abdullah Öcalan’ı Kenya’dan getiren ekipte yer aldı.
Öcalan’ın 1999’da Türkiye’ye getirilmesinden sonra yapılan sorgulamalarda olan komutandı.
Bu bilgiler, emekli albayın Ergenekon davasından tutuklanmasına kadar bilinmiyordu.
Dava sürecinde ortaya çıkan bilgiler, Uğur’un ailesine ölüm tehditleriyle geri döndü.
Emekli Albay Atilla Uğur, şu an Silivri 4 No’lu cezaevinde tutuklu.
14 Mayıs Cuma günü mahkeme heyetinin karşısına çıktı ve şu savunmayı yaptı:
“Sayın Başkan, değerli Heyet, ben görevim gereği 2007 yılına kadar birçok duruşma izledim. Eski adı ile DGM’lerin hem ANKARA hem de DİYARBAKIR’daki terör örgütü davalarına tanık oldum. Bu konuda en çarpıcı örnek; İmralı Adasında 2 no’lu DGM Başkanı Turgut OKYAY beyin, Hüseyin beyin, Mehmet MARAŞ beyin icraatlarını tüm duruşmalar boyunca yakınen izledim. Cumhuriyet Savcıları Talat ŞALK ve Cevdet VOLKAN beyin hazırladıkları iddianameyi okudum. Karşılarında 40.000 kişinin ölümünden sorumlu bir terör örgütü ele başı olmasına, tüm ülke kamuoyunun vicdanında suçlu olarak mahkum ettiği bir terörist olmasına rağmen o iddianamede o tarihte yürürlükte olan CMUK hükümlerine aykırı olacak tek bir uygulama dahi yok idi. Uydurma hiçbir delil konulmamıştı. Kin ve nefret ile yazılmış, siyasi yorumlar içeren bir tek paragraf yoktu. CMUK hükümlerine aykırı olarak elde edilmiş tek bir delil yoktu!..
Teröristbaşı avukatlarının çoğu zaman Türkiye Cumhuriyetini; Yüce Mahkemeyi ve Cumhuriyet Savcılarını hedef alan sloganvari ve hakaretamiz söz ve tavırlarına bile “Savunma Hakkıdır” diyerek müdahale edilmemişti. C.Savcıları o tarihteki yasaya göre Mahkeme Başkanı kanalı ile sordukları sorularda kin ve nefret içeren hiç bir tavır sergilememişlerdi. Bütün Dünyanın terörist olarak kabul ettiği bir bebek katilinin avukatlarını korkutmadılar. Savunma sırasında hiçbir avukat gözaltına alınıp tutuklanmadı.
O insanlar adil yargılamanın nasıl olacağını tüm dünyaya gösterdiler. Allah onlardan razı olsun. Kendilerini bu vesile ile saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan; burada ise; maalesef bir linç kampanyası sürüp gitmektedir. Terörist başına bile yapılmayan usulsüzlükler ve hukuksuzluklar burada pervasızca uygulanmaktadır. Başta; CMK 134 olmak üzere onlarca konuda bu icraatların aynen ifade ettiğim gibi olduğu aşikardır.

BİZ İŞGAL ALTINDA MIYIZ

Sayın Başkan; son iki hafta içinde 14 şehit verildi. 14 eve ateş düştü… Gencecik fidanlarımız Türk Bayrağına sarılı tabutlar içerisinde anababa ocaklarına gönderildiler… Bölücülerin saldırıları artarak devam etmektedir. Ancak burada, bu alçaklara karşı kanıyla canıyla mücadele etmiş ve etmekte olan insanlar terörist suçlaması ile yargılanıyor… Ve bunun da demokrasi ve hukuk adına yapıldığı iddia ediliyor.
Kendisini burada tanımaktan şeref duyduğum (emk) Albay Levent GÖKTAŞ geçen hafta huzurda (terörle mücadele anılarını anlatırken) gözyaşlarına engel olamadı. Bir Devlet, kahramanını bu durumlara düşürür mü? Biz işgal altında mıyız?
Öte yandan gene terörist örgütlerin korkulu rüyası haline gelmiş Türk Polisi Özel Harekatçıları da burada. Onlardan birisi olan Fahri SÜSLÜ’nün geçen hafta haklı isyanına tanık olduk. Kahrolduk, içimiz acıdı… Bu insanların feveranları kime fayda sağlamaktadır?
Gencecik Subay ve Astsubaylarımızın hainlerle savaşırken derdest edilerek bu çuvalın içine atıldıklarını görmekteyiz.
Sayın Başkan; yıllarını bu mücadele içinde geçirmiş sıradan bir Jandarma Subayı olarak; Atatürk’ü rehber edinmiş bir kişi olarak, tekrar söylüyorum: Bu durum; bir devletin, bir milletin intiharıdır, Dünyanın en geri ülkesinde bile, vatanı için ölüme koşmuş ve koşmakta olan insanlara böyle bir eziyet yapılmaz, yapılamaz…

