‘Türk Modeli’

‘Türk Modeli’

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzt Haz 11, 2012 0:00

‘TÜRK MODELİ’

Dünya Ekonomik Forumu mu ne İstanbul’da toplandı ya, dünyanın ileri gelen ‘ekonomist’leri, dünya ekonomisini yöneten ‘ekonomi bürokratları’, ‘ekonomi bakanları’ falan bir araya geldiler.

Büyük ekonomistlerimizden Dr Recep de açıș konușması yaptı.

Hani șu hocasının kendisine ‘ekonomi risktir’ diye öğüt verdiğini söyleyen ‘ekonomi doktoru’.

Hani benim ‘Recep’in Rızkı’ diye bir yazıyla kendisini yanıtladığım..

Bu forumdan ne çıktı biliyor musunuz?

Kapitalist bunalımlardan kurtulmanın yolu ‘Türkiye modeli’dir.

‘Türk Model’i, ‘Kemalist Model’, ‘İkinci kușak uluslașma modeli’ değil kușkusuz, ’24 Ocak modeli’.

Yani ’24 Ocak kararlarını’ en iyi uyguluyan ‘Alaca Karanlık Modeli’.

Çünkü bunlar; bu forumu düzenleyenler, katılanlar, katılanların sözlerine inananlar için ‘model’ denilince o reklam panolarındaki güzel kızlar ile yakıșıklı oğlanlar gelmektedir.

Benim saf yurttașımın da onlardan yana çıkacak gerekçeleri olabilir: oto yollar-moto yollar; yüksek yüksek binalar minalar falan.

Ve onlara göre ben hala ‘yüksek ayvanlar’da kalmıșın biri olabilirim.

Olsun!

Ben de onların ‘pür ideolojik yaratık’lar olduklarını söylerek avunmaktayım.

‘Pür ideolojik yaratık’ demek ‘insanlıktan çıkmıș olmak’la eșdeğerdedir de ondan.

Gerçekten ideolojinin temel yapısal özelliği, kararlı durağan ya da değișmez olmasıdır.

Oysa bilim değișkendir, değișimin ta kendisidir.

Bilimdeki bu değisiklikler de yeni ‘kuram’lar ortaya konularak olmaktadır.

Yeni kuram yoksa bilim de durağanlașmıș demektir.

Zaten ‘kuram’ kurmaktan gelir; hem somut iki tașı üst üste koymak gibi kurmak ve hem de ‘kurgulamak’ gibi ayrı ayrı düșünülmüș düșünceleri bütüncül (totaliter) bir biçimde ortaya koymak.

Buna ‘kuramsal model’ler kurmak da denilebilir.

Ve böylece ‘ișin püf noktası’na gelmiș oluruz.

Çünkü biz ve onlar diye ayırdığım, onların ‘pür ideolojik yaratıklar’ olduğunu ileri sürdüğüm kesimlere yönelttiğim en önemli eleștiri onların ‘ideolojik model’lerin dıșına çıkamıyor olmalarıdır.

Daha doğrusu onların ‘belli bir kuram’ın belirli zamana ve duruma uygulanmıș modeli’ni savunuyor olmalarıdır..

Bu tür ‘model’ler ise ‘ideoloji’ olarak nitelendirilmektedirler.

“Toplumsal bilimler alanında bir çok kuramın, görgül sınamalardaki bașarısızlıklarına karșın hiç değișmeden varlığını koruduğu görülmektedir. Bu ayraca göre böyle kuramlar kuram diye adlandırılıyorsa da gerçekte birer ideoloji özelliğindedirler.”

Sözgelimi içinden geçmekte olduğumuz ‘büyük’ ekonomik bunalıma, Dünya Ekonomik Forumu ne diyor?

Bu da geçer, diyor.

Ya da ‘teğet geçer’ diyor değil mi?

İște bundan daha büyük bir ‘ideolojik model’, ‘ideolojik yalan’ ya da ‘yalandan model’ yoktur.

Bu ‘yalandan model’i adlandırmak için ‘Türk Modeli’ demek ise katmerli bir ideolojik yalandır.

Oysa ‘Türk model’i ‘bilimsel bir model’dir.

Dünyanın ‘gidișatına’ yön veren ‘kuramsal model’lerden biridir.

Adına ister Kemalizm isterse Atatürkçülük denilsin, kesinlikle ‘bilimsel bir model’den sözedilmektedir.

‘Forum’cuları çileden çıkaran, yıkılması için ellerinden geleni artlarına koymadıkları model iște bu ‘model’dir.

İște size iki ayrı ‘model’.

Kütüphanelerde değil ama pazardaki karpuz gibi gözönünde, yașamın tam ortasında bulunmaktadırlar.

Üstüne üstlük hangisinin daha ‘ussal’ olabileceğine kafa yormadan, hangisinin daha ‘yararlı’ olduğuna bakılarak karar verilebilir.

Ya da bir ülke halkı da ancak bu denli kendisine ‘yabancılaștırılmıș’ olabilir.

Habip Hamza ERDEM, 10 Haziran 2012
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x