Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kuruyor

Tartışma Alanı

Tayyip Özel Örgütü (Gestapo) - Yavuz Donat

İletigönderen bezgin » Sal Şub 16, 2010 17:33

Yolsuzlukları araştırmak için, iç güvenlik örgütlerinin tümünden seçilen uzmanlarla özel örgüt kuruldu. Başbakan Erdoğan defalarca "Yolsuzluğun damarına girdik" dedi ama "nasıl" olduğunu söylemedi. Cevabı, Ankara'daki yeni organizasyonda. Bu organizasyon, İçişleri ve Adalet bakanlarının bilgisi dahilinde, doğrudan Başbakan'a bağlı. Meclis'in çok yakınında gizli bir karargâhta görev yapan bu organizasyonda bütün "iç güvenlik birimleri"nden, yolsuzluk uzmanı ekipler bir araya getirildi. Hepsi beş yıldır bu tür dosyalar üzerinde çalışıp operasyon yapan uzmanlar. Meclis'te kurulacak Yüce Divan komisyonlarının ardından, bu organizasyon kilit konuma gelecek.




Başbakan'ın söyleyemediği

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birkaç kez "yolsuzluğun damarına girdik" dedi ama... Hiçbir ayrıntı vermedi.. Bu konuda sorulan sorulara da "bekleyin" demekle yetindi?.. Neden?

Araştırdık.

Ve gördük ki Ankara'da, yolsuzlukları araştırma konusunda, TBMM'deki komisyonun dışında bir başka organizasyon daha var.

Doğrudan Başbakan'a bağlı bir organizasyon. İçişleri ve Adalet Bakanları'nın bilgileri dahilinde.

Bütün "iç güvenlik birimleri" de bu organizasyonun içinde.

Çalışmalar gizli. Çalışmaları yürütenler ise

En az beş yıldır yolsuzluk dosyaları üzerinde çalışan, operasyonel yeteneği yüksek, tribünlere oynamayan bir takım.

Bu işlerin yürütüldüğü karargaha gelince

O da gizli.

Bir bakanlık binası değil.

Ankara'nın göbeğinde, fakat "gözlerden uzak, kulaklara kapalı, dış etkilenmelerden arındırılmış, TBMM'ye yürüme mesafesinde" bir yer.

****

AK Parti ve CHP "yolsuzlukla mücadele" diyerek, seçmenden oy aldılar.

365'lik iktidar, halkın bu konudaki beklentisini biliyor.

Ayrıca, AB sürecinin de bir parçası olan bu konunun "üstüne üstüne gitmek" istiyor.

Böylece bir taşla birkaç kuş birden vurulabilecek. Topluma, yolsuzlukla mücadelede tavizsiz politika ve siyasi kararlılık mesajı verilirken...

AK Parti'nin en yakın rakibi konumunda görünen siyasi organizasyonun pozisyonu da, yasal süreçle değiştirilecek. (Cem Uzan ve Genç Parti olayı)

Tabii bu arada (önümüzdeki yasama yılında) Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nun raporu istikametinde bazı "Soruşturma Komisyonları" kurulacak.

Ve Meclis'in gündemine "Kimleri Yüce Divan'a gönderelim" oylaması gelecek.

Bütün bunlar, hükümetin "Temiz Türkiye, temiz siyaset" hedefinin gerektirdiği adımlar.

Ama bu hedefe yürünen zemin siyaset zemini... TBMM zemini.

Zeminin kayganlığı hedef sapmalarını doğurabilir.

Bu yönde bazı şüpheler doğdu bile.

Onun içindir ki...

"TBMM dışında... Başbakan'ın orkestra şefliğindeki bir organizasyonda... Yargıdan, güvenlikten ve ekonomik birimlerdeki uzmanlardan oluşan bir takımla" hızlı bir çalışma yürütülüyor.

Bu organizasyonun önünde "sır kavramı" diye bir engel de yok.

****

Geçtiğimiz haftalarda yargıda ve emniyette bazı atamalar oldu. Ama yolsuzlukların kalbine inme organizasyonunda görev alan personele dokunulmadı.

"Dokunulmama olayı" da Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu tarafından sağlandı.

****

Organizasyon bir denizaltı gibi, sessiz ve derinden yol alıyor.

Operasyon liderleri takım disiplinine ve gizliliğe riayet ediyor.

Çalışmalar çok yönlü.

Örneğin "Önemli bir şahsiyet (siyasetçi değil), yurtdışından, üç yıl boyunca mal getirmiş."

Gümrük kayıtlarında görünen mal ile, Türkiye'ye giren mal birbirinden farklı.

Devletin kaybı yüzlerce trilyon.

****

Bu organizasyonun çalışmaları belli bir noktaya geldikten sonra, iki ayrı düğmeye aynı anda basılacak.

Bazı kişiler, doğrudan yargıya gönderilecek.

Bazı kişilerle ilgili olarak da Yüce Divan kapısının aralanması için TBMM'ye başvuru süreci işletilecek.

****

Siyasi kararlılık, etkileme gayretlerine kapalılık, devletin tüm tepe kurumlarının aynı takım içinde çalışması, bu organizasyonun başarı şansını artırıyor.

Ama risk faktörü de yok değil.

Organizasyon eğer

1. Kişisel ve kurumsal intikama, hesaplaşmaya yönelirse...

2. Organizasyonun siyaset ayağı, bu işten, yaklaşan yerel seçimler için rant elde etmeye kalkarsa...

3. Ve şu ana kadar perdenin arkasında kalmaya özen gösterenlerin içinde şov yapmaya, kahraman olmaya yeltenenler çıkarsa...


Bir çuval incir berbat ediliverir.

Yavuz Donat, Sabah, 11.07.2003
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kuruyor

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Ağu 01, 2010 11:13

Resim

TÜRK ORDUSUNU TASFİYE GİRİŞİMİ

Tayyip SS birlikleri kuruyor


Muhalefet liderleri turunun sonunda, Erdoğan'ın çantasından "özel ordu" çıktı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan'a, kurmayı düşündükleri profesyonel birliklerin Ordu içinde mi yoksa dışında mı olacağını sordu. Erdoğan'ın "henüz karar vermedik" diye cevapladığı bu soru, tüm planı açığa çıkardı. Kurulması planlanan ordunun Tayyip Erdoğan'ın emrinde olması isteniyor. Tıpkı, "Nazi Almanyası'nın S.S. Birlikleri gibi!