BU KATLİAMI LÜTFEN DURDURUNUZ

Buradan tüm kamuoyuna sesleniyorum:
“Esas tehlike, bizden sonra gelen insanların mücadele ve azimlerinin kırılmasıdır. Türk Ordusunun gözbebeği Özel Kuvvet mensupları, SAT ve SAS komandoları, Jandarmanın seçkin Subay ve Astsubayları terörist suçlaması ile içeri alınmaktadır. Yakında Hava Kuvvetlerimizin güzide F-16 pilotlarının da alınması ihtimal dahilindedir… Neler oluyor Sayın Başkan? Ülkemiz işgale mi hazırlanıyor? Ya da işgal edildik de bizim mi haberimiz yok?
Ülkenin sigortası kabul edilen kritik birimleri tek tek etkisiz hale getiriliyor. Bir subay olarak gelmekte olan facia konusunda tüm kamuoyunu uyarmak istiyorum. Bu katliamı lütfen durdurunuz.
Sayın Başkan, değerli Heyet; insanlarımızın kafası karıştırılmıştır. Haftalardır sizlere “terör örgütünün şahsımla ilgili tehdit ve sevinç çığlıklarını” anlatıyorum. Bunları ağlamak, sızlanmak için değil, Bir Türk Yargıcı olarak en azından vicdanınıza danışınız diye söylüyorum.
Kayıtlara da geçen bu söylediklerim; gelecekte mutlaka tekrar okunacak ve nihai kararı tarih ve Türk Milleti verecektir.
Geçen 15 gün içinde Vatan toprağına emanet ettiğimiz şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milletine başsağlığı diliyorum. Teşekkür ederim…

(E) Jan. Albay Atilla UĞUR
Silivri 4 No’lu Cezaevinde Tutuklu”
internetajans.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Çrş May 19, 2010 18:42



'TSK bu süreçten daha güçlü çıkacaktır'


Başbuğ tutuklanan komutanlarla ilgili konuştu: TSK bu süreçten daha güçlü çıkacaktır.



Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Türkiye'de herkes Anayasa'nın 24. maddesine uygun hareket ederse Türkiye'de hiçbir sorun kalmaz" dedi.

Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda, "Atatürk Özel Anma Töreni" kapsamında, "Doğumunun 129. yıl dönümünde asker ve devlet adamı Atatürk" konulu panelin sonunda konuşma yaptı.

Orgeneral Başbuğ, panelde konuşan Altemur Kılıç'ın, "Orduyu yıpratmak için içeriden ve dışarıdan yapılan saldırılar beni çok üzüyor. Her asker tutuklandığında canımdan can gidiyor. Ordu-milleti kaybedersek geri almamız
mümkün değil"
sözleri üzerine, Kılıç'ın bu duygularına saygı duyduğunu ve paylaştığını belirtti.


Orgeneral Başbuğ, "Şundan emin olmalarını istiyorum; TSK bu süreçten daha güçlü olarak çıkacaktır" dedi.

Bugünkü Anayasa'nın 24. maddesine göre kimsenin devletin sosyal, ekonomik, siyasi, hukuki temellerini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramayacağını, bunun çok açık olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, "Türkiye'de herkes Anayasa'nın 24. maddesine uygun hareket ederse Türkiye'de
hiçbir sorun kalmaz" diye konuştu.


gazetevatan.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Cum Haz 18, 2010 16:30



Org. Çetin Doğan'a tahliye

Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanan Süha Tanyeri, Engin Alan ve 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 14 kişi tahliye edildi.

Balyoz soruşturması kapsamında, aralarında Emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli`nin de bulunduğu bulunduğu 14 kişi tahliye edildi. Tahliye kararlarını itirazı değerlendiren 9. Ağır Ceza Mahkemesi verdi

Doğan, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyordu.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15068530.asp?gid=373
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Deli Haydar » Pzt Haz 21, 2010 23:52

Balyoz’da Hiçbir Kanıt Yok
Yeniçağ Gazetesi / 21 Haziran 2010


Balyoz Planı soruşturması kapsamında eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Korgeneral Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin, yeterli kanıt olmadığı için tahliye edildiği bildirildi. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Yılmaz Alp tarafından serbest bırakılan Doğan ve Alan ile Tümamiral Ali Semih Çetin, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tümgeneraller İhsan Balabanlı, Bekir Memiş ve Abdullah Dalay, emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Yarbay Ali Rıza Sözen, albaylar Hanifi Yıldırım, Yüksel Gürcan, Mustafa Önsel ve Bülent Tunçay’ın tahliye gerekçeleri belli oldu.

