Anıtkabir’de türbana karşı düzenlenen protesto eylemi dünyada yankılandı.

Türkiye’de türban yasağının üniversitelerde kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliklerine karşın Cumartesi günü Anıtkabir’de düzenlenen protesto eylemi dünyada yankılandı.

Fransız Le Monde gazetesi, “Türkiye’de İslami örtüye karşı önemli seferberlik" ifadesini kullandı.

On binlerce göstericinin, “Türkiye laiktir, laik kalacak", “Hükümet istifa" ve “Hepimiz Atatürk’ün askeriyiz" gibi sloganları atarak hükümetin türban yasağını kaldırma projesini protesto ettiklerini kaydeden gazete, "İslami hareket"ten gelen hükümetin önerdiği anayasa değişikliğine protesto eylemine 100 bin kadar kişinin katıldığını yazdı.

İktidardaki AKP’nin, söz konusu yasağın vicdan özgürlüğü ve eğitim hakkına aykırı olduğunu söylediğini kaydeden gazete, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın ise projeyi AB süreci için gerekli bir reform olarak sunduğunu belirtti.

Ancak projenin, ordu, yargı ve üniversitelerin yönetimlerinde yoğunlaşan, laiklik ilkesinin “katı bir biçimde uygulanmasından yana çevrelerde tepki yarattığına dikkat çekilen haberde rektörlerin “önerilen değişikliklerin cumhuriyetin laiklik ilkesinin ortadan kaldırılmasını hızlandıracağı tahmininde bulunduklarını, üniversitelerdeki kaos ve çatışma riskine karşı uyardıkları kaydedildi.

Gazete, yüz binlerce kişinin de, geçen ilk baharda Türkiye’nin en büyük kentlerinde hükümete karşı ve laikliğin lehinde yapılan dev gösterilere katıldığını anımsattı.

Resmi rakamlarla 126.000 ziyaretci...

Mery, o gördügün "kin" siyasi simge "türbana" karsi, kesinlikle basörtüsüne degil. Cünkü artik "türbanla örtülen pislikler" o kadar cok kokmaya basladi ki, insanlarin midesi bulaniyor.

Her Türk vatandasi istedigi gibi giyinebilir. Ama her kurumun da kendine göre kurallari vardir. Eger kamuda calismak istiyorsaniz kurallari vardir, okullarda kurallari vardir, askerde kurallari vardir.

Bana lütfen ilkögretimini, liseyi türbansiz okumus bir kizimizin üniversiteyi türbanli okuyup, sonra yeniden türbansiz calismasindaki mantigi anlatabilir misin? Bu gün ilahiyatcilar bile basörtüsünün dini acidan gerekliligini tartisirken, akape'nin siyasi simgesi türbani gündemin ortasina oturtmanin (daha gecen sene "bu sadece %1,5'un problemi" diyorlardi) ne gibi bir anlami olabilir?

Mery, Islam'i istemeyenler derken..? Örnek gösterir misin

Türbani isteyenler, hak ve özgürlüklerden bahsediyor, dini inanci geregi kavrami kullanilmiyor, yeni kavram "kendi inanci" geregi. Son kullanan Nazli Ilicak. Islami gerekliliginin ne kadar tartismali oldugunu kendisi cok iyi bildigi icin, "bizde ruhban sinifi yoktur, herkes Kuran'i kendine göre yorumlama hakkina sahiptir." dedi Nazo.

Bu günlerde bayagi tekrarlaniyor bu konu ama: Basörtüsü, Islam'dan cok cok öncelere giden bir "gelenektir". Yahudilerde ve hiristiyanlarda da kullanilir. Islam öncesi de genelde ciplak, gögüsleri ortada arap kadinlari tarafindan da kullanilir, yalniz enselerine baglar veya arkalarina birakirlardi. Nur suresindeki ayetle söylenen "örtülerini/basörtülerini gögüslerine vursunlar/yakalarina biraksinlar" emri ile kapatilmasi istenen yer sac degil gögüslerdir.

"Ey âdemoğulları! Sakın şeytan ilk anne babanız Havva ile Âdem`e yaptığı gibi (haram şeyleri süsleyerek) sizi de fitneye düşürmesin. Şeytan onların ayıp yerlerini göstermek için elbiselerini çıkartıp cennetten çıkmalarına sebep oldu."Ar16;Arâf,7/27."Ey âdemoğulları! Sizin için çirkin yerlerinizi örtecek ve giyip süsleneceğiniz elbiseler yarattık. (Onlarla örtünün. Şunu da unutmayın ki) takvâ elbisesi daha hayırlıdır." Ar16;râf 7/26.

Ayrica Imam Maliki basörtüsünden "Hicaz Örfü" diye bahseder.

Bu kadar önemli bir cinsel obje olsa idi, acik ve net olan dinimizde "sac" üzerine bir cok ayet bulunurdu, eminim. Ha ama bak, saptirilmis Tevrat'ta sac üzerine bir cok hüküm vardir, yahudilerde sac cok önemlidir.

Demem o ki, isteyen istedigini taksin veya takmasin. Ama dini acidan bile tartismali bir mevzuda ülkenin onca sorunu varken, ekonomi, kayit disi, terör, egitim gibi sorunlarimiz cözüm beklerken, bir kac kizimizin 4 senelik "özgürlügü" icin mi bu kadar geriliyoruz? Bitir egitimini, sonra kamuya girer devam mi edersin, yoksa özel sektörde türbanli mi calisirsin, yoksa evlenir ev hanimimi olursun, carsaf mi giyersin, ciplak mi gezersin kimseyi ilgilendirmez.

Bak, sana cok sIk kullanilan islami bir siteden bir soru ve cevabi:

Evimizin küçük olması sebebiyle kadın erkek birarada oturuyoruz; bu doğru mudur?

Evde kadınların mahremi olmayan erkekler yoksa, bunun herhangi bir sakıncası yoktur. Kocanın erkek kardeşi (kayın); dayısı, amcası dayı ve amca çocukları, ya da daha uzak akrabalar gibi namahremler varsa, kadın tam tesettürüne, oturuşuna kalkışına, gülüşüne, konuşmasına, onların yanında kokulanmamaya ve süslenmemeye, onlarla tek tekine bir odada kalmamaya dikkat etmek şartıyla bir arada bulunabilirler, beraber yemek yiyebilirler. Ancak bu durumda kadının ayrıca başını omuzlarıyla beraber örten bir üstlüğü, ya da büyük bir başörtüsü bulunmalı ve elbisesinin süsünü de onunla örtmeli ve ayrıca göğüs ve kalça gibi vücut hatlarını belirten dar elbiseler giymemelidir.

Örnegin bu ailenin kizi türbanli, erkeklerle birarada okuyacak öyle mi?

Erkek hegomanyasi nedense hep Nur suresi 31. ayeti öne sürerken, bir önceki ayeti (30. Mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.) unutur, kadini yukarida belirtildigi gibi nerede ise cuvala sokmaya calisir.