LEVENT AK

Tayyip Erdoğan, terör ve terörün önlenmesi konulu liderler turunun son durağında, 15 Temmuz günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısını çaldı. Kılıçdaroğlu görüşmeyi fırsat bilip, o kritik soruyu; önceki ziyaretleri sırasında Erdoğan'ın gündeme getirdiği özel birlikleri, bizzat Erdoğan'a sordu: "Kurulacak özel birlik orduya mı bağlı olacak, yoksa başka bir yere mi?" Erdoğan'ın verdiği "henüz karar vermedik" cevabı, aslında "gündemimizde, TSK'ya değil Hükümet'e bağlı bir güvenlik örgütü kurmak var!" anlamı taşıyor. Yani Erdoğan bu cevabıyla, emir komutası hükümette olan özel bir ordu kurma niyetinde olduklarım açık etti.

ERDOĞAN DA SÖYLEDİ...

16 Temmuz günü partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, amaçlarının hudut bölgesinde tamamen profesyonel personelin görev yapması olduğunu söyledi. Muhalefet turunda konuyu gündeme getirmesinin ardından atılan "özel ordu kuruluyor" manşetlerinden duyduğu rahatsızlığı gizleyemeyen Erdoğan, kırsal bölge ile meskun bölgenin güvenlik ekiplerinin farklı donanıma sahip olmalarının gerekliliğini, bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın çalışma yapacağını ve karar verileceğini belirtti. Erdoğan'ın çalışmayı yapacak kurumlar arasında İçişleri Bakanlığı'nı da sayması, "özel hudut birliği" olarak adlandırdığı yapılanmanın TSK dışında olacağı yönündeki eğilimin işareti olarak değerlendirildi.

TSK, BİRLİKLERİNİ PROFESYONELLEŞTİRE DURSUN...

Artan terör saldırılarının ardından başlayan teröre çözüm tartışmalarının bir ayağını, silahlı mücadele yöntemlerinin değiştirilmesi konusu oluşturuyordu. Önce, üç aylık askerlerin teröristlerle savaştırılması- nın yanlış olduğu ve operasyonel birliklerin uzman erbaşlardan oluşan birliklere dönüştürülmesi gündeme getirildi. Genelkurmay zaten uzun süredir bu konu üzerinde çalışıyordu. Son olarak 2008'de başlatılan çalışma doğrultusunda 5'i Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 1'i de Jandarma Genel Komutanlığına bağlı olmak üzere 6 tugay, uzman erbaşlardan oluşan birliklere dönüştürülüyor.

Resim

ERDOĞAN'IN ÖZEL BİRLİĞİ, HİTLER'İN S.S. BİRLİKLERİ

Ama Kılıçdaroğlu-Erdoğan görüşmesinde gündeme gelen soru, Hükümet'in Genelkurmay'ın bu çalışmasından farklı içerikte bir başka eğilim içinde olduğunu ortaya koymuştu. Türk Ordusu dışında ayrı bir otoriteye tabi olarak kurulacak ordu, akıllara emir komuta ve işlevi bakımından Nazi Almanyası'nın S.S. birliklerini getirdi. Nazi Almanyası'nda 2. Dünya Savaşı sırasında kurulan silahlı bu birliklere Schutzstaffel (Koruma Timi)'nin kısaltması olan S.S. adı veriliyordu. Önceleri Hitler'in kişisel muhafızlığını yapmak üzere kurulan ve ordudan geçme subayların yönettiği S.S. birliklerindeki personel sayısı 2'nci dünya savaşı sonlarına doğru 900 bine ulaşmıştı. Emri sadece iktidardan alan birlikler, yaptıklarıyla sadece iktidara karşı sorumluydular.

ÖZEL ORDUNUN, ÖNCE ÖZEL MÜSTEŞARLİĞİ KURULDU

Projenin bir diğer önemli adımı da, istihbarat ve emir-komuta yetkisini hükümet kontrolü altına almak üzere oluşturulan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı. Bu müsteşarlık da, tıpkı özel ordu gibi, terörle etkin mücadele iddiasıyla gündeme getirilmişti. Bu müsteşarlık da, doğrudan İçişleri Bakanlığı'na, yani iktidara bağlı! Müsteşarlık kuruluş kanununun gündeme getirildiği dönemle, özel ordunun gündeme getirildiği bugünün koşulları arasında da büyük benzerlikler dikkat çekici. Müsteşarlık, Dağlıca, Aktütün büyük terör saldırılarının hemen akabinde gündeme getirilmişti. ABD, Irak'ın kuzeyindeki Kukla yönetim ve AKP iktidarı arasında istihbarat paylaşımı anlaşmasının yürürlükte olduğu bir dönemde gerçekleşen bu saldırıların ardından, Türkiye'de kurumlar arasında istihbarat paylaşımı ve koordinasyon sorunu yaşandığı iddiası gündeme getirilmiş ve ardından bu sorunu gidereceği iddiasıyla bu müsteşarlığın kuruluş kanunu TBMM'den geçirilmişti.

Bugün de, TSK'nın terörle mücadeledeki yetersizlikleri tartışmaya açılarak, özel ordu pişiriliyor.


Türk Ordusu dışında ayrı bir otoriteye tabi olarak kurulacak ordu, akıllara emir komuta ve işlevi bakımından Nazi Almanyası'nın SS birliklerini getirdi, Nazi Almanyası'nda 2. Dünya Savaşı sırasında kurulan silahlı bu birliklere SS adı veriliyordu. Önceleri Hitler'in kişisel muhafızlığını yapmak üzere kurulan ve ordudan geçme subayların yönettiği SS birliklerindeki personel sayısı 2'nci dünya savaşı sonlarına doğru 900 bine ulaşmıştı. Emri sadece iktidardan alan birlikler, yaptıklarıyla sadece iktidara karşı sorumluydular.


[mod="MHP İzmir Milletvekili Emekli Tümgeneral Kamil Erdal Sipahi]
'Nihai hedef tümü profesyonelleşmiş bir ordu'


MHP İzmir Milletvekili Emekli Tümgeneral Kamil Erdal Sipahi, özel ordu girişimini Aydınlık'a değerlendirdi. "Ordunun özeli, geneli olmaz, ordu milletin ordusudur!" diyen Sipahi şu değerlendirmeleri yaptı: "Türkiye Cumhuriyeti devletinde iki bakanlığın adının başında 'milli' ifadesi vardır. Bunlardan biri Milli Eğitim Bakanlığı diğeri de Milli Savunma Bakanlığı. AKP iktidarı, icraatlarıyla eğitimi milli olmaktan uzaklaştırdı, görülen o ki şimdi de ordumuzu millilikten koparmak istiyor."