AİHM Kararına Atıf

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 1996’da Iijkov-Bulgaristan davasında verdiği kararına atıfta bulunulan gerekçede, “CMK’nın 100. Maddesi gereğince tutuklama bir tedbirdir” ifadesi kullanıldı. Gerekçede, “Şüpheliler yönünden, dosyada mevcut deliller kapsamında tutuklama nedenleri mevcut değildir. Mevcut deliller doğrultusunda şüphelilerin katıldıkları ya da görevlendirildikleri ’Balyoz seminer planında’, ’yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular’ bulunmamaktadır” denildi.

Yurtdışına Çıkış Yasak

Kararda, soruşturma aşamasında aynı statüdeki zanlılardan bir bölümünün savcılığa çağrılıp serbest bırakılırken bir bölümünün tutuklanmasının anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu da belirtildi. Şüphelilerin soruşturma aşamasındaki davranışları, sosyal statü ve konumlarına göre kaçma olasılıklarının bulunmadığı kaydedilen kararda, şüphelilerin tutuksuz yargılanmalarının, yargılamanın amacına ulaşmasına engel olmayacağı kaydedildi. Şüpheliler hakkında yurt dışı yasağı konularak adli kontrol uygulanmasına da karar verildi.


Salim Yavaşoğlu
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Sal Haz 22, 2010 14:01

GATA komutanına Balyoz tahliyesi

Balyoz soruşturması kapsamında tutuklu bulunan ve aralarında Çakan ve Sarıışık'ın da olduğu 12 kişi tahliye edildi.

''Balyoz Planı'' iddiaları soruşturması kapsamında tutuklu olan eski Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'ın ve eski GATA Komutanı Emekli Tümgeneral Tuncay Çakan'ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin tahliyesi kararlaştırıldı .

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimi Yılmaz Alp, soruşturma kapsamında tutuklananlar tarafından yapılan itirazları değerlendirdi.

Hakim Alp, emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ile Mümtaz Can, Behzat Balta, Tuncay Çakan, Mehmet Kaya Varol, Emin Küçükkılıç, Halil Kalkanlı, İzzet Ocak, Recep Yıldız, Murat Özçelik, Suat Aytın ve Ali İhsan Çuhadaroğlu'nun tahliyesine karar verdi.

Bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.internethaber.com/gata-komutanina-balyoz-tahliyesi--263590h.htm
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen İrfan Tuna » Sal Haz 22, 2010 14:14

''Balyoz'' Yalanı, bu tertibi düzenleyenlerin başına er ya da geç mutlaka inecektir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın dostlar...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Cmt Tem 03, 2010 15:33


Aytaç Yalman da ‘Balyoz’ şüphelisi


Savcılık, ‘Darbe Günlükleri’ soruşturması ile ‘Balyoz Darbe Planı’yla ilgili hazırlık soruşturmasını birleştirdi. Ardından sürpriz bir kararla ‘Balyoz’a dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ı da dahil etti. Dönemin G. Kurmay Başkanı Hilmi Özkök, “Muhatap Yalman’dır” demiş, ancak Yalman sorgulanmamıştı.

Ergenekon kapsamında yürütülen Darbe Günlükleri soruşturması ile Balyoz Darbe Planı’yla ilgili yürütülen hazırlık soruşturması birleştirildi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, sürpriz bir kararla 2003’teki Balyoz Darbe Planı’yla ‘bağlantıları olduğu‘ iddiasıyla Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, eski Deniz kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına’yı “Balyoz” soruşturması kapsamına aldı. Böylece emekli üç kuvvet komutanı da “Balyoz” şüphelisi oldu. Savcılık ihtiyaç duyarsa “Oraj, Suga, Sakal” adlı planlarla ilgili eski komutanlarına ek sorgu yapabilecek.

