Yıllar önce Türk gençliğine uzun bir çağrı metni yazmıştım. Kimileri bu millî dilden rahatsızlık beyan ediyor. Bu sebeple günün anlam ve önemine uygun düştü, kısaltarak ve güncelleyerek yayınlıyorum:
Türk Milleti'nin en önemli hayat pınarı, umudu, güvencesi sevgili Türk gençleri!
Türkiye Cumhuriyeti, sadece Türkiye'de yaşayan 80 milyon Türk'ün değil, bütün Türk Dünyası'nın, bütün İslam Dünyası'nın ve Güney Amerika'nın, Afrika'nın ezilen milletlerinin ve Anadolu coğrafyasından kopacak fırtınayı bekleyen Avrasya'nın bütün mazlum milletlerinin en büyük dayanağıdır.
Çünkü biz, 23 Nisan'da, 30 Ağustos'ta ve 29 Ekim'de, sadece Türk'ün makûs talihini yenmekle kalmamış, mazlum milletlere reva görülen boyunduruğu da parçalayıp atmıştık!
Çünkü biz o günlerde üzerinde güneş batmadığı söylenen İngiliz emperyalizmini çökertmiştik.
Bugün, Büyük Ortadoğu Projesi ile bütün Türk İslam Dünyası'na kan ve gözyaşı vaat eden koalisyon emperyalizmini de çökerteceğiz.
* * *
Sevgili Türk gençleri!
Mustafa Kemal Paşa, Konya Türk Ocağı'nda gençlere anlatmıştı; "Ne zaman ki Muaviye ile Hz. Ali karşı karşıya geldiler. Sıffin savaşında Muaviye'nin askerleri, Kur'ân-ı Kerim'i mızraklarına diktiler ve Hz. Ali'nin ordusunda, bu suretle tereddüt ve zaaf meydana getirdiler; işte o zamandan itibaren hak olan Kur'ân, haksızlığı kabule vasıta kılındı."
Bugün de "Haçlı uşakları", İslam'ın temsilcisiymiş gibi görünerek, Türk Milleti'nin bağımsızlığına karşı mızraklarının ucuna yine Kur'an sayfalarını takmışlardır!
Biz, Afganistan ve Irak'ta, Libya'da, Suriye'de Müslümanları birbirine boğazlatan Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlarına karşı çıkıyoruz.
Biz, köleleşmeye, emperyalizme karşı çıkıyoruz!
* * *
15 Temmuz'da ve 16 Nisan'da dünya gördü ki Anadolu direnecek, Trakya direnecek! Türk Dünyası direnecek, İslam Dünyası direnecek, emperyalizme boyun eğmeyecek!
Yine geldikleri gibi gidecekler!
Türk gençliği bağrından yüz binlerce Mustafa Kemal çıkaracak genetik yapıya sahiptir!
Yeter ki, Türk milleti yanılıp da birliğini bozmasın!
Ve muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asıl kanda bulan Türk gençliği olarak dünyaya, Atatürk'ün sözleriyle yeniden ilân edelim ve herkesi son defa uyaralım:
"Şüphe yok ki, Türk milleti, birçok fedakârlık, birçok kan pahasına, en nihayet elde ettiği hayat dayanağına kimseyi tecavüz ettirmeyecektir. Bugünkü hükümetin, meclisin, kanunların, (hileli referandumla değiştirilse de) Anayasa'nın mahiyeti ve hikmeti hep bundan ibarettir."
Ve Bilge Kağan yüzyıllar ötesinden diyor ki, "Türk Milleti'nin beyleri, sözlerimi işitin! Birliğini korursan yurduna sahip olacağını, yanılırsan öleceğini buraya yazdım.
Türk Beğleri, millet, işitin!
Üstte gök basmasa, altta yağız yer delinmese, Türk Milleti, senin ilini (devletini) ve töreni (hukukunu) kim bozabilir? Ey Türk Milleti! İbret al ve kendine dön!"
* * *
Bugün Türkiye'nin bağımsızlığına kastedilmektedir. Türk aydınları, 20. yüzyılın başında, aynı tehditle karşı karşıya iken çağın üstün fikrini yakalayıp, Türk Milleti'ni çağın gerisinde bırakmadılar. Bir millî devlet kurdular. Bugünkü Türk aydınları da büyük düşünüp, büyük icraatlar yapmak zorundadır.
Türkiye'de, bir an önce, her türlü ayırımcılığı ortadan kaldırmak ve millî birlik havasını oluşturmak, herkesten önce Türk aydınlarının, Türk gençlerinin görevidir.
Millî, dini veya insani bütün ülküler, böyle günler içindir. Kendisinde böyle bir vazife olduğunu görmeyenler, zilletin sonucuna katlanır. Zilletin sonu, şerefini kaybetmektir...
Gün, Türk tarihinden ilham alarak, 21. yüzyıla da, 3. bin yıla da damgasını vuracak ölçüde büyük düşünüp, büyük stratejiler uygulama günüdür.
Ne mutlu Türk'üm diyene...
Arslan BULUT, 20 Nisan 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
News
Site map
SitemapIndex
RSS Feed