AKP iktidarının icraatlarıyla, ordunun itibarını zedelemeye dönük faaliyetlere zemin hazırladığını belirten Sipahi "AKP iktidarı, bu son girişimiyle, huyundan vazgeçmeyeceğini göstermiş oldu" dedi. Bu girişimin nihai hedefinin yükümlülük sistemini tamamen ortadan kaldırarak tümden profesyonelleşmiş ordu yaratmak olduğunun altını çizen E. Tümg. Sipahi "tümü profesyonel ordunun nasıl bir ordu olduğunu Irak'ta, Afganistan'da görüyoruz. Oradaki insanlık dışı uygulamalar ortada duruyor" şeklinde konuştu.[/mod]


Projenin bir diğer önemli adımı da, istihbarat ve emir-komuta yetkisini hükümet kontrolü altına almak üzere oluşturulan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı. Bu müsteşarlık da, tıpkı özel ordu gibi, terörle etkin mücadele iddiasıyla gündeme getirilmişti. Bu müsteşarlık da, doğrudan İçişleri Bakanlığı'na, yani iktidara bağlı! Müsteşarlık kuruluş kanununun gündeme getirildiği dönemle, özel ordunun gündeme getirildiği bugünün koşulları arasında da büyük benzerlikler dikkat çekici.

KDGM PLANLAYACAK ÖZEL ORDU UYGULAYACAK

Müsteşarlığın kurulmasını öngören Yasa Tasarısı'nda Müsteşarlığın amacı şöyle açıklanıyor: "terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak". Müsteşarlık; Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Jandarma ve Emniyet'ten aldığı istihbaratı kendi havuzunda toplayacak. Müsteşarlığın ayrıca veri, bilgi ve belgeleri toplamak, tasnif etmek, analiz ve değerlendirmeler yapmak görevi de var.

MİT'İN ROLÜNDE DE DEĞİŞİKLİK

Tayyip Erdoğan, görüşmelerinde bir süredir gündeme getirdiği bir başka noktanın daha altını çizdi: "MİT dış istihbarata ağırlık verecek". Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'nın kuruluşuyla İçişleri Bakanlığı'nı, ABD'deki İç Güvenlik Bakanlığı'na benzer bir konuma yerleştirmek isteyen Tayip Erdoğan yönetimi, MİT'in iç istihbarattaki görevini de KDGM'ye devretmesini savunuyor.


[mod="ORG. BAŞBUĞ"]'Bu sistemle oynarsanız Ordu ile millet arasındaki bağ kopar'

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Star TV'de Uğur Dündar'ın sorularını yanıtlarken profesyonel ordu tartışmalarıyla ilgili şunları söylemişti:

"TSK'daki toplam erbaş ve er mevcudu 430 binler civarında. Bunları uzman haline getirmek doğru değil artı mümkün de değil. Niye? Türkiye'de askerlik bir vatan borcu. Yani Türk ordusunun belkemiğini Mehmetçik oluşturuyor. Mehmetçiğin yerini hiçbir şeyle dolduramayız. Dünyanın neresinde askere davulla zurnayla gönderilen var? Bu sistemle oynamaya kalkarsanız, orduyla millet arasındaki bağı da kopartır."
[/mod]


[mod="Tarih"]Resim
Erdoğan'ın terör konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere ziyaret ettiği SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da Erdoğan'a özel birlik önerdi. Gazete Habertürk'ün haberine göre Kurtulmuş Erdoğan'a insan hakları eğitimi almış, Kürtçe bilen, bölgenin kültürüne hâkim ve en önemlisi de sivil iradeye bağlı bir özel birlik kurulmasını önerdi. Gazete, haberine Erdoğan'ın bu öneriye sıcak bakmadığı iddiasını da ekledi.[/mod]


TURGUT ÖZAL'DAN ÇİLLER'E, ÇİLLER'DEN ERDOĞAN'A

Özel Ordu, MİT'in "sivilleşmesi" ve "dış istihbarata kayması, iç ve dış istihbaratın ayrılması, profesyonel ordu, Turgut Özallı yıllardan beri Türkiye'nin gündeminde. Önce Özal, sonra Çiller iktidarları döneminde bunu gerçekleştirmeye çalıştılar. Özal'm 1. Körfez Savaşı sırasında Ordu'ya söz geçirememesi nedeniyle, Çankaya'ya danışman olarak aldığı emekli komutanlarla Ordu'ya müdahaleye çalıştığı hatırlanacaktır. Yine Çiller de benzer bir çabayla Özal'ın politikasını devam ettirmeye çalıştı. Özal da, Çiller de, içinde emekli askerlerin de bulunduğu kendilerine bağlı özel örgütleri devlet mekanizmaları içinde kullandı. İçişleri Bakanlığı'nda irticai kadrolaşma bu dönemde doruğa çıktı. Gladyo merkezinin Emniyet'e taşınması bu yıllarda adım adım hayata geçirildi. Özal'ın ekibi ile Erdoğan'ın bu işleri yürüten ekibinin aynı kişilerden oluşması da bir tesadüf değil.

Hem müsteşarlık, hem de hükümete bağlı özel silahlı birlik, 90'lı yılların ortalarında Tansu Çiller iktidarının gündeme getirdiği "Kamu Güvenlik Birimi"ni akıllara getirdi. Çiller, statüye kavuşturmak istemiş, ancak Susurluk kazasıyla birlikte "özel örgüt"ün deşifre olmasmdan sonra bu planı suya düşmüştü.

POLİSE, AĞIR SİLAH İTHAL YETKİSİ BEKLEMEDE

Özel birliğin bir başka adımı da, İçişleri Bakanlığı'nın ağır silahlarla takviyesi. 1 Temmuz 2009'da TBMM'ye gönderilen Silah Kanunu Tasarısı'nm 5'inci maddesiyle; hem MİT'e, hem de İçişleri Bakanlığına, ağır silah ithal yetkisi veriliyor. Önce, TBMM İçişleri Komisyonu'na gelen tasarı incelenmek üzere, bir alt komisyona gönderilmişti. Alt komisyon tepkiler ve itirazlar üzerine, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT'in, denizaltı, tank, top gibi ağır askeri silahları "TSK'nın görüşü alınmadan" ithal edilemeyeceği; ancak, "ağır askeri silah" kapsamı dışında ihtiyaç duyulan silahları izinsiz ithal edebileceğini raporuna yazdı. Tasarı, komisyonda hâlâ bekletiliyor.