“Ayışığı”, “Sarıkız”, “Yakamoz” ve “Eldiven” darbe planları iddialarına ilişkin 3 eski kuvvet komutanıYalman, Örnek ve Fırtına’nın 5 Aralık 2009’da İstanbul Özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadelerine başvuruldu. Eski kuvvet komutanları, Özden Örnek’in günlüklerinde yer alan ‘2003-2004’teki darbe hazırlıklarıyla” ilgili 10 saat sorgulandı. Darbe planlarıyla ilgili 131 soru yöneltilen komutanlar daha sonra serbest bırakıldı.

37 asker tutuklandı

Bu soruşturma sürerken, 20 Ocak 2010’da Taraf gazetesi, “Balyoz Darbe Planları” adıyla bir dizi belgeyi yayınladı. Mart 2003’de dönemin 1.Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın başkanlık ettiği ‘Seminer toplantısı’na çok sayıda kurmay subayın katıldığı ortaya çıkınca, savcılık bununla ilgili yeni bir soruşturma açtı. Taraf’ın savcılığa teslim ettiği belgelerle ilgili olarak, 22 Şubat 2010’da önemli bir süreç başladı. 2003’te seminer yapılırken Harp Akademileri Komutanı olan İbrahim Fırtına ile Donanma Komutanı Özden Örnek ve aralarında Çetin Doğan’ın da olduğu 49 asker gözaltına alındı, 37’si tutuklandı. Sonradan Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlıkları’na getirilen iki eski komutan Fırtına ile Örnek, şüpheli sıfatıyla ‘Balyoz’ belgeleriyle ilgili sorgulandı ve savcılıkça serbest bırakıldı.

Aytaç Yalman tartışması

Balyoz’dan tutuklanan Çetin Doğan, 1.Ordu’dan ayrıldıktan sonra Karargahtaki Kozmik Büro’ya gizlice girildiğini öne sürerek dönemin Genelkurmay Başkanı’nı suçlayınca ilginç bir tartışma başladı. emekli Orgeneral Hilmi Özkök, bu sözleri eleştiririrken, “Devamlı beni tartışmaların içine çekmeye çalışıyor. Onun muhatabı dönemin ordu komutanıdır (Aytaç Yalman)” dedi. Yalman ise Özkök’ün bu sözlerini şu sözlerle yanıtladı: “Hilmi Paşa haklıdır. Muhatap benim. Bu aşamada, konuşmayacağım. O dönemde Kurmay Başkanım da İlker Başbuğ’ydu. Şimdi yaptırdığı araştırmanın sonucunu bekliyorum.”

Ve sürpriz savcılık kararı

Bu tartışmaların üzerinden üç ay geçtikten sonra İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları, Aytaç Yalman’la ilgili ilginç bir karara imza attı. Yaklaşık 7 ay önce ‘Darbe günlükleri’ nedeniyle ifadesi alınan ve soruşturması bu başlıkta yürütülen Yalman, ‘Balyoz soruşturmasına dahil edildi. Savcılık iki ayrı hazırlık dosyasını Balyoz’da birleştirdi. Böylelikle Çetin Doğan’ın komutanı da soruşturma kapsamına girdi. “Darbe günlükleri”nden sorgulanan Özden Örnek ile İbrahim Fırtına da Yalman gibi, sadece Balyoz’dan soruşturulacak. Bu iki eski komutan 2003’te 1’inci Ordu görev ve sorumluluk bölgesinde görevliydi ve Balyoz toplantılarına sunulan Suga ve Oraj planlarını hazırlamakla suçlanıyordu. Bu planlarda, Ege’de Yunanistan’la bir kriz çıkarılmasına ve bir Türk jetinin kendi uçaklarımızca düşürülmesini yönelik hazırlıklar olduğu öne sürülüyordu.


VATAN
03.07.2010






Resim

Ahmet Altan ve Yasemin Çongar Kandil Dağı’nda PKK’lılarla birlikte.

Çongar'dan Balyoz iddiası: "Başbakan bizi teşvik etti"

ABD radyosunda Çongar'ın 'Balyoz planı belgelerinin yayımlanması için Erdoğan, Taraf'ı bizzat teşvik etti' ifadelerini kullandığı iddia edildi.


Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Yasemin Çongar, "Balyoz Darbe Planı" iddialarıyla ilgili belgelerin yayımlanması için Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Taraf'ı bizzat teşvik ettiğini söyledi.

