TÜKENİȘ
Cumhuriyet’in kurumları birer birer tükeniyorlar. Devlet darmadağın. Hani “Tanrı’nın parmağı yok ki gözüne soka” diye bir sözümüz vardır ya... Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tükendiğini görmek için; ÖSYM bașkanı mı ne, Ali Demir’in parmağının gözümüze girmesi mi gerekiyor? Herșey meydanda oysa.
Sözgelimi Fetullah Gülen ‘rahatsız’; foyaları bir bir çıkıyor ortaya. Bilinçli mi bilinçsiz mi, onu zaman gösterecek. Komplo kuramlarının da bir ‘parmağı’, yani ‘mantığı’ vardır, değil mi ama? O arada, Ali Demir, profesör mü ne, Abdullah Gül’ü ‘ikna’ etmiș diyorlar. Nimet Çubukçu’yu da ‘tatmin’ etmiș mi etmemiș mi; etmiș. Mehmet Ali Șahin’i? Etmiș. Alaca Karanlık Partisi yöneticilerini? ‘Tatmin’ olmasalar da; tatmin olmuș gibi yaptılar onlar da. Tatminvari oldular demek ki..
Ali Demir, profesör mü ne, meri üniversite profesörlerini yani cari üniversite hocalarını, imamlarını da denilebilir, tatmin etti mi etmedi mi? Edilmiș gibi olmușlardır kesinlikle. Rahatsızlık duyanını duyanınız oldu mu? Onları da rahatlatmıș olmalıdır. YÖK bașkanı için çok rahat olmasa da; olan bir kez olmuștur. Olmuș șeyin olmamıș olduğunu ileri sürmek, eski deyimle ‘abesle iștigal’ olur.
Sınavda bașarılı çıkacak öğrenciler ile velileri ise mutluluktan uçuyor olmalıdırlar. ‘Müslüman bozuntusu’ imamın neferleri, ÖSYM imamı tarafından ‘tatmin’ de ne ki, mutluluktan uçurulmușlardır. Șifreleri çalarak sınavı kazandıkları için ve Tanrı’dan Ali Demir’e uzun ömürler dilemek üzere doğru camiye koșmușlardır belki de... Ellerini havaya doğru açtıklarında, ‘Tanrı’nın parmağı gözlerine girmemiș olsa da Fetullah’ın televizyonlardaki görüntüsü girmiș olabilir. Sanki gözleri de her zamanki gibi yașlı mı ne? İyi bakıldığında, insan gözüne benzer tarafı pek olmasa da...
ART program yapımcısının dediği gibi; “Ne ise o”. Ali Demir’in tatmin edemediği kesimler de olmuștur o arada. Kemal bey ve CHP’si ‘tatmin’ olamadıkları için rahatsız bile olmuș olmalıdırlar. Devlet bey ve MHP’si gibi... Devlet bey dedim de aklıma geldi; bir de Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardı, değil mi ama? “Atatürk ilkelerine bağlı... demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” mi ne? Șimdilik ama; yakında değișecek olan.
Size bir șey diyeyim mi, ha burada: yakından değișecek olan bu lakırdılardır. Söyleniș biçimidir. Özü değiștirilmiștir. Özü değișmemiș olsa ve bașında bir Cumhurbașkanı, yönetiminde bir bașbakan; bir Millî Eğitim Bakanı olsa; bir Millet Meclisi olsa ve onun bir bașkanı olsa; Atatürk ilkelerine bağlı muhalefet partileri olsa idi... Bu Ali Demir ÖYSM bașkanı olamazdı. Hiçbir Devlet kurumunda, bugünkü, meri, cari yöneticiler olmaz idi. Hiçbir Devlet kurumunda ‘kurum imamı’ olmaz; büyük imam bu denli hoyrat olmaz idi. Ve Ali Demir iki milyon gencin geleceği ile oynayamaz; yetmiș iki milyon insanın onurunu ‘iğfal’ etmeye yeltenemez idi. O’nun imamı da ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletini’ her gün böyle iğfal edemez idi.
‘Hadım yasası’ o nedenle mi ertelendi yoksa? İyice görebilmek için... İmam’ın parmağı her gün bir kurumdan çıkıyor da...
Habip Hamza Erdem