Resim

EMNİYETE 30 BİN KADRO VERİLDİ

Hükümetin bu planıyla örtüşen kadro çalışmaları da tüm hızıyla sürüyor. Haziran ayı ortasında Emniyet Genel Müdürlüğüne 30 bin kadro ihdas edilen kanun teklifi TBMM Genel Kurulu'ndan AKP'nin oylarıyla geçirilmişti. Teklif, emniyet teşkilatında "Kıdemli başpolis memuru" ve "Başpolis memuru" ünvanlarını da getirdi.

Kabul edilen teklife göre, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ihdas edilen 30 bin kadronun 20 bini polis memuru ataması için, 10 bini de "kıdemli başpolis" ve "başpolis" için kullanılacak.

Ayrıca teklifle Polis meslek eğitimine alınacaklarda yaş sınırı 27'den 28'e çıkarıldı.

11 Temmuz'da Afyonkarahisar'da Polis Meslek Yüksek Okulu'nun temel atma törenine konuşan İçişleri Bakanı Beşir Atalay 10 bin yeni polis alımı için hazırlıkların sürdüğünü açıkladı.


[mod="ORG. BAŞBUĞ:"]'NATO kendi bölgesinin dışında da eyleme geçmeli!

Org. İlker Başbuğ "NATO'nun sadece kendi coğrafi bölgesi sınırları içinde değil, üyelerinin ortak güvenlik çıkarlarının tehdit edildiği yerlerde de eyleme geçmesi gerektiğini" söyledi.

21 Haziran'da İpekyolu 2010 Seminer etkinliğinin açılışında konuşan Başbuğ, "NATO güçlü, küresel bir güvenlik örgütü olarak var olmaya devam etmez ise, dünyada bir güvenlik boşluğu ortaya çıkabilir. Bu, hiçbirimizin kesinlikle görmek istemediği bir şeydir" dedi.
İlker Başbuğ özetle şunları söyledi:

"Bilindiği üzere NATO, kendisini 21. yüzyılın güvenlik sorunlarına uyarla-yabilen tek örgüt olduğunu kanıtlamıştır."

"Bu nedenle, NATO'nun caydırma ve savunma anlamında dünyada en önemli uluslararası kurum olmaya devam ettiği konusunda hepimiz hemfikiriz."

"Birliğin 21. yüzyılda karşılaşacağı tehditler, güçlükler ve riskler hızla niteliklerini değiştirmekte ve daha küresel hale gelmektedir."

"Bizlerin, geçmişte onlarca yıl boyunca sınırlarımız tehdit edildi fakat şimdi sınırları olmayan tehditlerimiz var."

"Birliğin sorumluluk alanından çok uzaklardaki yerlerde oluşan yerel çatışmalar, ulusal ve bölgesel sınırları aşma potansiyeline sahip ve çoğu zaman daha geniş güvenlik etkileri yaratmaktalar. Diğer bir deyişle, bugün güvenliğimiz giderek artan biçimde diğer bölgelerdeki istikrara bağlıdır."

"Bu nedenle, NATO'nun sadece kendi coğrafi bölgesi sınırları içinde değil, üyelerinin ortak güvenlik çıkarlarının tehdit edildiği yerlerde de eyleme geçmesi gerekmektedir."

"Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü, diğer bölgesel örgütler ve başlıca hükü- met-dışı örgütler gibi uluslararası sistemin diğer unsurları ile işbirliği içinde, NATO misyonlarında temel fonksiyon olarak yer almalıdır."

"NATO güçlü, küresel bir güvenlik örgütü olarak var olmaya devam etmez ise, dünyada bir güvenlik boşluğu ortaya çıkabilir. Bu, hiçbirimizin kesinlikle görmek istemediği bir şeydir."

İpekyolu Seminerine NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı, AB Askeri Komite Başkanı, NATO Askeri Komite Başkan Yardımcısı ile BM Üyesi 54 ülkeden Genelkurmay Başkanlarını katıldı.[/mod]


SINIR GÜVENLİĞİ ORDU'DA DEĞİL SINIR POLİSİNDE!

Planın bir başka adımı da, AKP'nin yeni sınır güvenliği stratejisi. MGK ve güvenlik zirvesinde de gündeme geldiği belirtilen projeye göre hedef aşamalı olarak sınır güvenliğini Jandarma'dan almak. Avrupa Birliği'ne uyum adı altında hazırlanan projeyi İçişleri Bakanlığı yürütüyor. 'Entegre sınır politikası' olarak adlandırılan bu proje, kara, deniz ve hava sınır güvenlik birimlerinin tek bir çatı altında toplanmasını içeriyor. Proje ile sınırların denetimi, 2012'ye kadar kademeli olarak askerden alınarak "sınır polisi"ne devredilecek. Taslakta yapılması planlanan uygulama aynen şöyle ifade ediliyor: "Türkiye'nin tüm sınır kapıları ile yeşil ve mavi sınırlarında görev yapmak üzere ve profesyonel bir sınır güvenlik teşkilatının kurulması." Proje aynca Europol isimli Avrupa polisinin operasyonlara katılmasına da imkan sağlayacak.

AKP'nin uzun vadeli hedefi ise Jandarma'nın Genelkurmay'la ilişiğinin kesilerek tamamen İçişleri Bakanlığı'na bağlanması ve iç güvenliğin de tamamen polislere bırakılması. Proje, AKP'nin AB'ye taahhütlerini içeren Ulusal Programın 'Siyasi Kriterler' bölümünde de şöyle yer alıyor: 'İç güvenlik hizmeti, sivil iradenin belirleyeceği politikalar doğrultusunda ve yine onun denetim ve gözetiminde; kolluk kuvvetlerinin profesyonel ve uzmanlaşmış birimleri tarafından yerine getirilecektir.'