ABD'nin en büyük radyo kanalı Ulusal Halk Radyosu'nda (NPR) 30 Haziran tarihinde Taraf ve Balyoz Darbe Planı iddialarına yönelik olarak yaklaşık 5 dakikalık bir program hazırlandı. Programda bu iddiaları yayımlayan Taraf'ın "arkasında kim olduğu" sorgulandı. NPR için İstanbul'da Çongar ile söyleşi yapan gazeteci Julia Rooke Taraf'ın 5 bin sayfa gizli askeri belgeye ulaştığını söyleyerek "Çongar tanıklarla konuşarak belgeleri ellerinden geldiği kadar doğruladıklarını söylüyor ve gazetenin Başbakan ve devlet istihbaratının başı tarafından teşvik edildiğini ekliyor" dedi.

'Gazetenin arkasında kim var?'

Programda ayrıca Çongar'ın, "Taraf'a hükümet, ordu ve jandarma gibi farklı kurumlardan ipuçları geldiği" yönündeki sözleri de yer alıyor. Programın açılışında "50 bin okuyucusuyla küçük bir gazete olan Taraf'ın darbe planlamakla suçlananlara karşı saldırının başını çektiği" yorumu getirilirken "Bu kendi ağırlığını aşarak yumruk atan küçük gazetenin arkasında kim var" şeklinde soru soruluyor. Programda ayrıca Çongar'ın yanı sıra Mehmet Baransu, Cüneyt Ülsever ve Murat Belge'nin görüşlerine de yer verildi.




03 Temmuz 2010
haberiniz.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Başkomutan » Cum Tem 23, 2010 17:02

Balyoz'dan sanık, dağda kahraman!
[img]http://foto.gazetevatan.com/newpics/news/230720101527410921874.jpg[/img]

Balyoz'dan sanık, dağda kahraman!


Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK içindeki bazı askeri personelin HERON insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialar konusunda, bu konunun basında yer aldığı gibi ne isim, ne rütbe, ne de kimliğini belli edecek hiç bir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metni olduğunu belirterek, halen Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürdüğünü bildirdi.

Tuğgeneral Metin Gürak, 25 Haziran 2010 tarihinden günümüze kadar yapılan operasyonlarda 45 teröristin etkisiz hale getirildiğini, 13 bölücü terör örgütü mensubunun da kendiliğinden teslim olduğunu ifade etti. Gürak, aynı dönemde 19 güvenlik görevlisi şehit, 47 güvenlik görevlisi ve 5 vatandaşın da yaralandığını açıkladı.


Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK içindeki bazı askeri personelin HERON insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıklarıyla ilgili iddialar konusunda, bu konunun basında yer aldığı gibi ne isim ne rütbe ne de kimliğini belli edecek hiçbir bilgi olmayan belirsiz iki kişi arasında geçen bir konuşma metni olduğunu belirterek, halen Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürdüğünü bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapılan basın bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğgeneral Gürak, son günlerde bazı basın yayın organlarında TSK içindeki bazı askeri personelin kamuoyunca HERON diye bilinen ve Güneydoğu’da görev yapan insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıklarıyla ilgili iddialara yer verildiğini hatırlattı.

Tuğgeneral Gürak, "Öncelikle bu konu basında yer aldığı gibi ne isim ne rütbe ne de kimliğini belli edecek hiçbir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metnin MİT’ten Genelkurmay Başkanlığına 25 Ekim 2007 tarihinde gönderilmesiyle başlamıştır" dedi.
Konuşma metninin Genelkurmay Başkanlığınca incelendiğini ve 26 Ekim 2007 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderildiğini bildiren Tuğgeneral Gürak, metnin Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderilme sebebinin ise o tarihte İsrail’den kiralanan tek insansız hava aracının Kara Kuvvetlerinin kontrolünde Batman’da konuşlu bulunması olduğunu söyledi.

Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından 28 Ekim 2007 tarihinde verilen soruşturma emrinin ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından derhal soruşturmaya başlandığını, olayla ilgili olarak aynı gün dinleme kararları alındığını ve soruşturmanın genişletildiğini anlattı.

Tuğgeneral Gürak, şunları kaydetti: "Bugün itibarıyla soruşturmanın uzun sürmesi elbette eleştiri konusu olabilir, ancak soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Geniş bir yelpazede olayla ilgisi olabileceği düşünülen tüm şahıslar mahkeme kararıyla dinlenecek, ses analizleri yapılacak, kimlikleri tespit edilecek ifadeleri alınarak ve neticede bir sonuca ulaşılacaktır. Bu işlemler ise doğal olarak zaman almaktadır. Ayrıca bu süreçte istihbarat kaynaklarından ilave bilgi talep edilmiştir.

