Türk Kadını Nereden Nereye

Türk Kadını Nereden Nereye

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzt Mar 14, 2016 15:26

Türk Kadını Nereden Nereye


“Bebem anasız büyür de, vatansız büyümez!” demiştir Nene Hatun,
Rusların, Ermenilerle birlikteliğinde, 1877 Erzurum işgalinde.
Yaralı ağabeyi kollarında ölürken, etmiştir bu vatan yeminini,
Cepheye savaşmaya gitmiştir sonra, emzirip evde bırakarak üç aylık bebeğini...
*
Kadınlarımız öncüsüydü vatan savunmasının, Kurtuluş Savaşı’nda, sonrasında, daha öncesinde...
Kara Fatmalar, Makbuleler, adsız nice yiğit kadın, kız – kızan, önce vatanım diyen.
Kılavuz Hatice, Tayyar Rahime, Nezahat Onbaşı, Halime Çavuş, Emir Ayşe, Şerife Bacı...
Böyle üç beş kişinin adı bellidir; yaşarken, kendileri için hiç bir şey istememişlerdir...
Kara Fatma’nın, bağlanan aylığını geri verdiğini, yok yoksul olduğunu; Biliyoruz onların vatanı karşılıksız sevdiğini...
Islanmasın diye cepheye götürdükleri mermiler, bebelerini çıplak koyup örtüsüyle örttüler...
Böyle nice öyküler; vatan savunmasında kadın erkek yanyana dövüştüler...
*
Aradan ne kadar uzun yıllar geçmiş, Cumhuriyetin doksan yılı aşmış yaşı,
Devrimlerimiz bunca yıl, ışıklandırmış Türk vatanını...
Yeni Türk yazısıdır bana sorarsanız, Atatürk’ün ulusa en büyük armağanı.
Çok az kişi okuma yazma bilirken, Türk dil devriminden öncesi,
Okuma yazma seferberliğiyle öğrendi Türk ulusu, a’yı, be’yi, ce’yi...
*
Kadını erkeği okudu yazdı - öğrendi - yetişti, Avrupalı’yı çoktan geçti.
Kaç kuşak yetişti, kaç kuşak göçtü gitti de bu dünyadan;
Bir durulmadı ortalık, karşı devrimcilerin gelmedi hiç işine, kul iken birey olması erkeğin, kadının...
Yüce Atatürk’ün Türk Ulusu’na gösterdiği yol; aklın, bilimin yolu, araştırma, okuma...
O günlere bakın, bir de günümüzdeki erkeğe, kadına... Hele kadına...
Son on dört yıldır kadınların sokulduğu çirkin kalıba, çağdışılığa, acınacak bakışa...
*
Hatice’yi çıkarmışlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sahneye,
Danışıklı dövüş, gülünç mü gülünç bir oyuna.
Sözde, Hatice bir taşeron işçiymiş, yani kiralık işçi
Zonguldak’ta devlet Hastanesi’nde imiş işi.
İki yıl önce miymiş neymiş, başbakanken partisinin başkanı, şimdinin saraylısı,
Hastalanmış mıymış - yalakalığın sınırı var diye kim demiş-
O zaman başbakanlığa bir mektup yazmış imiş.
Duasını, “Rabbim, ömrümden al ona ver”i, göndermişmiş...
Geri kalana, katılmayana, leş kargaları diye seslenmiş, yermişmiş...
Şimdi soracaksınız, “E... öyleyse ne olmuş, aynı mektup süslenmiş püslenmiş yeniden gelin mi olmuş?”
Öyle olmuş. Bu “cemaat kadını duasını”, şeyhe şıha seslenir gibi yazılısını,
Toplumun bir kesimine leş kargaları deyişini, baştan ayağa tarikat diliyle övgüsünü,
Bilmezden gelerek, sahnelemişler milyonların önünde, daha yenice:
Kameralar çekimde, kadın coşmuş, işini biliyor, yüzde, seste aynı ifade;
Eller kollar, göğse vurmalar, sanki ilkokulda bir piyeste...
*
Daha ilk tümcesinde susturulacak yerde, “Susturun böyle şeyler söyletmeyin!
Allah’ın işine karışılmaz, kişiye böyle dua edilmez, hem de burası yeri mi?
Ayıptır, ortalık yerde, yüze karşı bu biçim yalakalık edilir mi?