NİHAİ HEDEF: MİLLİ ORDUYU TASFİYE

Güvenlik uzmanlarına göre bu model, uzun vadede orduyu tümden profesyonelleştirme planının da bir parçası. Zira Egemen Bağış, "profesyonel orduya geçersek 500 bin kişiyi istihdam edebiliriz" diyerek bu niyeti daha önce ortaya koymuştu. Bağış'ın söylediği 500 bin rakamı, yükümlülük sistemiyle silahaltına alınanların sayısıyla örtüşüyor. Hükümet temsilcileri bu konu gündeme her geldiğinde, zorunlu askerlik sistemi olmayan AB ülkeleri ve ABD'yi örnek göstermeyi de ihmal etmiyor.

ASİMETRİK PSİKOLOJİK SAVAŞIN İŞTE ASIL HEDEFİ BU!

Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmaya, itibarını zedelemeye yönelik psikolojik harekatta uzun yıllar, temel görevlerini yapamadığı, sınır güvenliğini sağlayamadığı, teröre karşı yürütülen silahlı mücadelede başarısız olduğu temaları işlendi. TSK, Ergenekon tertibiyle de suça bulaşmış insanları barındıran bir kurum gibi gösterildi.

Ergenekon tertibiyle açılan 2. Ergenekon, Poyrazköy, Gölcük ve Kafes davalarında 245 muvazzaf subay sanık yapıldı. Yargılananlar arasında Orgeneral'den, astsubaya kadar her rütbeden asker bulunuyor. En üst rütbeli muvazzaf subay Orgeneral Saldıray Berk. Berk, şu anda terörle mücadele eden tek ordu olan 3'üncü ordunun başındaki komutan! Davalarda, Saldıray Berk dışında 32 muvazzaf general, 59 albay, 6 yarbay, 30 teğmen, 14 astsubay yargılanıyor. Bu subayların sanık yapılmasının amacı, önümüzdeki ay yapılacak Yüksek Askeri Şura toplantısında terfilerini engellemek. Balyoz iddianamesinde 153 muvazzaf subay yer aldı. İddianamedeki subayların 25'i muvazzaf general. 31 denizcinin yargılandığı Kafes Davasında Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç da sanık. Koramiral Sağdıç Kages davasının ilk duruşmasına katılmadan bir gün önce Akdeniz'de yapılan güvenlik tatbikatını yönetti. Ertesi gün de örgüt üyeliği iddiasıyla duruşmaya çıktı.

12 EYLÜL CUNTASININ İZİNDEN GİDERKEN...

Buna benzer soruşturmalar 30 yıl önce, 12 Eylül cuntası tarafından gerçekleştirilmişti. 12 Eylül cuntası siyasi iktidarı hedef alıyor gibi görünse de asıl darbeyi Türk Silahlı Kuvvetleri'ne vurdu. 12 Eylül darbesinin ardından başlatılan "sol cunta soruşturmalarında" yurtsever subaylar hedef alındı. Cunta döneminde, yurtsever 1500 subay ordudan tasfiye edildi, yüzlerce subay hapse atıldı. 3 yıl süren soruşturmalarda cezaevlerinde intihar eden subaylar da oldu. Amerikancı 12 Mart darbesiyle de 1000'in üzerinde muvazzaf subay ordudan atılmıştı.


[mod="EGEMEN BAĞIŞ:"]Profesyonel ordu şart

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 10 Temmuz'da gazetecilere yaptığı açıklamada Türkiye'nin uzun vadede profesyonel bir orduya kavuşması gerektiğini belirterek, "3-4 aylık bir eğitimle Türkiye'nin en hassas bölgelerine gönderilen 20 yaşındaki gençlerle, terörle mücadele konusunda bazı zafiyetler yaşanıyor" dedi. Almanya ve Fransa'da işsizliği azaltmak, devlet gelirlerini artırmak için ordunun tamamen profesyonelleştirilmesinin gündemde olduğunu belirten Bağış, diğer AB ülkelerinden de örnekler verdi. Türkiye'nin en kısa sürede en iyi teçhizatla donatılmış, tecrübeli askerlerden oluşan profesyonel bir orduya kavuşması gerektiğini belirten Bağış şunları söyledi:

"Avrupa Birliği üyesi ülkeler de bu süreçleri yaşadılar. Onların birçoğu da artık profesyonel orduya geçti. Kısa önemde, Genelkurmay Başkanlığımızın şu an üzerinde çalışmakta olduğu terörle mücadele kapsamında özel eğitim almış, özel teçhizatla donatılmış bir gücün özellikle Doğu'da ve hassas bölgelerde görevlendirilmesi konusu var. Ama uzun vadede de artık Türk Silahlı Kuvvetleri'nin o kendi geleneklerimizden gelen asker millet olmamızın gereğini yerine getirecek profesyonel bir şekilde yapılanması tartışılmalıdır. Bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Bu yükün altodan kalkabilecek güçtedir." [/mod]



AYDINLIK Dergisi, 18 Temmuz 2010, Sayı 1196
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kuruyor

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Ağu 04, 2010 7:47

‘Özel Birlikler’ yeni yasama yılına kaldı

ERDEM GÜL

ANKARA - Artan terör saldırıları üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın muhalefet partilerinin liderleriyle bizzat görüştüğü ve acilen oluşturulacağını açıkladığı, “özel birlikler tasarısı”, “TSK’de yeni komuta kademesinin oluşması” ve “referandum süreci” nedenleriyle yeni yasama dönemine kaldı.

Erdoğan, PKK saldırılarının yoğunlaşması üzerine temmuz ayında muhalefet liderleriyle görüşmüş ve görüşmelerin bir numaralı gündem maddesini, “özel birlikler” olarak belirlemişti. Bu birliklerin oluşturulması, bir süredir hazırlıkları süren “profesyonel ordu”ya geçişin bir aşaması olarak görülmüş, Başbakan Erdoğan da “25 yıldır süren terör sürecinde edinilen deneyimlerin özel birliklere geçişi zorunlu kıldığını, artık daha fazla vakit geçirilmeden bu birlikleri oluşturacaklarını” açıklamıştı. Başbakan Erdoğan’ın özel birlikler için muhalefetten de destek istemesinin ardından, bu birliklerin teknik ve hukuki altyapılarının ivedilikle tamamlanması için Meclis’in olağanüstü toplantıya çağrılabileceği de belirtilmişti.