Soruşturmanın Kara Kuvvetleri Komutanlığından Hava Kuvvetleri Komutanlığına aktarılmasının nedeni ise soruşturma kapsamında belirlenen iki askeri personelin Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli olmalarıdır. Nitekim soruşturmayı devralan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı da ilave bir takım araştırmalarla soruşturmayı daha da derinleştirmiştir." Ancak konuşma metnin bütün uğraşılara rağmen delillendirilememesi nedeniyle soruşturmada istenilen mesafenin alınamadığını vurgulayan Tuğgeneral Gürak, diğer taraftan soruşturmayı yürüten savcıya 26 Mart 2009 tarihinde gelen bir ihbar CD’sinin incelenmesi neticesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından 19 Şubat 2010 tarihinde verilen yetkisizlik kararından sonra ilgili dosyanın Milli Savunma Bakanlığınca 18 Mayıs 2010 tarihinde görevli savcılık olarak belirlenen Genelkurmay Askeri Savcılığına intikal ettirildiğini kaydetti.

Tuğgeneral Gürak, "Halen Genelkurmay Askeri Savcılığı konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürmektedir" diye konuştu.

-"AMİRAL YASAL HAKLARINI KULLANACAKTIR"-

Bazı medya organlarında sürekli olarak adı belirtilen bir amiralin ise o tarihte bulunduğu karargahta insansız hava araçlarıyla ilgili bir görevi olduğunu bildiren Tuğgeneral Gürak, bu amiralin 5 Kasım 2007 tarihinden sonra Ankara’daki Savunma İşbirliği Ofisinde (ODC) ABD ile istihbaratın paylaşımı maksadıyla görevlendirildiğini söyledi. Tuğgeneral Gürak, "Adı geçen amiral elbette bu insafsız iddiaları ortaya atanlar hakkında yasal haklarını kullanacaktır" dedi.

Yine bazı medya organlarında İsrail’den kiralanan HERON insansız hava aracının 14 Temmuz 2008 tarihinde düşmesiyle ilgili çeşitli iddiaların ortaya atıldığını ve bu olayla ilişkilendirilmeye çalışıldığını ifade eden Tuğgeneral Gürak, o tarihte İsrail’den kiralık olarak alınıp kullanılan HERON insansız hava aracının İsrailli personel tarafından kullanıldığını ve HERON’un iniş esnasında meydana gelen kırım sonucu kullanılmaz hale geldiğini bildirdi.

-"TSK’NIN BÜTÜN PERSONELİ GÖREVİNİN BAŞINDADIR"-

Tuğgeneral Gürak, Hakkari Çukurca Hantepe’deki terörist saldırı sonrasında saldırı haberini alan Tümen Komutanı ve Tugay Komutanı’nın çatışma çıkan bölgeye helikopterle inmek istediğini, ancak sıcak temas devam ettiği için bunu yapamayarak, her türlü riski göze alarak olay yerindeki personele karadan ulaştıklarını belirtti.

Tuğgeneral Gürak, "Bu olayda da görüldüğü üzere, yargı sürecinde sanık bile olsalar, bazıları tarafından masumiyet karinesi ayaklar altında çiğnenerek suçlu olarak gösterilseler dahi bütün bu şartlar altında bile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün personeli görevinin başındadır. Bizim için vatan, şeref, dürüstlük, vazife ve sevgi herşeyin önündedir" diye konuştu.

O KOMUTAN TÜMGENERAL GÜRBÜZ KAYA

Tuğgeneral Gürak'ın bahsettiği o isim 3. Taktik Piyade Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya. Gediktepe saldırısının ardından bölgeye giden Başbakan Erdoğan ve komutanlara brifing veren komutan olan Kaya'nın Balyoz soruşturmasında sanık olarak ismi geçiyor. Kaya aynı zamanda Ağustos sonunda yapılacak YAŞ toplantısında terfi bekleyen komutanlardan.

İm (Kod): Tümünü seç
http://haber.gazetevatan.com/balyozdan-sanik-dagda-kahraman/318759/1/Gundem


[img]http://foto.gazetevatan.com/newpics/news/230720101915488312885.jpg[/img]


Balyoz'da flaş karar!

Balyoz'da 102 sanık için yakalama kararı!

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi "Balyoz Planı Davası" kapsamında 102 sanık hakkında yakalama emri çıkardı.



Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına dahil 102 sanık için yakalama kararı..

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, "Balyoz Planı" davasına ilişkin olarak 102 sanık hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Davut Bedir, davaya ilişkin tensip zaptı konusundaki sorular üzerine, zaptın hazırlandığını bildirdi.

Tensiple birlikte davanın 102 sanığı hakkında yakalama kararı çıkarıldığını belirten hakim Bedir, davanın ilk duruşmasının 16 Aralık 2010 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığını kaydetti.