Yazdınsa yazdın, iki yıl önce böyle iki satır, düğün değil seyran değil, aynı şey neden yeniden ısıtılır?”
Denmemiş; tam tersine, kurulmuşlar karşısına, koca salon dolu, tıklım tıklım orası...
“Bebem anasız büyür de vatansız büyümez” demişti ya Nene Hatun,
Hatice de, “anasız büyür” demiş, bir farkla yalnız, can adamamış onlar gibi vatana,
Ömrünü, bir siyasetçiye adamış, bağışlamış...
Bu yavrularıma herkes annelik yapabilir ama... demiş,
Üstelik sözün tam burasında ağlanmış, gazeteler, “ağlatan satırlar” diye yazmış.
*
Nereden nereye diyoruz şimdi, “Bebem anasız büyür de, vatansız büyüyemez!” diyen Nene Hatun’dan,
Sıra, gösteriyle, herkesin toplandığı bir yerde, milyonların önünde,
Tanrı’ya ricacı olmaya, lütfen benim ömrümden al ona ver, demeye,
Ömür bağışlamaya gelmiş...
Duası alkış almış salondan, camide, dinsel törende gibi, üstelik bir ağızdan amin denmiş...
Toplu dua edilmiş, Emekçi Kadınlar Günü’nde, sanmayın bir şehide, ne de eskinin kadın yiğitlerine...
*
Bu ikisi karşıdır Cumhuriyet’e, biri gericiler, diğeri eli kanlı, yayılmacı maşası bölücüler...
Yıkma, ülkeyi bölme görevleri, çağdaş, ulus devleti bu yüzden istemezler.
Hiç sevmezler düşünenleri; korktukları, kral çıplak denmesi, olanın bitenin görülmesi...
Hatice, ulus devleti sayesinde böyle Türkçe konuşuyor, üstelik çıkıp ortalığa bir de söylev veriyor.
Beğenmedikleri, yıkmayı düşündükleri, mülkünü sata sata bitiremedikleri,
Suriyeli Araplarla yapısını bozacakları, yeni bir azınlık yaratacakları,
Laik Cumhuriyet’in eseri, geldikleri bu konum, bu en yüksek yer...
Atatürk’ün kurduğu devlet sayesindedir, Arap’tan, İranlı kadından ayrılığı,
Erkekle eşit oluşu kadının; mesleği, işi, ayakları üstünde durması...
Çalışıyorsa, birey sayılıyorsa Haticeler, hep bu yüzden...
Bu Türkçesi, bu dik başı, bu egemen devleti...
Yıkmayı düşledikleri, temelini oydukları “ Atatürk Cumhuriyeti’nin” eseri!
*
Bölücülük, dincilik eritiyor tüm bu değerleri, yayılmacı elinde oynayanın ipleri.
Her iki anlayış da şu an iktidar, “Cumhuriyet” ellerinde, can çekişiyor bakın...
Aydınlanmayla yetişen, Cumhuriyet’le okuyan yazan, birey olan kadın,
Eskiye dönüşte, geriye gitmede, ayrılığı desteklemede, kazandıklarını tek tek vermede...
Enkaz dedikleri “Cumhuriyet”te, artık medreseler isteniyor, tekke ve zaviyeler açılsın deniyor!
Irak’ta, Suriye’de Afganistan’da... geri kalmış islam ülkelerinde ne varsa, kim varsa,
Baş keseni, bombacısı, beyni yıkanmışı... hepsi çoktan yurdumuzda!
*
Çarşafladılar kadını, algısını, giyimini kuşamını;
Bilimin önüne geçti, çoktandır okullarda en başta din eğitimi.
En büyük kurum bütçesi, eğitimin, sağlığındır sanmayın, dinayetin!
İlk türbanlı, sıkmabaşlı kaymakam vekili, görevlendirilmiş, Eskişehir’de.
Soruldu, “Kadın, hayatın içersinde, erkeğin yardımcısıdır.” dedi,
Kadını, ne acıdır, dincinin okumuşu bile, yardımcıdan ötede göremedi...
Ne kadar geriye götüren kurum varsa, yer altından çıktı günyüzüne...
Şaşırmayın, padişahın “harem”i övülüyor, toplantılarda, okul diye...

Başka söz kaldı mı geriye!

Feza Tiryaki, 13 Mart 2016
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 996
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x