Ancak liderlerin görüşmelerinin ardından Meclis tatile girerken, “sınırda ve çatışma riski yüksek bölgelerde görev yapacak” olan özel birlikler için Meclis’ten bir yasal düzenleme geçip geçmeyeceğine ilişkin henüz bir karara varılamadı. Referandum sürecinin başlamasıyla birlikte özel birlikler konusu da AKP’deki gündemin ön sıralarındaki yerini kaybetti. AKP’de henüz kaç kişiden oluşup kaç yıl görev yapacakları, mevcut yasalara göre mi, yoksa yeni bir düzenleme mi gerektiği, özlük haklarının ne olacağı konularında netlik bulunmayan özel birliklerin hayata geçmesi konusunda takvim yeni yasama dönemine bırakıldı.

CUMHURİYET, 4 Ağustos 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kuruyor

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Ağu 04, 2010 12:39

AKP tarafından atılan her adım, Amerikan emperyalizminin ülkemizdeki ve bölgemizdeki ihtiyaçlarına göre atılıyor.

BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan'a bağlı Özel Ordu... Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı... MİT'in 'sivil'leştirilmesi... MGK'nın işlevsizleştirilmesi... Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ndeki tehdit algılamalarına yönelik değişiklikler... TSK'ya yönelik sistemli psikolojik saldırılar... Üniter yapıyı bozmayı, ulus devleti ortadan kaldırmayı, ülkemizi eyaletlere ayırmayı amaçlayan adımlar... Doğu ve güneydoğumuzu, Irak'ın kuzeyindeki kukla devletle önce ekonomik, sonra politik olarak bütünleştirme çabaları... Anayasa değişikliğiyle Yargı'yı tümüyle BOP eşbaşkanına bağlama gayretleri...

Bunların hepsi BOP kapsamında gerçekleştiriliyor.

BOP eşbaşkanını sırtından atan At'tan çok daha onurlu olan bu halk, bu oyunu HAYIR oylarıyla mutlaka bozacaktır...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

“Tayyip Erdoğan'ın Özel İstihbarat Örgütü Var”

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ağu 31, 2010 21:30

“BAŞBAKAN’IN ÖZEL İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ VAR”

Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Sayın’ın görüştüğü CHP İzmir milletvekili Ahmet Ersin, “Başbakanın özel istihbarat örgütü var. 2005’te ithal edilen 14 mobil dinleme cihazı ortam dinlemesi ve görüntü kaydı yapıyor” dedi. Aynı zamanda TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olan Ersin, bu konuda verdiği çok sayıda önergenin “gizlilik” nedeniyle yanıtlanmadığını söyledi.

Ayşe Sayın’ın haberi şöyleydi:

“Yurtdışından ithal edildiği belirtilen 14 mobil dinleme cihazının 5 yıldır “izini süren” TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Ahmet Ersin, eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın gündem yaratan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında dile getirdiği “İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi’nde cemaatin özel dinleme araçları” olduğu iddiasının altına “imzasını atabileceğini” belirtti. Ersin, “Başbakanın özel istihbarat örgütü var. Kanada ve İsrail’den ithal edilen 14 mobil dinleme araçlarının bir bölümünü cemaat ve başbakanın istihbarat örgütü kullanıyor” dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi de olan ve bu komisyon içinde 2008’de oluşturulan “Telekulak Alt Komisyonu”nda da görev alan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, iki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) uzmanının komisyonda kendisine verdiği “tüyo”dan yola çıkarak Kanada ve İsrail’den ithal edildiğini iddia ettiği 14 mobil dinleme aracının peşine düştü.

Ersin, bu araçlar için TBMM Başkanlığı’na, Başbakan ve İçişleri Bakanlığı tarafından yanıtlanması istemiyle çok sayıda önerge verdi. Ancak hükümet önergelere yanıt vermezken, bu konudaki iddialarla ilgili de “suskun” kalmayı tercih etti. İçişleri Bakanlığı’ndan soru önergesine verilen yanıtta da “konunun gizli olduğu ve bu konuda bilgi verilemeyeceği” belirtildi.

‘Finansman örtülüden’

Konuya ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Ahmet Ersin, İçişleri Bakanlığı’nın bu yanıtında “14 mobil dinleme cihazının ithal edildiğine” dikkat çekti. Hanefi Avcı’nın söylediklerini altına “imza atabileceğini” belirten Ersin, “Çünkü 2005 yılından beri Türkiye’de telekulak terörü var, bunu da yaratan hükümet. Başbakan’ın kendisinin istihbarat örgütü var” dedi.

Mobil dinleme cihazlarının “örtülü ödenek”ten finanse edildiğini belirten Ersin, “Bu mobil araçların bir bölümünü cemaat ve başbakanın istihbarat örgütü kullanıyor. İnsanları takip ederek görüntü almak, ortam dinlemesi yapmak, telefon dinlemeleri yapmak bunların işi. Sonra bunu tehdit unsuru olarak kullanıyorlar. Türkiye’de korku ortamı yaratmak amacıyla yasadışı eylem ve işlem yapılıyor ve bu tamamen hükümetin bilgisi dahilinde” görüşünü dile getirdi.

‘Aileler de izleniyor’

Başbakanın özel istihbarat örgütünün temelini 2003 yılında “yolsuzlukla mücadeleyi takip” amaçlı gidilen yapılanmanın oluşturduğunu ileri süren Ersin, 2005 yılına gelindiğinde bu yapının “özel istihbarat örgütü”ne dönüştüğünü savundu. Bu özel istihbarat örgütünün muhalefet partileri, muhalif kişilerin özel yaşamlarını, aileleri dahil izlediğini ve “ihtiyaç duydukça” da yandaş basın ve internet medyasına konuşma ve görüntüleri “servis ettiğini” kaydeden Ersin, Telekulak Alt Komisyonu’nda bu konunun üzerine gittiğini, ancak AKP’li üyeler tarafından raporun alelacele tamamlanıp konunun kapatıldığını söyledi.

AKP’den engelleme

Telekulak Alt Komiyonu’na bilgi veren eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in “Bizde mobil dinleme aracı yok” dediğine dikkat çeken Ersin, şunları söyledi:

“Ben o dönem MİT ve gümrüklerden sorumlu devlet bakanının da komisyona çağrılıp bu araçların kim tarafından kullanıldığını sorulmasını istedim, ama AKP’liler apar topar komisyon çalışmalarını sonlandırdı. Yıllardır Türkiye’de yasadışı dinleme şikâyeti var ama bir türlü failler bulunamıyor. Çünkü bu yasadışı takiplerin içinde hükümetin teşviki var.”