Hakim Bedir, sanık sayısı dikkate alındığında Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin duruşma salonlarının fiziki şartlarının yetersiz olduğu göz önünde
tutularak, duruşmaların Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonunda yapılmasına karar verildiği bildirdi.

İDDİANAMEYE GÖRE BİR NUMARA ÇETİN DOĞAN

968 sayfalık iddianame ile 183 klasörden oluşan eklerine göre 196 kişi arasında bir numaralı şüpheli eski 1’inci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan. İkinci sırada eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, üçüncü sırada eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve dördüncü sırada Orgeneral Ergin Saygun bulunuyor. İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasında tutuklu yargılanan Albay Dursun Çiçek de şüpheliler arasında bulunuyor.

İDDİANAMEDEN

* Balyoz yapılanmasının, askeri bir müdahale için öncelikle ülkeyi kaos ve kargaşa ortamına çekerek ortamı şekillendirmeyi planladığı, bu amaçla ‘Oraj’, ‘Suga’, ‘Çarşaf’ ve ‘Sakal’ eylem planlarını hazırladığı görülmektedir.

* Eldeki mevcut delillere göre, dönemin Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının dahil olmadıkları anlaşılmıştır.

* Şüpheliler ordu bünyesindeki askeri hiyerarşi dışında bu amaçla bir yapılanma oluşturmuşlardır.

* Kurulan bu suç örgütünün darbe yaparak hükümeti yıkmaya yönelik, öncelikle Balyoz Güvenlik Harekat Planı adı altında çok kapsamlı ve ayrıntılı bir plan hazırladığı, hükümet ile işbirliği içerisinde olduğu grupların da tek ferdi kalmayacak şekilde ortadan kaldırılmasının hedeflendiği görülmektedir.

* Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın, yapılanmanın lideri olduğu ve ‘Balyoz Harekat Planı’ isimli bir darbe planı hazırladığı kanaatine varıldığı” vurgulandı.

ÇETİN DOĞAN İKİ KEZ TAHLİYE EDİLMİŞTİ

Balyoz Güvenlik Harekat Planı iddianemasinin bir numaralı sanığı olan Birinci Ordu eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan 26 Şubat 2010’da sevk edildiği İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Ali Efendi Peksak tarafından tutuklanmıştı. Avukatlarının yaptığı itiraz üzerine 1 Nisan 2010’da 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi üye Hakimi Oktay Kuban tarafından tahliye edilen Çetin Doğan hakkında savcılığın yaptığı itiraz üzerine 12’inci Ağır Ceza Mahkemsi heyetince yakalama kararı çıkartılmıştı. Çetin Doğan 23 Nisan 2010’da teslim olarak ikinci kez tutuklanmıştı. Doğan avukatlarının itirazı üzerine 18 Haziran 2010’da ikinci kez tahliye edilmişti.


TESLİM OLMAYA GELECEKLER

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma gününü 16 Aralık 2010 olarak belirledi. Yargılama Silivri Cezaevi kampüsünde 9:30'da başlayacak. Heyet, 196 sanıklı davanın 102'si hakkında oybirliğiyle tutuklama kararı çıkardı. Sanıkların İstanbul'daki Beşiktaş Adliyesi'ne gelerek teslim olması bekleniyor.

