Türk Silahlı Kuvvetlerinde konsept değişiyor...
İlker Başbuğ öncesi son iki Genelkurmay Başkanının karnelerine bakar ve özellikle 1997 sonrası TSKya başlayan yoğun saldırıya nasıl karşılık verdiklerini değerlendirirsek durum çok parlak değil! Hatta oldukça içler acısı!
Maça gitmek, futbol takımı rozetiyle dolaşmak yerinde ama TSKya karşı atılan adımlara karşı hamleler oldukça zayıf. Uzun lafın kısası elde tutulabilir bir karşı hamle yok! Başbuğ dönemi nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. Ama belli ki daha ilk günden konsept değişiyor ve bunun ilk yansıması da tutuklu paşaların, Genelkurmay Başkanı tarafından görevlendirilen bir general tarafından ziyaret edilmesi. Bu hareket çok yerinde ve geç kalmış bir adım...
Neden derseniz? Eğer emekli paşalar yargılanıp suçlu bulunsalardı resmi ziyareti burada herkesten fazla eleştirip arkadaşları gidebilir ama resmi olmaz derdim...Oysa şimdi durum farklı, yargılama sürecinden geçmemiş ve suçları ispat edilmemiş generallerimize TSK tarafından sahip çıkılması gayet doğal. Bu adım küçük ama olacak değişikliği gösterme açısından çok büyük bir hamle... Kısacası konsept değişiyor...
Sevgili dostlar, yeni dönemde bir vatandaş olarak, TSKdan bir beklentim daha var.
Bildiğiniz gibi uzun bir süredir TSKnın geliştirdiği projelerde çalışan mühendisler sır şekilde intihar ediyor veya kazaya kurban gidiyor... Bu noktada başka bir olayı da hatırlayalım Türkiyenin parçacık fiziğinde uzman 6 ismi Ispartaya giderken düşen bir uçakta yaşamlarını noktaladı. Bu ekibin başında Prof. Dr. Engin Arık vardı ve Arık, bu önemli deneylere, geleceğin enerji kaynağı olarak kabul edilen toryum konusundaki bilgilerinden ve araştırmalarından dolayı çağrılmıştı... Arıkın çok önemli bir özelliği vardı, yakınlarına her zaman şunu söylerdi: Yeraltı ve yerüstü kaynakları ile stratejik konumu gereği Türkiyeyi asla bu coğrafyada rahat bırakmayacaklar... Toryumla ilgili geliştirdiği proje ile Türkiyenin büyük bir avantaj sağlayacağını ve toryum rezervlerimizin iç-dış borçlanma gereği dahil, birçok sorunumuza çare olacağını düşünüyordu. Uzun lafın kısası sadece laf üreten siyasetçilerin aksine Prof. Engin Arık, Türkiyeye gerçekten çağ atlatacak bir işin üzerindeydi aynen Aselsanda intihar eden ve Havelsanda kaybolan mühendislerimiz gibi...
Sevgili dostlar, TSKdan beklentim tam bu noktada şekilleniyor bana inanırsınız veya inanmazsınız ama bu ülkeyi seven biri olarak ve her türlü riski de göze alarak şunu yazmak zorundayım Türkiyenin her konuda dışa bağımlılığını azaltacak özellikle askeri dinamiklerde tek başımıza hareket etmemizi sağlayacak projelerde adımlar atmayı deneyen insan kaynaklarımız, bilinçli bir şekilde yok ediliyor...
Ekonomide nasıl borçlanma yöntemiyle kontrolü kaybettiysek, bugün Hazine Bakanımız bile İngiliz vatandaşı olan ve 2001 krizinde Türkiyeye karşı en büyük spekülatif atağı gerçekleştiren kurumdan ayrılıp Türkiyeye gelen bir zat ise, bağımsız kalma denememiz her alanda bilinçli bir zeka tarafından planlı bir şekilde tüketiliyor... İnsan kaynaklarımızın tüketilmesini-yok edilmesini sadece fiziki olarak ortadan kaldırma olarak algılamayın. Geride bıraktırılan her kurum, mayın temizleme iddiası ile başka ülkelere terkedilen Güneydoğudaki kritik topraklar, yabancılara bırakılan petrol sahaları ve daha birçok detay. Bütün bunlar bilinçli bir programın parçası ve inanın büyük bir titizlikle uygulanıyor... Sevgili dostlar, lafı fazla uzatmayacağım. Her Türk vatandaşına bir çağrım var bu topraklar yeni kurulan dünya düzeninin merkezinde ve bu topraklarda istenmeyen tek şey güçlü bir Türk Ulus Devleti ve güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetleri. Silahlı Kuvvetlerimize yönelik planlı yıpratma çabalarını da bu noktadan sorgulamak gerekli... Bize düşen nasıl bir düşman güçle karşı karşıya olduğumuzu algılamak ve bize dayatılan lay lay lom psikolojisini yırtarak gerçeği görmeyi denemek. Bu vatan bize dedelerimizden kalmadı, gelecek kuşaklardan ödünç aldık...
Son söz: 1997den itibaren TSKya başlayan saldırının nedenlerini sizlere bu köşede aktarmıştım. 1997-2008 arasında özellikle Özkök ve Büyükanıt zamanında içine kapanan TSK, umarım yeni dönemde nasıl bir global saldırıyla karşı karşıya kaldığını daha iyi analiz eder ve gerektiği gibi mukabele eder. Hangi amaç uğruna olursa olsun, içeride kimden destek alınırsa alınsın Silahlı Kuvvetlerimizin bu şekilde yıpratılıp-pasivize edilmesine asla izin veremeyiz.
KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberdetay ... =4&wid=150