Televizyon dizileriyle, çarpıtma dolu roman veya araştırma kitaplarıyla, sosyal medya uydurmalarıyla kahraman tetikçiler yaratılıyor. Bu tetikçilerin kanun üstünde oldukları, devlete çalıştıkları, çok güçlü oldukları algısı yaratılıyor. Bu algı üstünden Türk gençlerinin dikkati bilgiden, kültürden, eğitimden tetikçiliğe kaymaya başlıyor. Bunu en çok milliyetçi gençlere yapmaya çalışıyorlar.
Şu unutulmamalıdır: Bilgi, güçtür. Bilgi ve akılla donatılmayan tüm güç gösterileri vahşiliktir. Akıllıca yapılmamış işler haklı davaları haksız çıkarır. Böyle durumlarda kişinin kendisi yükselebilir ama temsil etmeye kalktığı idealler zarar görür. Akıl ve bilgi devreden çıktığında kişi bir golem, bir mankurt hâlini alır. Böylece kendi ailesinin aleyhine bile kullanılır hâle gelir. Kendi ailesine zarar veren milletine de zarar verir.
Bir devlet, adaleti sağlamak için kanunlar koyar. Bir kişi kendini kanunların üstünde gördüğü zaman, “Suç işlersek ceza almayız” diyerek kanunlardan muaf olduğunu düşündüğü zaman, o kişinin bu yanlışı savunacağı tek gerekçe “vatana hizmet” ve “devlet adamlığı” olacaktır. Böyleleri için devlet ve vatan sadece maskedir.
İşte böylelerinden çok güzel tetikçi olur.
Güce tapandan tetikçi olur. Şehvet düşkününden tetikçi olur. Cahil, eziklenmiş, zayıf hissedenden tetikçi olur.
Türk gençliği bunu mu istiyor? Asla ama buna özendiriliyor. Böylesi özentiliklerden iyi bir şey çıkmaz.
Türk gencine yakışan okumak, araştırmak, kültürünü artırmaktır. Devlete, millete hizmetin en büyüğü budur. Asıl savaşımızın cehaletle olduğu unutulmamalıdır.
Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’te yazdığı şu sözlerini unutmayın:
“Bilgi bilin ey beyim,
Bilgi sana eş olur.
Bilgi bilen insana,
Bir gün devlet yar olur.
Bilgili insan beline,
Taş kuşansa kaş olur.
Bilgisizin yanına,
Altın konsa taş olur.”
Bu sözleri satır satır idrak etmeye çalışalım. Devlet ve millet vazifesi bir altındır, cahiller onu taşa çevirirler.
Siyasetname’de, bir yöneticinin sahip olması gereken özellikler arasında “akıl ve bilgi sahibi olmak” vardır. Nizamülmülk, Sasanî devletinin yıkılışını onların akıllı, bilgili insanları hizmetlerine almamalarına bağlar.
Düşmanlarımızın akıllı, bilgili insanları istemeyeceğinin bir başka uyarısı ise Köl Tigin Yazıtından gelmektedir: “Çin milleti iyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş.”
Bilge Kağan, “Nice bilgisiz kişiler oralara gidip aldanarak öldü” demektedir. Yine Bilge Kağan, “… bilgisiz kağanlar tahta oturmuş. Kötü kağanlar gelmiş. Bunların buyruk beyleri de bilgisizmiş. Beyleri doğrusuz olunca milleti de doğrusuz olmuş.”
Ve son olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü Türk gençliği hatırlamalıdır:
“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”
İlim ordusunda nefer olmak varken tetikçi olmaya özenmek, ordudan kaçmak demektir.
“Bütün Türkler bir ordu, katılmayan kaçaktır;
Töremizde yazılı harpte kaçan alçaktır.”
https://demiryolculuk.com/2022/05/10/tu ... ci-yapmak/