İŞTE TUTUKLAMA KARARI VERİLENLER

Çetin Doğan, Dursun Çiçek, Özden Örnek, Halil İbrahim Fırtına, Ergin Saygun, Nejat Pek, Mustafa Korkut Özarslan, Engin Alan, Şükrü Sarıışık, Ayhan Taş, Ramazan Cem Gürdeniz, İzzet Ocak, Süha Tanyeri, Bülent Tuncay, Nuri Ali Karababa, Gürbüz Kaya, Mustafa Çalış, Nurattin Işık, Hasan Basri Aslan, Ali Rıza Sözen, İlkay Nerat, Veli Murat Tulga, Behzat Balta, Halil Kalkanlı, Tuncay Çakan, Hasan Fehmi Canan, Salim Erkal Bektaş, Ahmet Yavuz, Ahmet Küçükşahin, Recai Elmaz, Ahmet Şentürk, Mümtaz Can, Fatih Altun, Mehmet Kaya Varol, Recep Yıldız, Bekir Memiş, Ali İhsan Çuhadaroğlu, Mehmet Yoleri, Metin Yavuz Yalçın, Yurdaer Olcan, İhsan Balabanlı, Emin Küçükkılıç, Hakan Akkoç, İkrami Özturan, Burhan Gökçe, Doğan Fatih Küçük, Gökhan Gökay, Nihat Özkan, Hasan Nurgören, Sırrı Yılmaz, Abdullah Zafer Arısoy, Abdullah Dalay, Ahmet Feyyaz Öğütçü, Özer Karabulut, Mehmet Otuzbiroğlu, Kadir Sağdıç, Ali Deniz Kutluk, Turgay Erdağ, Taylan Çakır, Ahmet Türkmen, Mehmet Fatih Ilgar, Cem Aziz Çakmak, Muharrem Nuri Alacalı, Ali Semih Çetin, Utku Arslan, Fatih Uluç Yeğin, Levent Erkek, Levent Çehreli, Hakan İsmail Çelikhan, Ertuğrul Uçar, Ali Türkşen, Tayfun Duman, Nihat Altunbulak, Ercan İrençin, Bora Serdar, Levent Görgeç, İbrahim Koray Özyurt, Dora Sungunay, Soner Polat, Meftun Hıraca, Yaşar Barbaros Büyüksağanak, Hasan Gülkaya, Faruk Doğan, Mücahit Erakyol, Abdullah Gavremolu, Kıvanç Kırmacı, Yusuf Ziya Toker, Cengiz Köylü, Hanifi Yıldırım, Cemal Temizöz, Bulut Ömer Mirmiroğlu, hakan Sargın, Hüseyin Özçoban, Yusuf Kelleli, Hüseyin Topuz, Murat Özçelik, Mustafa Önsel, Ali Aydın, Ahmet Tuner, Gökhan Çiloğlu, Halil Helvacıoğlu, Suat Aytın.


gazetevatan.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen maydonos » Cum Tem 23, 2010 19:35

Halen isgal altinda olmadigimizi dusunen insanlar var mi aranizda? Her taraftan isgal edilmis bir ulke durumundayiz.

Biz ayni Osmanlidaki gibi hanedanlikla yonetiliyoruz cok partili donemden beri.

Bu analiz edemedigimiz icin dustugumuz hallerdir bunlar.. Ayrica

Referanduma kadar bakin bu guruh daha ne manevralar yapacak.

Kisisel dusuncem bu bir baslangic ve iktidardaki capulcular "Turk" sozcugunden ocu gibi korkuyorlar ve korktuklari icin icimizdeki dusman durumundalar. O nedenle bu denli saldirgan ve her firsattta agliyorlar. Sigindiklari tek sey de Arap'in dini-parasi ve batinin yaptirim ve sermaya gucu.

Sagdan ve soldan oy koparma cabalari yogun. Yok aglamalar piskirmalar. Yeterli olmazsa tum bunlar.

Eger iktidari kaybederlerse korkusu karsinda sivil darbe yetmedi ayni pakistandaki gibi ordu icindeki kendi guclerini basimiza dikecekler??

Bu durumu cok onemsiyorum. Bu sivil olamadi askeri bir operasyon dalgasimi estirilecek. Pakistan gibi mi olacagiz?

Herkesin akilli ve etrafindaki insanlari uyarici ve guruhun actigi ekonomik sivil ve pek yakinda yapilacak serlere [(psikolojik savasina)! ]
karsi direncli olmalarini diliyorum.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Paşalara Balyoz gözaltısı

İletigönderen Mustafa Recep » Cum Tem 23, 2010 21:27

bu kararı veren hakime soruyorum:

DİPLOMANI KASAPTAN MI ALDIN BE ADAM?
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: TSK'ya Balyoz Darbesi

İletigönderen avrasya » Cmt Tem 24, 2010 0:21

BALYOZ TUTUKLAMALARINDA "ÖKÜZ" ŞİFRELERİ

Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=balyoz-tut ... 2307101200
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

Re: TSK'ya Balyoz Darbesi

İletigönderen Osman_Pasa » Cmt Tem 24, 2010 1:39

28 Subat'a neden olup bugunku kaos ve isgal ortamina sebeb olan , Ey Amerikan'nin pasalari.Ayi ile yataga girilmez !!!

Bugunku ortam gosteriyor ki , malesef bu ulkede milli bir darbe olmamistir , hepsi Amerikan desteklidir .. Milli hukumet yaninda milli pasalar istiyoruz ... Son uc Genelkurmay Baskanida kabus gibi ...
Kullanıcı küçük betizi
Osman_Pasa
Üye
Üye
 
İletiler: 108
Kayıt: Çrş Şub 03, 2010 1:16

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x