Odatv.com, 31 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: “Tayyip Erdoğan'ın Özel İstihbarat Örgütü Var”

İletigönderen Comte » Sal Ağu 31, 2010 22:11

Türk toplumu üzerinde inanilmaz bir baski kuruldu. Özellikle bir kac aylik araliklarla Türkiye'de bulundugunuzda, insanlarin psikolojik olarak gittikce nasil daha fazla etki altinda kaldiklarini daha net görüyorsunuz, cünkü insanlarin davranislari bile bu baskidan dolayi degisiyor.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21

Re: “Tayyip Erdoğan'ın Özel İstihbarat Örgütü Var”

İletigönderen baragakal » Çrş Eyl 01, 2010 3:50

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, iki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) uzmanının komisyonda kendisine verdiği “tüyo”dan yola çıkarak Kanada ve İsrail’den ithal edildiğini iddia ettiği 14 mobil dinleme aracının peşine düştü.


Vekilime tavsiyem, TIB'den gelen bilgiye inanmamasi yonunde olacak.
Sn vekil, mecliste soru sorup cevap beklemek yerine çik sahaya arastir.
Yerinde olsaydim ilk is olarak tüyoyu verenlerin otoparkina, vekil kimligimle girip bakmistim...

Eger dumen goruldugu/bilindigi uzere gizli dinlemeler ve santaj uzerinden donmekteyse, TIB'in zaten Basbakan'in en onemli kurumu olmasi gerekmiyor mu? Buradan komisyona, hem de kurum çalisanlari tarafindan "dogru bilgi sizmasi" olasi mi? Madem komplo teorileri kovaliyorsun azicik uyanik azicik dinamik ol...
Kullanıcı küçük betizi
baragakal
Salık Takımı
Salık Takımı
 
İletiler: 377
Kayıt: Prş Şub 21, 2008 11:51

Re: Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kur

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eki 07, 2010 22:15

Muammer Güler'e büyük yetki

Güler’in başında bulunduğu Müsteşarlık, 'Gizli İhale' ile malzeme ve teçhizat alabilecek.

"Operasyonel olmayacak, analiz yapacak" denilerek kurulan Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarıldı. Muammer Güler’in başında bulunduğu Müsteşarlık, güvenlik ve istihbarat için "Gizli İhale" ile malzeme ve teçhizat alabilecek.

"Operasyonel bir konumu olmayacak sadece analiz yapacak" denilerek kurulan Kamu Güvenliği Müsteşarlığına "Gizli ihale muafiyeti" tanındı. Müsteşarlık, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri dışında kalacak ve Kamu İhale Kurumu bu ihaleleri incelemeyecek. İhaleler, Savunma, güvenlik veya istihbarat alanları ile ilişkili, gizlilik içinde yürütülmesi gereken konularda olacak.

Bakanlar Kurulu, "İhalelerde muafiyet hakkı olan" Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik ve Emniyet Genel Müdürlüğünün yanı sıra, Kamu Güvenliği Müsteşarlığını da bu kapsama aldı. Müsteşarlık İçişleri Bakanlığının onayı ile, diğer üç kurum gibi, ihale kanununa tabi olmadan şu teçhizatlardan, kendi ihtiyacına uygun olanları alabilecek:

"Savunma, güvenlik ve istihbaratla ilgili; uçak, helikopter, gemi, denizaltı, tank, panzer, roket, füze gibi araç, silah, silah malzeme ve teçhizatı ve sistemleri ile bunların araştırma-geliştirme, modernizasyon ile yazılım ve mühimmat ihaleleri ile devlet güvenlik istihbaratı kapsamında, hizmet, malzeme, teçhizat ve sistemler"

"UCU AÇIK ÖRGÜTLENME"

17 Şubat 2010 tarihinde kabul edilen bir yasayla kurulan Müsteşarlık için "Amacı dışında çalışacak" yorumları yapılmıştı. TBMM’deki görüşmeler sırasında, CHP Konya milletvekili Atilla Kart, "Bu Müsteşarlık, geçici ve sözleşmeli yerli ve yabancı uzman istihdamıyla, ucu açık bir örgütlenmedir. Abdullah Çatlı’ya da emniyet uzman kimliği verdi. "Yeşil" kod adlı kişinin illegal ilişkileri de bu şekilde himaye edildi. Bu düzenleme, kirli ve karanlık ilişkileri kurumsal hâle dönüştürecek" demişti.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise, Müsteşarlığın operasyonel görevi olmayacağını belirterek "Bu Müsteşarlıkta 94 kişilik uzman ekipler çalışacak. Güvenlik birimleri ve üniversite akademisyenlerinden ekip kuracağız. Terörün sosyal, ekonomik, psikolojik, uluslararası boyutu var. Bütün boyutları çalışmak için bu kuruluşu kuruyoruz. Araştırma, değerlendirme analiz yapılacak." demişti.


GAZETE5, 7 Ekim 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kuruyor

İletigönderen bezgin » Çrş May 25, 2011 9:46

TAYYİP ERDOĞAN ÖZEL ÖRGÜTÜ

[img]http://www.ulusalkanal.com.tr/images/stories/t/erdogan-ozel-orgut.jpg[/img]

Kasetlerle hedef alınan partiler, ne CHP ne de MHP; kirli tertiplerin üzerine gidiyor. Sadece tertipçileri hükümete şikâyet ediyor. Oysa, tertip merkezi bütün çıplaklığıyla ortada duruyor. Bu merkez, özel cihazlarla dinleme, görüntüleme faaliyeti yürütüyor, kritik soruşturmalar için sahte bilgi ve belge üretiyor. Muhalefetin adını söylemekten bile çekindiği tertip merkezini, Türkiye’nin gündemine Ulusal Kanal bir kez daha getiriyor…

Belge imalatı, gizli dinleme, yatak odası görüntüleri... Türkiye'nin son 5 yılı işte böyle geçti.

Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen'in telefonlarını dinleyerek 2006 yılında başlayan süreci başlatan merkez, milletvekillerinin yatak odasına girdi.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Üniversiteler, Türk Ordusu.. daha sayamadığımız birçok kişi ve kurum; saniye saniye izlendi ve dinledi.

Peki kim bu kocakulaklar? Kim bu röntgenciler?

