Avustralya Açık Tenis Turnuvası, 105 senelik tarihinde böyle zulüm görmedi
2. turda Türkiye’yi temsil eden Marsel İlhan’ı destekleyen 100’ü aşkın fanatik Türk, kendilerini statta sanıp tenis kortunu birbirine kattı
Polis, şarkılar söyleyip Şili tribününe meşale atan 35 fanatiği korttan çıkardı.
Maçı naklen veren Eurosport, görsel zevki korumak için yayını yarıda kesti
ŞİDDETE yatkın seyirci kültürümüzü, tarihte ilk kez ikinci turunda yer aldığımız Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nda da bütün dünyaya sergiledik.. Sırp, Hırvat veya Güney Kıbrıslı göçmenlerin çıkardığı olaylar dışında en ufak bir taşkınlığın yaşanmadığı, tenisin en prestijli 4 turnuvasından biri olan Avustralya Açık’a dün Türkler damga vurdu..
BÜYÜK bir başarıya imza atarak bu Grand Slam’de ilk kez ikinci tura yükselen tenisçimiz Marsel İlhan’ın, dünya 11.’si Şilili Fernando Gonzalez ile yaptığı maça 100’ü aşkın Türk izleyici geldi.. Ve Melbourne’ün 3 numaralı kortundaki mücadele, ’sessizliğin’ bir kültür haline geldiği bir tenis maçından çıkıp futboldan sahneleri barındırmaya başladı..
ÖRNEĞİN tenis geleneğinde rakibin hatalı vuruşları seyirciler tarafından alkışlanmaz.. Oysa bizim fanatikler Gonzalez’in her hatalı hareketinde gol sevinci yaşadılar.. Set puanları arasında Marsel’i coşkulu bir biçimde destekledikleri için hakem tarafından sessiz olmaları konusunda 10’u aşkın defa uyarıldılar.. Ancak bu coşkuya rağmen Marsel ilk seti kaybetti..
‘LAY LAY LAY’ YETMEDİ!
İKİNCİ sette fanatikler iyice zıvanadan çıktı.. Kendilerini futbol maçında sanarak meşale yaktılar, bununla da yetinmeyip Şilililer’in bulunduğu tribünlere fırlattılar.. Şilili tenisseverler duman içinde kalırken, olaya müdahale eden Melbourne polisi Türk tenisseverlerin 35 tanesini kort dışına çıkardı.. Yayıncı kuruluş Eurosport maçın ilk bölümünü canlı verirken, olaylar başladığı andan itibaren tenisin görsel zevkini korumak adına yayını yarıda kesip başka bir maçı yayınlamayı tercih etti. Sonuçta Türkiye’yi dünyaya tanıtma fırsatını bulduğumuz bir organizasyonda sportif açıdan Marsel sayesinde iyi bir sınav verdik.. Ama seyirci açısından sınıfta kaldık..
‘Gerçekten garip’
İŞTE Marsel’in maçını Eurosport ‘ta anlatan David Mercer’dan inciler:
* “HAYATIMDA çok tenis maçı anlattım ama bu izlediğim gerçekten garip bir şey.”
* “HER puanda bağırıyorlar. Marsel sanki final maçında maç puanı kullanıyor.”
* “BÜTÜN maç böyle devam edemezler, eğer maç 5 sete giderse ses telleri ne olacak?”
* “EĞER ekranınızı yeni açıyorsanız, TV’nizde bir arıza yok, bu ses gerçekten bu kadar yüksek.”
UZMAN GÖRÜŞÜ: MERT AYDIN
Avustralya bizim için dünyanın öbür ucunda. Bu ülkede Avrupa’nın doğusundan göç etmiş 100 binlerce ‘gurbetçi’ var. Bu güne kadar bu ülkede yaşayan Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar, Çekler, Slovaklar, Yunanlılar ve Kıbrıslı Rumlar Avustralya Açık’ı ve tenisseverlerini kimi zaman taciz ettiler. Avustralya’da Türkler de yaşıyor. Onların diğer Doğu Avrupalılar’dan aşağı kalır yanları olmadığını kanıtlamak için bir Türk tenisçisine ihtiyaçları vardı. Marsel de bu imkânı verdi. Özellikle atılan meşale bize ülkemizdeki tribün şiddettini hatırlattı.
ANAFİKİR: Dünya tenisini takip edenler, artık Türk izleyicisiyle resmen tanışmış oldular. Kıbrıslı Rumlar’ın Baghdatis’i varsa bundan sonra bizim de Marsel’imiz var.
EREN BOZKURT / VATAN / 21 Ocak 2010