TÜRK DEVRİMİ, “TÜRK’E GÖRE, TÜRK İÇİN, TÜRK’TEN YANA”DIR.

Her devrim, kendi ulusunun adı ile anılır. 1789'da Fransız Devrimi, 1959 Küba Devrimi. Vietnam Devrimi...

Her devrimin niteliği o ulusa özgü, o ulusun tarihsel, milli, kültürel özelliklerine göre şekillenir ve o ulusun yaşadığı sosyal, kültürel, ekonomik temelleri ile nitelik kazanır.

1919 - 1938 yılları arasında gerçekleşen devrimi, Türk milleti gerçekleştirmiştir. Bu yüzden bu devrimin adı, Türk Devrimidir. Yani "Türk'e göre, Türk için, Türk'ten yana." şekillenmiştir.

Bu yüzden Türk'ün gerçekleştirdiği devrimi, başka ülkelerin devrimlerine yedeklemeye kalkmak, aymazlık değilse ihanettir. Aynı durum, başka ülkelerin devrim modelini, Türk ulusuna dayatanlar için de geçerlidir.

Ülkemizde, ideolojik gıdasını "dışarıdan" alan kimi odaklar, farklı ülkelerin devrimlerinden söz ederken altını çize çize "RUS Devrimi", "ÇİN Devrimi" lafzını kullanmayı pek severler. Bu ülkelerin önderlerini, devlet başkanlarını kendi lideri olarak görenler dahi vardır.

Ancak iş kendi topraklarımızda gerçekleşen, üstelik emperyalizme karşı ilk başarılı ulusal kurtuluş savaşına gelince dudaklarını bükerek, kimi dil ucuyla konuya değinirler. Hatta zor koşullarda verilen Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı'mız için "burjuva", "küçük burjuva devrim" diyen aklı evveller de bulunmaktadır.

Bence bu odakların, Türk Devrimini karşısına alan, Batı merkezli/gerici odaklardan hiç bir farkı bulunmamaktadır. Bir kısmı emperyalizme karşı olduğunu iddia eden bu odaklar, "yabancı sermayeye karşı" olduklarını öne sürerler ama yabancı ülkelerin devrim modellerini, ülkemize ithal etmeye kalkarlar.


Türk Devrimi'nin temel nitelikleri vardır.


- Türk Devrimi, Türk milletinin yeniden egemen ulus olarak teşkilatlanması için, Türk milliyetçiliği ilkesi ile kurulan Cumhuriyet çatısı altında vücut bulmuştur.


- Türk Devrimi'nin temel niteliği Batılı işgal kuvvetlerinin ortadan kaldırmak istediği Türk ulusunu korumaya ve yükseltmeye yönelik bir devrimdir. "Türk ulusunun çıkarlarını, bütün bireysel ve siyasi çıkarlardan üstün tutan, Türk'ün istiklal ve hürriyetini merkeze alan" bir anlayışı vardır. Yani Türk Devrimi Türkçüdür.


- İçeride gerici / bölücü kuvvetleri etkisizleştiren bir ulus devlet anlayışı vardır.


- Toplumun sınıflara ayrışmasına ve sınıfsal kutuplaşmaya karşı Halkçılık ilkesini savunur.


- Liberalizme karşıdır. Kapitalizmin Türk toplumuna nüfuz etmesini önlemek için devletçilik ilkesini ekonomide temel alır.


- Laiklik anlayışı, din karşıtlığı üzerine şekillenmez. Dinin iktidar biçimi olmasına karşı olduğu gibi, dinin siyasi iktidarlar tarafından kullanılmasına karşıdır.


- Atatürk'ün de belirttiği gibi "İstiklali Tam Türkiye" hedefini ülkü edinmiştir. Yani "Tam Bağımsızlıkçı"dır. Manda ve himayeyi kabul etmez.

- Kapitalizme karşı olduğu gibi, millet / ulus kavramını inkar eden enternasyonalizm merkezli sosyalizme de karşıdır.


- Batılı / yabancı devletlerin bizim de yaşadığımız topraklara müdahale etmesine karşı, bölgesel işbirliği ve dayanışmadan yanadır.


Örnek: Balkan Antantı ve Sadabat Paktı.


- Eğitimde, savunmada ve ekonomide milli olmaktan yanadır.

- Önderi Gazi Kemal Atatürk'tür.

- Türk Devrimi, Batı’ya değil Türk tarihine dayanır.

- Türk Devrimi, bilimden yanadır. Hayatı bilim ve fen ile anlar.

- Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucu kurduğu Cumhuriyet, milli egemenliğe dayanır. Milletin egemenliğini kısmen de olsa devretmeye kalkanlar oldu mu, bu iktidar mevkinde olanlar dahi olsa, milli bağımsızlık ve milli egemenlik için savaşmayı, meşru hak olarak sayar. Bu meşru hakkın temeli, Müdafaa-i Hukuk Teşkilatlarıdır.

Sonuç olarak başka liderlere de, başka ülkelerin devrim programına da ihtiyacımız yok. Önümüzde denenmiş, sınanmış, başarıya ulaşmış bir Müdafaa-i Hukuk Doktrini varken, kurtuluş çaresini "dışarıda" arayanların acırım haline.

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226
Mithat Akar - Gaziantep