Meclis'te Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen oturumu izlmeye gelen kadın temsilciler şapkalı gelince ortalık karıştı...

TBMM Genel Kurulu'nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen özel oturumu izlemeye gelen kadın örgütlerinin temsilcileri izleyici locasına girmek isterken "şapkalarını çıkarmaları" konusunda uyarıldılar. TBMM görevlileri, Genel Kurul çalışmasını locadan izleyenler arasında yer alan türbanlı kadınlara işaret eden kadınlara "O kıyafetin bir parçası, aksesuvar" yanıtını verdiler. Uygulamayı protesto eden örgüt temsilcileri "Atatürk'ün Türkiyesi'nde Meclis'te ayrımcılık yapılıyor" diye tepki gösterdiler.

CHP Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu Başkanı Gülsün Bilgehan'ın organizasyonu ile Marmara Grubu, İnsan Hakları Platformu ve kadın derneklerinin temsilcilerinden oluşan bir grup kadın dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Genel Kurul'daki özel oturumu izlemeye geldi.

Yaklaşık 50 kişiden oluşan grubun üyeleri locaya girerken, güvenlik görevlileri tarafından mantoları ve çantalarını bırakmaları konusunda uyarıldılar. Bu sırada şapkalı ziyaretçilerden de şapkalarının çıkarılması istendi. Bunun üzerine kadınlar izleyici locasında oturan türbanlı kadınları göstererek "Şapkayı çıkarttırıyorsunuz ama içeride türbanlılar oturuyor. Onlar nasıl giriyor, nasıl izin veriyorsunuz" diye itiraz ettiler.

Türban kıyafetin parçası'
Güvenlik görevlilerinden "O kıyafetin bir parçası, aksesuar. Ortalığı karıştırmayın" yanıtı aldıklarını belirten kadınlar, bu uygulamayı protesto ederek locanın girişinin bulunduğu kattan basın koridorunun da bulunduğu kata indiler. Burada gazetecilerle görüşmek isteyen kadınlar basın koridorunda da görevliler tarafından "İçtüzüğe göre burada açıklama yapamazsınız" diye uyarıldılar.

'Keşke gelmeseydim'
Bu sırada şapkasıyla locaya alınmayanlardan emekli büyükelçi eşi Suna German "Başörtüsü, kıyafetin bir parçası oluyor, onları içeri alıyorlar. Ama biz taktığımız şapkalarla içeri giremiyoruz. Atatürk'ün Türkiye'sinde Meclis'te türban serbest, şapka yasak oluyor. Atatürk'ün ülkesinde, Meclis'te böyle şeyler duyup incineceğime keşke hiç gelmeseydim" dedi.

'Bacak' uyarısı
German, locada kendilerine, "Bacak bacak üstüne atarak oturmayın" gibi uyarılar da yapıldığını belirterek, "Ey Nimet Çubukçu, oradan çık, bizim hakkımızı savun. Nasıl şapkayla giremezmişiz biz? Başörtüsü kıyafetin bütünü oluyor, ama şapka yasak. Ne demek bu?" diye konuştu.

German, adını soranlara, "Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nde şapkalı olan bir vatandaş olarak konuşuyorum. Bu yapılan fevkalade ayıp" yanıtını verdi.

'Dehşete düştük'
Görevliler tarafından basın kapısından TBMM bahçesine çıkarılan grup CHP ile temas kurdu. CHP İstanbul Milletvekili, Kadın Kolları Başkanı Güldal Okuducu grubun yanına gelerek basın açıklaması yapmalarını sağladı. Basın kapısının girişinde açıklama yapan temsilcilerden Meltem Arıkan, "Karşılaştığımız uygulama hepimizi dehşete düşürdü. Bu ülkede Atatürk'ün devrim kanunları var, şapka kanunu var, şapkalı kadınlar Meclis'te böyle bir duruma nasıl düşürülüyor anlamak mümkün değil" dedi.

Bütün bunların hesabı verilecek...DİNCİ'ler iyice saçmalamaya başladılar...Eeee,eceli gelen........

Meclisi stadyuma cevirenleri görüyoruz bu ülkeyi bu denli gerenler bunun hesabini verecek! pabucumun DINCI'leri

eğer şapka yasaksa yasaktır bunun tartışmasını yapmaya gerek yok aksesuar yasak ama türban aksesuar değildir normal kıyafetin parçasıdır türban dünyaya cumhuriyetle beraber gelmedi 1400 yıl önce hatta hristiyanlık dinindede vardı ilk zamanlar

Şapka yasak değildir,şapka giymek kanuni bir zorunluluktur,şapka kanunu diye halâ yürürlükte olan bir kanun var...

HunTürK yazdı:türban dünyaya cumhuriyetle beraber gelmedi 1400 yıl önce hatta hristiyanlık dinindede vardı ilk zamanlar

basörtüsünün kökenine inersek hristiyanliktan cok daha eski kardesim

Türban icin ""O kıyafetin bir parçası, aksesuvar" diyenler: Sapka nedir?

Türk-Kan yazdı:basörtüsünün kökenine inersek hristiyanliktan cok daha eski kardesim

:

Unutmuştum...

Herşeyimiz çelişki. Gerçekten kanunlarımızın bir revizyondan geçmesi gerekiyor. Zamanında belli şartlardan dolayı yapılmış bir kanun günümüzde o şart kalktığı halde hâlâ yürürlükte olabiliyor. Kendimiz olmayı becerebilmeliyiz. Yoksa küreselleşme sürecinde etkin değil edilgen olarak kalmaya, kişiliksizliğe ve sonuçta tamamıyla eriyip yok olmaya mahkum oluruz. Bütün siyasi görüşleri, ideolojileri bir tarafa bırakıp olaylara Türk ve Müslüman olarak baktığımızda başörtüsü, Müslüman kadının kıyafetinin bir parçasıdır. Şapka ise Batı toplumlarında kıyafeti tamamlayan bir aksesuardır. Biri dinin gereğidir diğeri toplum yaşantısının, geleneğin, estetik görüşün yansımasıdır. Şapka Kanunu ile Atatürk'ün yapmak istediği şey, irtica ile aynı anlama gelen Osmanlı usulü başlıklardan kurtulmak, yapılacak diğer devrimlerin halk arasında kabul görüp görmeyeceğini anlamak (ilk devrimlerdendir şapka devrimi) ve şapkanın kafanın dışını değil içini değiştirmeye yönelik bir aksesuar olarak algılanmasını sağlamaktı. Yeni bir rejim kurulurken eskiyi kötülemeden bu sistemi yerleştirmek çok zor olurdu. Bütün yeni rejimler kurulurken böyle yapılmıştır. Bunun sakıncaları da aradan zaman geçtikten sonra ortaya çıkmıştır. O zamanın şartları böyle bir şey yapılmasını gerektirmiş olabilir ama günümüzde bir gereği kalmamıştır. Olaylar kendi zaman ve şartları içinde değerlendirilirler.

srknkryzgn, bazilarinin pabucu, bazilarinin midesi