Güvenlik uzmanları "yasadışı görüntü ve seslerin organize bir merkez tarafından yapıldığı" konusunda hemfikir. Uzmanlar, bu işlerde bütünüyle "devlet imkanlarının kullanıldığını" vurguluyor.

Bu merkezle ilgili ilk somut bilgileri, 11 Temmuz 2003 tarihinde Yavuz Donat yazdı.

"Doğrudan Başbakanlığa bağlı bir organizasyon. İçişleri ve Adalet Bakanlarının bilgisi dahilinde. Bütün 'iç güvenlik birimleri' bu organizasyonun içinde. Çalışmaları gizli. Çalışmaları yürütenler ise en az beş yıldırı yolsuzluk dosyaları üzerinde çalışan, operasyonel yeteneği yüksek, tribünlere oynamayan bir takım. Bu işlerin yürütüldüğü karargaha gelince. O da gizli. Bir bakanlık binası değil. Ankara'nın göbeğinde, fakat 'gözlerden uzak, kulaklara kapalı, dış etkilenmelerden arındırılmış, TBMM'ye yürüme mesafesinde' bir yer."

Sabah gazetesi Yavuz Donat'ın bu yazısını "Erdoğan'ın Özel Timi" manşetiyle duyurmuştu.

Bu özel yapının bir de geçmişi var.


Tayyip Erdoğan 19 Ekim 2008: "Bu işe ben Emniyet'le başladım. Belirli bir evreye geldikten sonra, bunu savcılığa verdik. Ergenekon soruşturması konuşmasında yargı ile yakın işbirliği içindeyiz. Bunlar iktidara gelmeden yaptığımız tespitlerdir."

Erdoğan'a bağlı "özel yapı", Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını da yönetti.


İstihbarat kaynaklarına göre; "doğrudan başbakana bağlı" çalışan "gizli karargahın" silahlı gücünün, emniyet içindeki Fethullahçı yuvalanmadan oluşuyor. Gizli karargahın yargı ve silahlı kuvvetler içinde de kolları var. Tayyip Erdoğan'ın Emekli Korgeneral Altay Tokat'a "TSK içinde gizli bir örgüt" kurma teklifi de, 2004 yılındaki dava dosyasında bulunuyor.

Özel örgütün para kaynağıysa "Başbakanlık örtülü ödeneği"nden karşılanıyor. Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, örtülü ödeneğin "gizli haber alma" için harcandığını Meclis kürsüsünden itiraf etti. Örtülü harcamalar; 2006 yılında 10 kat arttı. Ergenekon operasyonlarının başlaması için de 450 milyon dolar harcandığı kaydedildi.

Özel örgüte 2007 yılında Amerika'dan da takviye yapıldı. Tayyip Erdoğan'ın Amerikan Başkanı Bush'la 5 Kasım 2007'de yaptığı görüşmenin ardından, CIA - PENTAGON'dan karma 35 kişilik bir operasyonel ekip Türkiye'ye geldi.

35 kişilik CIA takımının, Emniyet İstihbarat Dairesi ve Erdoğan'ın özel istihbarat ekibiyle de iç içe çalıştığı belirtiliyor. Uzmanlar, Türk Ordusu'nun Amerika'ya karşı direncini ve savaş yeteneğini kırmak için yürütülen Ergenekon ve Balyoz tertiplerinin bu ekip tarafından yürütüldüğüne işaret ediyor. Özellikle Genelkurmay Başkanığı'nın Amerika'nın Ankarada'ki iki üssünden dinlendiği vurgulanıyor.

Siyasetçilere yapılan kaset şantajı da aynı merkezden yapılıyor. Yatak odası görüntüleriyle, Amerika'nın "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi"ne direnecek muhtemel kuvvetler devre dışı bırakılmak isteniyor.

Ulusal Kanal, 25.05.2011
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Türk Ordusunu Tasfiye Girişimi: Tayyip SS Birlikleri Kuruyor

İletigönderen bezgin » Çrş May 25, 2011 10:08

AYDINLIK ORTAYA ÇIKARDI!

[img]http://www.ulusalkanal.com.tr/images/stories/aydinlik-kaset-manset.jpg[/img]

Aydınlık gazetesi, siyasetin yeni malzemesi "kaset tertibinin" arkasındaki merkezi açıkladı. Matkap Operasyonuyla tutuklanan Orhan Aykut, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan ile Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve ekibini adres gösterdi.

Aydınlık'ın manşetten duyurduğu haberde, İhsan Arslan'ın Orhan Aykut'a yaptığı teklife de yer verildi: "Her partinin derin devleti olur. Sen de AKP'nin yeşili ol."

Matkap Operasyonuyla tutuklanan Orhan Aykut, kaset tertipleriyle ilgili İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Avukat Osman Aydın Şahin'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aykut, Baykal'a ve MHP'ye yapılan kaset tertiplerinin arkasında, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan ile Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve ekibi olduğunu açıkladı.

Savcı Ercan Başaran'a gizli kamera kayıtlarıyla ilgili ifade verdiği öğrenilen Aykut'un çarpıcı açıklamalarını Aydınlık gazetesi manşetten duyurdu.


ORHAN AYKUT: 2006 ve 2007 yıllarında Ramazan Akyürek birçok üst düzey bürokrat ve siyasetçiyi kayda alıyordu. O tarihlerde Deniz Baykal'ın 17 adet CD'si olduğunu biliyorum. Bu şekilde gizli kamera ile çekilmiş cinsel içerikli görüntüler başka birçok bürokrat için de mevcuttur.

Kaset tertiplerinin arkasındaki isimleri açıklayan Aykut, bu tertiplerin nerede yapıldığını da açıkladı.


ORHAN AYKUT: Bu işleri genellikle Ankara'da yapıyorlardı. İhsan Arslan'ın Ankara'da Tavacı Recep olarak bilinen yerin karşısında 22 katlı bir binası vardır. 5. katında bu tür evraklar mevcuttur.

Orhan Aykut; Savcı Başaran'a verdiği ifadede, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın kendisine yaptığı teklifi de anlattı.
ORHAN AYKUT: Her partinin derin devleti olur, sen de bizim Yeşil'imiz ol. Tuncay Özkan, Hasip Kaplan, Haşim Haşimi ve AKP Diyarbakır eski milletvekili Aziz Akgül'ü de vur.

Ulusal Kanal, 24.05.2011
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35


Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x