Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, “Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir” diyerek başlıyor.
Kurtuluş Savaşında, koynunda bebeği ile cepheye cephane taşıyan, birinci vazifesinin ne olduğu bilincinde olan Türk Kadını bugün de “Cumhuriyet Kadınları” bayrağı altında savaşa devam ediyor.
Atatürk, “Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!” dediğinde biliyordu, Türk Kadını’nın koşullar ne olursa olsun göreve koşacağını. Ve bu yolda evini de, eşini de, çocuklarını da, gerektiğinde daha arkada bırakacağını.
Bugün, Atatürk’ün, “Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir” dediği yere gelmiş bulunuyoruz. Ordumuz, toprağımız, ekonomimiz, eğitimimiz, siyasetimiz, kültürümüz, hepsi işgal altında.
Ve hatta bundan öteye, düşman bizi “açlıkla terbiye etme” yoluna girmiş durumda. Sirklerde “hayvan terbiyecileri” istedikleri “numaraları” o zavallı hayvanlara yaptırabilmek için aç bırakırlar onları; hayvan ancak “o numarayı” yaptığında yiyeceğini alabilir.
Geleceği bu kadar derinlemesine gören Atatürk, sanki bugün aramızda yaşıyormuş gibi, “Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.” diyor.
Evet, düşmanla işbirliğinde olan iktidarlar bizi açlıkla terbiye etmek için çıkardıkları yasalarla tohumlarımızı elimizden alma yolundalar; yerel tohum üretim ve satımını yasakladılar; bir lokma ekmek için, bizi “elin gâvuru”na muhtaç duruma getirmeye çalışıyorlar.
Kurtuluş Savaşı’nın cephanesinin yerini bugün yerel tohumlar aldı. Şimdi düşmanın karşısında “Yerel Tohum Dernekleri”nde ölçülmez özveri ile çalışan Türk Kadını var. Tüm çiftçilerimizi Yerel Tohum kullanmaya yönlendirme, tüketiciyi bilinçlendirme savaşını veriyorlar. Tüketici olarak en büyük katkımız özellikle Yerel Tohum kullanan çiftçimizin tezgâhından alışveriş etmek olacaktır.
Analarımız, eşlerimiz, kızlarımız olan Türk Kadını’nın yanında olmalıyız bu savaşta.
Bu “İkinci Kurtuluş Savaşı”mızın cephesinde çarpışanlar arasında benim de iki kızım var; Ebru ve Cemile. Göğsümü kabartarak yürüyorum o yüzden.
________________________________________
Daha fazla bilgi
Yerel Tohum Derneği: https://www.facebook.com/groups/yereltohum.net/
Fethiye Yerel Tohumlar: https://www.facebook.com/groups/fethiyeyereltohumlar/